Mardin-ab hatti   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 05-08-2009 (09:20)   Son Mesaj: 05-08-2009 (09:20)    Cevap: 0    Gösterim: 687  

    05-08-2009

    Mardin-ab hatti

    Mardin’de bütün Türkiye’yi hatta dünyayı dehşete düşüren bir olay yaşandı.

    Katliamın arkasında yatan nedenlerin neler olduğu doğrusu henüz çok net bilinmiyor.

    Resmi söylem katliamın bir töre meselesine değil de daha ziyade bir çıkar meselesine dayandığını ön plana çıkarmak ister gibi.

    Zanlılar gözaltında susma haklarını kullanmak istemişler, bu yüzden henüz ortada çok net bir durum yok.

    Ama zanlıların hukuksal düzenlemelerden tümüyle bihaber olmadıkları da anlaşılıyor.

    Dediğim gibi mesele bir töre meselesi de olabilir, bir arazi ihtilafı da.

    Olayı ilk duyduğumda herkes gibi ben de bir şok yaşadım ama daha sonra biraz daha serinkanlı düşünmeye başladığımda aklıma ilk gelen konu Türkiye’nin AB süreci oldu.

    Doğu ve Güneydoğu bölgemizde ve hatta bu insanlarımızın batı bölgelerine göçlerinde töre cinayetleri Türkiye’nin çok eskilerden ve yakından bildiği bir konu.

    Özellikle bazı ‘beyaz Türkler’, AB karşıtı Türkler, AB’nin bizi böleceğini söyleyen Türkler Mardin katliamını duyduklarında ‘ayol bu ne vahşet, dünyaya rezil olduk’ diye buyurdular.

    Olay gerçekten bir vahşettir, görüntünün Türkiye için hiç hoş olmadığı da ortadadır ama asıl utanç başka bir konu (idi) ve bu asıl utançtan da biz AB sayesinde kurtulduk.

    2004 senesinin temmuz başında ‘AB dayatmaları’ sayesinde (iyi ki de bu konuyu ve daha başka bir çok konuyu dayattılar) Türkiye ve hukuk sistemimiz töre ve namus cinayetlerinde indirim denen utanç verici düzenlemeden kurtuldu.

    Bu tarihten sonra bakkalın çırağı kız kardeşinize yan gözle baktı diye bakkalın çırağını vuruyorsanız, bu cinayeti İstanbul’da ya da Mardin’de işleyin, aynı cezayı alıyorsunuz.

    Oysa 2004 tarihine kadar böyle bir cinayetten İstanbul’da müebbet, Mardin’de ise, sanki orası başka bir ülke imiş gibi, iki sene ceza alabiliyordunuz.

    Türkiye böylesine bölünmüş bir yerdi ve ‘AB dayatmaları’ sayesinde bu bölünmüşlükten kurtulduk; ulusalcıların ‘AB bizi bölmek istiyor’ aptalca söylemine rağmen.

    Dönelim Mardin vahşetine.

    Zanlıların gözaltında davranışları, koruculuk sistemi yani devletle ilişkileri yargı aşamasında meseleyi töre boyutuna çekeceklerinin güçlü sinyalleridir.

    Mardin’de büyük bir vahşet yaşanmıştır, nedeni daha çok sarih değildir ama şayet 2004 TCK değişiklikleri olmamış olsa idi, töre ve namus cinayetlerine indirim kaldırılmamış olsa idi, sanıkların konuyu töre boyutuna çekeceklerine mutlak gözüyle bakabilirdiniz.

    ‘AB dayatmaları’ sayesinde şimdi mesele töre ve namus boyutuna indirgense dahi büyük ceza indirimleri söz konusu olamayacak.

    İşin türkçesi Mardin katliamı sanıkları töre ve namus indiriminden yararlanıp iki sene sonra tekrar aramıza katılamayacaklar (bizim ülkemizde büyük de konuşmamak lazım).

    AB karşıtı, AB’nin Türkiye’yi bölmek istediğini söyleyen cici beyler, cici hanımefendiler de AB sayesinde iki sene içinde bu katillerle aynı havayı solumaktan muhtemelen kurtulacaklar.

    ‘Töre ve namus cinayetlerine indirimin kaldırılması’ AB’nin 2003-2004 döneminde yegane çok olumlu dayatması da değil; başka kangrenleşmiş konuları da bu süreçte AB dayatmaları sayesinde çözebildik.

    Ulusalcı cici beyler, cici hanımefendiler ‘bu değişimleri biz de kendi başımıza yapardık’ söylemini ve tavrını ise hálá utanmadan sürdürüyorlar.

    Benim de bu ulusalcı cici beylere, cici hanımefendilere sorum 2004 senesine kadar gerçek bir ayıp olan ‘töre ve namus cinayetlerine indirim’ meselesini kendi başımıza, ulusalcı ulusalcı, paşa paşa bir tavırla neden çözemediğimiz.




    Mardin-ab hatti Yorumları