MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Islamiyet
>
Güllerin Efendisi (Sallâllahû Aleyhi Ve Sellem)
>
Sünnet ne demektir ve gereklimidir?
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Sünnet ne demektir ve gereklimidir?
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=alptraum;5588][COLOR=red]Aynen Rivâyette Hassasiyet[/COLOR] Râvinin lisana tam mânâsıyla vâkıf olması, mânâyı ifade için kullandığı kelimenin siyak ve sibakı (öncesi ve sonrasıyla metin içindeki yeri) arasında yabancı bir kelime olduğu imajını uyandırmaması ve hadîsin lâfzının unutulmuş olması gibi belli şartlarla rivâyet bi’l-mânâ, yani, hadîsi Efendimiz’den sâdır olmayan bir lâfızla rivâyet etmek câiz olmakla beraber, sahâbe-i kirâm, hadîsin bir kelimesi, hattâ bir harfi mevzuunda bile alabildiğine titizdi. Meselâ, bir gün Ubeyd İbn Umeyr, Abdullah İbn Ömer’in (r.a.) yanında şu hadîsi rivâyet eder: “Münafığın durumu iki sürü arasında gidip gelen bir koyuna benzer.” Yani münafık, kâfirlerle mü’minler arasında gidip gelen ve birinde karar kılamadığı için iki tarafça da kabul görmeyen bir tiptir; mü’minlerle düşüp kalktığı için, kâfirler nazarında hor ve hakîr görülür; bir mü’minin iç bütünlüğüne ulaşamadığı ve tam mânâsıyla iman edemediği için de, mü’minlerin nazarında hor ve hakir olur. İbn Ömer, celâllenir ve: “Hayır, öyle demedi!” diye mukabelede bulunur. Umeyr: “Ya, nasıl dedi?” diye sorar ve İbn Ömer: “Ben Resûlüllah’tan böyle duydum.” diyerek, hadîste Efendimiz’in “iki sürü” mânâsında “rabîdayn” değil de, “ganemeyn” kelimesini kullandığını belirtir.36 Yani, muhalefeti tek bir kelimededir. Sahâbenin gösterdiği bu hassasiyeti, aynıyla tabiîn ve tebe-i tabiîn de göstermiştir. Meselâ, meşhur Süfyan İbn Uyeyne şu hadîsi rivâyet eder: “Nebi (s.a.s.), kabaktan elde edilen ve ziftli kaplarda (koruk, üzüm, hurma üsâresi gibi) şıra kurmaktan menetti.” Daha sonra bu hadîs Süfyan’ın yanında bir başkası tarafından rivâyet edilirken, Süfyan’ın rivâyetinde geçen “yentebeze” yerine, aynı mânâya, fakat farklı kipte “yenbeze” kullanılır. Süfyan İbn Uyeyne, “Ben Zührî’den öyle duymadım. O, bu hadîsi şöyle rivâyet ediyordu.” diyerek itiraz eder ve hadîsi kendi rivâyet ettiği şekilde okur.37 İşte, sahâbe olsun, tabiîn ve tebe-i tabiîn olsun, hadîsin aynen Efendimiz’den geldiği şekliyle rivâyet edilmesi mevzuunda bu derece hassas idiler. Bu hassasiyet karşısında dün ve bugün, “Sahâbe ve tabiîn, Allah Resûlü’nden (s.a.s.) duydukları şeyleri kendi kelimeleriyle ifade ediyorlardı; dolayısıyla, bu şekilde intikal eden hadîslerin teşrîe esas teşkil edebilecek bir ağırlığı yoktur.” şeklinde yapılan iddiaların ne kadar boş ve mesnedsiz olduğu ortadadır. [COLOR=red] Müzakere [/COLOR] Sahâbe-i kirâm, Resûlüllah’tan (s.a.s.) aldığını nakletmekle kalmıyor, aynı zamanda öğrenip belledikleri şeyleri aralarında müzakere de ediyorlardı. Kendileri müzakere ettikleri gibi, daha sonra talebelerinin de bu mes’eleleri müzakere etmelerini istiyorlardı. Meselâ, sahâbî efendilerimizden Ebû Saîdi’l-Hudrî ve İbn Abbas, talebelerine şöyle derlerdi: “Bu hadîsleri belleyin ve aranızda müzakere edin. Onların bazısı bazısını hatırlatacaktır; dolayısıyla, bunları aranızda devamlı mütalâa etmelisiniz.”38 (36) Ebû Dâvûd et-Tayâlîsi, Müsned, s. 248; Müsned, 2:68. (37) el-Bağdadî, el-Kifaye, s. 178. (38) Darimî, mukaddime 51.[/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links