Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı Fahrettin Yahşi, 2009 ve 2010'un katılım bankacılığı açısından başarı hanesine yazıldığını belirterek sektörün faizli bankalar sektöründen daha fazla büyüyeceğini iddia etti

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı Fahrettin Yahşi, 2009 ve 2010'un katılım bankacılığı açısından başarı hanesine yazıldığını belirterek, ''Sektör önümüzdeki yıl da hem içsel büyümesini gerçekleştirecek, hem de Türk bankacılık sektöründen alacağı payı artıracak. 2009 ve 2010 rakamları da bunu gösteriyor'' dedi.
Yahşi, yaptığı açıklamada, katılım bankalarının 2010'u Türk bankacılık sektörünün üzerinde bir büyümeyle tamamlayacağını söyledi.

Türk bankacılık sektörünün bu yıl yüzde 12'ler civarında bir büyüme gerçekleştireceğini, katılım bankalarındaki büyümeninse yüzde 20-25 arasında olacağını dile getiren Yahşi, 2009'da da bankacılık sektörü yüzde 14 büyürken katılım bankalarının yüzde 32 büyüğünü hatırlattı.

Yahşi, ''Yani sektör açısından 2009 ve 2010 başarı hanesine yazıldı. Sektör önümüzdeki yıl da hem içsel büyümesini gerçekleştirecek, hem de Türk bankacılık sektöründen alacağı payı artıracak. 2009 ve 2010 rakamları da bunu gösteriyor'' dedi.

2009 ve 2010'da kaydedilen büyümenin katılım bankalarının krize olan dayanaklılığını ve krizi yönetme başarısını ortaya çıkardığını vurgulayan Yahşi, ''Bunda mekanizmanın da payı var.

Katılım bankacılığında kredi mekanizması tamamen reel sektörün finansmanı üzerine oturuyor. Reel sektörün ihtiyaçlarını finanse eden bir sektör. Yani gerçekten reel bir işlem olması lazım.

Sanal işlemlerle hiç ilgisi yok. Topladığı fonları mutlaka reel sektöre kanalize eden bir sektör'' diye konuştu.

Yahşi, reel sektörle bire bir iç içe olması nedeniyle sektörün reel sektörde bir sıkıntı yaşanması halinde etkilenme oranının da yükselmesinin beklendiğini, ancak 2009 ve 2010'da problemli krediye dönüşüm oranının bankacılık sektöründe yüzde 5, katılım bankacılığında yüzde 4'ler gibi çok makul seviyelerde kaldığını, dolayısıyla reel sektörden ciddi bir sıkıntının yansımadığını anlattı.

Katılım bankacılığı sisteminin bizatihi malın satışından ortaya çıkan nakit akışının bankaya geri dönmesi noktasında güvencenin olduğu bir sistem olduğunu ifade eden Yahşi, bunun sektöre ciddi bir avantaj sağladığını vurguladı.

Fahrettin Yahşi, şu anda bankacılık sektöründeki paylarının yüzde 5'ler civarında olduğununu aktararak, ''Biz bunu 5 yıl gibi bir orta vadede daha yukarılara çekilmesi planları yapıyoruz'' dedi.

Türkiye'de hem katılım bankası sayısının az olduğunu, hem de organizasyon olarak daha da büyümeye ihtiyaç olduğunu dile getiren Yahşi, ''Türkiye'de 4 katılım bankasının 600 şubesi var. 10 bin banka şubesinin olduğu düşünüldüğünde, bu sayıyı yükseltmemiz gerektiği ortada. Şu anda yüzde 6'lık bir oranımız var'' diye konuştu.

Yahşi, katılım bankacılık sektörünün büyüklüğünün 40 milyar liralık bir büyüklüğe sahip olduğunu söyledi.

Katılım bankalarının yarattığı 12 bin 600 çalışanının bulunduğunu kaydeden Yahşi, ''Katılım bankaları bir müddet daha her sene 100 yeni şube açarak yaklaşık 2 bin yeni eleman almak suretiyle istihdama katkı sağlayacak'' dedi.

''TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN OLDUKÇA İYİMSER BİR TABLO VAR''

Türkiye ekonomisi için oldukça iyimser bir tablonun ortaya çıktığını ifade eden Yahşi, şöyle devam etti:

''İyimser olmak da doğru. Çünkü Türkiye ekonomisinin büyüme tahminlerine baktığımızda bunların yukarı doğru revize edildiğini görüyoruz. Yüzde 4'ler konuşulurken, ben de yüzde 7,5 büyüyebileceğimi söylemiştim.

IMF de 2010 için 'Yüzde 7,8' dedi. Bu orana ulaşılabilir mi? Ulaşabileceğimizi görüyorum. İlk 6 aylık büyüme oranları yüzde 7-8 büyümenin realize edilebileceğini gösteriyor.

Çok büyük bir olumsuzluk olmazsa. Üçüncü çeyrekte de olumsuz bir durum yaşanmadığı için bu realize edilebilecek bir büyüklük olarak görünüyor.

Ekonominin yüzde 8 büyümesinin, dünya ekonomilerinin büyüme oranlarıyla kıyaslandığında çok ciddi bir oran olduğunu vurgulayan Yahşi, başta biraz da kötümser bir yorumla yüzde 3,5-4,7'ler seviyesinde bir büyüme tahminini yapıldığını, ama 2010'daki gelişmeler bunun revize edilmesi gerektiğini, ciddi bir büyümenin olacağını gösterdiğini belirtti.

Yahşi, ''Bu şunu gösteriyor. Türkiye ekonomisine ciddi bir kaynak girişi var. Türkiye zaten büyümesinin bir kısmını yabancı kaynak üzerine oturtmak durumunda.

Çünkü yeterli oranda bir iç tasarrufa sahip değiliz. Dolayısıyla yabancı kaynakların ve gelişmekte olan ve sağlam ekonomik bünyeye sahip olmamızın, yani sağlıklı makro ekonomik verilere sahip olmamızın katkısıyla Türkiye krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri oldu'' diye konuştu.

Fahrettin Yahşi, Türk bankacılık sektörünün sermaye yeterliliği ve likidite açısından dünyada örnek gösterilen bir konumda bulunmasının da Türk ekonomisinin bulunduğu iyi noktası bir göstergesi olduğunu sözlerine ekledi.