Yakan bir aşk esinidir mağrur Erciyes! Ne vakit içim daralsa Ruhum umudun pervazlarında aşkı yudumlasa Gün, güneşle meşk yaparak mizanı hatırlatınca, hicran karşımda Kutsiyeti sine-i melalimi kuşatınca, hüzün başlıyor yine sancılar refakatiyle Ne zaman nazar etsem Tertemiz bakirliğini sineler için hazla güftelesem Esrarlı mazisini idrakin bünbit iklimine hasretsem sevdana erişsem Kalbin sahifelerindeki izlerin naifliğini nefeslenerek ve kutsiyetinle yücelsem Bazen efkâr seninle akar Hicranın esrarıyla suyun latifliğine yönelir nazar Vakar suhuletindedir ey endamlı bahar, vadiler seninle süruru yaşar Aşk, hasrettiğin suyla gönüllere şifa olarak akar ve eksilmeyen kar sine yakar Mısra aşkla yazılırsa akar Suyun sükûnetinde, kalbin sahifesinde ibret ne ar Sinemi ihata eden heyecan seninle başlar, hissiyatım durmaz dağlar Zarafetinde fevkalade bir edep var haşmetin suskun çığlığınla gönülleri yakar Serviler bir başkaydı mazinde Kesilen onca çınarlar seni mahzun bırakıp yaktı Ne kadar o masumluğunu anlayan vardı, kim gamınla yanardı farktı Medeniyetleri ilzam ettin, sessizliğin her katresinde aşkın letafetiyle şükrettin Ecdadım payidar oldu seninle Gönüller sürura gark oldu aziz nefesinle feyzinle Alıp götüren tefekkür kalbi fakirliğimde, inşiraha yöneltiyor sevgiyle Nereden baksam aklığın hülyasında kutsiyetin farkını seninle anlasam az gelir Seni anlamak arifliğin şevkidir Eren gönüller senin hamiyetinle aşkı uzlete çekilir Her şey hesap edilerek, ruhun hicran damlaları sineme hüzünle gelir Aşk, bir umut işidir, vasıl olmak bahtın tezahüründe fevktir, niyetinle kaimdir Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:29 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük