Davutoğlu'dan Türkiye için süper güç iması   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 10-06-2010 (16:38)   Son Mesaj: 10-06-2010 (16:38)    Cevap: 0    Gösterim: 493  

    10-06-2010

    Davutoğlu'dan Türkiye için süper güç iması

    Davutoğlu'dan Türkiye için süper güç iması


    Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, küresel ölçekli siyasi ve politik dengelerin, bölgesel aktörlerin pozisyonlarının değiştiğini belirtti.

    Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, küresel ölçekli siyasi ve politik dengelerin, bölgesel aktörlerin pozisyonlarının değiştiğini belirterek, ''Bölgesel krizleri yönetemeyen bir küresel düzenin, küresel alanda birçok açmazla karşı karşıya kalması son derece doğal. Şimdi bizim karşımızda, Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere küresel siyasal düzeni yeniden tanımlama ihtiyacı var'' dedi.

    Bakan Davutoğlu, Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen Uluslararası ''Değişen Küresel Güç Dengeleri ve Türkiye'' konferansına telekonferans sistemiyle katıldı.

    Davutoğlu, değişen küresel dengeler açısından bakıldığında, Soğuk Savaş sonrası dönemde, son derece dinamik bir uluslararası ortama girildiğini, bu dinamik uluslararası ortamın, hem küresel ölçekte hem de bu küresel ölçeği etkileyecek şekilde bölgesel dengelerde, son derece dinamik, değişken ve yeni şartlara intibak açısından her an durum değerlendirmesi yapılması gereken bir stratejik ortam oluşturduğunu belirtti.

    Modern dönemde büyük savaşlar sonrasında yapılan düzenlemelerin, yeni düzen arayışlarının, sağlam bir zemin üzerine oturamadığını ifade eden Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ''Bunun ortaya çıkardığı birçok belirsizlik ortamı söz konusu oldu. Bunu üç ana başlık altında ele alabiliriz. Birincisi, küresel siyasal düzen ve küresel siyasal düzenlemelerde yapılması gerekenler, ikincisi, küresel ekonomik düzen, üçüncüsü, küresel kültürel düzen.

    Küresel siyasal düzenlemeler açısından bakıldığında Soğuk Savaş sonrası dönemi ikiye ayırabiliriz. Berlin Duvarı'nın yıkılmasından ve Soğuk Savaşın bitmesinden 11 Eylül'e kadar olan dönem, yaklaşık 12 yıl, bölgesel krizlerin çıktığı ve bu bölgesel krizler dolayısıyla ciddi çatışmaların yaşandığı ve uzun ateşkes döneminin gerçekleştirildiği bir dönem oldu. 11 Eylül'den sonra bu bölgesel niteliğe bir de küresel ölçekli terör karşısında savaş mahiyetinde bütün küresel alana yayılan yeni bir küresel söylem geliştirildi.''

    ''BÖLGESEL AKTÖRLERİN POZİSYONLARI DEĞİŞTİ''

    Küresel bağlamda, BM düzeninin yeniden yapılanma ihtiyacını hissettiğini, şu anki yapılanmasının, BM Güvenlik Konseyi'ndeki hiyerarşik tablonun İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki durumu yansıttığını ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    ''Küresel ölçekli siyasi ve politik dengeler, bölgesel aktörlerin pozisyonları değişti. Bölgesel krizleri yönetemeyen bir küresel düzenin, küresel alanda birçok açmazla karşı karşıya kalması son derece doğal. Şimdi bizim karşımızda BM başta olmak üzere küresel siyasal düzeni yeniden tanımlama ihtiyacı var.

    Bu açıdan bakıldığında 1990'lı yıllarda yaşanan ve etnik temelli birçok mikro kriz, 2000'li yıllarda küresel nitelikli çatışmalara dönme durumuyla karşı karşıya kaldı. Şimdi bütün aktörlerin çok soğukkanlılıkla önümüzdeki 10 yılları planlaması lazım.''

    Küresel ekonomik duruma bakıldığında, Soğuk Savaş dönemindeki sosyalist ve kapitalist ekonomik yapıların oluşturduğu ikili durum dağıldıktan sonra yine bölgesel nitelikli krizlerin ortaya çıktığını anlatan Davutoğlu, ayrıca yeni bir teknolojik devrimle karşı karşıya kalındığını belirtti.

    1990'lı yıllardaki Rusya, Asya, Brezilya krizi gibi krizlerin 2000'li yıllarda küresel nitelikli ekonomik krizlere dönüştüğünü kaydeden Davutoğlu, şunları dile getirdi:

    ''Bir taraftan ekonomik küresel ekonominin temel ihtiyacı olan enerji kaynaklarının transferi konusu, bölgesel alanlarda ekonomik gerilim hatları oluştururken, diğer taraftan küresel ölçekli ekonomik problemlerin tartışılması gereken konuların yeniden yapılanma ihtiyacı var.

    Yeni bir ekonomik yapılanmaya, yeni bir küresel ekonomik mimariye ihtiyaç olduğunu herkes kabul ediyor. Orada da kritik kurum, gittikçe öne çıkmakta olan G20. Sadece G8'e dayalı bir küresel ekonomik düzen arayışı, dünyadaki hiyerarşik ekonomik yapılanmayı arttıracağı ve katılımcı bir ekonomik yapının gelişmesini engelleyeceği için sağlıklı değil.

    Yapılması gereken, G20 ve daha da kuşatıcı ekonomik forumlarla küresel ekonomik problemlere doğru cevaplar bulmak.''

    "DEĞİŞİK DİNİ VE ETNİK KİMLİKLERİN BİR ARADA YAŞAMASINI SAĞLAYACAK ANLAYIŞA İHTİYAÇ VAR"

    Soğuk Savaş sonrasında küresel kültürel düzende ideolojik bir kutuplaşma görüntüsünün olduğunu belirten Davutoğlu, ''2000'li yıllarda Doğu-Batı, İslam-Hıristiyan, medeniyetler çatışması gibi tezlerin daha yaygın kullanıldığı küresel kültürel ayrışma hatlarını görmeye başladık'' dedi.

    Her üç alanda yapılması gerekenlere değinen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi:

    ''Küresel siyasal düzende, yeni, şeffaf, katılımcı ve bütün küresel ve bölgesel aktörlerin ciddi roller üstlendiği yeni bir düzene ihtiyaç var.

    Küresel ekonomik düzende yine katılımcı, küresel anlamda kuzey-güney geriliminin yumuşatılarak, gelişen ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki uçurumun daraltıldığı daha adil, paylaşımcı bir ekonomik düzene ihtiyaç var.

    Küresel kültürel düzende ise iç içe etkileşim içinde olan ve artık sadece coğrafi hatlar üzerinde değil, büyük şehirlerin tümünde bir arada yaşayan, değişik dini ve etnik kimliklerin bir arada yaşamasını sağlayacak yeni bir anlayışa ihtiyaç var.

    Bu üç açıdan bakıldığında Türkiye, son derece önemli bir konumda bulunuyor. Son iki yıl içinde BM Güvenlik Konseyi'ndeki performansına bakıldığında, Türkiye'nin hemen hemen tüm siyasal konularla ilgili çok ciddi roller üstlendiğini söyleyebiliriz.

    Aslında Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ne seçilme esnasında 153 oy gibi çok büyük destekle bu seçimi kazanmış olması da Türkiye'den istenen beklentilerin ne kadar yüksek olduğunu ortaya koydu.''

    Türkiye'nin küresel ekonomik düzen arayışlarında G20 ülkesi olduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Türkiye, G20 ülkesi olarak, kuzey-güney arasındaki gerilimi yumuşatabilecek, yükselen bir ekonomi olarak hem OECD ülkesi hem de yükselen ekonomilerin temsilcisi olarak küresel ekonomik düzen arayışlarında çok ciddi rolleri üstlenebilecek bir ülke ve bu rolleri de üstlenmeye kararlı.

    Küresel ekonomik düzen arayışlarında ise Türkiye ve İspanya'nın birlikte başlattıkları Medeniyetler İttifakı Projesi, bütün dünyada küresel kültür problemlerinin karşısında en ciddi çözüm unsurlarından biri olarak görülüyor'' şeklinde konuştu.

    Bu girişimin bugün 120'yi aşkın ülke ve uluslararası örgütler tarafından desteklendiğini bildiren Davutoğlu, ''Türkiye son yıllarda özellikle küresel konularda çok ciddi roller üstlenmiş durumda. Türkiye'de son yıllarda çok ciddi bir dış politika misyon yenilenmesini gerçekleştirdik. Bu krizler bize yaklaşmadan, dünyayı etkilemeden Türkiye bu krizlere müdahil olmak istiyor'' dedi.

    Türkiye'nin, Kafkaslar, Balkanlar, Ortadoğu, Orta Asya'da yeni bir vizyon geliştirdiğine işaret eden Davutoğlu, ''Türkiye'nin yakın komşularıyla geliştirdiği sıfır problem ilişkisi doğrudan üst düzey siyasi diyaloglarla sağlanıyor'' diye konuştu.

    Ülkeler içinde çıkabilecek krizlere karşı, o ülkeler içinde güvenlik unsurunu öne çıkaracak geniş ulusal uzlaşıların sağlanması gerektiğini belirten Bakan Davutoğlu, şunları ifade etti:

    ''Bütün komşularımızla ve bölgede yeni bir ekonomik düzenin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bütün komşuların karşılıklı olarak ekonomik entegrasyon içine girdiği, bölgelerin birbiriyle etkileşimde bulunduğu konjonktürde savaş ihtimalini minimumda tutabiliriz.

    Bölgesel krizlere karşı, kültürel çoğulculuğu ve özellikle değişik etnik ve mezhebi grupların aynı şehirde yan yana yaşamak kültürünü asırlarca sürdürdüğü bu coğrafyada kültürel çoğulculuğu yeniden gündeme getirmemiz ve bunun yaşanabilir kılınması lazım.''




    Davutoğlu'dan Türkiye için süper güç iması Yorumları