Sorma artık o melül nazarımı
Sinemi dağlayan melun sancının efkârlı yakarışlarını
Dinmeyen acımı, çileye ram olan bu bahtın her sayfasındaki ağıtımı
Ne bir ses ver ve ne de nefesinle halime süruru ser, yazmazsa kader, ömür böyle göçer


Ne vakit kalbim sızıya kansa
Hüznün her vaazı yanımda, çığlığım duyul masada
Gözlerim ummana akınca, dilim sükûtu yaşayınca, elemim bir başka
Mahzunluk yakamı bırakmayınca, yutkunmalarım revaçta, anlayan olur umuduyla


Yazdığım her mısra, şiir olmasa
Dert, çilenin mücbir salkımıysa sevda hayli yamaçta
Şayet nefesin takati kaldıysa, umut vuslat için tadımsa, aşk acıyla
Ruhumun her zerresinde, kalbimin bakir köşesinde, dilimin her lehçesinde sevdayla


Ey aşk, sen cansın, canansın
Sen her nefesimde korkumsun, en latif bir yudumsun
Her an seninle manalı, hayat ihsanınla ne kadar tatlı, sürur farklı
Vaktin inkişafı, bahtın gaza anı, ruhun mücerret serencamı ancak hazzınla anlamlı


Bilmem ki ne vakit geleceksin
Kalbimi abat eğleyerek letafetinle kutsiyete erdireceksin
Ülfetine ram olduğum, firakınla savrulduğum hasreti dindireceksin
Şayet bu nefes edebe kanacaksa, bir ar olarak şad olacaksa ve hicranla yaşayacaksa


Olsun ne çıkar, sensizlikte ne var
Annemin niyazında, babamın hülyasında umut niye har
Yakacaksa yaksın sensiz olan her zeminde ki basiretsiz her nazar
Nar sinemi ihata eden bir kar, ne lütuflar sensizlikte en hicranlı bahar ar niye bir har


Nasibin gerekçesinde müdavimim
Ne bir hesap bilirim, ne hinliğin her badiresine kefilim
Kalbim senin, inşirah vaadin, mizan vaktin, nefes kefenin, ömür kimin
Ne sor halimi, muhtaçlığımda ki acizliğin her raddesini, nasip etmezsen aşk esinini


Mustafa CİLASUN