MUHAKEME.NET FORUMU
Ana Sayfa
Portal
Kisayol Linkler
Yeni Mesajlar:
Bugünkü Mesajlar
Konulari okundu isaretle
Bugünün son aktiviteleri
Kendi aktivite akisina bak
Forum
Forum
Quick Links
Yeni Mesajlar
Bugünkü Mesajlar
Konulari Okundu Isaretle
Bugünün Son Aktiviteleri
Galeri
Bilgi Yarismasi
Bilgi Yarismasi
Hizli Linkler
Bilgi Yarismasi
Çözdügüm Sorular
Liderler
Rekor Salonu
Oyun Oyna
Ruh Haliniz
Günlükler
Üyeler
Üyeler
Hizli Linkler
Kayitli Üyeler
Çevrimiçi Üyeler
Yöneticiler
Son Aktiviteler
Fotograf Galerisi
Gözat
Üye Albümleri
Forum Videolari
Forum Resimleri
Düsünce Meclisi
Albümlerim
Soru - Cevap
Sözlügümüz
Eglence Forumu
Giriş
Şifremi unuttum?
Şifremi unuttum?
Üye ol
Üye ol
Muhakeme
Portal
Forum
Sanat-Kültür-Edebiyat-Multimedia
>
Size Ait Yazi ve Siirler
>
Ne firkatti meftun eden, gönlü vakfettiren!
>
Konu Cevaplama Paneli
Değerlendirme
İsterseniz bu Konuyu buradan değerlendirebilirsiniz.
Puanla degerlendir
10- Puan ver
9 - Puan ver
8 - Puan ver
7 - Puan ver
6 - Puan ver
5 - Puan ver
4 - Puan ver
3 - Puan ver
2 - Puan ver
1 - Puan ver
Konuyu Yanıtla
Ne firkatti meftun eden, gönlü vakfettiren!
konusuna gelişmiş panelde (zengin editör) yanıt.
Kullanıcı isminiz:
Giriş yapmak için Buraya tıklayın
JavaScript is required for human verification.
[QUOTE=MustafaCilasun;114731]Kalbim umut doluydu Ne bir korku ve ne de yeis bulunurdu, sanki hülyalar ruhum için yağmurdu Günlerin peşinde sürüklenirken, yarınlar için düşleri derlerken, yıllar ne çabuk yoğurdu Kiminle hem hal olmuşsam, dinlediğim hikâyeleriyle ibretin izlerini bulduysam, anıyordu Kimi zaman çok daraldığım oldu Henüz keşfine muttali olamadığım bir ürkeklik vardı, mütereddit olmak, halime yakındı Henüz yeni yetmeydim, merakın selinde gezinirdim, ukdeleşen ne varsa sabrederdim, ardı Ne zaman haclığım olsa, bin bir düşünceden sonra, en ucuz olan ne varsa alırdım, kanaatti Her ne hikmetse şefkati çok tatmadım Melül bir vaziyette bakmayı ne kadar ayıplardım, fevkalade utanır, yüzümü saklardım Hissetmesin diye ne çareler aradım, lal olan hevesimi saklar, umutlar hülyasında yaşardım Bir oyuncağım dahi olmamıştı, sanki suya hasret kalan bir andı, heyecan olsa ki ne yazardı İmrenirdim kendi kendime, hiç ses etmesem de yine Sahipsiz değildim fakat hangi yakınlığın uzağında kalsam bir bahane, yutkunurdum yine Arkadaşlarım ne kadar şendi, çocukluğunun keyfindeydi, oyun oynamak için çareler eşiğinde Ne kadar güzel gülerlerdi, bazen katılarak halinden geçerdi, elbise batmış kimin derdindeydi Sabah ezanıyla kalkardım, heyecanla abdest alırdım Sonra kimseye rahatsızlık vermeden kapıyı açarak, camiye gitmek için yol alırdım, ufaktım Cami çok sessizdi, o kadar ki sanki şefkat yeri değildi, amcalar şaşkın bir haldeydi, uzaktım En çok hoşuma giden, sıcaklığı yakın olan sobaydı çok candandı, biraz kızarmıştı, yakındım İmam efendi çok ciddiydi, her nedense bir yabancı gibiydi Sesinin ahengi için yüksek sesle öksürmesi çok garipti, sanki duvarlar inledi, gereklimiydi Müezzin efendi kamet getirmek için etrafına göz gezdirdi, sonra vakit gelmiş ki, davet etti Bir hizada, sıkı saf tutmamız için imam efendi ikaz etti, sonra tekbir getirerek imamlık etti İki rekâttan sonra gür sesiyle selam verdi, müezzin arkasını getirdi Kendi kendime bakınıyordum, amcaların melalini anıyordum, suskunlaştıran an, ne isterdi Demek ki herkes kendi derdinde ve umut âlemindeydi, hürmet etmek gerekti, yaşlılık ne dedi O kadar küçükken, ihtiyar amcaların halini gözlemek içimi sızladı, vuslat kim için bir aşktı Mustafa CİLASUN[/QUOTE]
Trackback:
Send Trackbacks to (Separate multiple URLs with spaces) :
Diğer Seçenekler
Diğer Ayarlar
Linkleri otomatikmen URL´e cevir
Automatically retrieve titles from external links