Diyarbakır'da görülen KCK davasında, sanıkların tutukluluk durumlarının görüşülmesine yer olmadığına karar verilerek, duruşma yarına ertelendi.
Dava çıkışı kalabalık gruba seslenen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 1 saatliğine davayı izlemeye davet etti.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen KCK davasının öğleden sonraki bölümünde, iddianamenin sanıklar ile ilgili kısmı okunmaya devam edildi. KCK iddianamesinde sanıklardan Sabri Ok, Kamuran Yüksek, Nadir Yıldırım, Mehmet Taş, Herdem Kızılkaya ve Kemal Aktaş ile ilgili bölüm okundu. Duruşma sonunda, müdafi avukatlardan Sedat Yurttaş söz alarak, demokrasi, hukuk ve insan hakları alanında Türkiye'nin attığı adımlara rağmen hiçbir şeyin değişmediğinin ortada olduğunu söyledi. Yurttaş, sanıklardan Hatip Dicle ile birlikte yargılandıkları 2 Mart 1992'den beri bir şeylerin değişmediğini bu davada şahit olduklarını dile getirdi.
Yurttaş, "İddianame bir bilgi yığını. İddianame, daha avukatlara ulaşmadan basına servis edildi. Anayasa ihlal edildi. İddianame, zamana yayılmış durumda. Bizlerin yargılanıp hapis yattığımız dava gibi bu dava da AİHM'ye aykırı. Sizler Diyarbakır'da hakimler var dedirtecek şekilde hukuku uygulayın. Bugün iddianamede geçen Ekolojik ve Yerel Yönetimler'in aynısı AK Parti'nin Yerel Akademisi var. Sanıkların tutukluluk halinin kaldırılmasını talep ediyorum" dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin görülmesine yer olmadığını, bekleme salonu ve araç sıkıntısının Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirilmesine karar vererek, davayı yarına erteledi. Davayı izlemeye gelen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise belediye önünde bekleyen kalabalık gruba hitaben bir konuşma gerçekleştirdi.
Demirtaş, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle "hukuksuz" bir davaya ender rastlandığını iddia ederek "Gereksiz iddianamenin okunmasından vazgeçilmiyor. İçi boş bilgi ve komplolar ile iddianamenin doldurulduğunu biliyoruz. Biz bir an önce arkadaşlarımızın savunmasına geçilmesini istiyoruz. Tahliye talepleri değerlendirilmeyip reddediliyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu şekilde hukuksuz hazırlanan bir iddianame ile ve siyasal içeriği ile ender davalardan biridir. İçeriği ve suçlamaları ile siyasi bir davadır. Mahkemenin sonuçlarıda elbetteki siyasi sonuçlar doğuracaktır. Bugün AK Parti hükümeti ve Başbakan her çıktığı yerde Türkiye'ye demokrasi getirdiğini iddia ediyorlar, ben buradan Başbakan'a çağrıda bulunuyorum. 1 tek saat gelip şu duruşmayı izlesin bakalım. Burada olup bitenleri bir dinle bakalım Türkiye'ye demokrasi gelmiş mi gelmemiş mi, ondan sonra konuş. Açık çağrı yapıyorum. Başbakan Kürt sorunu için ne yapacak, hangi adımları atacak onu açıklasın. Başbakan çıkıp BDP'yi suçlayacağına çıksın Kürtler için ne yapacak onu açıklasın. Eğer çantası boşsa onu da açıklasın" dedi.
Önümüzdeki günlerde KCK'dan yargılanan sanıkların savunmalarını Kürtçe yapacağını da belirten Demirtaş "Bir halk ki kendi ana dilini sadece devlet televizyonunda kullanabiliyor ama mahkemede kullanamıyor. Önümüzdeki günlerde arkadaşlarımız ana dilde savunma yapacaklar. O zaman Kürt halkı Türkiye'nin asli unsuru mu değil mi göreceğiz. O zaman Başbakan'ın 'Kürtler benim kardeşimdir, ben onları seviyorum' lafının altı dolu mu boş mu göreceğiz. Başbakan madem ki bu sorunun yeri parlamentodur diyor, o zaman tutuklulara rehine muamelesi yapmaktan vazgeçilsin. Bu dava Kürt sorununa demokratik zeminde çözüme izin verilecek mi verilmeyecek mi davasıdır, Kürt halkı demokratik, legal zeminde siyaset yapabilecek mi yapamayacak mı onun davasıdır, Türkiye'yi kana bulayanların davası değildir. Tek bir çakı bile yakalanmamıştır üzerlerinde, neyle kana bulayacaklar? Bu anlayış bütün bir halkı terörist gösterme anlayışıdır. Orada yargılanan biziz, bizim onurumuzdur, irademizdir, yargılanan, bu halkın verdiği oylardır. Eğer onlar özgür kalmazsa bu halk özgür kalamayız. Siyasetçilerimizin tamamı özgür kalmazsa bize de özgürlük yok demektir. Herkese buradaki hukuksuzluğu anlatacağız, burada terörist davası görülmüyor, burada bir halkın davası görülüyor" diye konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından kalabalık grup sessiz bir şekilde dağılırken, dava yarın sabah kaldığı yerden devam edecek.
