MUHAKEME.NET FORUMU

Değerlendirme

İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.

Konuyu Yanıtla

Leylâ’daki Mânâ konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.

Kullanıcı isminiz:	Giriş yapmak için Buraya tıklayın

[QUOTE=beyza;1583][CENTER][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B][img]http://www.muhakeme.net/forum/forumresimleri/2008/01/gg377zavg1-1.gif[/img][/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]LEYLÂ'DAKİ MÂNÂ

"Bir gün sana Leylâ'yı sorarlar a gönül
Leylâda ki mânâyı sorarlar a gönül 
Esmâyı ha bilmedin ha bildin ne çıkar
Ukbâda müsemmâyı sorarlar a gönül

Mecnûn Leylâ'nın aşkıyla öylesine kendinden geçmişti ki, Her nereye baksa Leylâ'yı görür oldu. Artık adını soranlara bile; "Benim adım Leylâ! diyordu." [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER]

[I][B][COLOR=black][FONT=Book Antiqua][SIZE=4]Dilinde ki virdi, gönlündeki derdi Leylâ idi. Leylâ'dan gayrı kimseyi de tanımıyordu. Leylâ ismi diğer bütün isimleri unutturmuştu O'na. Mecnûn âşık-ı sâdık olmuştu. Çünkü, aşkında sâdık olan, özge esmâ bilmezlerdi. [/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4]Yine böyle deli-dîvâne "Leylâ!-Leylâ!" diyerek feryâd edip dolaşıyordu Mecnûn. Hem de şehrin orta yerinde, kalabalık bir mekanda. Leylâ bu yürek sızlatan feryâdı işitmiş ve derinden etkilenmişti. Gidip şu miskîne kendimi göstereyim de hâl, hâtır sorayım, dedi kendi kendine. Gece-gündüz kendisi için âh u efgân eden bu zavallıyı rahatlatmak istiyordu Leylâ. Bu arada Mecnûn şehrin dışına çıkmış ve Leylâ! Leylâ nidâları ile sahraya doğru yol almaya başlamıştı. Leylâ arkasından yetişerek Mecnûn'un önüne geçti, ancak Mecnûn Leylâ'ya hiç iltifat etmemişti.[/SIZE][/FONT][/COLOR][/B][/I]
[CENTER][FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B] O kadar çok "Leylâ" diyordu ki, bu zikr-i kesîr sebebiyle kendinden geçmiş, bayılarak yer düşmüştü. Yattığı yerde dahî bütün âzâlarından "Leylâ" zikri yükseliyordu. Leylâ şaşkın bir vaziyette olup-bitenleri izliyordu. Mecnûn kendine geldiğinde karşısında gölgesi üzerine düşmüş bir varlık olduğunu farketmişti. Başını kaldırdı, gözlerini Leylâ'nın yüzünde gezdirdi ve "Sen kimsin?" diye sordu Leylâ'ya. "Hâlin nedir aşk elinden? dedi Leylâ. Mecnûn "Sana ne benim hâlimden. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Dost musun, düşman mısın? Uzak dur benden!" dedi. "Adını anmaktan deli-dîvâne olduğun Leylâ benim. Nasıl olur da beni tanımazsın?" dedi Leylâ. Mecnûn'un yüzünde acı bir gülümseme belirdi ve sözlerini şöyle tamamladı: " Bil ki; bütün âlem bana "Leylâ" olmuştur. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Benim gönlüm lebâ-leb Leylâ doludur. Eğer sen Leylâ isen, bu bende ki Leylâ nedir? Anlaşıldı ki, Mecnûn artık Cunûn şehrinde ikâmet ediyordu. Bu şehrin ne makâmı ne de mekânı vardı. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Zâten Mekânı belli olmayan iki yer vardı. Bunlardan biri "Hayret Vâdisi" diğeri "Cunûn Şehri" dir." Hayret Vâdisi'nde ki şaşkınlığa düşmüş kimselerle(mütehayyir), Cunûn Şehri'nin mecnûnları bir araya gelerek halka oluşturdular ve kendilerinden geçmiş bir halde sohbete daldılar. Mecnûn da bu mecnûnlardan bir mecnûn olmuştu. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT] 
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Mecnûnlardan birisinin sorusu ile başlayan sohbet derinleştikçe tatlandı, tatlandıkça derinleşti. Mecnûn sordu Mütehayyir cevapladı: [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Ey Mütehayyir! Okudun, yazdın ve mânâsını da anladın. Mânâyı nasıl anladın? Söyler misin?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Elif-bâ ile[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Mânâ ne demektir? [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Birin iki, ikinin bir olmasıdır.[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Buna ne denir?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Kelime-i Tevhîd[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Peki, Elif-bâ ne demektir? [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Kâinâttaki gerçeklikler(realiteler)[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Asıl olan hangi harftir?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Elif[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Elif neyin aslıdır? Varlığın mı? Hâdiselerin mi?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Vârlığın değil, hâdiselerin aslıdır.
- Elifin aslı nedir? [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Nokta.[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Elife mi yoksa noktaya mı varlık diyorsun?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Nokta'ya. Nokta sessiz varlıktır, ancak Elif'le konuşur.[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Öyleyse iki tane varlık var?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Hayır! Elif ve nokta birdir. Arı'yı düşün![/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Arı ne yapar? [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Bal yapar; sevdirmek için![/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Başka ne yapar?[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Balmumu yapar; bildirmek için![/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Mütehayyir cebinden bir balmumu çıkardı ve;[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- İşte Nokta! dedi.[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Sonra balmumunu nefesiyle ısıtıp boyunu uzattı ve;[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- İşte Elif! dedi. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]O sırada mecnûnlardan biri ayağa kalktı ve;[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Elif'in başka adı var mı? diye sordu.[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Mütehayyir;[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]- Evet var! Gel de kulağına söyleyeyim dedi. Sonra kulağına bir şeyler fısıldadı. Kucaklaştılar. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Mütehayyirin ifâdesine göre, o artık Leylâsız Mecnûn olmuştu. Çünkü Mecnûn Leylâ'ya dönüşmüştü. Bundan sonra her kim aradan Leylâ'yı çıkarırsa Elif'in diğer ismini de öğrenebilecekti. [/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT]
[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][/SIZE][/FONT]

[FONT=Book Antiqua][SIZE=4][COLOR=black][I][B]Mustafa Demirci "[/B][/I][/COLOR][/SIZE][/FONT][/CENTER][/QUOTE]

Trackback:

Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :

Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar Linkleri otomatikmen URL´e cevir Automatically retrieve titles from external links