MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Sanat-Kültür-Edebiyat-Multimedia
>
Düşünce Meclisi
>
Televizyon edep ve zina..
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Televizyon edep ve zina..
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=M ALİ RUMİ;53294][I][FONT="Times New Roman"][COLOR="DarkRed"]Televizyon seyrederken "gözlerim kızarıyor" diyen birisine Diger birisi "Benim de yüzüm kızarıyor" demiş. Türk toplumunun aile yapısını, ahlâkî değerlerini bozmaya çalışan sütü bozuk ifsat şebekesi, uydu vasıtası ile çok önemli ve de bir o kadar tehlikeli çalışmalar yapıyorlar. Eskiden mü'minler bir dostunu ziyaret etmek için akşam oturmasına gittiklerinde güzel sohbetler yapılır, gelmiş ve geçmişten bahsedilirdi. Şimdi bunun yerini televizyon aldı. Dostluk, muhabbet ve kardeşane sohbetlerin yerini; cılız, abes, dedikodu ve cinselliğe dayalı müptezel kokteyl türü toplantılar aldı. Kıraathaneler (okuma salonları) kumarhaneye dönüştü. Aynı çatı altında müstehcen bir programı izlemekten haya etmeyen ailelerin sayısı arttı. Savrulma, dönüşme ve kaymanın dozajı o kadar arttı ki, toplumda ensest ilişki normal görülmeye başlandı. Ne tuhaf! Yüzü kızarması gerekenlerin gözü kızarıyormuş.. Yazdıklarım, muhafazakâr, dindar insanları ve başta şahsımı bağlar. Ar damarı çatlamamış, kalbinde iman, dizinde derman bulunanlara, kasırgalar karşısında dikkatli olmalarını tavsiye ederim. "Program yapımcısı, televizyon müdürüne telefon ederek: -RTÜK'den aradılar efendim, dedi. Şu anda oynayan filmin müstehcen olduğunu belirtip ikaz ediyorlar. Bir diyeceğimiz var mıydı? Müdür: -RTÜK falan bırak be kardeşim, diye gürledi. Koltuğuna kurul da filmi seyret. Kişisel haklarımıza karışmasınlar. Program yapımcısı, filmin ortalarında tekrar telefon ederek: -Bazı vakıflardan aradılar efendim, dedi. Oynatmakta olduğumuz filmin gençlerin ahlâkını bozduğunu ve onları kötü yola ittiğini söylüyorlar. Bir diyeceğiniz var mıydı? Müdür yine gürleyerek: -Kişisel haklarımıza karışmasınlar ya hu, diye tekrarladı. Bizim de çocuklarımız var. Hatta kızım, şu anda erkek arkadaşı ile seyrediyor bu filmi. Adam, filmin sonunda bir kere daha telefon ederek: -Karakoldan aradılar, efendim, dedi. Kızınız, erkek arkadaşı tarafından tecavüze uğramış. Bir diyeceğiniz var mıydı?" (Cüneyd Suavi, Hayatın İçinden, s. 70) Şu anlatılan hikâye, kendi gerçeklerimizi ne güzel dile getiriyor. İffet ve namusa bigâne kalmanın, insanların kutsallarına, kültürüne saygı duymayanların akıbeti hep kötü olmuştur. Tasavvufî kaynaklarda "göz afetleri" olarak zikredilen bu konu çağımız insanını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. Gençlerimizin birçoğu televizyondaki erotik, pornografik film ve programları seyrederek yoldan çıkıyorlar. Göz vasıtası ile alınan akım beyne, oradan da ilgili organa ulaşmaktadır. Şehvetin kabarması, göz zinası ile başlar. "Zinaya yaklaşmayın" buyuran İslâm dini, zinaya götüren yolların da tıkanmasını istemektedir. "Mü'min erkeklere söyle; gözlerini (haramdan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu, kendileri için çok temiz (bir hareket)dir. Şüphesiz ki Allah, (kullarının ne) yapacaklarından haberdardır." (Nur, 30) Mü'minler, gözü haramdan sakındırma noktasında çok dikkatli olmak zorundadırlar. Harama bakan bir insan, bakmanın ötesindeki fiilleri hayal etmeye başlar. Kalbin huzuru kaçar, gözün nuru o an için alınır. Harama bakmak kişiyi zikrullahtan ve güzel şeylerden alıkoyar. Dinimize, dünyamıza ve ahiretimize faydalı olmayan şeylerin peşine düşmekten men ediliyoruz. "Senin için hakkında bir bilgi hasıl olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz, kalp, bunların her biri bundan mes'uldür." (İsra, 36) Anne ve babalar, evlâtlarının gece yarısından sonra inançlarına uygun olmayan film ve programları seyrettiklerinden şikâyetçiler. Ama yöneticiler, "kişisel hak" diye bir şey tutturmuş gidiyor. Ateş kendilerinin paçasını da sarıyor, ama umurlarında bile değil. "Gözlerin zinası, bakmaktır. Kulakların zinası, dinlemektir. Dilin zinası, müstehcen konuşmalardır. Elin zinası, uzanıp tutmaktır. Ayağın zinası, adım atmaktır. Kalp ise, bu gibi kötü şeyleri sever ve onları temenni eder. Kalbin bu temennisini tenasül uzvu ya doğrular veya yalanlar." Ar damarı çatlamış, her türlü kötülüğü yapmakta bir sakınca görmeyenlere eskilerin dile ile seslenelim: Edep ya hu!..[/COLOR][/FONT][/I][/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links