Bir fark vardı seninle aramızda...
Sen sualsiz teslim oluyordun ve ne söylerlerse onunla yaşamayı marifet sanıyordun
Her nasılsa bunu vefa sayıyordun ve her zaman büyükler ne derse olmalıdır istiyordun
Lakin düşmüş olduğumuz ve içinde boğulmamak için koşturduğumuz maziyi bilmiyordun




Hiç su, süt diye ikram edilir mi!
Dirlik ve birlik adına her bahaneye revaç verilir mi, malahatlara elhak doğrudur denilir mi
Akıl ve izan senin tahkikin ölçüsünde muteberdir, ruhun ve kalbin istikameti aşkla kavlidir
Şüphe ve zandan ruhu bizarlaştıran nazarlardan ve kalbi yoran heyezanlardan kaçınmalıyız



Tespihat içinde zikredilen mana aşk
Şayet kadrine malik değilsen, kalbin ve ruhun hakikatin şehredilmesine elbette ki muhtaç
Ve caminin cemaatında bulunmuyorsa muhabbet, bu gayeye ram olan aşk hangi nefese taç
Zikrine kadir olmadığımız heyecan ve sevday-ı an, vuslatın hasretine bakıyor manidar haç



Ey arkadaş hizipleşmek mi kurtaracak
Fraksiyonlar, zihni farklılıklar ne kadar sosyolojik tramvadır, ha ne olur merak ette bak
Ne zamandır muştular nefsi sefillikte, kalbin ve ruhun didarına hakikati aşkla anlatacak
Vah vahlar son bulacak, kabirler aydınlanacak, ölmek ve vuslata erişmek aşkla buluşacak



Yine hüzünlendim, hicranı yüreğimde hissettim
Ruhumun vecdinde bizarlığımı bir bir zikrederek sefilliğime verdim, ah neleri dile getirdim
Meğer ölmek ve nefsi telakkilere hasredilmek marifet değilmiş, nasinim elbette ki şekillenmiş
Ne söylesem ve kalbi fakirliğimle suskun çığlığımı serdetsem ki kimlerden kabulgörecekmiş



Mustafa CİLASUN