Oyun http://www.muhakeme.net/forum/forumr...ar05_010-1.jpg Bir kitabında oktay akbal diyorki:' anılar konacak dal arar'.bu düşünce kafamda okadar yer ettiki.geçmişinde yaşayan insanların zihnin karmaşası bundan ileri gelğiini düşündüm.o kadar dal varki konacak zamanla yuva yapıyo....yerleşik düşünceler dogmalaştıkça zarar veriyo kişiinin kendine.eskiden bende bu düşünceler ülkesine az uğramadım.orda mutlu olabileceğimi sanmıştım.zamanla anladım bunların bana yetmediğini.ve yaşamımın eskiye nazaran daha kötü olduğunu düşündükçe daha fazla üzüldüm. geçmişimin hesabını tutmaktan çoktandır vazgeçtim.artık vaktim yok buna.bu düşüncelerle kafam baya meşgul olmuş olacakki köprünü altında otobüs beklerken baya üşüdüm.ve aklıma ahmet tellini bi şiiri geldi: Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı Ama atıldı yine de serüvenlere Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı. .......kendimi yola attım ilk gelene binecektim.otobüs beni nereye sürüklerse okente gidecektimn.hava soğuktu.üşümüştüm biraz.işte bir tane geliyo...kesinlikle nereye gittiğine bakmayacağım.yoksa yaptigim işin büyüsü kaçacak.ve ben kesinlikle bunu istemiyorum...muavin sordu:abi nerde ineceksin diye.işte korktuğum başıma geldi galiba nereye gittiğimi otobüse biner binmez öğrenecektim.nasıl çıktı ağzımdan bilmiyorum ama birden otogarda dedim ve ücreti ödedim.yolculuk başladıiherşeyi geride bırakmanın verdiği rahatlıkla dışarıyı seyretymeye daldım.yerşekilllerinin ilginçliği karşısında şaşkınlığa düşüyordum.ve birden kendimi onları bazı nesnelere benzeterek küçük oyunlar oynamaya başladım.yolculuk ne kadar uzun olursa bu oyunlar okadar çeşitli oluyo.artık insanın hayal dünyasına bağlı bi şey.yanımda oturan yaşlı bi adam var bayadır kıvranıyor herhalde bi sohbet ortamı başlatmak istiyor.en iyisi uyuyo numarasuı çekmek.ve öylece gözlerimi kapattım. gerçektende uyumusum.gözlerimi açtığımda neresi olduğunu bilmiyorum ama gideceğim yere varmıştım.bir anda herşeyi yabancıladım.sanki insanların gözleri üzerimdeydi ve benim yaptığım bütün haraketrleri nefeslerini tutarak izliyorlardı.burtası tahminimce ülkenin doğusu.insanların konuşmalarından hemen anladım bunu.ama tam olarak nersi olduğunu bilmiyorum.şehir merkezinde biraz dolaşmanın bana iyi geleceğini düşündüm.hem açılırdım biraz.burası köprünü altından da soğuktu.hemen montumn önünü kapattım.cadde buz pateni sahası gibi her taraf buzla kaplı.bi penguen gibi yarı kayarak yarı yürüyrek yoluma de vam etmeye çalıştım. evlerin çatıları sacdandı.çok ilgimi çekti ilk defa görmüştüm.ama yinede bi anlam veremedim.bu sorunun cevabını daha sonra anlayacaktım....binaların taştan dokusu çok haşuma gitti sanki yaşayan bi canlı gibi bir şeyler anlatmaya çalışıyodu bana.ama onları anlayacak kadar tannımıyodum bu şehri. her yerlelşşim yerinde olduğu gibi dükkanlar resmi binalar yollardan geçen tanımadığım binlerce yüz ve caddeden geçen arabalar...bir şehirde olması gereken ne varsa işte.titremeye başladım burası bayağı soğuktu.içimi ıstacak bi şeyler içmenin doğru olacağını düşündüm hemen bi çay ocağına girdim.kendime büyük bir bardak çay söyledim.sıkıca ellerimin arasında tutareak ısınmaya çalıştım.ve ilk yudumumu aldıktan sonra rahatlamaya başladım. işte o an aklımdan geçenleri anlatmak çok zor biraz da tuhaf bir his benim için.tanımadığım bişehhirde tanımadığım insanlarla bir arada bilmediğim bi adresi arıyormuşçasına etrafta dolaşıyordum.yine de bundan garip bir zevk duyuyordum.kimseye karşı bi sorumluluğum yoktu.istediğim herşeyi yapabilirdim çünkü karışanım yoktu.bi an kendime muzipçe burasının ismini yoklar ülkesi koydum.artık özgürdüm. kalacak bi yer bulmak için yeniden yola koyuldum.eski bi hoteldi.taştan bi bina ve üzerinde menekşe hotel yazıyordu.girdim hotele ve bi oda kiraladım.odama girip hemen uzandım yatağın üzreine.buraya neden geldiğimi düşünmöeye başladım.sıkılmıştım hep aynı şehrin havasını tenefüs etmekten.ve aynı kişilerin sesini dumymaktan.aynı mekanda dolaşmaktan.aynı yemekleri yeyip ve hergün aynı eve gitmekten. Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz Ölümdür biraz hep aynı yatakta sabaha varmak Kitapları hep aynı raflara sıralamak Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz Soluk soluğa yaşamalı insan Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli Ve cehenneme dönse de bir ömür Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün hergün dışarı çıkıp tanımadığım insanlarla konuşup onların dertlerini dinledin.kendimce çareler bile buluyordum.farklı mekanlarda yemekler yiyordum farklı tadlar buluyordum.bilmediğim yoklar ülkesinin sokaklarında gezinip düşüncelere dalıyordum.günler böylece geçip gitti.ne kadar zaman geçmiti bilmiyorum zaten umrumdada değil.benim için önemli olan zamandan ve mekandan habersiz yaşamaktı.zaten buyolculuğa onun için başlamaışmıydım.. gerçeği belki kendime itiraf edemiyordum.korkuyordum cevabını bildiğim soruyu sormaktan NEDEN? neden buraya gelmiştim.asıl kaçtığım kendim değilmiydim.nereye kadar bu oyunu sürdürebilirim.kaç şehir değiştirsemde yine mutlu olamayacaktım.kendime katlanamıyorum.balık hafızasına sahip olmak isterdim.onlar gibi saniyede unutmak isredim yaşadığım kötü anları.anılarımın esiriyim ben.sonunda kendime itiraf edebildim. evet sizlere yalan söyledim aslında bende o insanlar gibi zihnimde anıların konacağı okadar dal varki.hiç bi şey yapamaz oldum.artık sadece o hayal ülkesiğnde yaşıyorum ve bu yüzden haytı yaşamıyorum.bundan duyduğum mutsuzluğu kendimce oynadığım bu küçük oyunlarla çözmeye belkide kendişmi yine kandırmaya çelışıyorum. çözümü nerede bulacağım bilmiyorun ama oyun oynamak güzel ve inanınki hayatı yaşamak kadarda zor..hemde bilerek oynamak yaşam gibi........ |
allah razı olsun..gerçekten cok güzel..kalemine yüreğine sağlık |
Cok Gzl Gercekten Emegine Yüregine Saglik.. |
Umarim cok zaman gecmemistir tesekkürünüze karsilik vermeyi unutmusum. Begenmenize sevindim |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 14:57 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük