Aşk; yaprağın muradında, toprağın bağrında! Gecenin en siyahında Sinem hülyalar sağanağında bilmem ki neler arar Çilenin sayafalarını yudumlayarak ibretle aralar ve bahtını birkez daha tarar Ne kadar atılması gereken adım varsa, velakin durduran vicdansa hesabı koklar Yumuşak bir şekilde tenime dokunmuştu katre Felsefi düşünceler alıp başını gitti, lakin temayül tefekkür içindi Mütefekkirler gözümün önünden bir bir geçti, içim titreyerek nefesi tüketti Gözlerim yaprağın sessiz çırpınışlarını seyretti, bastığım toprak ruhuma nazar etti Çemberin yavaş yavaş daraldığını hissediyordum Nereye temaşa ettimse ayetlerin, kalbime sökün ettiğine bağlıyordum Aklıma şaşıyordum, ne kadar ötelenmiş hakikat varsa bizarlığıma hayıflanıyordum Sinemde fevkalade bir vurgun yaşayarak, mavera haşyetini ruhuma ibretle taşıyordum Yıllara sari suskun kalmış bir kuyu dikkatimi celbetti Hazinlik kalbimi titretti, mütteti zaman içime işledi, hesap halin demiydeydi Hevesler bir bir kenara çekilerek, idrakim için edebi yüreğime bir tebessümle hasretti Bin bir hüzünle sessizlik aklımı çeldi, düşünmek için vesileleri ibretle yine sevk etmişti Sevdanın çileli yollarından bir buket sunarak gönlümü aldı Ha sabah, ha akşam olmuş ne farkı vardı, vakit akıl için aşka amade bir senaydı Tevdi edilen ulufeler, kalp için ne kadar anlamlıydı, payeler nefisler için bir şandı Hesabi olmak, ruhun yetisiyle mücerret olan bir irfandı, yoksa can her canlı için hayattı Mustafa CİLASUN |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:05 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük