Çetin Altan: İstanbul'a layık olmak gerek   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 09-16-2010 (14:25)   Son Mesaj: 09-16-2010 (14:25)    Cevap: 0    Gösterim: 691  

    09-16-2010

    Çetin Altan: İstanbul'a layık olmak gerek

    Çetin Altan: İstanbul'a layık olmak gerek


    8 bin 500 yıllık birikimiyle eşsiz olan dünyanın en güzel kentinde yaşadığımızı söyleyen Gazeteci yazar Çetin Altan,İstanbul'a layık olmak gerektiğini söylüyor...

    Neşe Mesutoğlu'nun söyleşisi
    8 bin 500 yıllık birikimiyle eşsiz olan dünyanın en güzel kentinde yaşadığımızı söyleyen Gazeteci yazar Çetin Altan, "İstanbul"u merak etmediğin zaman İstanbul"a layık olman zorlaşır" diyor

    İstanbul Boğaz"ı, Ege gibi bir deniz olsaydı? Önemi farklı olur muydu?

    Hayır farklı olmazdı. Atlas Okyanusu"nda kıyısı olanlar okyanusu keşfetti. 1492"dir Kristof Kolomb"un denize açılması. Denizlere açıldığın vakit palavra biter.

    "Ben vatanımı seviyorum" diye gemiye binip gitmezler. Santa Maria"ydı adı. Ne kadar su koyacaksın? Ne kadar ekmek koyacaksın? Kaç zamanda gideceksin?

    Bunu 500 seneyle çarp. Avrupa küçük kıta. Asya Büyük. Toprak büyük olduğu vakit denizlerle ilgilenmiyorlar. Hindistan"ın iki tarafı da okyanus.

    Niye İngilizce ortak dili insanların, denizlerle ilgilendiği için.

    O zaman İstanbul"un stratejik değeri aynı mı kalacaktı?

    Ege kıyılarının nasıl peki? Adam başı milli geliri ne kadar? Bir de oradan bakmak lazım. 1204 yılında Haçlı Seferleri"nde burayı Latinler yağmaladı.

    Ayasofya 600 sene altınla kaplıydı hepsini yağmaladılar. Atlıları götürdüler.

    Venedik"e götürdükleri o atlılar, Sabancı Müzesi"nde sergileniyor şimdi.

    Galata Kulesi, Ceneviz Kulesi"dir. Ceneviz kaleleri vardır Boğaz"ın kıyısında. Ayasofya kaç senesinde yapıldı? Merak etmemişsindir. Ben biliyorum. 526 yılında. İstanbul"u merak etmediğin zaman İstanbul"a layık olman zorlaşır.

    İstanbul"a layık olmak önemli bir meseledir. Büyük bir sentez var. 8 bin 500 senelik birikimi olan bir kent. Dünyanın en güzel kenti.

    Sizce en ilginç yeri neresi?

    Mesela Sultanahmet gibi bir meydan yeryüzünde yok. Orada bir dikilitaş var. Üzerine hiyeroglif yazısı var. O taş buraya geldiğinde tarih 395 yılıydı.

    O taş o tarihte 1500 yaşındaydı. Onun yanında Ayasofya var 536"da yapıldı.

    Hz. Muhammed doğmamıştı. Onun yanında Sultanahmet Camii var 1618"da yapıldı. Kimdi onun mimarı. Sedefkar Mehmet Ağa. Aynı yerde bunların hepsi.

    Onun yanında bir tane de Sultanahmet Çeşmesi var. Yıl 1720. Ne yazıyor onun üzerinde? "Aç besmeleyle iç suyu Han Ahmed"e eyle duayı." Böyle bir meydan yok başka yerde. İstanbul"a layık olup olmama meselesi önemlidir.

    İstanbul"a nasıl layık olunur?

    İstanbul cezaevlerinde hapis yatmış insanları bilmek gerekiyor. İstanbul"un ressamlarını, heykeltıraşlarını merak eden var mı?

    Merak ettiğin kadar merak edilirsin. İstanbul"un şairlerini kim yazdı? Yüzlerce kitap yazılmış. Dünya edebiyatının adamları İstanbul romanları yazdı kimse biliyor mu?

    Onların hepsi Kuruçeşme Sokak"ta Çelik Gülersoy kitaplığında var. Hepsini çevirmiştir.

    Gerçek İstanbullu kimdir?

    İngilizler koymuştur ölçüyü "Aynı mahallede 150 sene oturmamış bir aile oralı sayılmaz" demiştir. Ama Trabzon"dan, Samsun"dan, Rumeli"den göç var. İşte bu yüzden "Burada evlilik olmaz" diyorum.

    Neden evlilik olmasın?

    40 bin köy olamamış mezra var Türkiye"de. 450 bin erkek erkeğe kahve var. Bir kadın yok. Halbuki çağdaşlaşmanın simgesi "şehirde etli şaraplı kadınlı kahkahalı sofradır.

    Orada komplekse düşmemektir". O dili konuşacaksın. Şakalaşacaksın. Yoksa Almanya"daki işçiler gibi "Onların kültürü, bizim kültürümüz" diye ayırırsın.

    Bir sentez oluşturamadık mı?

    Bizans İmparatorluğu vardı. Nerede imparatorların mezarları? Bir ortak müze haline gelmesi gerekirdi.

    Osmanlı"da kraliçe yok. Kadın olmayan yerde doğaya ters düşersin. Libido meselesinin bir dengesi olması lazım. Doğanın kanunu bu yerçekimi gibi bir şey.Kocalarını sevmeyen kadınlar çocuklarını da sevmez.

    Sentez oluşmamasında sorun nereden kaynaklanıyor?

    Biz köylüyüz ve köylüler soyut kavramların tanımı yapamaz. Benim annem babam 1876"de Bulgaristan"dan geldi. Biz aslında biz "burjuva gibi görünen köylüleriz".

    Peki, İstanbul"da kim kentli?

    Yahudiler, Rumlar köylü değildir. Ermenilerin ise eşleriyle eşit bir ortamı vardır. Beraber kiliseye giderler. Ayrı masalarda yemek yemezler.

    Gelirinin artmasıyla rafine hayatlar yaşanması aynı şey değildir. Avrupalıların hukukunu aynı seviyeye gelmeden kullanmaya başladık. Kalkınıyoruz ama gelişmiyoruz.

    PEKi BEN NEDEN HAPiS YATTIM?

    Soyadı kanunu olmayan dönemde yaşamak nasıldı?

    Niye iki ismi var herkesin? Abdülhak Hamid, Recaizade Mahmud Ekrem.

    Babanızın adı neydi?

    Halit Altan. Altan benim adımdı aslında. Babam"ın başka bir isim aklına gelmemiş. Altan da yeni bir isim olduğu için soyadı olarak almış. Bana da Çetin"i sonradan yapıştırdılar. Evde bana "Altan" derlerdi.

    Aileye isminizi vermek nasıl bir duygu?

    "Çetin Altan" deyince kendimi tanıyorum mu sanıyorsun. Bazen isimler insanları aşar. Nasıl ki musluktan akan su musluğu aşar. 36 bin değişik konuda yazı yazmışım ben, İsveçliler söyledi bunu bana.

    Siz artık tarihe geçtiniz.

    Neler ödedim ben? Ben neden hapis yattım? Kaç sene hapis yattım? Hapishaneden çıktığım zaman gazete yazdı mı? Kim çıkardı beni hapishaneden?

    Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk. Ben İstanbul"un milletvekiliyim. Niye tek başına benim dokunulmazlığım kalktı?




    Çetin Altan: İstanbul'a layık olmak gerek Yorumları