Mahzun gönül, neden lal oldu söyle esrar-ı dil! Niye söylemezsin, gizeminle ne müthiş bir esinsin Hangi telakkilerle yadetsem melalini, sinemin sessizliğinde bir ilham-ı demsin Ne zaman hasret nefesime hüzün bahşetse, umutlarım günyüzü için mürvet beklesede ensin Ruhunun hicranıyla sabrı yudumlayan ecirsin, kalbinde ki inkilabı nefeslenen ülvi payesin Neden kanaat etmek gerektir, ruhunda hissedersin Dile gelen vuslatı nefsi telakkilere bırakmayan azimsin, inşirahı terennüm eden erksin Hangi vakit suskun görsem, içimin titremesiyle irkilsem, vakti zamanı beklememi söylersin Nasip ne gaybi bir umut ve ne de bizarlık içinde hali fakirleştiren kayıp, niyet azmin içinsin Gönlüme ilga ettiğin sessizliğin içinde fevksin İnsan akıl, azim ve irfanıyla aşkta manalaşmadıkça ne büyük ziyan-ı nefestir dersin Mühlet niyedir bilirmisin diye tefekkür için ilmin mecrasına davet ederek dikkati çekersin Kolay olan ne varsa iltifat etme, emeksiz nafaka için kalbini zorlamanın istikametinde fersin Bazen sualler dur durak bilmeden yadı bekler Rekabet içinde geçirilen zaman hangi gönlün şifası için sevdalaşan ardır ve aşkla şaattır Neden korkular ruhu bizarlaştıran farktır, sinede panik yaşamak nasıl aşka ram olan farktır Hangi teslimiyetin, zafiyet içinde terennüm ettiğin akidenin vucubu vuslatın için sıhhattir Sanki bu minval üzre öksüz ve yetim bir nefesim Ruhuma şahit olan ne kadar meşakkat varsa hangi minval üzre kalbimle ihtiyaçlıyım Neden nefsi eminlik olunmayan bir güzergahta sancılar içinde kıvranan bir nefes-i sızıyım Bu kadar kalbi ve ruhi fakirliğin içinde nasıl ukalalık için saikler ararım, kimleri aldatırım Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 18:19 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük