MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Islamiyet
>
Kıssa ve Menkîbeler
>
Vefat eden yakınlarını sevindirmek isteyenlere..
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Vefat eden yakınlarını sevindirmek isteyenlere..
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=(cennet);146222]-Salih Meri’den rivayet olunuyor; Cuma namazını kılmak üzere mescide gitmek için yola çıktı.Kabristana uğradı. Kendi kendine şöyle dedi: -Tan yeri ağarıncaya kadar kalayım. Kabristanın içine girdi. İki rekat namaz kıldı. Bir kabre dayandı. Gözlerine uyku geldi. Şöyle bir rüya gördü; Kabirde yatanlar kabirlerinden çıkmışlar,bembeyaz kıyafetlerle halka halka olup oturmuş, konuşuyorlar. Bir de baktı ki,onlardan ayrı, kirli elbiseli bir genç, bir köşede, üzüntülü mahsun bir halde oturuyor. Oradakilerin hepsine tepsi tepsi, üzeri ipek mendillerle örtülü hediyeler gelip dağıltıldı.Herkes kendi tabağını aldı; sonra kabrine girdi. En sonunda bu genç kaldı. O da üzüntülü bir halde, kalktı; kabre girmek istedi.Bende ona sordum: -Hey Allah'ın kulu, sende gördüğüm bu üzüntü neden? Sonra gördüğüm bu hâl nedir? Bana şöyle dedi: - Sen o tepsileri gördün mü? - Evet, gördüm, deyince şöyle anlattı: - O tabaklar, hayattakilerin ölülerine hediyeleridir. Onların adına yaptıkları dua,verdikleri sadaka,cuma geceleri onlara gelir. Daha sonra şöyle dedi: - Ben, Hindistan’lı biriyim. Annem hacca gitmek istedi; beraber yola çıktık. Basra’ya gelince ölüm bana yetişti. Bundan sonra annem evlendi. Kendisinin bir oğlu olduğunu ve öldüğünü kocasına anlatmadı. Dünyaya daldı. Ne bir işaretle ne de bir sözle beni andılar. Ölümümden sonra beni hatırlayan kimse olmayınca üzülmek bana haktır. Sordum: -Senin annenin evi nerede? Onun yerini bana anlattı. Sabah oldu uyandım,namazımı kıldım. Sonra gittim. O kadının evini sordum, buldum. Yanına gittim,izin istedim. Kendimi ona tanıttım, kapıdan: -Ben Sâlih Meri'yim, dedim. İzin verdi, içeri girdim. Şöyle dedim: -Benim söyleyeceğim söz, senin söyleyeceğin söz hiç kimse tarafından duyulmamalıdır. Ona yaklaştım, aramızda bir perde kaldı. Şöyle sordum: -Sana Allah'tan rahmet dilerim, çocuğun varmı? -Yoktur. Tekrar sordum: -Daha önce bir çocuğun olmuş muydu? Derin bir nefes aldı, sonra şöyle dedi: -Benim bir oğlum vardı,genç yaşta kaybettim. Bunun üzerine durumu ona anlattım. Ağlamaya başladı. Sonra şöyle dedi: -Ey Salih! O benim ciğerparem, kalbim idi. İçim onun yuvası olmuştu. Göğüslerimden ona süt içirdim. Kucağım onun sığınağı idi. Daha sonra çıkardı bana bin dirhem verdi. Ve şöyle dedi: -O sevdiğim göz nurum için bunları dağıt. Kalan ömrümde onu duadan unutmayacağım. Onun için sadaka vereceğim. Gittim, o bin dirhemi dağıttım. Ertesi cuma geldi. Cumaya gitmeyi istedim. Yine kabristana uğradım.İki rekat namaz kıldım, sonra bir kabre dayandım. Yine dalmışım. Baktım ki, bir cemaat yine çıkmış. Bu arada o genci gördüm. Üzerinde beyaz bir elbise vardı. Sevinçli ve mesrurdu. -Ey Salih! Allah bizim için seni mükâfatlandırsın. Gönderdiğiniz hediye bana geldi. Ona dedim ki: -Siz kabirdekiler cumayı bilir misiniz? Şöyle anlattı: -Evet biliriz. Havadaki kuşlar bile onu bilir. Cuma günü için birbirlerine şöyle derler: -Bu faziletli gün için, selâm olsun. Kaynak:Gafletten Uyanış Unutmayalım ki; yarın bizlerde o kara toprağın altına gireceğiz,bizlerde Fatiha bekleyeceğiz.Biz okuyalım okutalımki inşallah bizlerin arkasından da okuyan olsun.Öncelikle Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (sav)in ruhu ve Bütün Müslüman din kardeşlerimizin ruhları için El-Fatiha. Allah’ım dualarımızı kabul etsin.(Her canlı ölümü tadacaktır.)(Hangimiz ailemizi(canımızdan çok sevdiğimiz),akrabamızı,dostlarımızı kaybetmedikki) Allah Mekanlarını Cennet Eylesin. Allah’ım bütün Müslümanları ve bizleride cennetine giren cemalini gören kullarından eylesin.Son nefesimizi verirken imanla kuranla huzuruna göçetmeyi,Kelime-i şehadet getirerek çene kapamayı bizlere nasip etsin.[/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links