Bursa'da bir ihaleye fesat karıştırdığı iddiasıyla isim benzerliğinden dolayı 6 saatlik gözaltından sonra pardon denilerek salınan Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı, "Yüzde yüz emin olunmadan böyle bir şey yapılmaması gerekiyordu" dedi.

Başkan Yazıcı, Bursaspor'un Özlüce Tesislerinde gözaltı olayıyla alakalı gazetecilere açıklama yaptı. Avrupa Şampiyonlar Ligi C grubunda Glasgow Rangers ile yaptıkları maçın ardından uçakla Türkiye'ye döndüğünü bugün de sabah helikopterle Bursa'ya geldiğini belirterek, helikopterden indikten sonra bir amirin kendisine, "Şubeye gitmemiz gerekiyor" dediğini, "Konu nedir?" diye sorduğunda bilgi verilmediğini, bunun üzerine görevlilere, "Buyurun gidelim" dediğini söyledi.
Emniyette bir ihaleye fesat karıştırmayla alakalı inceleme yapıldığını kendisinin de bu çerçevede davet edildiğini öğrendiğini ifade eden Başkan Yazıcı, "Ben o kadar kendimden rahat ve emin gittim ki... Bu işlerle uzaktan yakından ilgim olmaz. İnsan kendinden emin olunca ne der? 'Ben değilim' dedim. İşlemler yapılırken avukatlar geldi. Dosya incelenince o İbrahim Yazıcı'nın ben olmadığım ortaya çıktı.

Bütün Türkiye'den çok telefon aldım. Herkese teşekkür ederim. Beni sorsalar kimse buna inanmaz. Böyle bir hukuk gerekiyorsa, daha titiz olunması gerekiyor. Yüzde yüz emin olmadan böyle bir şey yapılmaması gerekiyordu" diye konuştu.

Yazıcı, böyle bir soruşturmanın büyük bir gizlilikle yapılıp, kimseye duyurulmaması gerektiğinin altını çizerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben oraya adım atar atmaz tüm televizyonlar bunu flash haber olarak duyurdu. Ben en çok şuna üzülüyorum. Orada bir suçlama ile nezarete alındığım, altyazıları geçiyor. O altyazıları okuyan kişi sonra bunun gerçek olmadığını okumak zorunda değil ki... Benim gururum ne olacak? Bu Bursa'nın gururu değil mi? Ben şampiyon bir Bursa'yı temsil ediyorum. Bu son derece gurur kırıcı bir şey... Sonunda 'Kusura bakmayın' dediler".

Bir gazetecinin "Hukuki bir müracaatınız olacak mı?" şeklindeki soruya Başkan Yazıcı, "Hukuki anlamda inceleceğim. Arkadaşlar belki görevlerini yapıyor, ama bunu kim yaparsa yapsın, çok iyi incelemeleri lazım. Bir kişiyi alıyorsunuz, tüm Türkiye başlıyor bunu yazmaya. Ben biliyorum ki benim gibi bu olaydan ötürü pek çok kişi üzüldü. Ben emniyete ilk defa bu maksatlı adam atmış biriyim. 'Bu kişi bu işi yapar mı?' diye konunun iyi bir şekilde incelenmesi gerekmez mi? Ben bu konuda bir art niyet düşünmek

istemiyorum . Bunun çok daha iyi soruşturulması gerekiyordu" cevabını verdi.

Yazıcı "Gözaltına alındıktan sonra neler hissettiniz, üzüldünüz mü? sorusunu ise "Sizin başınıza gelse ne düşünürdünüz? Elbette ki çok üzüldüm" diye cevapladı.

Olayın tek sevindirici tarafı olarak, DOSAB'ın Bursaspor'a otobüs hediye etme törenine yetişmesi olduğunu dile getiren Yazıcı, şunları söyledi:

"Otobüs hediye töreninde sinirimden konuşma yapmadım. En azından o törene yetiştim. Eğer bugün o evrakları temin edemeseydim, bu iş pazartesi, salı gününe kadar sarkacaktı. Bu süreyi nezarette geçirmek de vardı. Bunun bir an önce açığa çıkması önemliydi".

Olayın ardından bir çok kişinin kendisini arayarak üzüntülerini bildirdiğini dile getiren Başkan Yazıcı, "Sayın valimizle konuştum. Çok üzgün olduğunu söyledi. Sayın Devlet Bakanı Faruk Çelik aradı. 'Bu sadece sizin davanız değil, bizim de davamız' dedi, moral verip bu işin takipçisi olacaklarını söyledi. Spor camiasından da çok telefon geldi, kimse böyle bir şeye inanmamış" dedi.