MUHAKEME.NET FORUMU

MUHAKEME.NET FORUMU (https://www.muhakeme.net/forum/)
-   Übersetzte Textbausteine-Kısa metin çevirileri (https://www.muhakeme.net/forum/ubersetzte-textbausteine-kisa-metin-cevirileri/)
-   -   Almancada kullanilan deyimler (https://www.muhakeme.net/forum/ubersetzte-textbausteine-kisa-metin-cevirileri/5549-almancada-kullanilan-deyimler.html)

yabanGülü 04-13-2008 16:58

Almancada kullanilan deyimler
 

Pech habenSansi olmamak.
Wir haben Pech.Es regnet.
(Sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)

Das macht nichtsZarari yok.

Ich habe keinen Bleistift.Das macht nichts.
(Kursun kalemim yok.Zarari yok.)

Es ist aus:Bitti,sona erdi,kapandi.

Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft.
(Nihayet arkadasliklari sona erdi.)


Recht haben:Hakli olmak,hakki olmak.

Ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.
(Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)


Weg müssen:Gitmek,gerekmek.

Es ist spät.Ich muss weg.
(Gec oldu.Gitmeliyim.)


Nichts dafürkönnen:Elinden birsey gelmemek,caresiz olmak.

Ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.
(Sen calismazsan ben birsey yapamam.)


Weg sein:Uyur kalmak,sarhos olmak,sasirmak,asik olmak.

Ich bin weg für Besiktas
(Ben Besiktasa asigim.) :)


Von mir aus:Benim icin hava hos,fark etmez.


Auf die Nerven gehen:Birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek.

Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.
(Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)


Vor sich haben:Yapacak seyi olmak.

Ich habe heute vieles vor mir.
(Bugün yapacak cok seyim var.)


In Frage kommen:Söz konusu olmak.

Dein Problem ist nicht in Frage gekommen.
(Senin problemin hic söz konusu olmadi.)


Im wege stehen:Engel olmak,karsisina cikmak.


Schule haben:Okulu olmak.

Heute haben wir keine Schule.
(Bugün okulumuz yok.)


Eine Rolle spielen:Bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak.

Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.
(Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)


Nichts zu machen sein:Yapacak hicbir sey olmamak.

Leid tun:Üzgün olmak,acimak.


Im Kopf:Kafadan,akildan,akilda.

Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.
(Akildan hesap yapamiyorsun demek.)


Bescheid wissen:Iyi bilmek.

Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?
(Ögretmenin ne dedigini iyi biliyormusun?)


Es ist mir (dir,...) recht:Benim icin hava hos,bence bir sakincasi yok.

Auf jeden (keine) Fall:Her (hicbir) durumda, her türlü (hicbir) sartta, muhakkak (asla),kesinlikle,ne olursa olsun.

Unter Umständen:Belki,herhalde,uygun düserse.

Schluss machen:Bitirmek,son vermek.

In zwei Minuten müßt ihr Schluß machen.
(Iki dakikaya kadar bitirmelisin.)


Kurz und gut:Kisacasi,sözün kisasi.

Auf den Gedanken kommen:Fikrine varmak.

Schwarz sehen:Karamsar olmak,sonunu iyi görmemek.

Er ist sehr krank.Ich sehe schwarz für ihn.
(Cok hasta,sonunu hic iyi görmüyorum.)

In Ruhe lassen:Birini rahat birakmak.
Lass mich in Ruhe!
(Beni rahat birak.)

Nach wie vor:Eski hamam eski tas,eskisi gibi.

Imstande sein:Yapabilmek,elinden gelmek,agzinda bakla islanmak.

Zu Ende gehen:Bitmek,sona ermek.

Auf den ersten Blick:Ilk bakista.

Genug davon haben:Canina tak etmek,bezmek,artik yetmek.

Nicht gefallen:Iyi (saglikli) gözükmemek.

Heute gefiel mir mein Vater nicht.
(Babami bugun pek iyi görmedim.)

Heute oder morgen:Bugün yarin.
Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen.
(Bugün yarin bir araba satin alacagim.)

Es kommt darauf an:Bakalim.
Es kommt darauf an,dass er ins Kino kommt?
(Bakalim sinemaya gelecek mi?)

Einigermassen:Söyle böyle,iyi kötü,asagi yukari.
Ich weiss einigermassen.
(Nasil oldugunu iyi kötü biliyorum.)

Keine Ahnung haben:Bilgisi olmamak.
Wohin ist er gegangen? Ich habe keine Ahnung.
(Nereye gitti, hic bilgim yok.)

Zu tun haben:Yapacak isi olmak.
Ich habe viel zu tun.
(Cok isim var.)

Zur Sache kommen:Kisa kesmek.
Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.
(Kisa kes,vaktim yok.)

Vor sich gehen:Olmak,vuku bulmak.
Wie der Unfall vor sich gegangen ist?
(Kaza nasil oldu?)

Einen Streich spielen:Birine oyun oynamak,oyun etmek.
Versuch nicht,mir einen Streich zu spielen!
(Bana oyun oynamaya sakin kalkma!)

Vor Hunger sterben:Acliktan ölmek.

Den Entschluss fassen:Karar vermek,karara varmak.

Auf diesem Wege:Böyle,bu sekilde, bu yolla.

Im Schneckentempo:Deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü.

Die Ohren spitzen:Kulak kabartmak
.

Den Kopf schütteln:'Hayir' anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek. Der Lehrer schüttelte den Kopf.
(Ogretmen kafasini salladi.)

Hinter jemandem her sein:Birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak.

Die Männer sind hinter mir her.(Adamlar pesimde.)

Eins von beiden:Ikisinden biri.
Grün oder blau. Wähle eins von beiden.
(Yesil yada mavi.Ikisinden birini sec.)

Nicht ausstehen können:Cekememek,sevmemek,hoslanmamak. Entschuldige! Aber ich kann heute abend deine Freunde nicht ausstehen. (Kusura bakma! ama bu aksam arkadasini cekemem.)

Zur Welt kommen:Dünyaya gelmek,dogmak.

Zu suchen haben :Aramak, isi olmak.
Was hast du hier zu suchen?
(Burada ne ariyorsun?)

Es satt haben :Bikmak,karni tok olmak,artik yetmek.

Von oben bis unten :Bastan asagi,tamamiyla,tepeden tirnaga.

Mit Leib und Seele :Tüm benligiyle, yürekten.

Das ist keine Kunst :Hüner degil, babam da yapar.

Jemandem die Hand schütteln:Birinin elini sikmak.

Gas geben :Gaza basmak,gazlamak.

Zu Ende sein:Bitmek,sona ermek.

Die Achseln zucken:Omuz kaldirmak,omuz silkmek.

Sein Wort halten:Sözünü tutmak.

Auf die leichte Schulter nehmen:Hafife almak,kolaya almak,önemsememek.

Bis über die Ohren :Cok fazla,haddinden fazla.

Sein lassen:Yapmamak,yapmaktan caymak.

Vor kurzem :Birkac gün önce,daha önce.

Aufs Haar stimmen :Tam tamina dogru olmak.

Meine Ergebnisse stimmen aufs Haar.
(Benim sonuclarim tam tamina dogrudur.)

Ein gutes (schlechtes) Gewissen haben :Vicdanen rahat olma(ma)k, gönlü rahat olma(ma)k.
Ich habe meinen Vater nicht belogen.Deswegen habe ich ein gutes Gewissen.
(Babama yalan söylemedim.bu yüzden gönlüm rahat.)

Ein für allemal :Son olarak, son defa.

Ein Auge zudrücken:Göz yummak,mani olmamak.
Ich drücke ein Auge zu, aber das soll das letzte Mal sein.
(Göz yumuyorum ,ama bu son olsun.)

Zu weit gehen :Cok olmak, ileri gitmek.

Die Stirn runzeln :Yüzünü burusturmak,yüzünü eksitmek.

Schleudern :Kaymak,patinaj yapmak,savurmak.


Wie aus der Pistole geschossen :Su gibi.
Ihr müsst die Wörter wie aus der Pistole geschossen sagen können.(Sözcükleri su gibi söyleyebilmelisiniz.)

Nicht mehr mitmachen :(artik bir iste ) Olmamak.

Klasse sein :Birinci sinif olmak,harika olmak,sahane olmak.
Mensch! Das Buch war doch Klasse!
(Yahu ,kitap harikaydi be!)

Zur Hand haben :Elinin altinda olmak,elinde (var) olmak.

Mit guten Gewissen :Gönül rahatligi ile, huzur icinde, rahatlikla.

Nicht fertig werden :Bir türlü unutamamak,akli fikri hep ayni seyde olmak,isin icinden bir türlü cikamamak.

Eine Aufnahme machen :Fotograf cekmek,resim cekmek.

Platz machen :Yer acmak.

Kreuz und quer :Her yana, saga sola, bir asagi bir yukari.

Hier und da :Orada burada, yer yer, bazen.
Heute sind wir hier und da spazieren gegangen.
(Bugün orada burada gezinti yaptik.)

Geld machen :Para yapmak, cok para kazanmak.

Feierabend machen :Bitirmek, kapatmak, son vermek, paydos etmek.

Wieder auf den Beinen sein :Belini dogrultmak, islerini yoluna koymak;iyilesmek.

Mit der Zeit :Zamanla, yavas yavas.

Keinen Pfennig wert sein :Bes para etmemek.

Den Mund halten :Cenesini kapamak,sesini kesmek,agzini acmamak
.
Du sollst den Mund halten!
(Kapa ceneni!)

Ein Gesicht machen wie drei Tage Regenwetter :Surat asmak, suratindan düsen bin parca olmak.

Lange Finger machen :Eli uzun olmak, calmak, hirsizlik yapmak.

Einen Bärenhunger haben :Kurt gibi ac olmak.

Los, Mutter! Ich habe einen Bärenhunger.
(Haydi anne! kurt gibi acim.)

Von Zeit zu Zeit :Ara sira, zaman zaman, firsat buldukca.

Jemandem von etwas (davon) keine Silbe sagen :Birine tek sözcük söylememek, hic söz etmemek.

...Treppen hoch wohnen : ...nci katta oturmak.

Meine Tante wohnt drei Treppen hoch.
(Teyzem ücüncü katta oturuyor.)

Von etwas kann Rede sein :Söz konusu olmamak, ihtimal disi olmak.
Von deiner ehe mit diesem Mädchen kann keine Rede sein.
(Bu kizla evlenmem söz konusu olamaz.)

Sich Mühe geben :Caba harcamak, gayret göstermek, didinmek.
Wer sich Mühe gibt, hat Erfolg.
(Caba harcayan basarili olur.)

Sich in die Länge ziehen :Uzamak.

Köpfchen haben : zeki olmak, kafali olmak, kafasi calismak.

Jemandem etwas ins Gesicht sagen:Birine bir seyi yüzüne (karsi) söylemek.

Kein Blatt vor den Mund nehmen:Agzinda bakla islanmamak, acik sözlü olmak.

Keinen Finger rühren:Parmagini ( bile) oynatmamak,elini sürmemek, karismamak,aldiris etmemek.


Es zieht:Esiyor, hava akimi var.

Sich Rat holen:Akil danismak, fikir almak.

Mehr und mehr:Durmadan, gittikce artan ölcüde, devamli.

Ach! Lassen Sie doch! :Birakin Allah askina! hic yarari yok.

Im Grunde (genommen) :Aslinda, aslina birakilirsa,gerci.

Sich etwas durch den Kopf gehen lassen üsünüp tasinmak, uzun süre kafa yormak.

Das ist die Frage :Süpheli, belli degil.

Sein Brot verdienen :Gecimini saglamak, ekmek parasi kazanmak.

In Stürmen regnen :Bardaktan bosalircasina, (saganak halinde) yagmak.

Es gut mit jemandem meinen :Birine karsi iyi niyet beslemek, onun hakkinda iyi seyler düsünmek.

Im Laufe der Zeit :Zamanla, yavas yavas.

Zu sich kommen :Kendine gelmek, kendini bulmak.

Geschmacksache :Zevk meselesi.
Du magst keine Schokolade? Geschmacksache.
(Cikolata sevmez misin? Zevk meselesi.)

Das ist keine Frage :Kesinlikle, hic kuskusuz.

Dabei sein, etwas zu tun : (bir isi) o anda yapiyor olmak.

Von Tag zu Tag :Günden güne, gün gectikce.

Rücksicht nehmen :Dikkate almak, göz önüne almak, gözetmek.

Mit offenem Munde dastehen :Agzi (bir karis) acik kalmak.

Bei Laune sein :Keyfi yerinde olmak.

Von Kopf bis Fuss :Bastan asagi, tepeden tirnaga.

Ein Gesicht machen (ziehen, schneiden) :Yüzünü eksitmek, yüzünü burusturmak.

Jemandem freistehen :(Bir seyi yapmakta) serbest olmak.

Da ist nichts dahinter :Degersiz olmak, önemsiz olmak.

Unter anderem :Bunun disinda, bunun yanisira.

Recht behalten :Hakli olmak, hakki olmak.

Etwas leicht nehmen :Kolaya almak, hafife almak, önemsememek.

So gut wie :Hemen hemen, asagi yukari.

Sich Gedanken machen üsünmek.

Haare auf den Zähnen haben :Kaba ve itaatsiz olmak, ters ve aksi cevaplar vermek.

Jemanden hat gut lachen :Sansi yerinde olmak, avantajli olmak.

Du hast gut lachen. Das Spiel hast du gewonnen.
(Haydi yine sanslisin. Oyunu kazandin.)

Unter uns gesagt :Aramizda kalsin, laf aramizda.

Jemandem zu dumm werden :Sabri tasmak, artik dayanamamak.

Einen guten Klang haben :Iyi isim yapmis olmak, iyi taninmak.

Alle Hände voll zu tun haben :Cok isi olmak, basini kasiyacak vakti olmamak.

Dahinter steckt etwas :Isin icinde bir is olmak.

Jemandem ein Licht aufgehen :Zihninde simsek cakmak, kavramak, anlamak.

Keine Nerven haben :Celikten sinirleri olmak.

Unter der Hand :El altindan, gizlice.

An der Reihe sein :Sira kendinde olmak, sirasi gelmek.

Von neuem :Yeniden, yeni bastan.

Es gut haben :Sansi olmak, dört ayak üstüne düsmek.

Bis ins kleinste :En ufak ayrintilara degin.

In die Hand nehmen :Ele almak.

Fürs nächste :Once, ilk önce, simdilik, gecici olarak.

Jemanden nicht leiden können :Birini cekememek.

Hand aufs Herz :Dogruyu söyle(yin).

Ein langes Gesicht machen :Agzi acik kalmak, afallamak, surat asmak.

Im Nu :Hemen, bir anda, göz acip kapayincaya dek.

Zu guter Letzt :Bütün bunlar yetmezmis gibi, sonunda.

Hals - und Beinbruch :Iyi sanslar! sansin(iz) acik olsun.

Von heute auf morgen :Cok kisa bir zamanda.

Sich das Leben nehmen :Intihar etmek.

Hin müssen :Gitmek gerekmek, gitmek zorunda olmak.

Den Verstand verlieren :Delirmek, sapitmak, cildirmak, kafayi üsütmek.

Die Ruhe verlieren :Heyecanlanmak, sükunetini kaybetmek.


Von oben herab :Yüksekten, burnu kaf daginda. Er schaut alle Leute von oben herab an.
(Herkese yüksekten bakar.)

Den Kopf hängenlassen :Cok üzülmek, düs kirikligina ugramak.

Hals über Kopf :Aceleyle, telasla, alelacele.

Etwas im Griff haben :Elinden gelmek, elinde oyuncak olmak.

Erschlagen sein :Saskina dönmek, yorgunluktan ölmek.

Jemandem in die Arme laufen :Rastlamak, biriyle tesadüfen karsilasmak.

Etwas auf der Zunge haben :Dilinin ucunda olmak, söylemek üzere olmak.

Schlange stehen :Kuyrukta durmak, sirada beklemek.

Einen Strich unter etwas ziehen :Bir seyin altina kalin bir cizgi cekmek, son vermek.

Feine Ohren haben :Kulaklari delik olmak, uyanik olmak.

Mit Mann und Maus :Toptan, hep birlikte.

Bei Kräften sein :Kuvveti yerinde olmak.

Auf der Hand liegen :Belli olmak, acik olmak.

Jemanden gross ansehen :Sasirmak, bakakalmak.

Feuer und Flamme sein :Heyecanli olmak, atesli olmak, cosmak.

Jemandem die Augen öffnen :Birinin gözünü acmak.

Grüne Welle :Yesil dalga, yesil isik (hep yesil isikla karsilasma durumu.)

devoted 04-14-2008 11:42

Ellerine dert görmesin emeklerine saglık


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:25 .

2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük