MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Islamiyet
>
Genel Islami Bölüm
>
Dualarımı kabul etmemesinden bildim O'nu!"
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Dualarımı kabul etmemesinden bildim O'nu!"
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE={{şura}};55598][B]"Dualarımı kabul etmemesinden bildim O'nu!"[/B] [B][I][FONT=Georgia]Kudret, sadece yapmaya değil, yapmamaya da muktedir olanın sıfatı. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]İktidarın başlıca vasfı, eyleyip eylememe kudretidir. Kudret, arzu ettiğini avucunun içine alabilmek kadar, onu elinin tersiyle itebilmektir de. Marifet, arzu etmediğini geri çevirmekte değil, bilâkis çıldırasıyla arzu ettiğinden, hakkında deli divane olduğundan vazgeçmekte. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Vazgeçmek kolay mı? [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Kolaylık da, zorluk da gerçekte kişinin vazgeçecek olduğu şey karşısındaki hâlince belirlenir. Çünkü feragatin şiddeti talebin şiddetine bağlıdır. Ne kadar istenildiyse, ne kadar istenilmişse, vazgeçişin ızdırabı da o düzeyde olacaktır. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Aslâ şaşırmamalı, kişi vazgeçildiği kadarıyla ancak vazgeçebilecektir! [/FONT][/I][/B] [CENTER][B][I][FONT=Georgia]* * * [/FONT][/I][/B][/CENTER] [B][I][FONT=Georgia]Bir şeyi arzu ve taleb etmenin dört mertebesi vardır: [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]1. Meyl (eğilim) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]2. İrade (istek) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]3. Muhabbet (sevgi) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]4. Aşk (tutku) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Bu dört terim de duyguların hareketini tanımlamakta. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Meyl, Klasik Fizik'te hareket'ten ziyade hareketin başlangıcını ifade eder. Dolayısıyla elde etmeye, ele geçirmeye, avucunun içine almaya 'meyl' etmedikçe, o şeyin, kişinin muradı hâline gelmesi düşünülemez. Meyl şiddetlendikçe isteğe dönüşür. İstek arttıkça muhabbete dönüşür. Muhabbet de şiddetlenirse bir süre sonra tutku hâlini alır. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Kişi istenildiği kadar isteyebilir. İstenilmeyen isteyemez. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]'Meyl' kelimesi hakikatte 'temayül' anlamında kullanılmaktadır, ve öyle de anlaşılmalıdır. Meyl tek taraflı, temayül ise iki taraflıdır. Kendisine meyl duyulan ancak meyl duyabilir. İstek de öyledir. İstenmeyen isteyemez. Dahası, sevilmeyen sevemez. Aşık olunmayan aşık olamaz. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Demek oluyor ki kendisinden vazgeçilmedikçe kimse vazgeçemez! [/FONT][/I][/B] [CENTER][B][I][FONT=Georgia]* * * [/FONT][/I][/B][/CENTER] [B][I][FONT=Georgia]Düşünenleri bir kez daha düşünmeye davet ediyor ve dikkatlerini Kur'an'dan iki ayete çekmek istiyorum: [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]— Allah onları sever, onlar da Allah'ı severler. (5:54) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]— Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah'tan razı. (5:119) [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Farkedildiyse eğer, bu iki ayette de kullar, Allah tarafından sevildikleri için Allah'ı sevmekte, Allah kendilerinden hoşnut olduğu için O'ndan hoşnut olmaktadırlar. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Yani, Hak sevdiği için sevilirken, halk sevildiği için sevmekte. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Sevmeyi değil, sevilmeyi önemsemeli. Sevildiysek eğer, sevebileceğimizi unutmamalı. Sevgisizlik, sevmeyi bilmemekten değil, sevilmeyi bilmemekten neşet eder. Alacaklı gibi değil, borçlu gibi sevmeli o hâlde! Ne kadar seversen sev borcunu ödeyemezsin. Sevilmenin şükrü eda edilmez çünkü. Karşılıksız sevgi olmaz! Sevgi varsa, işin içinde sevmekten çok sevilmek vardır. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]— Hakkı niçin seversin? Ne kadar seviyorsun? [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Hiç numara yapma! Sevildiğin için ve sevildiğin kadar. [/FONT][/I][/B] [CENTER][B][I][FONT=Georgia]* * * [/FONT][/I][/B][/CENTER] [B][I][FONT=Georgia]Hangisi önce? Hakkın sevgisi mi, halkın sevgisi mi? [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Burada bilindiği anlamıyla, yani zaman itibariyle 'öncelik' yok. Çünkü öncelik ya zat itibariyle, ya da zaman itibariyledir. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Basit bir misal: Kolunu hareket ettiren kişinin koluyla birlikte kolundaki saat de hareket eder. Saatin hareketi kolun hareketiyle eşzamanlıdır. Dolayısıyla kolun saate önceliği zaman itibariyle değil, zat itibariyledir. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Hakkın muhabbet ve rızasının önceliği zaman itibariyle değil, zat itibariyledir. Halkın muhabbet ve sevgisinin sonralığı da keza zaman itibariyle değil, zat itibariyledir. Zâtendir. [/FONT][/I][/B] [CENTER][B][I][FONT=Georgia]* * * [/FONT][/I][/B][/CENTER] [B][I][FONT=Georgia]Korkmak bir sevme tarzıdır, kişi sevdikçe korkar. Daha çok sevdikçe daha çok korkar. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Korkmak, gerçekte ihtimam göstermektir. Alacaklıymış gibi değil, borçluymuş gibi sevmektir. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Korkmak sevilmemekten korkmaktır. Terkedilmekten. Kaybetmekten. O'nsuz kalmaktan. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]'Heybet', korku demektir. Hak aşıklarının sıfatıdır. Korkarak sevenlerin. Titreyerek. Heybetle. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Havf, avamın korkusu. Heybet ise büyük âşıkların. Delilerin. Çılgınların. Çıldırasıya sevenlerin. Çıldırasıya sevilenlerin. [/FONT][/I][/B] [CENTER][B][I][FONT=Georgia]* * * [/FONT][/I][/B][/CENTER] [B][I][FONT=Georgia]— "Dualarımı kabul etmemesinden bildim O'nu!" [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Hz. Ali gibi sen de O'nun kudretini böyle takdir edebiliyor musun ki ey talib, hiç utanmadan "O'ndan korkmamalıyız, O'nu sevmeliyiz" türünden boş lâflar sarfedebiliyorsun? [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Sen O'nu dualarını kabul ettiği için sevdiğini sanıyorsun. Sevdiğin o değil ki, kibrin! Şımarıklığın. Zaafların. Kuruntuların. Sen kuruntularını seviyorsun ve onlara Tanrı adını veriyorsun. Kendin yapıp kendin tapıyorsun! [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Putperestlik inkârın değil, bilâkis inanmanın zaafıdır! Unutma ki putperestler putlarını Kâbe'nin içinde saklıyorlardı. [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Ey talib, sen hiç Kâbe'nin içine baktın mı? [/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]Kendi Kâbe'nin içine...[/FONT][/I][/B] [B][I][FONT=Georgia]DÜCANE CÜNDİOĞLU[/FONT][/I][/B][/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links