BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu, Türkiye'de bir başörtüsü mağduriyeti olduğunu belirterek, ''Özgürlüklerin birçok alanında yasak ve kısıtlamalar var. Bu özgürlükler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz'' dedi.

Topçu, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Genel Başkanı Fermani Altun'u makamında ziyaret etti. Ziyarette konuşan Topçu, zor günler yaşayan ülkenin asıl gündeminin güvenlik, bireysel hak ve özgürlükler ile refah seviyesi olması, bunların hiçbirinin birbirine sarmal olarak görülmemesi gerektiğini söyledi.
Kavga ve dövüşten milletin zarar gördüğünü dile getiren Topçu, şöyle devam etti:

''Ülkenin esas mevzusu olan güvenliğimiz, bireysel hak ve özgürlüklerimiz ve refahımız noktasında iktidar da üstüne düşenleri yaparken daha sorumlu, daha hoşgörülü, muhalefet de 'yakadan paçadan çeken' nitelikte değil, sorumlu, yol gösterici, yapıcı bir anlayışta üzerine gitmeli. Biz parti olarak özgürlükleri bir zincir olarak görüyoruz. Bu ülkede kadınlarımızın inançları veya bireysel hak ve özgürlüklerinden dolayı bir başörtüsü mağduriyeti var. Ancak özgürlüklerin birçok alanında yasak ve kısıtlamalar var. Bu özgürlükler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz. Herkes kendini istediği gibi ifade edebilmeli.''

-SEÇİM İŞBİRLİĞİ-

Bir gazetecinin, ''Seçimlerde Sayın Soylu ve Sayın Kurtulmuş ile bir birlik söz konusu olur mu?'' şeklindeki sorusuna da Topçu, şu yanıtı verdi:

''Milletçi siyasi kuvvetler, bunlar hep milletin yanında duran kuvvetler. Bunların partisi olsun olmasın önemli değil. Ancak seçime bir parti gerekiyor ya, 'ben varım işte' diyorum ve hukukumu eşitliyorum, bir ve beraber. Bu milletçi siyasi kuvvetlerin kendi siyasi usul ve üslubunu da yaşatmasını istiyorum. 'Adaletsiz seçim sisteminin getirdiği bir baraj handikabı, bizim elimizi rahatlatın' diyor millet. 'Güç birliği edin' diyor. 'Yoksa benimle beraber aynı çatı altında yürüsün gitsin' demiyorum. Bir seçim işbirliği, milletin bizden istediği elini rahatlatmayı sağlayacağız, herkes kendi üslubuyla devam edecek.''

-HELİKOPTER KAZASI-

Muhsin Yazıcıoğlu'nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili bazı gazetelerde, ''pilotun karbonmonoksit gazından zehirlendiği'' yönünde iddialar olduğunun hatırlatılması üzerine de Topçu, şunları söyledi:

''Kimsenin bir iddiası yok. Bu iddialar 1,5 sene önce ilgili yerlerin önüne koyduğumuz işlerdir. Bizim o gün ortaya koyduğumuz, kamuoyuna yansıyan iddiaların hepsinde bizzat ailenin ve bizim divanımızın imzası var. Bunları biz talep etmişiz zaten. Ben, bana düşeni yapmışım, hukuk yoluyla takip diyorum. Elimizde bazı şeyler daha var, yeri gelince ilgililere teslim edeceğiz. Millet vicdanındaki şüpheleri artırmak benim işim değil. Esas olan millet vicdanının huzura kavuşması. Başkalarıyla bizi karıştırmayın, biz bunu takip ederiz, örtemezsiniz üzerini.''

Fermani Altun da kültür zenginliğinin gençlere doğru bir şekilde aktarılamadığını söyledi.

Alevilik konusunun geçen 10 yılda konuşulamadığını ifade eden Altun, ''Bunun bugün büyük çapta bertaraf olduğunu görüyoruz'' dedi.

Altun, İnsanların inançları, kültürleri ve giyim tarzları nedeniyle sorunlar yaşayabildiğini anlatarak, farklılıkların zenginlik olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.Zorunlu din dersinin kaldırılması konusuna da değinen Altun, şu görüşleri dile getirdi:

''Biz, din derslerinin tamamen kaldırılmasını istemiyoruz. Din ve ahlak dersleri, medeniyet dersleri, bir ders olarak okutulsun ama farklı inançtaki insanlar da kendi ibadetleriyle ilgili ibadet şekillerini kendi inanç kurumları vasıtasıyla öğrensinler. Zaten o şekilde mutabakata varmıştık ama bunun biraz yanlış yansıması oldu. Bunun düzeltilmesini istiyoruz.''

Altun, Topçu'ya ''Ya Ali-Bin Beş Yüz Elli Beş Veciz Söz'' adlı kitabı hediye etti.

Bu arada Topçu, Fatih Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şerif Ali Tekalan'ı da makamında ziyaret ederek, bir süre görüştü.