MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Akademik mevzuular
>
Tarih Bölümü
>
Bahailik
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Bahailik
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=N u M a N;688]Bahai dininin kurucusu, Bahaullah Mirza Hüseyin Ali adlı bir İranlıdır. 12 Kasım 1871'de İran'ın Tahran kentinde dünyaya gelen Bahaullah, sürgünde bulunduğu Akka'da (1892) yaşamın yitirdi. Soyu, Türk kökenli Kaçkarlar'a dayanan Bahaullah, çağdaşı olan Ali Mehmet Bab'ın öğretilerinden etkilendi; Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet gibi tek tanrılı dinlerin yanı sıra Budizm, Brahman ve Zerdüşt gibi çok tanrılı dinlerin araştırdı, bilgilerini artırdı. Şiraz'da kendi görüşlerini yaymaya başladığı (1848) sırada, "Ali Mehmet Bab'ın görüşlerini savunuyor" gerekçesiyle kovuşturuldu.1852'de Bağdat'a sürüldü. Ancak, Ali Mehmet Bab'ın 1849'da kurşuna dizilip, sahneden çekilmesiyle, "Babailer" olarak bilinen yandaşları, Bahaullah'a yöneldiler. Böylece Bahaullah'ın çevresi kısa zamanda genişledi. Ne var ki, Osmanlı yönetimi, onu İstanbul'a sonra Edirne'ye (1864) sürgün etti. Ancak Bahaullah burada da etkinlik gösterince bu kez Akka'ya gönderilerek (1868) orada hapsedildi. Hapsedildiği kalede, tek ve çok tanrılı dinlere dayanan bilgilerini birleştirip yeni bir din kurma girişiminde bulunan Bahaullah'a göre; insan, inanma gereksinimi olan bir yaratıktır. Dinler ise, inanmayı biçimlendiren birer araçtır. Öyle ise din, yaşamın bir parçası olmalı ve tüm insanları kucaklamalıdır. Oysa, süregelen peygamberlerin dinleri, belli toplulukları, kendi tekelinde tutmayı; ya da kendi kabul ettirmeyi amaçlamaktadır. Kimileri de, bu kabul ettirmede zorbalığa dayanmaktadır. Bunu yaparken Tanrı'nın buyruğuna uyduklarını, yeryüzünde "Allah'ın hakimiyeti" ni esas aldıklarını ifade etmektedirler. Özellikle, geçmiş çağlarda görülen bir çok kanlı olayların temelinde kendi dinini egemen kılmak isteyenlerin zorbalıkları gözlenmektedir. Din zorbalığa dayanılarak kabul ettirilmemelidir. İnsan, kendi aklı ve vicdanıyla doğruyu bulmalı, dinin seçmelidir. Baskısız ve dayatmasız kendi olgunluğuna kavuşan insan, özgür iradesiyle hareket etmeli, önündeki seçeneklerden birini kendi iradesiyle seçmelidir. Bu olgunlukla seçilen ve yaşatılan din, insan hak ve hukukuna saygılı olur. İşte o zaman din, insanların gereksinimlerini karşılayan yaşamsal bir kurum haline gelir. Bu temel ilkeler doğrultusunda kendisini ifade eden Bahaullah; kişilerin olduğu gibi görünmesi ve göründüğü gibi olmasını; yani sözleri ile eylemlerinin birbiriyle uyumlu olmasını istemektedir. Gerçek dostluğun ve inanç olgunluğuna ermenin, ancak eylem içinde belli olduğuna dikkat çeken Bahaullah; uluslararası barışın, dostluğun, sevginin ve kardeşliğin sağlanması için ortak bir dilin oluşmasını; yargının uluslararası merkezi bir sisteme bağlanmasını; bireylerin olduğu gibi, ulusların ve devletlerin de olumsuz eylemlerinden dolayı yargılanmalarını, tüm insanlığın yararına görmektedir. Elbette ki üretimde ve tüketimde adaletli paylaşım esas alınmalıdır. Yaşadığı çağ gereği, önceki peygamberlerden daha toplumsal, daha ekonomiksel, daha hukuksal olarak insanlara yaklaşan Bahaullah, kendi din öğretilerini içeren Kitabul - Akdes (En Kutsal Kitap), Kitabul - İkan (Sağlam Bilme Kitabı), Kelimat-ı Maknune (Maknu'nun Sözleri), Tarazat, İşrakat (Işıklandırma), Tecelliyat (Görünme, Belirme), Kelimat-ı Firdevsiye (Firdevsi'nin Sözleri) adlı kitaplar yazdı.[/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links