Law silahı mı love silahı mı?
Önceki gün Deniz Baykal, law silahlarına ilginç bir tanım getirdi. Ne diyor CHP lideri: 'Mermisi olmayan boru'. Aynen böyle: Boru!. Neden öyle diyor? Güya yer altından çıkarılan law silahlarının bir kısmı boş da o yüzden.
En son Bedrettin Dalan'ın Poyrazköy'deki arazisinden silahlar, bombalar, patlayıcılar çıkmış, o zaman da bu law silahları tartışılmıştı. Malumunuz, law silahları bir kez kullanılabiliyor ve kullanıldığında zırhlı araçları bile un ufak ediyor. Yani, hafife alınır bir silah türü değil lawlar. Hatta kullanım amacı düşünüldüğünde law silahı zırhlı araçlarla korunan önemli kişi ya da kişilere suikast yapılacağına dair şüphelere yol açıyor. Ortada bu kadar vahim bir durum varken yılların siyaset tecrübesine sahip bir politikacı niçin böyle konuşuyor; anlamak mümkün değil.
Poyrazköy'de ele geçirilen law silahlarının 15'i dolu, 6'sı boştu. Nedense 6'sının boş olması daha çok konuşuldu. Hatta Genelkurmay Başkanı yaptığı basın toplantısına boş bir law silahıyla katıldı ve bu silahların nasıl çalıştığını gazetecilere tarif etti. Aydınlatıcı bir sunum olmuştur herhalde. O günkü toplantıda Orgeneral Başbuğ boş law silahlarının niçin gömüldüğünü anlamadığını söylemişti. Bunda anlamayacak ne var ki! Dolusunu (Allah korusun) bir eylem için düşünenler, boşuyla da talim yapıyor olmalı. Kaldı ki ülkede kaos çıkarmak isteyen bir örgütün terör eylemlerinden bahsediliyor. Bardağın boş tarafına bakacak kadar iyimser bir durum yok ortada.
Bedrettin Dalan 'Bu arazinin mülkiyeti bize ait ama buraya askerlerden başka hiç kimse giremez' manasında bir şeyler söyledi. Genelkurmay Başkanı açık bir dille Dalan'ı yalanladı ve oraya her Türk vatandaşının rahatlıkla girebileceğini ifade etti. Bu sayede öğrendik ki 'İsteyen, Poyrazköy'de piknik bile yapabilirmiş'. Önce Vakit sonra Radikal Gazetesi bu açıklamaları test etmek için araziye girmek istedi ve gördü ki cephanelik çıkan alana 'girmek yasak'.
Şimdi CHP lideri olayı bambaşka bir yere taşıyor ve boş law silahlarını kastederek 'Mermisi olmayan boru' açıklaması yapıyor. Diyelim ki öyle. Çünkü boş. Peki, dolu law silahları için ne demek gerekiyor? Onlar için de 'mermisi olan boru' mu diyeceğiz? Hatta CHP'li yetkililer şöyle bir tanım da getirebilir: 'Law silahlarına boru denir. Borular ikiye ayrılır; mermisi olan borular, mermisi olmayan borular.'
Ortaya çıkan manzara şu: Bazı CHP'liler (hatta bazı medya mensupları) law silahlarını telaffuz benzerliği sebebiyle 'love' silahı diye okuyor. Az daha müsait bir ortam bulsalar futbol maçlarında taraftarın tempo tutması gibi feryat edecekler ve 'I love you Ergenekon' diye tezahürat yapacaklar.
Oysa mesele sadece 'love silahları' değil ki! Daha önce yakalanan cephanelikleri bir kenara bırakın; sadece Dalan'ın arazisinde çıkanların dökümüne bakın lütfen: 14 adet el bombası, 24 adet el bombası fünyesi, 450 gram C-3 patlayıcı, 7 adet hakem bombası, 3 adet gösteri bombası, 5 adet bubi tuzağı, 23 adet işaret fişeği, 45 adet sis bombası, 15 adet aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil (korteks), 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, 3 bin 17 adet çeşitli çapta fişek...
Daha ötesi var mı? Sadece bir yerden bu kadar mühimmat çıkıyor. Bizim medya buna terör örgütü denir mi denmez mi; bunu tartışıyor. Hatta Genelkurmay Başkanı toplantı yapıyor, gazeteci Mehmet Ali Birand'ın 'Topraktan silah fışkırıyor' sözü İlker Başbuğ'u kızdırıyor. Ve konu 'fışkırmak' fiiline takılıyor. Birand'ın da dediği gibi 'fışkırma' bir metafordur ve gazeteciler metafor kullanabilir. Aslında kelimeler bu kadar rahatsız edici manalara çekilirse metaforların da anlamı kalmaz. Yok efendim Ergenekon adı kullanılır mı kullanılmaz mı, 'iddia edilen' demek şart mıdır değil midir...
Neyse ki imdada yine Deniz Bey yetişti ve yeni bir metafor buldu: Boru! Bu metaforu da bir yere kaydetmek lazım. Ve yanına toplam 5 bin sayfaya yaklaşan yüzlerce delilin yer aldığı Ergenekon dosyasını koymak lazım. İşte o zaman boru kelimesi gerçekten bir anlam (belki de anlamsızlık) kazanmış olur...
Önceki gün Deniz Baykal, law silahlarına ilginç bir tanım getirdi. Ne diyor CHP lideri: 'Mermisi olmayan boru'. Aynen böyle: Boru!. Neden öyle diyor? Güya yer altından çıkarılan law silahlarının bir kısmı boş da o yüzden.
En son Bedrettin Dalan'ın Poyrazköy'deki arazisinden silahlar, bombalar, patlayıcılar çıkmış, o zaman da bu law silahları tartışılmıştı. Malumunuz, law silahları bir kez kullanılabiliyor ve kullanıldığında zırhlı araçları bile un ufak ediyor. Yani, hafife alınır bir silah türü değil lawlar. Hatta kullanım amacı düşünüldüğünde law silahı zırhlı araçlarla korunan önemli kişi ya da kişilere suikast yapılacağına dair şüphelere yol açıyor. Ortada bu kadar vahim bir durum varken yılların siyaset tecrübesine sahip bir politikacı niçin böyle konuşuyor; anlamak mümkün değil.
Poyrazköy'de ele geçirilen law silahlarının 15'i dolu, 6'sı boştu. Nedense 6'sının boş olması daha çok konuşuldu. Hatta Genelkurmay Başkanı yaptığı basın toplantısına boş bir law silahıyla katıldı ve bu silahların nasıl çalıştığını gazetecilere tarif etti. Aydınlatıcı bir sunum olmuştur herhalde. O günkü toplantıda Orgeneral Başbuğ boş law silahlarının niçin gömüldüğünü anlamadığını söylemişti. Bunda anlamayacak ne var ki! Dolusunu (Allah korusun) bir eylem için düşünenler, boşuyla da talim yapıyor olmalı. Kaldı ki ülkede kaos çıkarmak isteyen bir örgütün terör eylemlerinden bahsediliyor. Bardağın boş tarafına bakacak kadar iyimser bir durum yok ortada.
Bedrettin Dalan 'Bu arazinin mülkiyeti bize ait ama buraya askerlerden başka hiç kimse giremez' manasında bir şeyler söyledi. Genelkurmay Başkanı açık bir dille Dalan'ı yalanladı ve oraya her Türk vatandaşının rahatlıkla girebileceğini ifade etti. Bu sayede öğrendik ki 'İsteyen, Poyrazköy'de piknik bile yapabilirmiş'. Önce Vakit sonra Radikal Gazetesi bu açıklamaları test etmek için araziye girmek istedi ve gördü ki cephanelik çıkan alana 'girmek yasak'.
Şimdi CHP lideri olayı bambaşka bir yere taşıyor ve boş law silahlarını kastederek 'Mermisi olmayan boru' açıklaması yapıyor. Diyelim ki öyle. Çünkü boş. Peki, dolu law silahları için ne demek gerekiyor? Onlar için de 'mermisi olan boru' mu diyeceğiz? Hatta CHP'li yetkililer şöyle bir tanım da getirebilir: 'Law silahlarına boru denir. Borular ikiye ayrılır; mermisi olan borular, mermisi olmayan borular.'
Ortaya çıkan manzara şu: Bazı CHP'liler (hatta bazı medya mensupları) law silahlarını telaffuz benzerliği sebebiyle 'love' silahı diye okuyor. Az daha müsait bir ortam bulsalar futbol maçlarında taraftarın tempo tutması gibi feryat edecekler ve 'I love you Ergenekon' diye tezahürat yapacaklar.
Oysa mesele sadece 'love silahları' değil ki! Daha önce yakalanan cephanelikleri bir kenara bırakın; sadece Dalan'ın arazisinde çıkanların dökümüne bakın lütfen: 14 adet el bombası, 24 adet el bombası fünyesi, 450 gram C-3 patlayıcı, 7 adet hakem bombası, 3 adet gösteri bombası, 5 adet bubi tuzağı, 23 adet işaret fişeği, 45 adet sis bombası, 15 adet aydınlatma fişeği, 30 metre uzunluğunda infilaklı fitil (korteks), 38 metre uzunluğunda saniyeli fitil, 3 bin 17 adet çeşitli çapta fişek...
Daha ötesi var mı? Sadece bir yerden bu kadar mühimmat çıkıyor. Bizim medya buna terör örgütü denir mi denmez mi; bunu tartışıyor. Hatta Genelkurmay Başkanı toplantı yapıyor, gazeteci Mehmet Ali Birand'ın 'Topraktan silah fışkırıyor' sözü İlker Başbuğ'u kızdırıyor. Ve konu 'fışkırmak' fiiline takılıyor. Birand'ın da dediği gibi 'fışkırma' bir metafordur ve gazeteciler metafor kullanabilir. Aslında kelimeler bu kadar rahatsız edici manalara çekilirse metaforların da anlamı kalmaz. Yok efendim Ergenekon adı kullanılır mı kullanılmaz mı, 'iddia edilen' demek şart mıdır değil midir...
Neyse ki imdada yine Deniz Bey yetişti ve yeni bir metafor buldu: Boru! Bu metaforu da bir yere kaydetmek lazım. Ve yanına toplam 5 bin sayfaya yaklaşan yüzlerce delilin yer aldığı Ergenekon dosyasını koymak lazım. İşte o zaman boru kelimesi gerçekten bir anlam (belki de anlamsızlık) kazanmış olur...
