Zorunlu karşılıktaki artış Çağlayan'ı kesmedi   Konuyu açan: Dostane   İlk Mesaj: 09-23-2010 (17:21)   Son Mesaj: 09-23-2010 (17:21)    Cevap: 0    Gösterim: 456  

    09-23-2010

    Zorunlu karşılıktaki artış Çağlayan'ı kesmedi

    Zorunlu karşılıktaki artış Çağlayan'ı kesmedi


    Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu 2. toplantısında, Merkez Bankasının bugün açıkladığı zorunlu karşılık oranlarına da değindi. Çağlayan 'yetmez ama evet' dedi

    Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Merkez Bankasının zorunlu karşılıkları 1 puan artırması kararının önemli olduğunu bildirdi.
    Çağlayan, zorunlu karşılıkların 1 puan artırılması kararının önemli olduğuna dikkati çekerek, ''Her ne kadar Merkez Bankası bağımsız olsa da ve ben bir hükümet üyesi olsam da bunun belki biraz daha artırılmasının faydalı olacağı kanaatimi ifade ediyorum'' dedi.

    Bu noktada doların gelmiş olduğu seviyenin malum ve ortada olduğunu belirten Çağlayan, ''Bunları proaktif bir şekilde yapmak bence son derece önemli. Yani testi kırılmadan tedbir almak bana göre daha doğru bir yöntem'' diye konuştu.

    Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, avro - dolar paritesi, TL'nin aşırı değerlenmesi, Avrupa pazarlarındaki daralmanın ihracat üzerinde olumsuz etki yarattığını kaydederek, ''Ama Orta Vadeli Program'da koyduğumuz hedefin yakalanması konusunda şu anda bir sıkıntı görünmüyor'' dedi.

    Çağlayan, İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu 2. Toplantısı'nda, ihracatın üretim odaklı bir yapıya kavuşturulması ve Türkiye'nin ihracatla büyümesi noktasında önemli bir çalışma başlattıklarını söyledi.

    Bu çalışmanın bir diğer bacağının da Girdi Tedarik Stratejisi'nin oluşturduğunu ifade eden Çağlayan, toplantıda, özellikle ihracatın ithalatı karşılama oranındaki gelişmelerin, Türkiye'nin giderek daha fazla ara malı ithalatına yönelmesi gibi konuların sektörler bazında ele alınacağını anlattı.

    Bakan Çağlayan, Girdi Tedarik Stratejisi çalışmaları konusunda demir - çelik sektörüyle çalışmaya başlayacaklarını belirterek, ''Tek tek ilgileneceğimiz diğer sektörlerle beraber hem ithalatta dışa bağımlılığı, hem de kendi kaynaklarımızı nasıl değerlendireceğimizi ve ihracat modelimizin nasıl belirleneceğini ele alacağız'' dedi.

    Mümkün olduğunca kendi kaynağının kullanılması, atıl kaynakların kullanılması, ihracatın sürdürülebilir bir noktaya erişmesini sağlamanın önemine dikkat çeken Çağlayan, Girdi Tedarik Stratejisi'nin, ilk defa Türkiye'nin yapmış olduğu bir çalışma olmadığını, Çin, AB, Japonya ve ABD'nin de bu konuda önemli çalışmaları bulunduğunu anlattı.

    ARA MALI İTHALATI

    Bakan Çağlayan, ara malı ithalatının yapısına dönük olarak da Ocak - Temmuz döneminde Türkiye'nin toplam ihracatının yüzde 72'sinin ara malından oluştuğunu söyledi.

    Türkiye en çok ithal ettiği ilk 25 ara malı içinde enerji dışındaki 19 ara malının 16'sında dünyanın en büyük 10 ithalatçısı içinde yer aldığını kaydeden Çağlayan, hatta bu maddelerin 9'unda Türkiye'nin ilk 5 ithalatçı arasında bulunduğunu söyledi.

    Çağlayan, ara malı ithal eden firmaların aralarında ortak alıma yönelik organizasyonların olmaması, firmaların birbirleriyle rekabet ederken fiyatları yükseltmelerinin ithalat faturasını ve ihracata dönük üretim maliyetini yükselttiğini bildirdi ve ''Firmalarımız arasında işbirliği sağlanması halinde, büyük ihracatçılar nezdinde pazarlık gücümüzün çok artacağı ve daha uygun fiyatlarla tedarik imkanlarının sağlanacağı açıktır'' diye konuştu.

    Türkiye'de üretimin ve ihracatın ithal girdi bağımlılığının uzun yıllardır tartışıla gelen bir konu olduğunu da belirten Çağlayan, Türkiye'nin de dahil olduğu küresel ticaret sisteminde sadece ihracat yaparak, ithalata kapıları kapatarak yaşamanın mümkün olmadığını söyledi.

    YENİ MADENLER

    Teknoloji ve üretim şekillerinin hızla geliştiğini ve bunun sonucu olarak bazı yeni madenlerin ihracata dönük ürünlerin girdisi olarak önem kazandığını ifade eden Çağlayan, dünyada çok az bölgede görülen nadir elementlerin kullanım alanlarının arttığını anlattı.

    Bakan Çağlayan, bunlardan platin ve palladium, hücre yakıtlarda ve hibrit arabalarda, gümüş nanoteknolojide, skandiyum, itriyum, lantanit gibi nadir elementler ileri soğutma teknolojilerinde, yeni aydınlatmalarda, çevrenin korunmasında, nanoteknolojide, elektronik - haberleşmede, cep telefonlarında, dizüstü bilgisayarlarda, minyatür elektronik devrelerde, uzay teknolojilerinde kullanıldığını söyledi.

    Geleceğin dünyasında bu elementlere erişimi bulunan ülkelerin rekabet avantajını ellerinde bulunduracağını belirten Çağlayan, ''Bu bizim aslında üretim yapımızın ve üretim meselemizin hangi sektörlerde Türkiye'nin söz sahibi olacağını, yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli üretimlerde, ihracatımızda hangi sektörlerde büyümemiz gerektiğini ortaya koyacaktır.

    Yani bu nadir elementlere kendi kaynağımız olarak sahip miyiz, yoksa bunlara sahip olmak için bunun tedarik stratejisini gerçekleştirmek zorunda mıyız ana konumuz budur'' diye konuştu.

    Yarının dünyasında elde hammadde olmasının hiç bir şey ifade etmediğini belirten Çağlayan, şöyle devam etti:

    ''Bu hammaddenin işlenmesi, o kaynaklara sahip olmamız, ithalatta bağımlı olduğumuz maddelerde de bugünden gerekli tedbirler alınması son derece önem içeriyor.

    İhracatçılar veya Dış ticaret Müsteşarlığı'nın sadece kurun arkasına saklanmadığını, asıl ana konunun bu olduğunu ifade etmek istiyorum. Ben ihracat konusunda kur meselesini şahsen hiçbir zaman ağzıma almadım, önemli dedim. Ama ben kurun özellikle ithalatımızı azdırdığını her zaman ifade ettim.

    Bunu sadece söylemek de yetmez, önemli olan stratejisinin tespit edilmesi ve Girdi Tedarik Strateji bunu sağlayacak.''

    OECD RAPORU

    OECD Raporu'na da değinen ve OECD'ye teşekkür eden Çağlayan, raporda ekonomik krizden çıkışta ve büyümede güçlü ihracat artışı ve özel tüketim artışlarının etkili olduğunun, Türk ihracatçılarının bozulan ihraç piyasalarındaki duruma karşı olarak büyük ölçüde esneklik ve yeniliklere karşı koyduğunun, AB pazarındaki daralmaya karşı, Asya, Rusya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu pazarlarına yönelerek pazar çeşitlendirmesinde bulunduğunun, pazar çeşitlendirmesi yaparken ürünlerinin kalitelerini ve teslimat sürelerinin de geliştirdiğinin belirtildiğini söyledi.




    Zorunlu karşılıktaki artış Çağlayan'ı kesmedi Yorumları