MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Akademik mevzuular
>
Tarih Bölümü
>
Islam Tarihi
>
Büyük Islam Tarihi
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Büyük Islam Tarihi
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=Sarax;21885]ABDÜLMECîD HAN ve dönemi Osmanlý sultanlarýnýn otuz birincisi ve Ýslam halifelerinin doksan altýncýsý. Sultan ikinci Mahmud Hanýn oðlu olup, 25 Nisan 1823 tarihinde Bezm-i Alem Valide Sultandan doðdu. Þehzadeliðinde iyi bir tahsil gördü. Fransýzca öðrendi. Avrupa’da yayýnlanan neþriyatý yakýndan takib eden Abdülmecid Han yenilik tarafdarýydý. Babasýnýn 1 Temmuz 1839’da vefatý üzerine on yedi yaþýnda tahta çýktý. Abdülmecid Hanýn devlet idaresinde yeterli tecrübesi yoktu. Buna karþýlýk devlet erkanýna güvendiðini, babasýnýn baþlattýðý ýslahat hareketlerini devam ettireceðini ilan etti. Fakat bu sýrada devlet ileri gelenleri arasýndaki rekabet ve kýskançlýk son safhada idi. Sultan ikinci Mahmud Hanýn cenaze merasimi sýrasýnda, Meclis-i vala-yý ahkam-ý adliyye reisi Koca Hüsrev Paþa, sadrazam Mehmed Emin Rauf Paþadan 2 Temmuz 1839’da mühr-i hümayunu zorla alýp, kendini sadrazam ilan ettirdi. Bu sýrada Osmanlý Devleti, Mýsýr ile muharebe halindeydi. Bu sebeple genç padiþah meseleyi kurcalamadý ve Hüsrev Paþanýn sadrazamlýðýný kabul etti. Ayrýca Mýsýr meselesini halletmek istediðinden, Mýsýr valisi Mehmed Ali Paþaya Köse Akif Efendiyi göndererek affettiðini bildirdi; ordu ve donanmaya harekatý kesme emri verdi. Ancak bu sýrada Nizib’te Osmanlý ordusunun Mýsýr ordusuna yenildiði haberi geldi. Kaptan-ý derya Ahmed Fevzi Paþa da, sadrazamýn eski husumetinden korkarak, donanmayý Mýsýr’a götürüp teslim etti. Böylece ordusuz ve donanmasýz kalan Osmanlý Devleti karþýsýnda cesaret alan Mýsýr valisi, Sultan ile anlaþmaya yanaþmadý.Sultan Abdülmecid Han, devleti bu zor durumdan kurtarmak için çareler aradý. Bu sýrada Avrupa’dan yeni dönen Mustafa Reþid Paþa, Sultan’a Avrupa’nýn yardýmýný saðlamak gibi bir bahaneyle Gülhane Hatt-ý Hümayunu adý ile meþhur olan Tanzimat Fermaný’ný yayýnlatmaya muvaffak oldu. Tanzimat Fermaný’nýn yayýnlanmasýndan sonra Mýsýr’a karþý Ýngiltere’nin ön ayak olmasý ile, Mehmed Ali Paþayý tutan Fransa dýþarýda býrakýlarak Osmanlý, Ýngiltere, Rusya, Prusya ve Avusturya devletleri Londra’da bir araya geldi ve 15 Temmuz 1840’da Londra anlaþmasý imzalandý. Buna göre, anlaþmaya imza koyan devletler, Mehmed Ali Paþaya onar günlük iki ültimatom verdiler. Mehmed Ali Paþa bu ültimatomlarý kabul etmediðini bildirdi. Bunun üzerine Ýngiltere ve Avusturya tarafýndan desteklenen Osmanlý kuvvetleri, Mýsýr ordusunu yendi. Osmanlý askeri 16 Ekim 1840 günü Trablusþam’a, 4 Kasým günü Akka’ya, 13 Kasým günü Haleb’e, 29 Aralýk günü Þam’a girdi. Londra anlaþmasýna göre artýk Mehmed Ali Paþanýn Mýsýr’dan çýkarýlmasý gerekiyordu. 27 Kasým 1840 günü Mýsýr ile Ýngiltere arasýnda yapýlan anlaþma ile, Mehmed Ali Paþa, ikinci ültimatomun þartlarýna uyacaðýný bildirince, Ýngiltere, Osmanlý Devletine ihanet ederek; Babýali’den Mýsýr ile Sudan’ýn ýrsi olarak Mehmed Ali’ye býrakýlmasýný istedi. Bundan maksadlarý, Mýsýr’ý yalnýz býrakýp, þartlarýn müsaid olduðu bir zamanda iþgal etmekti. Bunun üzerine Reþid Paþa, Sultan Abdülmecid’e 24 Mayýs 1841 günü Mýsýr fermanýný yayýnlattý. Bu ferman, 1914 senesine kadar Mýsýr’ýn bir çeþit anayasasý olarak kalmýþtýr. Fermana göre Mýsýr, Osmanlý padiþahý tarafýndan tayin edilen Kavalalý mensuplarýnca idare edilecekti. Mýsýr meselesi halledildikten sonra, 13 Temmuz 1841’de Osmanlý, Ýngiltere, Rusya, Fransa, Avusturya ve Prusya devletleri Londra’da tekrar bir araya gelerek, Boðazlar andlaþmasýný imzaladýlar. Kendi menfaatlerine aykýrý olmasýna raðmen bu antlaþmayý imzalayan Rusya, Ýngiltere’nin dostluðunu kazanarak sulh yolu ile Osmanlý topraklarýný bölüþmek gayesinde idi. Fakat Ýngiltere, Fransa’yý Ortadoðu’da etkisiz hale getirip, Mýsýr mes’elesi ile Osmanlý Devleti üzerinde bir çeþit ekonomik, siyasi ve kültürel vesayet kurarak; elde ettiði imtiyazlý durumu paylaþmak istemediðinden, Rusya ile beraber hareket etmek istemiyordu. Ayrýca Hindistan ve Hind yolu için tehlikeli gördüðü Osmanlý Devleti’ni Rusya ile meþgul ederek, Hindistan’da ve Ortadoðu’da istediðini yapýyordu. Mýsýr meselesinde yenilgiye uðrayan Fransa, Lübnan’daki Marunileri kýþkýrtarak, Dürzilerle çarpýþtýrdý. 1845 senesinde Osmanlý hükumeti bazý tedbirler alarak Fransýz kýþkýrtmalarýný önlemeye çalýþtý. Lübnan daðlarýnda birisi Marunilere, diðeri de Dürzilere ait otonom iki kaza kuruldu ve bunlar Sayda valisine baðlandý. Tahta çýkýþýnýn ilk senelerini iç ve dýþ olaylar ile uðraþmakla geçiren Sultan Abdülmecid, böylece devleti kýsmen huzura kavuþturdu. Islahat iþleri ve iç meseleler ile uðraþmak imkanýný buldu. 24 Haziran 1844 tarihinde halka yakýn olmak, beldeleri bizzat görmek için seyahatlar yaptý. 1848’de Avusturya’da Macarlar, Rusya’da ise Lehler baðýmsýzlýk için ayaklandýlar. Ýsyaný Avusturya ve Rusya çok kanlý bir þekilde bastýrdý. Bu durum, Fransýz ve Ýngiliz kamuoyunda Rusya aleyhine büyük bir tepkinin çýkmasýna sebep oldu. Macar ve Leh milliyetçilerinin liderleri Osmanlý topraklarýna girerek hükumetten sýðýnma hakký istediler. Sultan Abdülmecid Han, kendisine sýðýnan mültecileri, Rusya ve Avusturya’nýn savaþ tehditlerine raðmen geri vermedi. Sultan’ýn bu hareketi Osmanlý Devletinin itibarýný çok artýrdý. Rusya ve Avusturya’ya karþý Fransýz ve Ýngiliz ortak desteðini saðladý. Nitekim çok geçmeden kutsal yerler mes’elesi ve Romanya’nýn iþgali dolayýsýyla Rusya’ya savaþ açan Osmanlý Devleti, bu devletlerin yardýmýný te’min etti. Böylece Rusya ile vuku bulan 1853-55 Kýrým Harbi görünüþte parlak bir zaferle neticelendi. Ancak cephedeki zafer, içeride Osmanlý Devletine pek pahalýya mal oldu. Batýlý devletler yaptýklarý yardýmlarýn karþýlýðý olarak Osmanlý ülkesinde Hýristiyanlara yeni haklar verilmesi için 1856 Islahat Fermaný’ný yayýnlattýlar. Ali Paþa hükumeti tarafýndan ilan edilen bu Ferman’ýn hazýrlanmasýnda Ýngiliz ve Fransýz elçileri de bulunmuþtu. Görünürde Osmanlý toplumunu ýrk, din ve dil ayýrýmý gözetmeden kaynaþtýrmayý hedef alan Islahat Fermaný azýnlýklarýn baðýmsýzlýk hareketlerini hýzlandýrýp, devleti yýkýlmaya doðru götürmekten baþka bir iþe yaramamýþtýr. Nitekim Ferman’ýn yayýnlanmasýndan çok kýsa bir süre sonra Suriye’de ve Cidde’de Müslümanlar ile Hýristiyanlar arasýnda çarpýþmalar baþladý. Eflak, Boðdan ve Karadað’da baðýmsýzlýk gayesiyle isyanlar çýktý. Böylece Osmanlý Devletinin yeniden bir iç ve dýþ gailelerin içine düþtüðü esnada Sultan Abdülmecid Han vefat etti (25 Haziran 1861). Kabri, Sultan Selim Camii bahçesindedir. Abdülmecid Hanýn genç yaþta tahta çýkýþý ile saf ve temiz kalpli olmasý onun saltanatýnýn hemen baþýnda büyük bir hata yapmasýna sebep oldu. Bu hata, Osmanlý tarihinde korkunç bir dönüm noktasý olmuþ ve bu muhteþem Ýslam devletinde bir yok olma devrinin baþlamasýna yol açmýþtýr. Bu hata; azýlý ve sinsi Ýslam düþmaný olan Ýngilizlerin tatlý dillerine aldanarak Ýskoç masonlarýnýn yetiþtirdikleri cahilleri iþ baþýna getirmesi ve bunlarýn devleti içerden yýkmak siyasetlerini hemen anlayamamasýdýr. Abdülmecîd hân, [1256] da ilk olarak kâðýd para çýkardý. [1260] da (Mecîdiyye) köprüsü yapýldý. Þimdi Galata köprüsü deniliyor. 1412 [m. 1992] de yeniden yapýldý. [1265] de Beþiktaþla Ortaköy arasýnda (Küçük Mecîdiyye) câmi’ini ve Ortaköy iskelesi yanýnda (Büyük Mecîdiyye) câmi’ini yapdýrdý. [1276] da Maçka ile Niþantaþý arasýndaki (Teþvikiyye câmi’i)ni yapdýrdý. [1268] de (Þirket-i Hayriyye) denilen buðaziçi vapurlarý iþletilmeðe baþlandý. [1277] de Aydýn demir yolu yapýldý. [1270] de deniz altý telgraf hattý döþetdi. [1272] de erâzi kanûnu çýkardý. [1274] de belediye teþkilâtý kurdu. [1276] da ticâret kanûnu yapdý. Abdülmecîd hânýn vâlidesi (Bezm-i Âlem) sultân, 1261 [m. 1845] de Yenibaðçede Gurabâ hastahânesi ve Dolmabaðçe serâyý önünde deniz kenârýnda (Vâlide câmi’i) ve Bakýrcýlarda Bâyezîd kulesi önünde büyük sultânî lisesi ve dahâ birçok mescid, çeþme yapmýþdýr. Dolmabaðçe denilen yer, [1023] de, birinci Ahmed hânýn emri ile dolduruldu. Bir tepeyi denize doldurdular. Dolmabaðçe iskelesini birinci Abdülhamîd hân yapdý. Dolmabaðçe serâyýný birinci ve ikinci Mahmûd hânlar ahþâp olarak yapmýþlardý. 1269 [m. 1853] senesinde Abdülmecîd hân, bunlarýn yerine, þimdiki muhteþem serâyý yapdýrdý. Beþmilyon altýn liraya mâl oldu. Bu kadar çok para, milletin cebine girmiþ oldu. Binlerce âilenin yüzü güldü. Ayrýca, memlekete, çok kýymetli ve târihî bir san’at eseri kazandýrmýþ oldu. Sulh ve terakkî saðladý. Hicâzda ve Anadoluda çok eserler yapdý. Ýslâm düþmânlarý, Osmânlý halîfelerine çirkin iftirâlar yapdýklarý gibi, bu mubârek zâta da, leke sürmeðe çalýþýyorlar. Memleketin her tarafýnda ve hele Mekkede, Medînede yapdýrdýðý, görülmemiþ güzel san’at eserlerine, isrâf yapdý diyorlar. Allahü teâlânýn mubâh etdiði, izn verdiði câriye kullanmasýný, ya’nî meþrû’ hakkýný suç olarak gösteriyorlar. Ýçki içerdi diyorlar. Sultân ikinci Selîm hâna ve Yýldýrým sultân Bâyezîde de böyle iftirâ etdiler. Hiçbir vesîkaya dayanmýyan bu sözlere sâf müslimânlar da inanýyor. Yeni târîh kitâblarýna bile yazýyorlar. Hâlbuki Osmânlý pâdiþahlarýnýn hepsi, her iþlerinde islâmiyyete uyar, yüksek âlimlerin fetvâlarý ile hareket ederlerdi. Hepsi sâlih, dindâr, mubârek insanlardý. Herbiri islâmiyyete çok hizmet etdi. Ýkinci Selîm hânýn Edirnede yapdýrdýðý büyük Selîmiyye câmi’i, düþmânlarýna açýk cevâb vermekde, iftirâlarýný yalanlamakdadýr. Din düþmanlarý, iyileri kötülemekde, kötüleri, dinsizleri övmekdedir. Abdülmecîd hân, türbesinin yüksekliðinin, Yavuz Sultân Selîm türbesinden aþaðý olmasýný vasýyyet etmiþ ve öyle yapýlmýþdýr. Türbesinde oðullarý Burhâneddîn efendi [1265-1293] ve Muhammed Abdüssamed efendi [1269-1271] ve Osmân Safiyyüddîn efendi de [1271] vardýr. Ortadaki üçüncü türbede sultân Süleymân hânýn vâlidesi Hafsa sultân ile Sultân Süleymân þâhzâdelerinden Murâd, Mahmûd ve Abdüllah efendiler ve bir haným efendi vardýr "rahime-hümullahü teâlâ". Abdülmecid Hanýn kardeþi Abdülaziz’den sonra oðullarýndan beþinci Murad Han, Ýkinci Abdülhamid Han, Beþinci Mehmed Reþad ve Altýncý Mehmed Vahideddin Han padiþah olmuþlardýr.[/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links