Ankara'nın iki sıcak gündemi var.

İlki malum, kabine revizyonu... Eli kulağında. Haftaya kalmaz. Siyasî havaya bakılırsa yeni bakanlar bir iki gün içinde koltuğuna oturur.

Aksi sürpriz olur. Değişikliğin geniş kapsamlı olacağı da neredeyse kesin gibi. AK Parti çevrelerinde 'yarı yarıya' diyen de var, 'yarıdan fazla olacağını' söyleyen de.

Başbakan Erdoğan'ın, elini belli eden bir lider olmadığını geçen yazdım. Dolayısıyla isimlendirme yapmak doğru değil. Ters köşeye yatmak olası... Bilgiye değil, havaya bakarak söylüyorum; oran ve isimler konusunda Erdoğan herkesi şaşırtabilir. Kimsenin tahmin etmediği isimleri kabinede, 'kesin kalır' gözüyle bakılanları da dışarıda görebiliriz.

Neden mi?..

AK Parti 'büyük değişimin' arifesinde. Tek olmasa da 29 Mart sonuçları önemli faktör. AK Parti, yerel seçime kadar girdiği tüm seçimlerde oylarını sürekli artıran bir partiydi. İvme hep yukarıya doğruydu. 29 Mart'ta ise durum değişti. İvme aşağıya döndü. Muktedirliğine halel gelmedi ama oyu düştü. Erdoğan, sonucu başarılı bulsa da bu oran kendisini tatmin etmedi. Bunu açıkça söyledi de.

Yalnızca AK Parti için değil her parti için aynı genelleme yapılabilir: İvmesi yukarıya doğru giden bir partiyi yönetmekle düşüşe geçen partiyi yönetmek çok farklıdır. Önce düşüşü durdurmak sonra da partiyi toparlamak gerekiyor. Erdoğan, partiyi yönetirken bu farkı ortaya koyacak.

Başbakan 'büyük değişim' için düğmeye bastı. İlk adımı kabinede atacak. Görünen o ki; sadece isimler ve yüzler değişmeyecek. Anladığım kadarıyla yeni kabinenin farklı bir vizyonu olacak. Yeni bakanlar bir yandan ülkeyi yönetecek, diğer yandan AK Parti'yi 2011 seçimlerine hazırlayacak.

Tek parti iktidarını üçüncü döneme taşımanın başka yolu yok. AK Parti liderliği, diğer partilere kaçan oyları tekrar kazanmanın arayışı içinde. 29 Mart üzerine derinlemesine araştırma yapıldı ve bu, bir rapor olarak da Başbakan Erdoğan'a sunuldu. Değişim, kabine ile sınırlı değil. Onun için büyük değişim.

AK Parti Genel Merkezi, il teşkilatlarını da gözden geçiriyor. Sadece kurmayları değil Erdoğan bizzat kendisi de ilgileniyor. Kısa sürede kongre takvimini başlatacak. Amaç; 2011 seçimlerine göre partiyi yapılandırmak. İllerde başlayan değişim sürecinin parti vitrinine yansımaması beklenemez. Sonbaharda Genel Merkez yönetimi, isim ve surat değil vizyon değişikliğine gidecek. Revizyonun Meclis ayağı da unutulmamalı. Yeni dönemde AK Parti'nin grup ve TBMM yönetiminde yeni isimlerle karşılaşacağımız kesin.

Başından beri ben kabine revizyonunu sıradan bir güven tazeleme veya olağan kan değişimi olarak değil 2011'i hedefleyen 'büyük değişim'in kapsamı içinde görüyorum. Gözler Erdoğan'da, Ankara tümüyle Çankaya'ya çıkacağı güne kilitlendi.

Sıcak gündemin diğer konusu, bugün yapılacak bir basın toplantısı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, gazetecilerin karşısına çıkacak ve sunuşun ardından sorulara cevap verecek. Asker, güncel siyasî konulara girme alışkanlığından kendini pek alıkoyamıyor. Bakalım Başbuğ, kendisini görev alanıyla sınırlayabilecek mi? Zamanın ruhuna uygun davranırsa hem ülkeyi rahatlatır hem de kurumu yıpratmaktan kurtarır.

Cevap vermek durumunda olduğu sorular var. Bir haftadır yeraltından çıkan ordu malı silah ve patlayıcıları tartışıyoruz. Poyrazköy cephaneliği tam bir soru işareti. Bugün buna açıklık getirmek zorunda. Cephanelik görmezden gelinecek, geçiştirilecek gibi değil. Orduya zimmetli silah ve patlayıcılar dışarıya nasıl çıktı? Sorumluları kim? Bu sorulara kamuoyunu tatmin edecek biçimde cevap vermek zorunda. Türkiye bekliyor...