![]() |
Garip bir yolcuydum! Evet, çok acıkmıştım ve uykusuzdum Güneş halime nüfus ettikçe, içim yavaş yavaş geçtikçe dalıyor ve sanki kayboluyordum Oturduğum duvar üstüne çarsiz halde uzanıp kalmıştım, o an herşeyden uzaklaştımıştım Birtakım sesler duyuyordum, lakin hiç anlamıyordum,aldırmıyordum,sanki bitap kaldım Nihayet yorgun gözlerimi açmıştım Tam düşmeye ramak kala Allahtan uyanmıştım ve o an bir sevinç ile etrafıma bakmıştım Akasta ağacına çıktım, sabırla beyaz çiçeklerine ulaştım ve toplayarak yemeye başladım Evimiz çok uzakta kalmıştı, yürümek içim takatim olmalıydı, dinginlik ruhumdan uzaktı Bir yaşlı amca ve hafifçe aksayan teyze Sanki bir yakınını bulmuş gibi yüzüme baktı,işte ozaman şaşkınlık arttı merakım başladı Anladım ki halime acıyorlardı, şefkatle temaşa ediyor ve vah vah diyorlardı,anlamadım Neydi meramları, sızlanmaya salan hıçkırıkları, manalı nazarları bilmeden utanmıştım Yaşıtlarıma hayli imrenir ve düşünürdüm Annelerinin yemeğe çağırmalarını, çok yakından alakadar olmalarına sessizce bakardım Babalarının ellerinden tutarak bakkala götürmelerine,elüstünde tutan hamiyete akardım Bir umut içinde yıllarca korkularımı ve hasretimi saklamıştım, o zaman çaresiz nefestim Hiç uçurtmam olmamıştı,topacım var mıydı Bayat ekmeğin üzerine sana yağını sürmek kardı, çay varlıklı hanelerin alışkanlıgıydı Ne sızlanmamın zamanıydı ve ne de başkalarından medet ummanın edepsizliği bir yardı Bulunanla iktifa etmek, şikayetlenmeden ömrü idame ettirmek elbette bir sabrı kanaattı O bahsi geçen altmış üçlü yıllar karaydı Siyasi çalkantılar, keşme keşlik içinde çığırtkanlık yapmalar, kargaşa çıkartmalar vardı Muhabbetin şekli ve yıllara sari ihmal edilen hali pek vahim bir ıstıraptı, kimlerde kaldı Şimdiki zaman ve yol alınan sosyolojik alan, bilincin pikleştiği an, bilmem ki ne zaman Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:04 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük