Firkatin aldı götürdü süruru neyleyim! Açılan ellerimle yine hüzün içindeyim Boynu bükülmüş bir seyyah misali nefesin ülfetiyle gezinirim Halin efkârını, derdin ummana akan hicranını nasıl söylerim, hakkı bilirim Sabrın rahlesinde, hasretin terennüm ettirdiği çillerle içime çekilir aşkınla irkilirim Dervişin çilesinde, aşkın elemli iksirinde Kalbin inşiraha tabi olduğu hallerde, gönlün serdettiği biçimde Asanın bekleyen halinde, dilin meftun olduğu hakikatin kadrindeki vecdiyle Suskunluğun duçar bıraktığı her halin vaktinde, umudun senasında firkatin diliyle Asabiyeti neyleyim, aidiyetim kim için Hiziplere bölünmek, şekli yet bürünmek, ne derleri takip etmek İhsan perdesinden yüz çevirerek, heveslerin girdabında nefeslenip yürümek Dil ile söyleneni, nazar ile ifşa edileni görmeyip kalbin latif halini örseleyip ditmek Onca bölünmüşlük içinde yine bölmek Muhabbeti esirgeyip buğuz etmeyi yüceltmek, nüfusa eklemek Teraneler içinde aziz nefesi tüketerek, yeni sahneler için desiseler icra etmek Kitabı celilin ruhuna aykırı olarak maslahatlara bürünüp sahnelerde boy göstermek Yönetmek için zafiyeti geçmek gerekir Nefsin şubesinde ve nizama hasret sesinde illet edepten arîdir Hakikatin efkârını hissetmeyen gönül bühtandır, cazibe hani koşulda tavdır Kul olmak, gerekçesiyle yol almak ve akideyi sulandırmadan yaşamak ihlâsa hasır Sosyolojik olarak ölçüler çok değişti İnsanın hilkati, ruhi hali, kalbi ilmihali hiç değişmedi, kavaidi Göreceli olarak, tedrisat dışlanarak, ekranlar boyanarak, nefsanîlik icbar edildi Ne babam, ne annem geçim derdinden bu hıza erişti ve bizarlık içinde oturup seyretti Dünyanın her hali gözler önündeydi Mahremiyetin her hali çarçur edilerek piyasalarda sergilendi Kandırılan gençler, meraka matlup olan niyetler sınırsızlığın illetiyle nefeslendi Kalbura dönmüş nesil, edebi dışlayan cemil, yaşadığı hale gerekçe bulan sefiller erdi Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:51 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük