Bakandan 3 sektörde vergi indirilebilir sinyali   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 10-22-2010 (15:23)   Son Mesaj: 10-22-2010 (15:23)    Cevap: 0    Gösterim: 456  

    10-22-2010

    Bakandan 3 sektörde vergi indirilebilir sinyali

    Bakandan 3 sektörde vergi indirilebilir sinyali


    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bir TV kanalında katıldığı programda soruları yanıtladı. Türkiye'de tek oranlı verginin mümkün olmadığını söyleyen Şimşek, 3 sektörde verginin indirilebileceği sinyali verdi

    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 'Bankacılık ve özel sektörümüzün kaynağının vade yapısının uzatılmasını desteklerim. İşin vergi boyutunda bir sorun görmüyorum'' dedi.
    Şimşek, bir televizyon kanalında katıldığı programda soruları yanıtladı. Türkiye'nin makro ekonomik temelleri açısından çok önemli bir ayrışma içinde olduğunu belirten Şimşek, ''Zaten hedeflenen de bu. Son 8 yıllık uygulamaların, reformların temelinde de bu var'' dedi.

    Türkiye'nin yeniden ciddi anlamda derecelendirilmesi, sınıflandırılması, başka bir kategoriye oturtulması gereken bir ülke olduğunu ifade eden Şimşek, ''Niye? Çünkü şu anda gerçekten çok önemli bir ayrışma söz konusu.

    Bu ayrışma, daha çok makro ekonomik temellerden bahsediyorum. Türkiye bugün hangi bilançoya bakarsanız bakın, özel sektörün dinamizmine bakın hakikaten çok farklı bir kulvarda top koşturuyor'' diye konuştu.

    Türkiye'nin, dünyadaki son 60 yılın en büyük krizini büyük bir başarıyla atlattığını vurgulayan Şimşek, şöyle devam etti:

    ''Türkiye bu krizden etkilendi fakat kalıcı bir tahribat yaşamadı. Bu çok önemli. Makroekonomik temeller sağlam olduğu için çok hızlı bir şekilde kriz sonrası süreçte bir ayrışmaya gitti.

    Ortaya çok büyük, güçlü bir performans koydu. Bunda hem kriz öncesi atılan adımların hem de kriz döneminde alınan tedbirlerin, ortaya konulan programın etkisi çok büyüktür.''

    Şimşek, kriz döneminde kendilerinin, ''Biz etkileniriz ama temeller sağlam olduğu için kriz sonrası dönemde iyi çıkış yaparız'' ifadelerine karşın, ''Yok Türkiye sabahı çıkarmaz'' denildiğini anımsatarak, Türkiye'de bankacılık sektörüne ilişkin ve diğer riskler iyi yönetildiği için Türkiye'nin bugün çok güçlü bir çıkışta olduğunu ifade etti.

    Şimşek, başarının da başarısızlığın da hem şirket hem de ülke düzeyinde tesadüf olmadığını söyledi.

    Kalıcı bir performans için özellikle büyük bir şok sonrasında temellerin sağlam olduğuna dair kanının güçlenmiş olmasının Türkiye'nin geldiği noktayı gösterdiğini vurgulayan Şimşek, ''Bence krizin etkisi bizim açımızdan o anlamda çok pozitif oldu.

    Kriz Türkiye'nin son yıllarda attığı adımların hem doğruluğunun hem de temellerinin ne kadar sağlamlaştırıldığının, ne kadar dayanıklı bir noktaya getirildiğinin göstermesi açısından, bahsettiğimiz algıyı değiştirmesi açısından çok önemli oldu'' dedi.

    ''TASARRUF AÇIĞI OLAN ÜLKEYE YOĞUN İLGİ OLUMLU''

    Şimşek, ''tasarruf açığı olan bir ülkeye bu kadar yoğun ilginin, bu kadar kaynağın akmasının olumlu olduğunu ama işin orta ve uzun vadeli boyutuyla da ilgilenmek'' gerektiğini kaydetti.

    Şimşek, bir soru üzerine, şunları söyledi:

    ''Kur savaşlarından bahsediliyor. Tabi ki bunda Batı'nın para politikalarının büyük etkisi var. Hakikaten bunlara bizim en azından o gözlükten bakmamız lazım diye düşünüyorum. Tamamen duyarsız değiliz.

    Fakat en doğrusu ne olur, orta uzun vadede Türkiye'nin değişim dönüşüm sürecine katkısı ne olacak, bakmak lazım.

    Ben Türkiye açısından sorunun çözümünü daha çok insana yatırımda, daha çok altyapı yatırımında, daha esnek iş gücü piyasasında daha kaliteli eğitimde daha çok Ar-Ge harcamasında buluyorum. Ama orta vadede bu türden önemli global etkileşim kanallarının da yadsınamaz olduğu düşüncesindeyim.

    BASEL III UYGULAMASI

    Basel III uygulamasının 2018'e ötelendiğini anımsatan Şimşek, ''Şaka gibi. Bugün basel III kuralları uygulansa bizim sermaye yeterlilik oranımız herhalde yüzde 17 civarında olur. Bu arzulanan oranın 2 katından fazla. Türkiye hakikaten iyi bir noktada, bu da Türkiye için önemli bir kazanım'' diye konuştu.

    Bankacılık sektörünün yapısının sağlıklı, karlı, aktif kalitesinin ve likitidesinin yüksek olmasının şu anki güçlü büyümenin arkasındaki önemli faktör olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti:

    ''Bankacılık sektörünün durumunun iyi olmasını yadırgamamak lazım. Bankacılık sektörünün bilanço yapısını biraz incelemek lazım.

    Ama zayıf noktalarda var. Dış kaynaklar önemli ölçüde sendikasyon niteliğinde yani kısa vadeli kaynaklar. Bence bunun yerine 10 yıllık ve hatta daha uzun vadeli sermaye benzeri kaynakların bankalarımızca edinilmesi Türkiye ekonomisini ileride uzun vadeli kaynaklarla destekleme anlamında çok önemli.

    Bankacılık ve özel sektörümüzün kaynağının vade yapısının uzatılmasını desteklerim. İşin vergi boyutunda bir sorun görmüyorum. Fakat şu da var.

    Ekonomi yönetiminde diğer birimlerle bu işi koordineli yapmak durumundayız. Türkiye'ye uzun vadeli kaynak sağlanmasının yanında Türk finans piyasalarında genel olarak mali istikrar da çok önemlidir. Bazı risklerin yönetimi de çok önemlidir.

    O nedenle Merkez Bankası ve Hazinenin değerlendirmelerini dikkate alırız. Ülke olarak Türk özel sektörünün sermaye benzeri kaynaklara erişmesi Türkiye'nin menfaatinedir.''

    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, tek oranlı vergi sisteminin iyi işlemeyeceği kanısında olduğunu bildirdi.

    Şimşek, bir televizyon kanalında katıldığı programda, CHP'nin tek oranlı vergi konusundaki önerisine ilişkin soru üzerine, tek oranlı gelir vergisi önerisinin CHP'den gelmesinin kendisini çok şaşırttığını, vergide adaletin çok önemli ve hassas olduğunu belirtti.

    Türkiye'deki vergi oranlarının OECD ülkeleri arasında çok düşük olduğunu kaydeden Şimşek, verginin tabana yayılmasının çok önemli hususlar olduğuna işaret etti ve ''Bence bunlar üzerine yoğunlaşma, Türkiye'nin geleceği açısından daha olumlu olur'' diye konuştu.

    Bakan Şimşek, gelir vergisinin artan oranlı olmasının, adalet açısından önemine dikkati çekerek, tek oranlı bir verginin iyi işlemeyeceği kanısında olduğunu söyledi.

    Oranlar çok düşük tutulduğunda kayıt dışılığın azalabileceğini ama Türkiye'nin bu oranları çok düşük tutacak bir yapısı olmadığını belirten Şimşek, ''Petrol kuyularımız yok. Başka gelir imkanlarımız olsaydı geçici olarak düşürülebilirdi ama Türkiye'nin buna imkanı yok. Bence vergi adaleti açısından son derece olumsuz'' diye konuştu.

    Anayasa Mahkemesi'nin Gelir Vergisi'ne yönelik kararına ilişkin soru üzerine de Bakan Şimşek, belli oranlara tekabül eden gelir dilimleri bulunduğunu hatırlatarak, o dilimlerle oynayarak Anayasa Mahkemesi'nin kararını yerine getirdiklerini ve bu noktada teknik bir sorun olmadığını söyledi.

    Şimşek, Türkiye'de vergi oranları ve vergi yükünün yüksek olmadığını belirterek, Türkiye'deki vergilerin milli gelire oranının yüzde 23,5 olduğunu ve bu oranla OECD ülkeleri arasında sondan ikinci sırada bulunduğunu kaydetti.

    ''Ama akaryakıt, telekomünikasyon ve otomotivde hakikaten vergiler yüksek, kabul ediyorum'' diyen Şimşek, bu vergilerin 1999 yılında gerçekleşen deprem sonrasında oluşturulduğunu, krizde de ''yapışıp kaldığını'' söyledi.

    Bakan Şimşek, önceliği üretken kapasiteyi artıran vergilere verdiklerini ifade ederek, bir tercih yaptıklarını ve hala o tercihin devam ettiğini, ileride imkan olursa gözden geçirilebileceğini söyledi.

    ''TÜRKİYE OLUP BİTENLERE KAYITSIZ KALAMAZ, TEDBİRLER ALMALI''

    Şimşek, döviz kurlarının yakın geleceği, kur savaşları ve tedbirlere ilişkin soru üzerine, bu konuların piyasa hassasiyeti olan konular olduğunu ancak, Türkiye'nin olup bitenlere kayıtsız kalamayacağını mutlaka şu veya bu şekilde birtakım tedbirler alması gerektiğini belirtti.

    Orta uzun vadede Türkiye'de rekabet gücünü artıracak, cari açığı çok daha idare edilebilir noktaya çekecek çalışmalar yaptıklarını anlatan Şimşek, özellikle kurdan olumsuz yönde etkilenen sektörlerle bu konuların tartışılıp konuşulması ve bir enstrümanlar setinin geliştirilmesi gerektiğini bildirdi. Bakan Şimşek, ''Her şey siyah beyaz değil. O zaman bakmak lazım.

    Maliye Bakanlığı olarak biz bu çalışmalara her türlü katkıyı vermeye hazırız. Ama EKK üyeleri olarak önümüzdeki dönemde ihracatçılarla birlikte konu tartışılabilir.

    Birtakım spesifik konuların irdelenmesi, çalışılması çok önemli ama aynı zamanda ekonomik ve mali istikrarın da korunması çok önemli'' diye konuştu.

    TAHVİL KONUSU

    Maliye Bakanı Şimşek, tahvil konusunda ilke olarak, bu türden kaynakların Türkiye'ye kazandırılmasını desteklediğini ifade etti.

    Şimşek, ''Bu anlamda eğer hükümet olarak karara ulaşıp da düzenleme yapılması gerekiyorsa ben o konuda destek veririm. Bu bir takım işidir. Diğer hususların dikkate alınmasını gerektirir. Bu konular tek boyutlu değil'' dedi.

    ŞİRKETLERE KESİLEN CEZALAR

    Bakan Şimşek, şirketlere kesilen vergi cezalarına yönelik soru üzerine de, verginin kesinlikle teknik bir konu olduğunu, hiçbir şekilde siyasi mülahazanın söz konusu olmadığını, olamayacağını bildirdi ve şöyle konuştu:

    ''O incelemelerin bir kısmı 2006, 2007'de başlamış. Dolayısıyla şu veya bu şahsın veya grubun bugün veya 1 ay öncesinde yaptığı açıklamalarla ilgisi ve alakası yok.

    Ben hiçbir mükellefe yönelik değerlendirmede bulunmam. Çünkü Vergi Usul Kanunu'na aykırı, vergi mahremiyeti nedeniyle.

    Türkiye'de verginin öngörülebilir olması çok önemli. Vergi düzenlemelerinin basit olması çok önemli, mükellef hakkı çok önemli. Mükellefin hakkını koruyan pek çok düzenleme de getirdik.

    Ama hala iyileştirmelere ihtiyacımız olduğunu ben söylüyorum. Hiçbir şekilde benim bakanlığım döneminde siyasi mülahaza ile vergi denetimi başlatılmamıştır. Vergi konusu teknik bir konudur. Denetim elemanları bağımsızdır.''

    Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde bir tek kalemde, bazı maktuların güncellenmesi söz konusu olduğunu, onun dışında bir tedbir öngörülmediğini bildirdi.

    Şimşek, Bloomberg TV'de katıldığı bir programda, gelir vergisi konusunun bu yasama dönemine yetişme ihtimalinin zayıf olduğunu belirtti.

    Yılın geri kalan kısmında çok büyük ihtimalle Anayasa uyum yasaları, 2011 bütçesinin vakit alacağına işaret eden Şimşek, ''mutlaka ve mutlaka Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanununu muhalefetle birlikte, işbirliği içerisinde geçirmemiz lazım ama gelir vergisi çok zor'' dedi.

    Prim ve vergi borçlarında yeniden yapılandırmaya ilişkin olarak da ilk kısım için teknik çalışmayı bitirdiklerini belirten Şimşek, şunları kaydetti:

    ''Biz bu af niteliğinde değil, derken şunu kastettik, (alacağın ana parası ve enflasyona paralel faiz yükü ile birlikte alınması bir af niteliğinden çıkartıyor) dedik.

    İşin ilk boyutu bu. İkinci boyutu da çok geniş bir şekilde devletin bütün alacaklarını elektriktir, sudur vs. diğer bütün şeyleri katalım; bunun içinde stoklara ilişkin düzenleme olsun olmasın mı gibi bir çok husus var.

    Nihai karar verilmediği için bunu açıklamak istemiyorum. En azından ilk kısmı için teknik çalışma bitti. Bakanlar Kurulumuz bu hafta yoktu önümüzdeki hafta inşallah gündeme gelir.

    Ondan sonra Meclise sevk edeceğiz. Ben ümit ediyorum ki Kasım ayı içerisinde bu tasarı, öncelikli bir tasarı olarak Meclise sevk edilir ve geçer''.

    Türkiye'nin dünya ile birlikte son 60 yılın en büyük krizini yaşadığını, bu krizden sıkıntıya düşen mükellefler olduğunu anlatan Şimşek, bunun mükelleflere yeni bir şans. yeni bir yapılandırma, taksitlendirme imkanı sunacağını söyledi.

    Şimşek, mükelleflerin sıkıntılarının farkında olduklarını, bunu kolaylaştırmak için de ellerinden geleni yaptıklarını belirtti.

    Düzenlemenin ihtilaflı, mahkemelerde devam eden konuları kapsayıp kapsamayacağına ilişkin soru üzerine de Şimşek, ''vergi vergi primi borçlarının yapılandırılmasıyla ilgili tasarıda eğer şu anda ihtilaflı veya mahkemelerde devam eden konuları da kapsayacak şekilde Meclisimiz irade koyarsa, bu yönde ortaya bir düzenleme konulursa, tabi ki o kapı açılabilir, ama şu an itibariyle bizim çalışmamız kesinleşmiş vergi prim alacakları ve diğer kamu alacakları kapsamında yapılıyor'' diye konuştu.

    CARİ AÇIK KONUSU

    Cari açık konusuna da değinen Maliye Bakanı, cari açığın Türkiye'de çok önemli bir yapısal sorun olduğunu, bunun esas itibariyle tasarruf alanlarının, tasarrufların çok düşük olmasından kaynaklandığını söyledi.

    Türkiye'nin enerjide dışa bağımlı olduğunu, enerjinin de cari açıkta çok önemli bir kalem olduğuna işaret eden Şimşek, Türkiye'nin de son dönemde, enerjide dışa bağımlığı kısmen azaltmak için, rüzgarı, güneşi enerjiye dönüştürmek, nükleer enerjide adımlar atmak şeklinde her türlü gayreti gösterdiğini ifade etti.

    Şimşek, Türkiye'nin AR-GE'sine altyapısına, eğitimine yapılan yatırımın amacının ülkenin katma değer zincirini yukarıya çıkartmak, yüksek kar marjlı ürünlere yöneltmek dolayısıyla cari açığı azaltmak olduğunu belirtti.

    Cari açık için kısa vadeli bir çözüm olmadığına dikkati çeken Şimşek, '' cari açığa kısa vadeli mücadele bütçe açığını azaltmakla olur, biz maliye politikasını sıkılaştırarak, biz eğer kamununu tasarruflarını artırırsak; cari açığı daha kontrol edilebilir bir düzeyde tutarız'' dedi.

    İşsizlik gibi cari açığın da kolay bir çözümü olmayan bir konu olduğunu ifade eden Şimşek, sektörel değişim dönüşümün, katma değeri yüksek ürünlere, bilgi yoğun ürünlere geçişin zaman alacağını ama orta ve uzun vadede alınan tedbirlerle cari açığın yüzde 3 ve altına düşebileceğini söyledi.

    ''2010'DA TEK BİR KALEMDE VERGİ DÜZENLEMESİ OLACAK''

    Seçim ekonomisi iddialarına ilişkin sorular üzerine de Bakan Şimşek, geçen sene ortaya 3 yıllık program, mali plan koyduklarını, bu sene bütçe hedeflerini tutturmakla kalmadıklarını, daha ötesine giderek yatırımları artırdıklarını anlattı.

    Türkiye'nin rekabet gücü açısından altyapı, AR-GE ve eğitimin çok kritik, önemli konular olduğuna işaret eden Bakan Şimşek, hükümetin bu yönde önemli çalışmalar yaptığını ve altyapı yatırımlarına büyük önem verdiğini kaydetti.

    2011 yılında vergi artışı olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de Maliye Bakanı şöyle konuştu:

    ''Ben geçen açıklamamda da söyledim (2011'de yeni vergi yok dedim, vergi artışları olmayacak) dedim. 2010 yılı içerisinde önümüzdeki bir kaç hafta içerisinde, bir tek, bir düzenleme olacak.

    O konuda da yorum yapmak istemiyorum. Bir tek kalemde bazı maktuların güncellenmesi söz konusu. O da bir tek kalemde, onun dışında bir tedbir öngörülmüyor.

    Kesinlikle seçim bütçesi söz konusu değil. Bütçe açığı azalıyor mu, azalıyor. Bu sene yüzde 4 milli gelire oranı, gelecek sene yüzde 2,8'ye düşüyor.

    Ben maliye bakanı olarak bunu tutturacağımız konusunda iddialıyım. Belki şu olabilir, yılın ilk yarısında belki biz harcamaları kısmen biraz öne çekebiliriz bu normal. Ama yılın tamamında genel hedefleri tutturabilir görüyorum, tutturacağız.''

    2011 bütçesinin Türkiye'nin dört bir yanındaki yatırımları,kamu çalışanlarını dikkate alan özürlülere, eğitime, sağlığa çok büyük kaynaklar aktaran bir bütçe olduğunu belirten Şimşek, bunun iyi kurgulanmış, açığın azaldığı ama bir çok anlamda toplumun bir çok kesimine, Türkiye'nin önceliklerine büyük destekler sağlayan bir bütçe olduğunu sözlerine ekledi.




    Bakandan 3 sektörde vergi indirilebilir sinyali Yorumları