Ergenekon'un hayali israil'in yolu   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 04-29-2009 (09:10)   Son Mesaj: 04-29-2009 (09:10)    Cevap: 0    Gösterim: 666  

    04-29-2009

    Ergenekon'un hayali israil'in yolu

    Birçok yerde İsrail'e yönelik eleştirileri dinledim.

    Ama bunlardan hiçbiri, Almatı'da yapılan Avrasya Medya Forumu'ndaki kadar sert değildi.

    Üstelik İsrail'i kum torbasına çeviren eleştiriler, Filistinliler veya Araplardan gelmiyordu. Ruslar, Çinliler, Avrupalılar ve bizzat İsrailliler ateş püskürüyordu. Demek, siyasi hesaplarla Gazze'de yapılan katliam, Doğu'da ve Batı'da aynı etkiyi yapmıştı. İnsan hakları alanında hedef olan Çin bile İsrail'i eleştiriyorsa, gerisini siz düşünün. Çinli bir yetkili şöyle dedi: "Uzun süre devam eden zulüm, sonunda o zulmü icra edenleri perişan eder."

    Tuhaf olan, Gazze dramının siyasi sorumlusu olarak foruma konuşan Olmert'in bu bakıştan ya habersiz ya da büsbütün umursamaz olmasıydı. Zira telekonferansla yaptığı konuşmada hep güldü. Öldürülen çocuk sayısı, İsrail'in medyaya getirdiği sınırlama, Gazze'ye düşen bombaların eğlence gibi izlenmesi tartışılıyordu. Ama o, sanki bu işlerle ilgisi olmayan bir yetkili havasındaydı. En zor sorularını bile esprilerle savuşturma gayretindeydi.

    Belli ki söyleneceklerden habersizdi. Konuşmasını, Batı'ya yönelik sıkça tekrarlanan şu teze oturttu: "Bölgenin tek demokrasiyiz. Bunu hedef alan teröristlerle savaşıyoruz." Bu argümana cevap, Rus gazeteci Maxim Shevchenko'dan geldi: "11 bin Filistinlinin siyasi mahkum olarak hapishanelerinde tutulduğu ülke nasıl demokrasi olur? Gazze, dünyanın en büyük esir kampı, insanları öldürmek isteyen herkes gibi medyayı uzak tutmaya çalışıyorsunuz." Sonra sözü İsrail gazetesi Haaretz'den Gideon Levy aldı. Önce İsrail'in demokrasi, medyasının da özgür olduğunu söyledi. Ama sonra zehir zemberek eleştirilerini sıraladı: "Medya özgür, ama işgal söz konusu olunca işbirlikçi kesilir. Birçok meslektaşım, bu hizmet olmadan işgalin süremeyeceğini düşünüyor. Hiçbir ahlaki kaygıları yok. Gerçekte yaşananlara kimse bakmıyor. Halbuki sadece Filistinlilerin de kendileri gibi insan olduğunu kabul etselerdi, işgal biterdi. Savaştan aylar önce bu medya, büyük operasyon diye yeri göğü inletti. Bu, İsrail'i koruyacaktı. Hep Hamas tünelleri ve füzeler lanse edildi. Sanki dünya savaşıyla karşı karşıyaydık. Hiçbir çatışma olmadan, İsrail askerleri vahşi ve iyi silahlarla donanmış düşmanla savaşan kahramanlar oluverdi. İsrail ordusu dünyanın en ahlaklı ordusuydu. 40 yıllık işgal vardı, ama bunun meşruiyetinden şüphe duyan tek İsrailli yoktu. Batı'dan gelen herkes, iki yere götürülür: Hamas füzelerinin düştüğü Sderot ve Holokost müzesi. İsrailli mazlum, Filistinli ise öldürmek için doğmuştur. Tabii kimseye, bu füzelerden 7 yılda sadece 11 kişinin öldüğü ve Sderot'un, yok edilen Filistin köyleri üzerine kurulduğu söylenmez."

    Rus gazeteci, Avrupa'da Sderot'un Filistin toprağı üzerine inşa edildiğini söyleyenlerin hapsi boylayabileceğini hatırlatınca, "Ben İsrailliyim ve vatanseverim. Eleştirmek, objektif olmak, İsrail karşıtı olmak değildir. Yanlışları söylemek, gerçek vatanseverliktir." diyen Levy, dünyada ilk kez ambargo uygulayana değil, abluka altındakine ambargo uygulandığını ekledi ve böyle bir ortamda Avrupalı liderlerin Kudüs'te Olmert'le kadeh tokuşturmasını kınadı. Ona göre işgalle yüzleşmeden çözüm imkansızdı. Sonra sözü İngiliz vekil Galloway aldı. "Olmert'in demokrasi tezine sadece gülünür." dedi ve sıraladı: "Hangi demokraside 1,5 milyon vatandaşa ayrımcılık yapılır? Hangi demokraside sadece Yahudilere özel yollar, tüneller vardır? Hangi demokraside 50 vekil hapistedir?"

    Bu esnada, Rusya'dan göç etmiş İsrailli bir gazeteci ve bir katılımcı klasik argümanlarla yapılanları savunmaya çalıştı, ama insanlar sadece güldü. Herhalde hiç kimse orada İsrail ile ilişkilendirilmek istemezdi. Bir an, Türkiye'nin bütün komşularıyla problemli olduğu ve yumuşak gücünden çok sert gücüyle gündemde olduğu eski günler aklıma geldi. O zaman Türkiye, Doğu'nun da Batı'nın da çeşitli kökenlerden kendi vatandaşlarının da kum torbasıydı. Şükürler olsun, son dönemde izlenen politikalar sayesinde ülkemiz yavaş yavaş barış ülkesi olarak anılıyor. Hâlâ ciddi sorunlarımız olsa da dünya çözüm arzumuzu görüyor. Ancak her yerden fışkıran korkunç silahlar, eski zihniyetinin ölmediğinin habercisi.

    Umarım, Türkiye içeride kardeşi kardeşe, dışarıda ise bütün komşulara düşman eden bu zihniyetten kurtulur. Bana öyle geliyor ki, Ergenekoncuların içeride ve dışarıda hayalleri gerçekleşse, Türkiye büyük bir İsrail olurdu. Allah milletimizi korusun. Ümit edelim İsrail de yanlışlarını görsün.




    Ergenekon'un hayali israil'in yolu Yorumları