Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, ''gerek büyüme rakamları, gerek ihracat rakamları ve gerekse istihdam rakamlarındaki gelişmeler, Türkiye'nin kriz öncesi döneme döndüğünü göstermektedir'' dedi.
Çağlayan yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Haziran ayı Hane Halkı İşgücü Anketi'nin sonuçlarını değerlendirdi.
Çift haneli ihracat artışı ve çift haneli büyüme rakamlarının işsizlikte azalmaya neden olduğunu belirten Çağlayan, önümüzdeki dönemde işsizlik rakamlarında tek haneyi görmenin mümkün olduğunu kaydetti.
2009 yılı Haziran ayında işsizlik oranının yüzde 13 seviyesindeyken, bir yılda, 2,5 puan azalarak Haziran 2010 döneminde yüzde 10,5'e gerilediğini belirten Çağlayan, işsizlik rakamlarında bir önceki aya göre de yüzde 0.5 puan işsizliğin azalmış olmasının, ekonomide görülen iyileşmelerin istihdama yansıması olduğunu belirtti.
Haziran 2010'da bir önceki aya göre 433 bin istihdam artışı sağlandığını, istihdam edilenlerin sayısının önceki aya göre 433 bin kişi artarak 23 milyon 488 bin, İşsizlerin sayısının önceki aya göre 95 bin kişi azalarak 2 milyon 751 bine indiğini belirten Çağlayan, 2010 yılı Ocak ayında işsizlik oranı yüzde 14,5 iken, Haziran ayı itibariyle bu oranın yüzde 10,5'e gerilediğini ve 6 aylık dönemde, 4 puanlık bir azalma meydana geldiğini bildirdi. Çağlayan şunları kaydetti:
'İŞSİZLİKTE TEK HANELİ RAKAMLARI GÖREBİLECEĞİMİZE İNANIYORUM'
''Haziran 2010 işsizlik rakamlarına en yakın oran yüzde 10,7 ile Ağustos 2008'dir. Bu da Türkiye'nin hızla kriz öncesi dönemlere döndüğünün en büyük göstergelerinden birisidir.
İstihdam verilerine göre daha erken açıklanan öncü göstergeler (ihracat, sanayi üretim endeksi, kapasite kullanım oranı vb.) doğrultusunda işsizlik oranlarında önümüzdeki dönemde tek haneli rakamları görebileceğimize inanıyorum.
Geçen yılın aynı dönemine göre 2010 Haziran döneminde işgücümüz 1 milyon 23 bin kişi artarken aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı 1 milyon 541 bin kişi artmıştır.
Başka bir deyişle, Haziran 2010'da geçen yılın aynı dönemine göre işgücü artışından daha fazla istihdam artışı sağlanmıştır.
Haziran döneminde istihdam hacminin aylık bazda 433 bin kişi artmasında, tarım sektöründe 402 bin, inşaat sektöründe 63 bin kişilik, sanayi sektöründe 66 bin kişilik artış önemli bir etkiye sahiptir.
Burada dikkat çeken husus, 2009 Mayıs-2010 Haziran döneminde (Ocak ve Mart ayı haricinde) istikrarlı şekilde sanayi sektöründe istihdam artışının olmasıdır.
Mayıs 2009 döneminden bu yana sanayi sektöründe aylık ortalama 43 bin kişi istihdam artışı görülmüştür.''
İşsizlik oranlarında son dönemdeki gelişmelerin sadece mevsimsel etkilere bağlanması ve geçici olduğu yorumlarının oldukça yanlış değerlendirmeler olduğuna işaret eden Çağlayan, bunu en güzel şekilde mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranlarında ve istihdam oranlarında görüldüğünü bildirdi.
TÜİK tarafından mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranlarının, 2008 Kasım döneminden itibaren en düşük seviyesinin (yüzde 11,7) bu ay gerçekleştiğini belirten Çağlayan, üstelik 2005 yılından bu yana mevsimsel etkilerden arındırılmış istihdam oranı olan yüzde 43,2 ile en yüksek seviyede görüldüğünü bildirdi.
'İSTİHDAMDAKİ GELİŞMELER MEVSİMSEL, GEÇİCİ DEĞİL'
Tüm bu göstergelerin ekonomideki, istihdamdaki gelişmelerin mevsimsel olmadığını, geçici olmadığını, siyasi ve ekonomik istikrarın açık yansıması olduğu sonucuna ulaştırdığını belirten Çağlayan şöyle dedi:
''Bu da sanayimizin çarklarının yeniden eski hızında dönmeye başladığının işaretidir. İstihdam rakamlarında yaşanan olumlu gelişmelerin temel nedenlerinin başında birinci ve ikinci çeyrekte sağlanan çift haneli büyüme rakamlarının yanısıra ihracatımızda sağlanan çift haneli artışın büyük payı bulunmaktadır.
2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11,7 ve ikinci çeyreğinde yüzde 10,3'lük büyüme gerçekleşirken, işgücümüzdeki artıştan daha yüksek istihdam artışı sağlanmıştır.
Yılbaşından bu yana istikrarlı şekilde işgücündeki artıştan daha fazla istihdam sağlanmıştır. ABD ve Avrupa bölgesinde işsizlik oranlarında düşmediği gibi bazı ülkelerde işsizlik oranları artmaya devam ederken, ülkemizde işsizlik oranlarının gerilemiş olması ve tek haneli oranlara gerilemesi beklenmektedir.
Bu gelişmeler de ihracatımızın ekonominin motoru olduğu gerçeği bir kez daha ortaya çıkmaktadır. İhracatımız bu yılın ikinci çeyreğinde 28,8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 24 yükselmiştir.
Aynı dönemde miktar bakımından artış ise yüzde 17,1 olmuştur. İhracatımızda yaşanan bu artış, Avrupa'da yeterli iyileşmenin görülmemesine, Euro/Dolar paritesine ve aşırı değerli TL'ye rağmen gerçekleşmiştir.''
Dünyanın tüm ülkelerinin krizden çıkışta, istihdam artışı sağlamada, ekonomik büyümeyi gerçekleştirmede ihracatı lokomotif olarak gördüğünü ve buna yönelik önlemler aldığını belirten Çağlayan, her fırsatta dile getirdiği avro / dolar paritesi ve değerli TL meselesindeki ihracatçıların lehine ortaya çıkacak gelişmelerin hem ihracat artışına ivme kazandıracağını, hem büyümeyi tetikleyeceğini, hem de işsizliği azaltacağını bildirdi.
İhracatı arttırmak için dünyanın pek çok ülkesinin para biriminin daha değerli olmasının önüne geçmeye yönelik bir takım önlemler aldığını, bu kervana en son Japonya'nın katıldığını belirten Çağlayan, Japonya'nın, Japon Yeni'nde yaşanan hızlı değerlenmeyi engellemek için 2005 yılından beri ilk kez döviz piyasasına müdahale ettiğini vurguladı.
Gerek büyüme rakamları, gerek kapasite kullanım oranları, gerekse ihracatta yaşanan artışların önümüzdeki dönemde işsizliğin tek haneye ineceğine işaret ettiğini vurgulayan Çağlayan, ekonominin bir bütün halinde, uyum halinde işlemesinin sonuçlarını hem ihracatta hem işsizlikte gördüklerini ve bunun sonuçlarının uluslararası ölçekte rekor seviyede gerçekleşerek Türkiye'nin büyümesine yansıdığını bildirdi.
