Deli deli kulaklari küpeli   Konuyu açan: alptraum   İlk Mesaj: 04-29-2009 (09:10)   Son Mesaj: 04-29-2009 (09:10)    Cevap: 0    Gösterim: 1013  

    04-29-2009

    Deli deli kulaklari küpeli

    Ben kaçırmışım, ama soru halinde kendisine yönelttiklerine göre muhabir arkadaşların dikkatinden kaçmamış...

    Meğer DYP'de politika yapmış eski bir milletvekili Ergenekon sürecinin başından itibaren en fazla merak edilen '1 numara'nın kimliğini “Süleyman Demirel” olarak açıklamış... Muhabirlerin “1 numara siz misiniz?” sorusuna eski cumhurbaşkanının cevabı şu olmuş: “Delirmiş bunlar, öyle gözüküyor...”

    '1 numara' kimliği çok merak edilen bir şahsiyet bugün. Herkesin ağzına bakacağı, görüşlerini emir ve talimat sayacağı biri olmak zorunda. Perde gerisinde kalıp gelişmeleri izlemesi ve yaptığı/söylediği her şeyin başında bulunduğu örgütü daha da muhkem hale getirmesi kendisinden beklenir.

    Süleyman Demirel bu tanıma tam uyuyor mu?

    Bu sürecin başından beri olan-biteni hafife alma eğiliminde olanların en büyük mazereti, gözaltına alınanlara bakarak sordukları “Bunlar mı darbe yapacaklardı?” sorusunda yatan düşüncedir. Gözaltına alınan ve tutuklananlar arasında bir-iki 'önemli adam' olsa bile, büyük çoğunluğu birbiriyle irtibatı bulunmayan, önlerine iki kaz katsanız güdemeyecek tipler...

    İşin içine eski bir cumhurbaşkanını soktuğunuzda tablo bütünüyle değişiyor doğal olarak...

    Geçenlerde Sabah'ta yayımlanan Nur Batur röportajında dönemin İtalya Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga kendisinin 'Gladio'nun 1 numarası' olduğunu kabul etmişti. Savunma Bakan Yardımcısı olduğu günlerde örgütten haberdar olmuş, bakanlıklar yaparken örgütle ilgilenmeyi sürdürmüştü. 'Gladio' örgütünün '2 numarası' da sekiz defa başbakanlık yapmış 'tilki' lâkaplı politikacı Gulio Andreotti'dir herhalde...

    Gladio'yu 'örnek örgüt' olarak kabul edersek bu tür yönetimlerde üçlü bir yapı olduğunu öngörebiliriz. Örgütün bir vurucu güce, silâh ve mühimmata, onları kullanacak tetikçilere ihtiyacı olduğu açık; bu ihtiyacı gideren askeri veya yarı-askeri yapının tepe noktası bir askerdi İtalyan Gladio'sunda...

    Örgüt devletin derinliklerinde yer aldığı için, iktidarlar değişse bile perde gerisinden onu yöneten politikacılardan bir liderliğe sahip olması da gerekiyor. Gladio örgütünde o görev Cossiga ile Andreotti'ye düşüyordu.

    Esas beyin ve manipülatör ise sivil bir yapılanmaydı. 'P-2' adıyla oluşturulmuş bir loca, politikacılar ve askerler yanında bürokratları, işadamlarını, hukukçu ve yargı mensuplarını, gazetecileri bağrında barındırıyor, örgütün asker-sivil yönetimini istediği doğrultuda yönlendiriyordu. 'P-2' locasının başında ise bir işadamı olan Lucio Gelli bulunuyordu.

    İtalya'dakine benzer üçlü bir yapının bizde de varolduğunu düşünersek, askerî ve politik liderleri yanında bir de 'dış-manipülatör' aramak gerekiyor. Dolayısıyla, bir örgüt ve bir lider değil, içiçe geçmiş üç örgüt ve aralarında hiyerarşik ilişki bulunan üç liderin varlığından söz edilebilir.

    Bizdeki örgütlenme de İtalya'daki gibi midir? Öyleyse üçlü-yapılanmayı nerede aramak gerekiyor? Üçlü yapılanma varsa liderleri kimler olabilir?

    Bu soruların cevaplarını henüz bilmiyoruz. Süreci yönlendirenler tek bir yapı varmış hissini verecek biçimde davranıyor ve yargılamayı da o davranışa uygun sürdürüyorlar...

    Kendisine “1 numara siz misiniz?” diye sorulmasından Süleyman Demirel umarım çok rahatsızlık duymamıştır. Ülkenin son 50 yılında hep varolmuş bir politikacı o; cumhurbaşkanlığı bile yaptığı için fazlaca göz önünde. 28 Şubat 'post-modern' darbesinde yönlendirici bir rol oynadığını kendisi de inkâr etmiyor. Onu '1 numara' konumuna yakıştıranlar biraz da bu görüntüden hareket ediyor olmalılar.

    “Delirmiş bunlar” mukabelesini “Ben bu işlerin içinde yokum” keskinliğinde bir inkâr kabul edebiliriz. Dediği belki doğrudur: Kendisini '1 numara' konumuna yakıştıranlar -ne malum- delidirler...




    Deli deli kulaklari küpeli Yorumları