Sessiz ve kimsesiz, düşüncelerim niye şevksiz! Seyrine dalımıştım hazanın solgun çehresini Ruhumun hicran busesinden tebarüz eden lehçesini, kalbimin arayış için cehdini Yıllardır içimi sızlatan hasreti, sükut etmiş muhabbeti, sinemi burkan hissizliğimi Ne yapmalıydım, kör kuyularamı ümit bağlamalıydım, hal içinde kaybolmalıydım Aşk; halin demidir der ve nefesin sahibini işaret eder Gönül sahibinden habersizse aşk için ne kadar ceht eder ve iradeden vazgeçer Kalbini hasrederek vefanın ve ihsanın perdelerinden sedasını akseder ve gider Yar için kalbin suskun duvarlarından, sessiz çığlığın sudurundan nazara gider An biterken, gün müddetin rikkarinde tükenirken ne der Ömrün han payesinden ayan olan gam neyler, efkar sineme niye hucum eder Dem olan aşk, sevda olan maşuk hangi kitabın hakikatinden kelammı ayan eder Ruhum özgürlüğü için sahibinin davetine icabet eder, ah nefsim niye mücedele eder Dinliyorum, şahitliğin sessiz adımlarında ve bir acıyla Dilegelen serencamın farkıyla, maslahatın vefasızlığına, kandırmak aymazlığına Arz edilen ne varsa bilinmeyen niyetler aklımı celen bir farklılıksa, aşk çok uzakta Meşk için hedefler tevazudan ve hakikatin cenahından uzaksa, mana hangi eşrafta Dilim susmuyor, gönlüm hicran içinde niye ağlıyor Siyaset hal ilmiyse ve fakat politik bahenelere kurban edilen zenaatse ruh inliyor Kalbim hazanın aşikar olan sahnesinden neler bekliyor, umutlarım mı tükeniyor Aklım ve idrakim, aşk için ezeli ahtim, sevda için suskun kalan halim durma diyor Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:39 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük