Alıntı:
Su kisim Alıntı:
Tevrat okumakta ya da nietzche okumakta bir beis yoktur olamaz bu kisiyi baglar. Nietzche yi okuyup Kuran in anlattigi mecazi ya da tesbih yönünü anlayamazsin. Bunu sana Nietzche saglamaz. Nietzche sana düsünme yollari acar, her nasil diyorsan ki Kuran ilim ögrenilmeden bilim ögrenilmeden anlasilmazsa Nietzche Kuran anlasilmadan anlasilmaz. Sebebi bagli oldugu düsünce tarafi. Anlayacagin iki taraf birbirine bagli nietzche olmadan Kuran anlasilir ama Kuran okunmadan Nietzche saglikli bir islam düsünürü olarak anlasilmaz kanisindayim. Yanlis ya da dogru olabilir bunlar düsüncelerdir. lakin dikte den fazla görüsler olursa fikir paylasimlari olur. |
şimid bakın burda konu öle dağıldı saptı ki gerçek anlamından uzaklaştı.ben nietzsche ile ilgili aksedilen bir yanlış olduğunu söylemek istemiştim okadar.ama tartışma öle bi yere geldiki öyle sanıyorumki siz nietzsche ve eserlerini Kur an a alternatif olarak görüyormuşum gibi sanıyosunuz.yani nietzsche bi peygamber eserleride kutsal kitapmış gibi. tartışma öle bi yere geldiki burda nietzsche bilim dünyasının temsilcisi oluverdi.yani burda nietzsche yi bir simge olarak kullanmaya başladım. benim anlatmak istediğim şey bütün ilimlere değinmiş olan Kur an ın ilimleri bugün astroloji filoloji jeoloji fen fizik matematik vs gibi bi çok dallara ayrılmış ve herbiri kendi konuları içinde derinlemesine araştırmalar ve neticede elde ettikleri verilerle ufkumuzu aydınlatmaktadırlar. Kur anı okuyun.onun garaib ve acaiblerini araştırıp anlayın. Hz.Muhammed ortada daha Kur an yokken vahiyler inmemişken hz.muhammede ''oku''denmiştir.burdaki okuma eylemi zaten ümmi olan muhammedin yazıyla yazılmış bişeyi okuması eylemi değil ,dağı taşı evreni yasaları görmesi farkına varması incelemesi,ve neticesinde anlamasıdır. ama her müslüman islam alimi değildir efendim.olamazda.olsaydı zaten şeyhlere üstadlara peygamberlere ihtiyaç duyulmazdı.fakat her müslümanın aklı ile sorarak araştırarak tefekkür ederek iman etmesi gerekmektedir.bütün görünürde ve görünmeyende işleyen yasaların kaynağı Allah adı ile işaret edilenden gelmektedir.Kur an ı Kerim ise Allahın kitabıdır.onun sonsuz ilminin kitabıdır.büyük alimlerden biri Kur an yetmişyedibin ikiyüz ilmi ihata etmektedir der.çünkü her kelime bir ilimdir. Sonra dört ile çarpılır. Zira her kelimenin zahiri, batını, haddi ve matlaı vardır demiştir.ama Kur anı layıkıyla çok iyi anlamanın en büyük şartı 1. olarak arapça bilmektir.Kur an ın ana dili arapçadır kardeşim hangi dile çevirirsen çevir kayba uğrar. günümüzdeki bilim dallarına bakarak ise bu kur andaki ilimleri çok dah iyi çok daha detaylı derinlemesine layıkiyle anlayabiliyoruz.bu bilim dalları her biri kendi alanlarında derinlemesine araştırmalar ve veriler ortaya sunmaktadır.benim anlatmak istediğimde buydu zaten.burdada nietzsche bunu yani araştırmacı bilimin simgesi oldu.o yüsden burda nietzsche nin felsefisini ve düşüncelerini tartışmıyoruz.nietzsche yi mutlak olanı tek gerçeği arayan evreni soykütüksel olarak araştıran bilimin sembolü olarak kullanıyoruz.bilim ve bilim adamları çeşitli deneyler testler incelemeler araştırmalar vs yaparak açıklayıcı eserler sunarak doğayı ve yasalarını anlayabilmemiz için bize ışık olmaktadırlar.işte en basiti gelmiş geçmiş en büyük fizikçilerden hawking ve eserleri.buyrun okuyun.sonra Kant ı okuyun felsefi dille ''kendinde şey'' e yani Allaha nasıl ulaştığını görün. ha güya ben nietzsche yi islam düşünürü olarak görüyorum .nietzsche yi Kur anı açıklayan adam olarak görüyorum.bide bu çıktı şimdi. ya siz nasıl bir İslam anlayışındasınız ben anlayamıyorum.islam ve bilim birbirinden ayrılmayan şeylerdir.bilim zaten Allahı araştırır.Olup biten herşey her ilim görünürde görünmeyende olan herşey Allahın suretleri Allahın yasaları bizzat kendisidir.dolayısıyla biç bir bilim yokturki Allahın olmadığı bir şeyden bahsetsin.hepimiz İslâm'da yaşayıp ölmekteyiz demiş Goethe.bu ne demektir sorarım size. şu 7.yüzyıldan bu yana kendi kişisel ahlak anlayışlarıyla vs vs işte meselesine gelirsek. gayet iyi anladınız siz onuda...neyse ben yinede açıklayım. kardeşim bugün gidin sorun ilahiyat prof larına hadisler ne kadar güvenilir diye sorun.size derki hadisin nerden veya kimden olduğu önemlidir ve Kur an a uygunmudur değilmidir ona bakılır der.yani her hadisi şerife güven o lun maz demek istenmektedir.burda kalkıp bunları ben araştırcak olsaydım ilahiyatçı olmuş olurdum zaten.profösörler varken benim ne haddime hadislerin doğru olup olmadıklarını ıspatlamak. o yüzden yok efendim delilsiz itham var kime olduğu belli olayan bi itham var falan filan demeyiniz ben islam profesörlerinin yalancısıyım.zira hadisler söylenirken ben orada değildim efendim veyahutta kimden rivayet edildiğinide görmedim duymadım.ben nerden bileyim doğruluğunu yalanlığını. |
bide ismail kazdal ın Kur an ı anlama ile ilgili şu yazısını aktarayımda tam olsun. Kur'an, muradını, hangi kimliğe sahip olan insanlara açar? Önce, bu hayati sorunun cevabı bulunmalıdır. Kur'an'a dikkatle bakıldığında, "insanların çok azı müstesna, bilmezler, düşünmezler, zikretmezler, tezekkür etmezler, idrak etmezler" gibi ifadelerle insanın en yüce erdemi olan bilmenin herkese açık olmadığının belirtildiği görülür. Öyleyse, bilmenin, Kur'an'daki ilahi muradı anlamanın alt yapısını oluşturacak ensturmanların neler olduğu sorusu, ister istemez önümüze çıkmaktadır. İnsanı geliştirerek yüce Allah'ın ayetlerdeki muradına yükselten kimliğin oluşmasına hangi evrelerden geçiş sebep olmaktadır, sorusunun doğru cevabı, bizce birçok bilinmezi bilinir hale getirecektir. Bize bu konuda önemli işaretler veren, özellikle Allah'ın son Resulü Hz. Muhammed'e (sav) inen ilk ayetin başlangıcı "ikra" ile "İnsan bahse değer hale gelinceye kadar bir çok evreden geçmiştir." ayetidir. Bu iki ayet, insanın gelişmesini, bahse değecek hale gelmesini ifade etmektedir. Elbette ki yüce Allah "ikra" (oku) dediğinde, Resulü şaşırmış olacaktır. Çünkü daha Kur'an ayetleri vahyedilmemiştir. Burada dikkat çeken bir diğer önemli husus da, ilk ayetin "inan" biçiminde gelmemesidir. Önce inanmaktan değil, tahkikten bahseden tek dindir Kur'an'ın dini. Onun için dogmatik bir din değildir diğer dinler gibi. Çünkü, "önce inan" demiyor, "oku", yani araştır diyor. Neyi okuyacaktır Allah'ın Resulü? Kur'an ayetleri henüz inmediğine göre neyi okuyacaktır? Elbette çevresini oluşturan objeleri, olayları, olayların faillerinin iç dünyalarını, maziden tevarüs ettiği bilgileri okuyacak, yahut düşünecektir. Düşünecek, kendisinde varolan bilgileri tasnif edecek, hepsini tanımlayıp ait oldukları yerlere yerleştirecektir. Böyle yapacaktır ki, gelecek olan Kur'an ayetlerini anlayabilecek alt yapı oluşmuş olsun. Böylece, hazır olan alt yapıyla, ilahi vahiylerin ağırlığı altında ezilmeyecektir. Zaten her insan için de böyle değil midir? Biraz daha yukarıdaki bilgiye ulaşmanın yolu, sürekli öğrenmeye bağlı değil midir? İnsanoğlu, bilgi hazinesini artırarak daha üst kavramları anlayacak hale gelmiyor mu? İşte onun içindir ki, her insan, Allah'ın Resulüne inen ilk ayetin icabını yerine getirerek anılmaya değer bir noktaya ulaşacaktır. İnsanoğlu gelişmek için neyi okuyacaktır? Elbette ki çevresini meydana getiren bütün maddi, manevi bilgileri. Çünkü iki ayaklı bir yaratıkken çevresini oluşturan her şey hakkında sorular sorması ve cevabını alması oranında insanlaşacaktır. Çevresini, kendini çevreleyen şartları sorgulamayan, tanımlamaya çalışmayan bir yaratık değildir insanoğlu. Bu tanımlama da elbette soru sormaktan geçer. Demek ki, iki ayaklı mahluku geliştirip insan yapan saik, ondaki meraktır, tecessüstür. Tecessüs ve merak elbette insanın önündeki tabuların kalkmasıyla gelişen hasletlerdir. İki ayaklı bir yaratıkken üzerinde oluşacak her türlü baskı, insanı yakalamasına engel olacaktır. Her türlü baskı, tecessüsün düşmanıdır. Bir çocuk, hayata gözlerini açar açmaz, etrafını merakla seyretmeye başlar. Sonradan korku objeleriyle karşılaşır ve merakı yavaş yavaş törpülenir. Bu nedenle, insanlığın üst makamlarına ulaşamaz. Onun içindir ki, insan önce kendini tanımalı ki, Kur'an'a muhatap olabilsin ve ondaki murad-ı ilahiyi anlayabilsin. Peki nedir kendisini tanırken, insanın tanıması gereken kavramlar? Önce bu sorunun cevabını oluşturacak başlıca konuları başlıklayalım: 1. Akletme, 2. Bilgi, 3. Tefekkür, 4. Duygu, 5. İnanma, iman, 6. Eylem, amel, 7. Hakim, hükmetme, 8. Şirk, 9. Adalet, 10. İnsan, 11. Kur'an'ın amacı, 12. İnsan iradesi, 13. Kader, 14. Yaratılışın amacı, 15. Sorumluluğun ferdiliği, 16. Sosyal sorumluluk, 17. Mal sorumluluğu, 18. Makam sorumluluğu, 19. Tarih, 20. Ahlak, dürüstlük, 21. Hürriyet, 22. Siyaset, 23. Resul, 24. Şeytan, melek, cin. Bütün bu mefhumların, kavramların mahiyetini açıklayamaz, belirgin ve kavranılabilir bir yapıya kavuşturamazsak, ne haber şeklinde gelen Kur'an ayetlerini, ne varlıktaki açık ayetleri anlayabilir, ne de elimizde Kur'an gibi bir yol gösterici bulunurken ve bize bu aleme sahip çıkmamızı emrederken, başkalarına köle olmaktan kurtulabiliriz. |
öncelikle teşekkürler,uslubunu ve haddini bilen cevabınız için... Zaten cevab da arapça 'cevb' kökünden gelir,cevb kesmek demektir.Buna atıfla cevab,sözün doğrusunu duyunca sesini kesecek olana verilir... Yazınızın ciddi bir kısmına katılıyorum..Konunun farklı mecralara kaydığı da açık... İnsan-din ilişkisinde öncelik ALLAH_İNSAN olmalı...Eğer kişi,dinini öğrenirken ilk muhatab aldığı kaynak(tabir-i caizse) Allah olmalı yani kuran...Kuranı anlamak için ilim şarttır sözüne de katılmıyorum,kuranın kendisi bir ilimdir ve kişiye yeter ,bu kuranı anlamaya sadece bu yeter anlamında değil..kuranın derin anlamlar taşıması onun okunup anlaşılmayacağı anlamında değildir...Ve İQRA ayetlerinden kastında tefekkür olduğunu düşünüyorum ki,seni yaratan rabbinin adıyla oku denmesinin sebebi budur,yoksa bugün salt akıl ile yahut bilimle insanlar ateist olabiliyorlar ki zaten Allah ispat falan edilmez,sadece Allahın delili olur...İspat ve delil de farklıdır... Hani bütün kitaplar bir tek kitabı anlamak için vardır sözü var ya,bence ters söylenmiş ,adeta bütün kitaplar Kuranı anlamayalım,kuranı bizzat kendini okumayalım diye var... Bununla ilgili imam humeyni nin de güzel bir kıssası var...Birgün onu ziyarete gelen meşhur suudlu bir alim,onun odasında bir rahle bir iki parça bişey ve kuran görür..konu ilimden açılır...Suudlu alim,donanımlıolmaktan falan bahsedserken şu şu kitaplar okunmalı şu şu kütüphaneye sahip olunmalı der..İmamın cevabı ise düşünmeye değer: demek ki der,sen ile kuran arasında bu kadar kitap var... Kuran,sadece hüküm kitabı değildir...Kuran okuyun ve hüküm çıkartın demiyoruz kimseye bu evet biraz alimce bir iştir,lakin kuran da ahkam ayetleri kuranın % 5 i bile değil bildiğim kadarıyla(230 küsür ayet) onun dışında kuran bir saf akıl inşa eder ve zihni farklı yargılarla dolmuş biri kuranı da ona göre algılar,peygamberin o yaşa kadar ümmi olmasının hikmeti budur... Hadis meselesine gelince...Genel anlamda dünyada şuan hadisle oynuyorlar,bunu kasıtlı yapıyorlar...Biliyorlar ki hadisi yerinden oynatırsak dinde sağlam bir tahrifat yapmış olacaklar...Allah cc hadisleri de dolaylı olarak koruyacağı iddiasındayım,kuran gibi değil ama koruyacak...bu iddiama dedlilim,anlaşamadığınız meseleleri allaha ve resulüne götürün ve sonra onda sizin için güzel bir örnek vardır gibi ayetlerdir...Ayet bugün beni de bağlıyorsa ki bu böyle,ben meseleyi allah resulüne nasıl götüreceğim???...Kuran boş söz söylemeyeceğine göre,demek ki hadisler bugüne kadar gelecek ki ben resulün ne yaptığını bileceğim...Kendi kaynaklarımız üzerinde şüphe oluşturmanın bir alemi yok... vesselam... |
üff..aman salla ya.sıkıldım ben. baydı bu muhabbet beni.baydınız.zaten ne işim varsa benim burda.bi filmi indiriim die girmiştim sanırsam.anlaşılan o ki burdaki kulaklara göre ağız diilim ben.size sorgusuz sualsiz teşekkürcülerinizle neşeli mutlu forumlar dilerim efenim :) |
de hadi selametle..uğurlar ola... |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:25 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük