Orijinalini görmek için tıklayınız : recm konusu ve ateistler ne diyor bakalim
alptraum
10-20-2008, 22:42
Yine ateist sitelerinden derlenen bir makale konusu da recm konusudur buyrun
Her ne kadar Kuran'da, insanlık dışı bir uygulama olan RECM geçmiyorsa da, RECM resmen İslam hukukunda (Şeri hükümlerde) bulunmaktadır.
Recm'in aşağıdaki sözlerden nesh edilip, hükmünün baki olduğu iddia edilmekteymiş;
'Es-şeyhu ve'sseyhatu izazeneya fercumü hüma...'
İslam dünyasında yuzyıllardan beri uygulanan recm, gerçekte İslam'a Yahudi'lerden geçmiştir. İslam öncesi Arap'larda recm cezası bulunmamaktadır. Bu ceza, Yahudi uygulamalarını ve Tevrat'i iyi bilen Muhammed tarafından Arap toplumuna kazandırılmıştır. Yahudilerin bile çok zaman önce bıraktığı bu ceza, gelişmiş modern(?) bazı İslam ülkelerinde halen uygulanmaktadır. Yani recm, diğer bir uhrevi dinden sorgulamadan alınmış ilkel bir ceza yöntemidir.
Kuran'ın derlenmesi esnasında, sertlik yanlısı olan Ali taşlama Ayeti'ni Kuran'a sokmak istediyse de, iki şahit getiremediğinden bu isteğini gerçekleştirememiştir. Her ne kadar Ali'nin çabaları bu cezayı Kuran'a sokmaya yetmediyse de, recm yüzyıllar boyu en sert şekilde uygulanmış, sayısız canlar atılan taşlar altında verilmiştir.
Gerçekte İslam'a inanılıyor ise, İslam hukukunda bulunan bir ceza müessesi olan RECM'e de inanılmalı, resmen kabul edilmelidir. Kuran recm'i tasdiklemediği gibi yasaklamamaktadır da.. Kuran'ın indiği dönemlerde fiilen uygulanan, bilinen bir ceza olan recm, Kuran'da yasaklanabilecekken, yasaklanmamıştır. Oysa ki Kuran'da pek çok şey yasaklanmaktadır. İşin aslı, recm cezası karşısında sessiz kalan Kuran, bu cezayı üstü örtülü bir şekilde onaylanmaktadır.
Herneyse, şimdi İslam ceza hukukunun recm ile ilgili koyduğu kurallara bir göz atalım;
En başta bilmemiz gereken, Recm'in esasen kadınlara yönelik bir ceza olduğudur. Her ne kadar erkek de recm edilebilir ve bir çok erkek recm edildiyse de, erkek diyet ödeyerek recm'den kurtulabilir, kadının bu hakkı yoktur.
Recm'in zina suçu karşılığında verilmiş bir ceza olduğunu hepimiz biliyoruz. Zina'nın ispatı için dört şahit gerekmektedir; bu şahitlerin yalanı ortaya çıkmadıkça, yalan söylemesi durumu değiştirmez. Kadın yalan söylenerek recm edilmiş, yalan sonradan ortaya çıkmış ise, yalan söyleyenin cezası sadece 80 deynektir. Yine zina suçunda bulunup, bu suçu ispatlayamayanların cezasi da 80 deynektir (Nur-4). İslam ceza hukukuna göre, zina iddiasında bulunan dört şahitten birisi köle ise, zina iddiasi kabul edilmez. Diğer üç şahit 80'er sopa yerler, köle ise sadece 40 sopa yiyecektir. Zina davası açan davayı geri çeker, yani davadan vaz geçerse, şahitler 80'er sopa yerler. Şahitlerden birisi ölürse, diğer üç şahidin şahitliği kabul edilmez ve 80'er sopa yerler. Yukarıda anlattığımız nedenlerle sopa yiyenler, sopa yemelerinin yanı sıra, artık bir daha şahitlikleri kabul edilmez ve tamamen günahkar sayılırlar. Yani görüldüğü gibi zina iddiasına şahitlik yapmak da oldukça risklidir. (Tabidir ki, bu cezalar, güya zina iddiasında bulunmayı zorlaştıran cezalarmış gibi görünmektedir. Uygulanmışmıdır, ne kadar caydırıcı olmuştur bilemiyoruz.)
Recm cezası evli bir erkek ile, evli bir kadının zina suçu işlemesi durumunda uygulanmaktadır. Zina yapan evlenmemiş yetişkin kızlar için recm değil, Nur-2'deki 100 sopa cezası uygulanır. (Fakat pratikte buna dikkat edilmişmidir, uygulanmişmıdır bilemiyorum. Ayrıca dul kadınların durumu nedir?)
Köle mülk, mülk'ün de mehir nedeni ile nikah'a benziyor olması yüzünden, köle ile yapılan zina da recm ile cezalandırılmaktadır. (Köle bir maldır. Cariyeler erkeğin karısı sayılmamakla birlikte, erkegin malı olduğundan recm uygulanmaktadır. Tersinden bakarsak, erkegin karısı, erkeğin malıdır.)
Bir de LİAN mevzusu bulunmaktadır; buna göre koca karısını zina ile suçlar ve dört şahit getiremezse, recm'e gidilmez. Şahitler huzurunda karı-kocanın boşanması sağlanır.
Recm cezası infaz edilirken, şikayetçi ve şahitlerin de infaz esnasında hazır bulunmaları gerekmektedir. Hatta taşlamaya şahitler ve sikayetçilerin başlaması zorunludur. İnfaz esnasında şahitler ortamda değiller veya oradalar fakat ilk taşı atmıyorlarsa ceza düşmektedir. Çünkü bir süphe uyanır ve recm cezası herhangi bir şüphe duyulursa düşer.
Görüldüğü gibi nereden bakılırsa bakılsın tamamen ilkellik olan bu ceza ve kurallar, insanlık onurunu ayaklar altına alan, kabul edilemez uygulamalardır. Bilinmesi gereken en önemli ayrıntı ise, bu ve benzeri kuralların uygulanıyor veya uygulanmıyor olması değil, İslam var oldukça bu ilkelliklerin de var olacağıdır.
Klasik ateist cümleleri. Cümleyi kur, sonra bunu tersinden bu anlam çıkar diyerek yönlendirmeli yorumla. Her neyse, detaylı olarak yazmak yerine bi cümle dikkatimi çekti. Onu alıntı yapmayı düşündüm.
Gerçekte İslam'a inanılıyor ise, İslam hukukunda bulunan bir ceza müessesi olan RECM'e de inanılmalı, resmen kabul edilmelidir. Kuran recm'i tasdiklemediği gibi yasaklamamaktadır da.. Kuran'ın indiği dönemlerde fiilen uygulanan, bilinen bir ceza olan recm, Kuran'da yasaklanabilecekken, yasaklanmamıştır. Oysa ki Kuran'da pek çok şey yasaklanmaktadır. İşin aslı, recm cezası karşısında sessiz kalan Kuran, bu cezayı üstü örtülü bir şekilde onaylanmaktadır.
Ateistler Kuran'ın içeriğini "Muhammet yazdı" derler. (S.A.V.) Ancak; insan söylediğinde samimi değil ya da tam manasıyla kalbine işleyememiş durumda ise, böyle cümleler kurar. İnandığını söylediği cümleler ile çelişir, farkında olmaz. Bu cümleyi kurana sormak lazım, Kuran'ı kim indirdi diye.!
selametle..
alptraum
10-21-2008, 00:49
Hocam aslinda recm e tek Kuran(tabirini anca böyle buldum affedin) diyen kardeslerimizde inanmiyor konuyu o acidanda degerlendirebiliriz :)
Ama boyutları farklı. Bir taraf Kuran'a inanıyor öteki direk red ediyor.
Burada RECM konusunu mu tartışıyoruz, atesitlerin bu konuya bakış açılarını mı? Ben 2. durum halini düşündüm.
selametle..
alptraum
10-21-2008, 01:09
Aslinda 2 konu dahili tartisilabilir. Cünkü birbirlerine bagli konular. Bugün Ateist recm i elestiriyorsa bizde recmin dayandirildiklarini savunacaksak bu durumda ikisinide almis oluyoruz sanirim
Yanlismi dedimki:)
Selam,
Recm, Kuran'da bulunmayan, kökeni ve Islam'a aitligi bile -zan- ile baglanan, zamaninda uygulanmisligi ya yahudilere ki onlarin kitablarinda farzdir ve kendisine gelen yahudilere kendi kitablarindan hükmetmesi geregi uygulattigi bir kanundur, Kuran bunun cezasini Nur suresinde vermistir, neden bunun icin -saglam bir bilgiye dayanmadan- sahiplenerek Kuran inkarcilarina koz veriyorsunuz ki..?
Recm konusunu cok güven duydugunuz alimler yerine kendiniz arastirdiniz mi? Bir keçinin insafina mi kalmistir sözde recm ayeti? Dedigimi bilgisi olan anlamistir, gerekirse acalim da.. O alimleri de sonucta birileri bize aktariyor.. Eger biz düsünme muhakeme etme anlama kabiliyetinden yoksun bir yaratiksak insan olarak, Kuran'in bize indirilip oku anla uygula denmesinin esprisi nedir?
Kitabindan ödev veren ama onu anlasilmaz kilan sadist bir yazar midir ALLAH, yoksa gayet anlasilir bir kitabi anlama kitligi ceken düsük zekali insanlara ödev veren psikopat bir yazar midir, hangisi sizce? Hiçbirisi elbette..
Recm konusunda geleneksel bize -ögretilmiş- düsünceler dogrultusunda savunacak arkadaslar varsa tartismaya ve bildiklerimi paylasmaya hazirim.. Yeter ki dogru bilgi olsun..
Recm, Kuran'la, Islam'la alakasi olmayan, tamamen -israiliyat- kökenli, yani yahudilerin düsman kesiminin "dinlerini yok edemedik kendimizinkine benzetelim- kampanyasinin ürünlerinden sadece biridir, roma bile yükselisini yenemedigi hristiyanligin imparatorluk ve hatta sarayinin icine girmesine ancak bu sekilde izin vermistir, onu özünden reforme edip eski dinine benzeterek!..
Ilk ayeti "Oku!" olan bir kitaba inanmis insanlariz, kiymetini ve anlamini bilelim..
Selametle..
alptraum
12-06-2008, 04:06
Recm ile alakali nur suresinde herhangi bir ceza verilmistir ama bunu gelenekci müslümanlar göremiyor mu demek istiyorsunuz?
Bence en güzeli ayeti buraya kopyalamaniz ve o ayet üzerinde konusmamiz yararli olur. Ayrica bu keci izahatinide tam anlayamadim sizce söylediginiz cümle ile su asagidaki ayet arasinda ne kadar büyük bir anlasmazlik var degil mi?
“Şüphesiz ki, Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyana da biz olacağız” (Hicr, 15/9)
Bu arada birde Kuran-i Kerim sizin icin nasil bir kitaptir nasil okunur ne anlasilmasi gerekir. Aslinda bunu en azindan bu acidan düsünmeliyiz yoksa kimisine siir kitabi kimisine roman kimisine farkli gelebilir. Örnegin suradaki ayet demek istediklerimi kesinkez vurguluyor
Hani hem Allah'ın nimet ve ihsanına, hem de senin iyiliğine nail olmuş olup da hanımını boşamaya karar vermiş olarak sana danışmaya gelmiş olan kişiye sen: "Eşini yanında tut Allah'tan kork!" demiştin.Allah'ın açığa çıkaracağı bir durumu içinde saklamıştın, çünkü insanlardan çekinmiştin. Halbuki asıl Allah'tan çekinmen gerekirdi. ahzab suresi 37
Reck konusunda her Mezhep ayni görüstedir bu dikkatinizi cekti mi peki?
Kuralı (recm) koyan Allah cc ve Rasulullah sav zamanında uygulanmıştır.
Recmi hazmedemeyenler Allah cc dan daha mı merhametlidirler?
Din ile alakalı olan bir konu Kuran da yazmıyorsa,Hadis i Şeriflere,Hadis-i Şeriflerde yazmıyorsa büyük alimlerin icma ile yazdıkları tefsirlere ve ilimlere müracaat edilmelidir.Kuran da recm ile ilgili ayeti araştırmadım ama Peygamber Efendimiz(S.A.V) zamanında ve Hz. Ebubekir zamanında bu ceza tatbik edilmiştir.
Ateistler bugüne kadar din ile alakalı olan hangi konuda insaflı yorum yapmışlarki recm konusunda doğru dürüst tez ileri sürsünler.Zina kötü bir şey olmasaydı İslamda bu ceza tatbik edilirmiydi.Bu cezanın caydırıcılığı var demekki islamda uygun görülmüş.Zina ve fuhşiyat almiş başını gidiyor.Recm cezasını eleştiren ateiste sorun bakayım karısı ve kızı başkalarıyla zina yapsa tepkisi ne olurdu.
Metin mete
12-07-2008, 16:39
Kuralı (recm) koyan Allah cc ve Rasulullah sav zamanında uygulanmıştır.
Recmi hazmedemeyenler Allah cc dan daha mı merhametlidirler?
Allahin bu hükmü koyduguna hangi beyyine ile iman ediyorsunuz?Hazmetmek ancak gercek beyyine ile oldugundan biz farz edinki hazmedemiyoruz ya siz?
Metin mete
12-07-2008, 16:42
Selam,
Recm, Kuran'da bulunmayan, kökeni ve Islam'a aitligi bile -zan- ile baglanan, zamaninda uygulanmisligi ya yahudilere ki onlarin kitablarinda farzdir ve kendisine gelen yahudilere kendi kitablarindan hükmetmesi geregi uygulattigi bir kanundur, Kuran bunun cezasini Nur suresinde vermistir, neden bunun icin -saglam bir bilgiye dayanmadan- sahiplenerek Kuran inkarcilarina koz veriyorsunuz ki..?
Recm konusunu cok güven duydugunuz alimler yerine kendiniz arastirdiniz mi? Bir keçinin insafina mi kalmistir sözde recm ayeti? Dedigimi bilgisi olan anlamistir, gerekirse acalim da.. O alimleri de sonucta birileri bize aktariyor.. Eger biz düsünme muhakeme etme anlama kabiliyetinden yoksun bir yaratiksak insan olarak, Kuran'in bize indirilip oku anla uygula denmesinin esprisi nedir?
Kitabindan ödev veren ama onu anlasilmaz kilan sadist bir yazar midir ALLAH, yoksa gayet anlasilir bir kitabi anlama kitligi ceken düsük zekali insanlara ödev veren psikopat bir yazar midir, hangisi sizce? Hiçbirisi elbette..
Recm konusunda geleneksel bize -ögretilmiş- düsünceler dogrultusunda savunacak arkadaslar varsa tartismaya ve bildiklerimi paylasmaya hazirim.. Yeter ki dogru bilgi olsun..
Recm, Kuran'la, Islam'la alakasi olmayan, tamamen -israiliyat- kökenli, yani yahudilerin düsman kesiminin "dinlerini yok edemedik kendimizinkine benzetelim- kampanyasinin ürünlerinden sadece biridir, roma bile yükselisini yenemedigi hristiyanligin imparatorluk ve hatta sarayinin icine girmesine ancak bu sekilde izin vermistir, onu özünden reforme edip eski dinine benzeterek!..
Ilk ayeti "Oku!" olan bir kitaba inanmis insanlariz, kiymetini ve anlamini bilelim..
Selametle..
Kuranin icinde öyle bir beyyine olmadigini biliyoruz ama su Keci muhabbeti oldukca ilginc.Bak Kerim ayeti hemen yapistirdi?
Alinti Alptraum..
“Şüphesiz ki, Kur’an’ı biz indirdik ve onu koruyana da biz olacağız” (Hicr, 15/9)
Bu ayet dahi konuyu teshir etme babindan acik bir beyyinedir sanirim...
Metin mete
12-07-2008, 16:49
Yine ateist sitelerinden derlenen bir makale konusu da recm konusudur buyrun
Her ne kadar Kuran'da, insanlık dışı bir uygulama olan RECM geçmiyorsa da, RECM resmen İslam hukukunda (Şeri hükümlerde) bulunmaktadır.
Recm'in aşağıdaki sözlerden nesh edilip, hükmünün baki olduğu iddia edilmekteymiş;
'Es-şeyhu ve'sseyhatu izazeneya fercumü hüma...'
İslam dünyasında yuzyıllardan beri uygulanan recm, gerçekte İslam'a Yahudi'lerden geçmiştir. İslam öncesi Arap'larda recm cezası bulunmamaktadır. Bu ceza, Yahudi uygulamalarını ve Tevrat'i iyi bilen Muhammed tarafından Arap toplumuna kazandırılmıştır. Yahudilerin bile çok zaman önce bıraktığı bu ceza, gelişmiş modern(?) bazı İslam ülkelerinde halen uygulanmaktadır. Yani recm, diğer bir uhrevi dinden sorgulamadan alınmış ilkel bir ceza yöntemidir.
.
Allahin Alemlere Rahmet Resulüne(Selam Resul/Resullere olsun)Yapilan bu iftira nedeni ile önce onu tenzih ederim sonrasinda ise Resulün(Selam Resul/Resullere olsun) bu gibi iftiralardan beri oldugunu yine Kuranda bulmanin mümkün oldugunu Kurani yalanlayanlarin ise Kurani Kulak arkasi ederek gercegin disinda böyle ithamlarda bulundugunu Resule(Selam Resul/Resullere olsun) atilan böyle iftiralarda yapilmasi gereken Kurani anlatmaktir.Yani var olmayani savunmak dahada vahimdir sanirim...
Metin mete
12-07-2008, 16:54
Hocam aslinda recm e tek Kuran(tabirini anca böyle buldum affedin) diyen kardeslerimizde inanmiyor konuyu o acidanda degerlendirebiliriz :)
Gercegin disi ne derece dogrudur istersen ayetle cevap hakkimi kullanayim?
10:32
İşte bu Allah'tır sizin Hak Rabbiniz. Hak'tan sonra sapıklıktan başka ne kalır ki? Peki, nasıl oluyor da yüz geri döndürülüyorsunuz?
alptraum
12-08-2008, 17:40
Peki islam devletlerinde ne gibi ceza uygulanmistir? Ya da bu ceza sistemi ne ve nasil olmalidir?
Metin mete
12-08-2008, 21:07
Peki islam devletlerinde ne gibi ceza uygulanmistir? Ya da bu ceza sistemi ne ve nasil olmalidir?
Atalar yanlis yaptiysa bizim yapma gibi bir zorunlulugumuz varmi?
33:67
Yine şöyle diyecekler:Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.
12:40
Siz Allahı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlere (düzmece ilâhlara) tapıyorsunuz. Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir. Hüküm ancak Allaha aittir. O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir. İşte en doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.
45:6
İşte bunlar, Allahın âyetleridir. Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık Allahtan ve Onun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar?
Ayet gayet apacik degilmi?
24:1
Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
24:2
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allaha ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allahın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.
Akla davet Fitrata davettir Insallah...
10:100
Allahın izni olmadıkça, hiçbir kimse iman edemez. Allah, azabı akıllarını (güzelce) kullanmayanlara verir.
alptraum
12-09-2008, 00:59
Ben bunun cezai sistemini sormustum. Yani bir sekilde islam ahirette cezanin siddetini belirten ayetler ile anlatmis fakat Dünyadaki cezasi ne olmalidir?
Recm ile alakali nur suresinde herhangi bir ceza verilmistir ama bunu gelenekci müslümanlar göremiyor mu demek istiyorsunuz?
Bence en güzeli ayeti buraya kopyalamaniz ve o ayet üzerinde konusmamiz yararli olur. Ayrica bu keci izahatinide tam anlayamadim sizce söylediginiz cümle ile su asagidaki ayet arasinda ne kadar büyük bir anlasmazlik var degil mi?
Sevgili alptraum kardesim,
Mesele sudur, Kuran nedir, gecerliligi ve etki alani nereye kadardir, bir konudaki hükmüne nasil bakmalidir vs.. Kuran'da er-Rahman, zina eylemini yapanlar hakkinda bir hüküm belirtmistir ve o hüküm recm degildir, recm Kuran'da hic bir sekilde ne gecer ne de ima edilir, o okuyup da göremeyenlerin peslerinden gittikleri büyüklerini mukallitce izlemeleri ne denli bir büyük etki yaratmaktadir ki, ALLAH'in vermis oldugu hüküm, yetersiz midir, eksik midir yoksa hükmü mü kalkmistir.. Buyurun Kuran'daki tüm zina hükümleri..
24:2 Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH'ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. İnananlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun.
4:15 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
4:16 Sizden zina işleyen çifti cezalandırın. Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim'dir.
Nur suresinde ALLAH diyor ki, zina etmiş kadin ve erkegin cezasi yüz celde vurarak toplumsal kinama ile psikolojik ayiblamadir. ALLAH hükmünü koymustur.
Nisa suresindeki 15 ve 16. ayetleri de yazdim cünkü Kuranda zina ile ilgili diger iki ayet de budur. 15 ve 16. ayetlerle ilgili bir cok bilgin ve inananla paralel düsündügüm üzere sizin de dikkatinizi cekmek istiyorum.
Dikkat ederseniz Nur suresinde zina eden erkek ve kadin olarak hüküm veriyor ALLAH, yani zaniler erkek ve kadin, bir erkek ve kadin zina yaptigindaki cezasi budur. 15inci ayetde kadinlarinizdan, 16inci ayette ise sizden (yani erkeklerden) fuhus yapanlari kapsiyor, bu ayetler Nur suresinden farkli olarak zanilerin erkek ya da kadin olmasi, yani erkek-erkek kadin-kadin seklinde homoseksüellerin zinasini kastediyor olmasi daha mantikli gelmektedir. Diger bir düsünce itibari ile, zina aninda yakalanmalari degil de zinakar yani devamli dost hayati yasayan bir kadin veya erkegin zina etme ani disinda dört sahitle birlikte uygulanmasi gereken cezasi kastetmektedir.
Her sekilde tek fark kadinlarinizdan zina edenlere dört tanik olmasi halinde onlari tevbe etmeleri ve zani olmayacaklarina dair mahkemeye yemin vermeleri halinde serbest birakilmasi aksi halde müebbete kadar süren bir hapis cezasi öngörmesidir. Burada el-Alim, zina isnadi altinda kadinlarin daha cok veya kötü niyetle kalmasi sebebiyle sahit kosulunu öne sürmesidir.
Bana birisi desin ki, ALLAH hükmünü indirmiştir, koruduguna inandigimiz Kuran'da yerlestirmistir, fakat ALLAH'tan mühür ve icazet almiş! alimlerimiz ALLAH'in elcisinden onlarca yil sonra yazilmiş hadisler ile ALLAH'in ayetini hükümsüz kilabilmektedir! Nitekim burada olan da bir cok durumdaki gibi budur.
Keçi ayeti de nedir diye sormustunuz. Izah edeyim, öncelikle size şunu düşünerek okumanizi objektifce lütfen rica edecegim. Benim bu basliga recmi savunan geleneksel cizgideki bir müslüman olarak katildigimi ve delil olarak da bu hadisi sundugumu düsünün, ki o zaman alimlerin kabul ettiklerini söyleyip mezheb kitablarina alinan bu hadisi hic sorgulamayacaktiniz bile. Simdi söz konusu bunu yazan recmi Kuran'a isnat etmeyen birisi oldugunda sabit fikirli olup hadisi de sorgulayacaksiniz.
--
Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur'an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer'in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)'i hak ile göndermiş ve O'na Kitab'ı indirmiştir. Recm ayeti de O'na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman geçince bir kisim fasiklar çıkıp "Biz Allah'ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah'ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah'ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Müslim, Hudûd, 15).
Hz. Ömer'in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: "İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin" (Mâlik, Muvatta', Hudûd 10; İbn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). Hz. Ömer'in recmi, Medine minberinden ilân etmesi, içlerinde bir çok sahabe bulunan cematten hiç birinin buna karşı çıkmaması, recmin sabit olduğunu gösterir (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (ö. 490/1097). Ömer (r.a)'in şöyle dediğini nakleder:
"Eğer insanlar, Ömer Allah'ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, "ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri..." ifadesini Mushaf'ın haşiyesine yazardım" (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).
Aişe (r.ah) nakleder: "Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesi (nin süt kardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber'in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi."
Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625
Mubarek kecinin yedigi ayetler recm ile ilgili idi. Ayse, muslim ve tirmizinin bize aktardigi hadislerde bu ayetlerin varligindan soz etmistir;
Aişe(r.ah) derki Peygamber(s) vefat edinceye kadar Recm ayeti okunurdu.
Muslim c. 4. s. 167, Tirmizî, c.2, s.309
Omer duruma mudahale etmek istemis, fakat "Allah'in sozunu degistirdi" ya da "Allah'in sozu ustune soz ekledi" diyeceklerinden korkup caresiz kalmisti.
"Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi"
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
kaynak: Samil Islam Ansiklopedisi (http://www.sevde.de/islam_Ans/islam_ans.htm)
--
Hz. Ömer'in kastettigi fasiklar biz olsa gerek.. :) Biz ne fasikiz ki böyle ALLAH'in kitabi konusunda münafik Kuran düsmanlarina aldanmamak icin gerekirse fasik olmayi kabul ediyoruz. Elbette Hz. Ömer'i böyle bir söz naklettiginden tenzih ederim.
Benim inandigim halife Ömer, Kuran'a ayet eklemeyi aklindan geçirecek kadar sasirmis birisi, ne de ALLAH, insanliga bir rehber olarak indirip koruyacagini vaad ettigi kitabini bir keciden korumaya aciz. Söyleyin, resmi gelenekci Islam tarafindan onayli alimlerin her koydugunu tartismadan sorgulamadan alanlarimiz varsa, simdi mantiklarina mi yenik düsecekler, yoksa bunlari da alacaklar mi?
Peygamberin zina edenlere Kuran tamamlandiktan sonra da recm cezasini uyguladigini, bunu da ayni kitablardaki hadislerden kaynak alanlara sormak istiyorum, bu hadisleri de recm konusunda birbirini tamamlar şekilde alacaksaniz savunmaya devam edin, ya da ALLAH'in eksizsiz, zansiz, celiskisiz -herseyi saydigini- -akil sahiplerine ve okuyanlara bir ögüt oldugunu söyledigi- kitabina sarilip bu celiskilerden ve mantiksizliklardan kendinizi siyiracak misiniz?
Hala gelenekci Kuran dişi ögretilerden getirmek isteyen varsa tartismaya devam etmek isterim, belki eksik olan biziz, ögüt aliriz. Gerçek, her zaman sorgulayan ve bilenindir.
Sözünüzün sonunda her mezheb recm konusunda hem fikirdir demissiniz son olarak. Cevabim son derece kisa ve basittir, Kuran'in önüne cekilen setler, insan rivayetiyle sözüyle hükümsüz kilinan Yaratici rivayeti ayetler, daha Peygamber son nefesini vermisken münafik olanlarin maskelerinin düstügü iktidar kavgasina giren bir ümmet ve bu kaosta ALLAH'in dini ve Peygamberin mirasinin bile cikarlara alet edilmeye calisildigi bir tarih, birinin dedigi digerinden farkliyken yine de hak olabilen ama Kuran'daki hükmü kaldirir ya da degistirirken hakligi tartisilmayan... daha cok uzar, hem fikir olan mezheblerse, o mezheblerin gözümde hic bir degeri yok.. Ben ALLAH'in Elçisinin mezhebinde kalmayi tercih ederim..
ALLAH mi kitabiyla acizdi tüm ümmetin bir sekilde amel edecegi bir kitab indirmekten, Peygamberin oldugu söylenen sözler tamamlayacak degil mi? Ne hikmetse Peygamberin söyledigi söylenen cilt cilt hadislerden de bir türlü noktasi noktasina bir mezheb olusmamis, en kisa örnekle birisi denizden babam ciksa yerim derken digeri tersini söylemiş, fakat yine de ikisi hak olmuş, cünkü ikisinin de kaynaklari o ciltler.. Furkan-i Kerim dururken, binlerce farkli rivayetlerin aktarildigi hic bir ilahi hükmü mührü olmayan iktidar sigortali kitablarla buraya kadar mi geliyoruz? Rahman suresinde tekrar tekrar tekrarlanan o ifadeyi tekrar düsünmenizi isterdim, lütfen üşenmeyip bir siteden Rahman suresini açin ve okuyun, ALLAH'in cagrisini işitin, biz bu kitabi ögüt alip düsünmeniz icin indirdik, ögüt alan yok mu?
Feodal ilkel zihinleri, sümerlerden yahudilere kadar uzanmiş bir gelenege karsi, ALLAH ve Elçisinin getirdigi sosyal manevi büyük devrimleri sindiremeyecek kadar bilinc atlama özürlü, -biz atalarimiz neyi getirdiyse onu savunuruz- diyenlerin.. Sizin icin degeri var mi?
Metin mete
12-09-2008, 13:19
Ben bunun cezai sistemini sormustum. Yani bir sekilde islam ahirette cezanin siddetini belirten ayetler ile anlatmis fakat Dünyadaki cezasi ne olmalidir?
Özellikle Nur suresi 1 de oraya aldimki?Hemde filan yerden kopyalamis demeyesin diye Diyanet cevirisi kullanmisim;
24:1
Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
24:2
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allaha ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allahın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.
Zina edenlere karsi Ayetin birincisinde ne diyor?Indirdigimiz ve farz(Yani yasa)Kildigimiz bir suredir.Ikincisinde ise direk yasayi aciklarken simdi kalkalim Bu ayet yetmedi(Ayni Musanin Kavmi gibi;Sigir kesmek emredilince sormaya basladilar;Rengi yasi gözü gibi)Ihtiyarmi gencmi?Evlimi bekarmi?Esirmi Hürmü?Ya kardesim ayet gayet acik degilmi Allah icin söyle?Hangi ceviriyi okursan oku:...Yine diyorumki Hak yolcusunun yapacagi tek sey Sürüye girdimi ilk yakaladigi Sigiri yere devirip kesmektir,Detay Allahin ayeti disina cikmakla ayni anlam tasirki insani Tagut tan baskasi ile muhattab etmez...
alptraum
12-09-2008, 18:15
Sevgili alptraum kardesim,
Mesele sudur, Kuran nedir, gecerliligi ve etki alani nereye kadardir, bir konudaki hükmüne nasil bakmalidir vs.. Kuran'da er-Rahman, zina eylemini yapanlar hakkinda bir hüküm belirtmistir ve o hüküm recm degildir, recm Kuran'da hic bir sekilde ne gecer ne de ima edilir, o okuyup da göremeyenlerin peslerinden gittikleri büyüklerini mukallitce izlemeleri ne denli bir büyük etki yaratmaktadir ki, ALLAH'in vermis oldugu hüküm, yetersiz midir, eksik midir yoksa hükmü mü kalkmistir.. Buyurun Kuran'daki tüm zina hükümleri..
24:2 Zina eden kadın ve erkeğin her birine yüz celde vurunuz. ALLAH'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, onlara olan acıma duygunuz ALLAH'ın yasasını uygulamakta size engel olmamalı. İnananlardan bir grup onların cezalandırılma işlemine tanık olsun.
4:15 Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin. Tanıklık ederlerse, onları, ölünceye veya ALLAH onlara bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.
4:16 Sizden zina işleyen çifti cezalandırın. Tevbe edip düzelirlerse onlardan vazgeçin. ALLAH yönelişleri kabul edendir, Rahim'dir.
Nur suresinde ALLAH diyor ki, zina etmiş kadin ve erkegin cezasi yüz celde vurarak toplumsal kinama ile psikolojik ayiblamadir. ALLAH hükmünü koymustur.
Nisa suresindeki 15 ve 16. ayetleri de yazdim cünkü Kuranda zina ile ilgili diger iki ayet de budur. 15 ve 16. ayetlerle ilgili bir cok bilgin ve inananla paralel düsündügüm üzere sizin de dikkatinizi cekmek istiyorum.
Dikkat ederseniz Nur suresinde zina eden erkek ve kadin olarak hüküm veriyor ALLAH, yani zaniler erkek ve kadin, bir erkek ve kadin zina yaptigindaki cezasi budur. 15inci ayetde kadinlarinizdan, 16inci ayette ise sizden (yani erkeklerden) fuhus yapanlari kapsiyor, bu ayetler Nur suresinden farkli olarak zanilerin erkek ya da kadin olmasi, yani erkek-erkek kadin-kadin seklinde homoseksüellerin zinasini kastediyor olmasi daha mantikli gelmektedir. Diger bir düsünce itibari ile, zina aninda yakalanmalari degil de zinakar yani devamli dost hayati yasayan bir kadin veya erkegin zina etme ani disinda dört sahitle birlikte uygulanmasi gereken cezasi kastetmektedir.
Her sekilde tek fark kadinlarinizdan zina edenlere dört tanik olmasi halinde onlari tevbe etmeleri ve zani olmayacaklarina dair mahkemeye yemin vermeleri halinde serbest birakilmasi aksi halde müebbete kadar süren bir hapis cezasi öngörmesidir. Burada el-Alim, zina isnadi altinda kadinlarin daha cok veya kötü niyetle kalmasi sebebiyle sahit kosulunu öne sürmesidir.
Bana birisi desin ki, ALLAH hükmünü indirmiştir, koruduguna inandigimiz Kuran'da yerlestirmistir, fakat ALLAH'tan mühür ve icazet almiş! alimlerimiz ALLAH'in elcisinden onlarca yil sonra yazilmiş hadisler ile ALLAH'in ayetini hükümsüz kilabilmektedir! Nitekim burada olan da bir cok durumdaki gibi budur.
Keçi ayeti de nedir diye sormustunuz. Izah edeyim, öncelikle size şunu düşünerek okumanizi objektifce lütfen rica edecegim. Benim bu basliga recmi savunan geleneksel cizgideki bir müslüman olarak katildigimi ve delil olarak da bu hadisi sundugumu düsünün, ki o zaman alimlerin kabul ettiklerini söyleyip mezheb kitablarina alinan bu hadisi hic sorgulamayacaktiniz bile. Simdi söz konusu bunu yazan recmi Kuran'a isnat etmeyen birisi oldugunda sabit fikirli olup hadisi de sorgulayacaksiniz.
--
Recm konusunda hükmü devam eden, fakat Kur'an ayeti olarak okunması neshedilen bir ayet de nakledilir. Abdullah b. Abbas (r. anhümâ), Hz. Ömer'in minberde şöyle dediğini rivâyet etmiştir. "Cenab-ı Allah Muhammed (s.a.s)'i hak ile göndermiş ve O'na Kitab'ı indirmiştir. Recm ayeti de O'na indirilen ayetlerden idi. Biz bu ayeti okuduk, ezberledik ve anladık. Resulullah (s.a.s) recmi uyguladı, ondan sonra biz de uyguladık". Korkarım, zaman geçince bir kisim fasiklar çıkıp "Biz Allah'ın kitabında recmi bulamıyoruz" der ve Allah'ın indirdiği bir farzı terkederek sapıklığa düşerler. Şüphesiz recm, Allah'ın kitabında, evli olmak, şahit, gebelik veya ikrar bulunmak şartıyla, zina eden kimse aleyhine bir haktır" (Müslim, Hudûd, 15).
Hz. Ömer'in sözünü ettiği okunuşu mensuh ayet şudur: "İhtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ederlerse, onları recmedin" (Mâlik, Muvatta', Hudûd 10; İbn Mâce, Hudûd, 9; Ahmed b. Hanbel, V, 132, 183). Hz. Ömer'in recmi, Medine minberinden ilân etmesi, içlerinde bir çok sahabe bulunan cematten hiç birinin buna karşı çıkmaması, recmin sabit olduğunu gösterir (Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, Ahmed Davudoğlu, İstanbul 1978, VIII, 350). es-Serahsî (ö. 490/1097). Ömer (r.a)'in şöyle dediğini nakleder:
"Eğer insanlar, Ömer Allah'ın Kitabına ilave yaptı demeyecek olsalar, "ihtiyar erkekle ihtiyar kadın zina ettikleri..." ifadesini Mushaf'ın haşiyesine yazardım" (es-Serahsî, el-Mebsût, Beyrut 1398/1978, IX, 37).
Aişe (r.ah) nakleder: "Recm ve büyüklerin on defa süt emzirmesi (nin süt kardeşliği oluşturacağı) hususundaki ayetler benim yatağımın altında bulunan bir sayfa üzerinde yazılı idi. Peygamber vefat edince Peygamber'in vefatıyla meşgul olduk da keçi gelip onları yedi."
Dar-e Kutni, c.4, s.105, İbn-i Mâce, c.1, s.625
Mubarek kecinin yedigi ayetler recm ile ilgili idi. Ayse, muslim ve tirmizinin bize aktardigi hadislerde bu ayetlerin varligindan soz etmistir;
Aişe(r.ah) derki Peygamber(s) vefat edinceye kadar Recm ayeti okunurdu.
Muslim c. 4. s. 167, Tirmizî, c.2, s.309
Omer duruma mudahale etmek istemis, fakat "Allah'in sozunu degistirdi" ya da "Allah'in sozu ustune soz ekledi" diyeceklerinden korkup caresiz kalmisti.
"Keçinin yemesi sonucu Kuran'dan çıkan taşlama ayetini Ömer Kuran'a tekrar sokmak istedi; ancak halkın dedikodusundan korktuğu için cesaret edemedi"
(Buhari 53/5; 54/9; 83/3; 93/21; Muslim, Hudud 8/1431; Ebu Davut 41/1; Itkan 2/34).
kaynak: Samil Islam Ansiklopedisi (http://www.sevde.de/islam_Ans/islam_ans.htm)
--
Hz. Ömer'in kastettigi fasiklar biz olsa gerek.. :) Biz ne fasikiz ki böyle ALLAH'in kitabi konusunda münafik Kuran düsmanlarina aldanmamak icin gerekirse fasik olmayi kabul ediyoruz. Elbette Hz. Ömer'i böyle bir söz naklettiginden tenzih ederim.
Benim inandigim halife Ömer, Kuran'a ayet eklemeyi aklindan geçirecek kadar sasirmis birisi, ne de ALLAH, insanliga bir rehber olarak indirip koruyacagini vaad ettigi kitabini bir keciden korumaya aciz. Söyleyin, resmi gelenekci Islam tarafindan onayli alimlerin her koydugunu tartismadan sorgulamadan alanlarimiz varsa, simdi mantiklarina mi yenik düsecekler, yoksa bunlari da alacaklar mi?
Peygamberin zina edenlere Kuran tamamlandiktan sonra da recm cezasini uyguladigini, bunu da ayni kitablardaki hadislerden kaynak alanlara sormak istiyorum, bu hadisleri de recm konusunda birbirini tamamlar şekilde alacaksaniz savunmaya devam edin, ya da ALLAH'in eksizsiz, zansiz, celiskisiz -herseyi saydigini- -akil sahiplerine ve okuyanlara bir ögüt oldugunu söyledigi- kitabina sarilip bu celiskilerden ve mantiksizliklardan kendinizi siyiracak misiniz?
Hala gelenekci Kuran dişi ögretilerden getirmek isteyen varsa tartismaya devam etmek isterim, belki eksik olan biziz, ögüt aliriz. Gerçek, her zaman sorgulayan ve bilenindir.
Sözünüzün sonunda her mezheb recm konusunda hem fikirdir demissiniz son olarak. Cevabim son derece kisa ve basittir, Kuran'in önüne cekilen setler, insan rivayetiyle sözüyle hükümsüz kilinan Yaratici rivayeti ayetler, daha Peygamber son nefesini vermisken münafik olanlarin maskelerinin düstügü iktidar kavgasina giren bir ümmet ve bu kaosta ALLAH'in dini ve Peygamberin mirasinin bile cikarlara alet edilmeye calisildigi bir tarih, birinin dedigi digerinden farkliyken yine de hak olabilen ama Kuran'daki hükmü kaldirir ya da degistirirken hakligi tartisilmayan... daha cok uzar, hem fikir olan mezheblerse, o mezheblerin gözümde hic bir degeri yok.. Ben ALLAH'in Elçisinin mezhebinde kalmayi tercih ederim..
ALLAH mi kitabiyla acizdi tüm ümmetin bir sekilde amel edecegi bir kitab indirmekten, Peygamberin oldugu söylenen sözler tamamlayacak degil mi? Ne hikmetse Peygamberin söyledigi söylenen cilt cilt hadislerden de bir türlü noktasi noktasina bir mezheb olusmamis, en kisa örnekle birisi denizden babam ciksa yerim derken digeri tersini söylemiş, fakat yine de ikisi hak olmuş, cünkü ikisinin de kaynaklari o ciltler.. Furkan-i Kerim dururken, binlerce farkli rivayetlerin aktarildigi hic bir ilahi hükmü mührü olmayan iktidar sigortali kitablarla buraya kadar mi geliyoruz? Rahman suresinde tekrar tekrar tekrarlanan o ifadeyi tekrar düsünmenizi isterdim, lütfen üşenmeyip bir siteden Rahman suresini açin ve okuyun, ALLAH'in cagrisini işitin, biz bu kitabi ögüt alip düsünmeniz icin indirdik, ögüt alan yok mu?
Feodal ilkel zihinleri, sümerlerden yahudilere kadar uzanmiş bir gelenege karsi, ALLAH ve Elçisinin getirdigi sosyal manevi büyük devrimleri sindiremeyecek kadar bilinc atlama özürlü, -biz atalarimiz neyi getirdiyse onu savunuruz- diyenlerin.. Sizin icin degeri var mi?
Simdi bu kecinin yedigi ayet rivayetini uzatmanin bir manasi yok. Külliyen yanlis oldugu besbelli ve bu ayetle sabit. Celiskileri bir bir siralamanin manasi yok cünkü bunu ayet olarak burada kabul eden yok. Bir digeri ise ceza hukuku...
Simdi ceza hukukunu Tam anlamiyla tüm olabilecek herseye ayetlerle bunu göstermek imkansiz ve yetersiz kalir. Olusabilecek tüm katli sebepler ve bunlarin diger suclari Cumhur ulemanin uyguladigi ve islam devletlerinin bugüne kadar uyguladigi ortak kararda hareket etmek en uygunu olur cünkü ulul emre uymanin gerekliligi ayet ile sabittir.
Dünyada olusabilecek tüm suclara ayetler ile hüküm koyamazsiniz. Lakin bugün anayasa hukuku tüzükler v.b. kitap kalinliklari ayrintilarla beraber sabittir. Umarim anlatilmak isteneni anlamissinizdir.
Metin mete
12-09-2008, 20:29
Simdi bu kecinin yedigi ayet rivayetini uzatmanin bir manasi yok. Külliyen yanlis oldugu besbelli ve bu ayetle sabit. Celiskileri bir bir siralamanin manasi yok cünkü bunu ayet olarak burada kabul eden yok. Bir digeri ise ceza hukuku...
Simdi ceza hukukunu Tam anlamiyla tüm olabilecek herseye ayetlerle bunu göstermek imkansiz ve yetersiz kalir. Olusabilecek tüm katli sebepler ve bunlarin diger suclari Cumhur ulemanin uyguladigi ve islam devletlerinin bugüne kadar uyguladigi ortak kararda hareket etmek en uygunu olur cünkü ulul emre uymanin gerekliligi ayet ile sabittir.
Dünyada olusabilecek tüm suclara ayetler ile hüküm koyamazsiniz. Lakin bugün anayasa hukuku tüzükler v.b. kitap kalinliklari ayrintilarla beraber sabittir. Umarim anlatilmak isteneni anlamissinizdir.
Din belirli konularda yasasini yapmis,din disi olanlari mesela trafik kanunu gibi konularida insanlar kendileri yapacaktir mutlaka.Ama sunu unutmamak gerekirki Allahin yasasina yasa eklenemez yani belirtilen konuda Kuranda mevcut olan Dini bir konudur...
zeynep_hearty
12-14-2008, 14:52
Saygıdeğer Metin Mete Kuranı kerimde hırısIzlık yapana maide 3 sanıyorum tam anımsayamıyorum lakin had cezası yani ellerinin kesilme cezası verilmesini emrolunur lakin ellerden kastedilen nedir ölçüsü nedir bileklerindenmidir, dirseklerindenmidir yoksa tüm kolmudur sizinde ifadenizle kurani bir hüküm mevcuttur lakin ölçü belli değildir recm konusuda bu ölçüdedir düşüncesindeyim ...Saygıdeğer Alpraum gayet net ifade etmiş bu anlamda kendisine teşekkür ediyorum ...hayr ile...
Metin mete
12-14-2008, 15:49
Saygıdeğer Metin Mete Kuranı kerimde hırısIzlık yapana maide 3 sanıyorum tam anımsayamıyorum lakin had cezası yani ellerinin kesilme cezası verilmesini emrolunur lakin ellerden kastedilen nedir ölçüsü nedir bileklerindenmidir, dirseklerindenmidir yoksa tüm kolmudur sizinde ifadenizle kurani bir hüküm mevcuttur lakin ölçü belli değildir recm konusuda bu ölçüdedir düşüncesindeyim ...Saygıdeğer Alpraum gayet net ifade etmiş bu anlamda kendisine teşekkür ediyorum ...hayr ile...
Öncelikle Selam, Maide 3 degil o haramlarla ilgili yasa.
5:3 Leş, kan, domuzun eti ve ALLAH'tan başkasına adananlar size haram kılındı. Canları çıkmadan kesmeniz hariç, boğulmuş, vurulmuş, düşmüş, boynuzlanmış ve canavar tarafından yenmiş hayvanlar, kutsallaştırılmış taşlar üzerinde boğazlanarak fal oklarıyla dağıtılanlar,evet bunlar kötüdür. Bugün size dininizi olgunlaştırdım, size nimetimi tamamladım ve size din olarak islam'ı beğendim. Kim açlıktan dolayı zorda kalırsa, günaha istekle yönelmeden yerse ona günah yoktur. Çünkü ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Sizin bahsettiginiz;
5:38 Erkek hırsızın ve kadın hırsızın ellerini, yaptıklarına karşılık kesin.Bu ALLAH'ın öngördüğü bir caydırma yöntemidir. ALLAH Güçlüdür, Bilgedir.
Ama konuyu dagitmamak icin öncelikle hemen arkasindaki ayetide tap edeyim sonra devam Insallah...
5:39 Kim yaptığı bu haksızlıktan sonra tevbe ederek düzelirse, ALLAH yönelişini kabul eder. ALLAH kuşkusuz Bağışlayandır, Rahimdir.
Ölcü aciktir diyerek Söyle devam edelim;Eller,acaba siz el deyince bilekten asagisimi anliyorsunuz yoksa dirsekten sonrasinimi?Bilek ne anlam tasiyor sizce?
5:38 Ayette "kesin" diye çevirilen kelime;kuataa...
2:27; 3:127; 6:45; 7:72; 8:7; 9:121; 10:27; 11:81; 13:4; 15:65; 15:66; 13:25; 22:15; 27:32; 29:29; 56:33; 59:5; 69:46
Bu ayetlerde mevcut.
;Kattaa;Kuran'da;
5:33; 7:124; 20:71; 26:49; 13:31,2:166; 6:94; 7:160; 7:167; 9:110; 47:15; 47:22; 21:93; 22:19; 23:53,12:31; 12:50
Hepsinin ortaklasa durumu;
(1) ellerinin kesilip koparılması,
(2) ellerinin çizilerek ve yarılarak kesilmesi,
(3) mecazi anlamda, yani hırsızlıkla ilişkilerini kesecek önlemlerin alınması gibi üç değişik biçimde anlamak mümkün.
Yaradan net bi şekilde kesin diyor bunda amiyane bi tabirle hiç kıvırma payı yok.Ama,
Şimdi düşünelim ? El koparmak 100 değnekten daha az bir azab mı ?Madem el koparmak uygulanacaksa neden aynı nur 2 de olduğu gibi milletin ortasında uygulanması istenmiyor. Niçin Allah acıyacağınız tutmasın demiyor
Ayetin devamını nereye koyacağız
39- Kim yaptığı haksızlıktan sonra tevbe eder, halini düzeltirse, şüphesiz Allah, onun tevbesini kabul eder. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.
Adamın elini kestik attık.Tevbe etme şansımı kaldı ?Velhasil bu konunun Zina konusu ile alakasi ne kadardir..Tövbeye götürecek durum nedir?Bakin Zinada Tövbe kapisi ne kadar acik...
Metin mete
12-14-2008, 17:36
Saygıdeğer Metin Mete Kuranı kerimde hırısIzlık yapana maide 3 sanıyorum tam anımsayamıyorum lakin had cezası yani ellerinin kesilme cezası verilmesini emrolunur lakin ellerden kastedilen nedir ölçüsü nedir bileklerindenmidir, dirseklerindenmidir yoksa tüm kolmudur sizinde ifadenizle kurani bir hüküm mevcuttur lakin ölçü belli değildir recm konusuda bu ölçüdedir düşüncesindeyim ...Saygıdeğer Alpraum gayet net ifade etmiş bu anlamda kendisine teşekkür ediyorum ...hayr ile...
Sevgi deger alemi_ervah,hatta baska yasada var Kuranda hirsizlik icin;Öncelikle ayetin önemine binahen;
12:07 Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır.
12:111 Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır.
Simdide bu sadik Resul Yusuf(Selam Resul/Resullere olsun)un kissasinda bakalim;
12:74 (Yusuf'un adamları) dediler ki: Peki, siz yalancıysanız bunun (HIRSIZLIĞIN) cezası nedir?
12:75 "Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa işte o, onun cezasıdır. Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler.
İSLAM HUKUKUNDA ZİNANIN CEZASI
İslam ceza hukukunda zina;meşru bir akde dayanmaksızın yapılan haram bir birleşme olup bunu işleyen erkeğe zani, kadına da zaniye denir.
Zina eden erkek ve kadın hakkında Kur’an-ı Kerim de şöyle buyrulur.
“Zina eden kadınla zina eden erkekden her birine yüzer celde=değnek vurunuz!
Eğer,Allaha ve ahret gününe inanıyorsanız,bunlara,acıyacağınız tutmasın.
Mü’minlerden bir zümre de bunların cezalarına şahit olsun.”
(Nur suresi,ayet:2)
Celde;ete geçmemek üzere yalnız deriye tesir edecek derecede vurmak demektir.
Bu da ne ince nede kalın olmayan budaksız,kenarsız,düğümsüz bir değnekle yapılır.
Buların hepsinin bir günde vurulması lazım gelmeyip yarısının ertesi güne bırakılmasıda caizdir.Celde vurulurken;başa,yüze,tenasül uzvuna vurulmaz.
Zina fiilinden dolayı cezanın tatbik edilebilmesi için,en başta akıl ve büluğ çağına ermiş olmak üzere bir takım ağır şartlar vardır.
Zina fiilinin sübutu içinde ikrar veya şehadet şart olduğu gibi bu ikrar veya şehadetin makbul ve muteber olabilmesi için de ayrıca birtakım şartlar vardır.
a)Şahitliğe ehil olan dört erkeğin şahitlik etmeleri ile:Bunlar zina edenleri iyice görmek zorundadırlar.Ayrıca da özü doğru kimseler olmalıdırlar.Eğer dörtten eksiklerse veya adı geçen vasıflara sahip değil iseler,zina fili ispat edilmiş sayılmaz.O vakit şahitliğe kalkışanlar iftiracı mevkiine düşerler ki zina isnadı cezasına çarptırılırlar.
Birde dört erkek şahitlik ettikten sonra caysalar,zina etmekle itham edilen kimse cezaya uğratılmayıp şahitler seksener sopa yerler.Burada bir erkek yerine iki kadının şahitlik edebileceğini söylemeliyiz.
b)Erginlik çağına erişmiş normal bir kimsenin “zina ettim” diye dört defa ayrı ayrı yerlerde itirafda bulunması ile:Hakim onu her defasında “yanılıyorsun” diyerek reddeder;ayrıca aklını ve hafızasını kontrol eder.Bütün bunlar müspet çıkar,zina eden kimse de iddiasında ayak diretirse hakim hükmünü verir.
Zina ettiğini itiraf eden kimse cezanın tatbikinden önce veya tatbiki sırasında “hayır zina etmedim “ derse ceza vermekten vazgeçebilir.
Dört erkeğin şahitliğiyle zina ettiği sabit olan kimse eğer taşlanarak idam hükmünü giymişse ona ilk taşları şahitler atar.Şahitlerden biri bundan çekinirse ceza infaz edilmez.
Yukarıda vermeye çalıştığımız kısa izahtan sonra açıkça görülmektedirki İslamiyet ırz ve namus meselesi üzerinde çok titiz bir yol izlemektedir.Zina edenin suçunun sabit olması ve cezalarının tatbik edilmesi kolay değildir.Buda İslamın insanoğlunu iyilikle terbiye etmek istediğini gösterir.
Nitekim “Elinizden geldiği kadar cezaları Müslümanlardan def’edin.Eğer bir kurtuluş yolu varsa maznunu(suçlu sanılan) serbest bırakın.Mukakkak ki hakimin affetmekle yanılması,ceza vermekle yanılgıya düşmesinden iyidir.” Hadis i şerifi bunun delilidir.(Mişkatü’l-Mesabih,c:2, s:292)
Açıkça ortaya çıkan hakikat şudur:
İslamiyette zina suçu için konan cezalar,her şeyden önce bu çirkin kötülüğün taşınılmaz derecede ağır bir mesuliyet duygusuna sahip olmayı gerektirdiğini gösterir.Sonra bu,bir manada öylesine cemiyet hayrını düşünen ileri bir siyasettir ki her yana korku salar ve herkes böylesine ağır bir günaha düşmekten kaçınır.Tatbik alanında,küfür ve inkar fırtınasına kapılanların ileri sürdükleri gibi ne vahşice bir sistemdir,ne de fazla bir can kaybına yol açar.Tersine namus üzerine titreyen bir sistem ve saldığı korku ile de zina suçlarını en aza indiren ilahi bir kanundur.
Metin mete
12-15-2008, 08:28
İSLAM HUKUKUNDA ZİNANIN CEZASI
İslam ceza hukukunda zina;meşru bir akde dayanmaksızın yapılan haram bir birleşme olup bunu işleyen erkeğe zani, kadına da zaniye denir.
Zina eden erkek ve kadın hakkında Kur’an-ı Kerim de şöyle buyrulur.
“Zina eden kadınla zina eden erkekden her birine yüzer celde=değnek vurunuz!
Eğer,Allaha ve ahret gününe inanıyorsanız,bunlara,acıyacağınız tutmasın.
Mü’minlerden bir zümre de bunların cezalarına şahit olsun.”
(Nur suresi,ayet:2)
Celde;ete geçmemek üzere yalnız deriye tesir edecek derecede vurmak demektir.
Bu da ne ince nede kalın olmayan budaksız,kenarsız,düğümsüz bir değnekle yapılır.
Buların hepsinin bir günde vurulması lazım gelmeyip yarısının ertesi güne bırakılmasıda caizdir.Celde vurulurken;başa,yüze,tenasül uzvuna vurulmaz.
Zina fiilinden dolayı cezanın tatbik edilebilmesi için,en başta akıl ve büluğ çağına ermiş olmak üzere bir takım ağır şartlar vardır.
Zina fiilinin sübutu içinde ikrar veya şehadet şart olduğu gibi bu ikrar veya şehadetin makbul ve muteber olabilmesi için de ayrıca birtakım şartlar vardır.
a)Şahitliğe ehil olan dört erkeğin şahitlik etmeleri ile:Bunlar zina edenleri iyice görmek zorundadırlar.Ayrıca da özü doğru kimseler olmalıdırlar.Eğer dörtten eksiklerse veya adı geçen vasıflara sahip değil iseler,zina fili ispat edilmiş sayılmaz.O vakit şahitliğe kalkışanlar iftiracı mevkiine düşerler ki zina isnadı cezasına çarptırılırlar.
Birde dört erkek şahitlik ettikten sonra caysalar,zina etmekle itham edilen kimse cezaya uğratılmayıp şahitler seksener sopa yerler.Burada bir erkek yerine iki kadının şahitlik edebileceğini söylemeliyiz.
b)Erginlik çağına erişmiş normal bir kimsenin “zina ettim” diye dört defa ayrı ayrı yerlerde itirafda bulunması ile:Hakim onu her defasında “yanılıyorsun” diyerek reddeder;ayrıca aklını ve hafızasını kontrol eder.Bütün bunlar müspet çıkar,zina eden kimse de iddiasında ayak diretirse hakim hükmünü verir.
Zina ettiğini itiraf eden kimse cezanın tatbikinden önce veya tatbiki sırasında “hayır zina etmedim “ derse ceza vermekten vazgeçebilir.
Dört erkeğin şahitliğiyle zina ettiği sabit olan kimse eğer taşlanarak idam hükmünü giymişse ona ilk taşları şahitler atar.Şahitlerden biri bundan çekinirse ceza infaz edilmez.
Yukarıda vermeye çalıştığımız kısa izahtan sonra açıkça görülmektedirki İslamiyet ırz ve namus meselesi üzerinde çok titiz bir yol izlemektedir.Zina edenin suçunun sabit olması ve cezalarının tatbik edilmesi kolay değildir.Buda İslamın insanoğlunu iyilikle terbiye etmek istediğini gösterir.
Nitekim “Elinizden geldiği kadar cezaları Müslümanlardan def’edin.Eğer bir kurtuluş yolu varsa maznunu(suçlu sanılan) serbest bırakın.Mukakkak ki hakimin affetmekle yanılması,ceza vermekle yanılgıya düşmesinden iyidir.” Hadis i şerifi bunun delilidir.(Mişkatü’l-Mesabih,c:2, s:292)
Açıkça ortaya çıkan hakikat şudur:
İslamiyette zina suçu için konan cezalar,her şeyden önce bu çirkin kötülüğün taşınılmaz derecede ağır bir mesuliyet duygusuna sahip olmayı gerektirdiğini gösterir.Sonra bu,bir manada öylesine cemiyet hayrını düşünen ileri bir siyasettir ki her yana korku salar ve herkes böylesine ağır bir günaha düşmekten kaçınır.Tatbik alanında,küfür ve inkar fırtınasına kapılanların ileri sürdükleri gibi ne vahşice bir sistemdir,ne de fazla bir can kaybına yol açar.Tersine namus üzerine titreyen bir sistem ve saldığı korku ile de zina suçlarını en aza indiren ilahi bir kanundur.
Bu aciklamana iki ayri yazi asayim;
Bu, Bizim indirdiğimiz sûre
Sûret un enzel na hâ
İlk ayette Biz öznesi vurgulanmış. "Sûreyi indiren Biziz; içindeki buyruk ve öğütleri veren Biz" anlamında. Bir bakıma ilahî telif hakkına dikkat çekilip "Buyruk ve öğütlerimizi yok saymayın; telif hakkımızı çiğnemeyin!" dendiği apaçık.
Ama ilginçtir; uyarının hemen ardından gelen ayet bazı İslam ülkelerinde yok sayılıp Allah’ın telif hakkı çiğnenir. Örneğin zina suçu işleyen kadınlar, taşlanarak idam edilir. Oysa sûrenin ikinci ayetinde "Zina yapan erkek ve kadının her birine yüz vuruş!" deniyor.
Allah’ın yüz vuruş hükmünü yok sayıp zina mahkumunu taşlamak suretiyle idam etmek elbet haddi aşmadır.
Ayette bir de "İlahî cezanın infazında acıyacağınız tutmasın!" uyarısı var. Ona takınılan vurdum duymaz tavra ne demeli?
*
İlahî cezanın infazında acıyacağınız tutmasın
La te’hüzküm bihima ra’fetün fî dinillah
Beşerin acıyacağı tutuyor mu tutmuyor mu. Ceza, hakkıyla infaz ediliyor mu edilmiyor mu? Bakalım.
Örnek olarak Mevdudi’nin Nûr 2’yle ilgili açıklamalarını alalım (Tefhimu’l Kur’an):
Kamçılamanın niteliğiyle ilgili ilk değini...
Allah cilde vuruş anlamında feclidu diyor; kamçı demiyor. Kamçı beşerî yorumla peydahlanan bir araç. O yüzden son derece keyfî.
Öyle ya, pek âlâ cop veya bel kemeri de olabilir; hattâ kamçıdan daha uygun olur bunlar çünkü özellikle insanlar içindir. Oysa kamçı atlar için.
Celd, deri anlamındaki "cild"den türemedir. O yüzden tüm dilciler ve yorumcular kamçılamanın etkisinin deriyle sınırlı kalıp alttaki ete geçmeyecek şekilde olması gerektiği anlamını çıkarmışlardır. Ette derin yaralar açan ya da onu yırtıp parçalayan kamçılamalar Kuran’a aykırıdır.
Tamam. Bu açıklama için Mevdudi’ye teşekkür.
Kamçılama da orta şiddette olmalıdır. Hz Ömer kamçıyı vurana, "Kendi koltuk altını göstermeden vur!" derdi. Yani tam bir güçle vurmak için kol alabildiğine kaldırılmaz.
(Ahkâm’ü-Kur’an, İbn’ül-Arabî, II:84 ve Ahkâmül-Kuran, el-Cessas, III:332)
"Acımanız tutmasın!" diyen Allah’ın uyarısına ne oluyor bu durumda?
Vuruşlar hakkıyla yapılsa kamçılanan ölür; yumuşatılsa hayatta kalır ama bu kez de ilahî uyarı kâle alınmamış olur.
Peki, doğrusu nedir; adalet için hakkıyla vuruş mu, hakkıyla vuruş tehlikeli diye yumuşak vuruş mu?
Kamçılama anında kadın bütünüyle örtülü olmalı, elbisesi bedeninin hiçbir parçası açıkta kalmayacak şekilde bağlanmalıdır. Yalnızca kalın elbiseleri çıkarılabilir... erkekle ilgi olarak görüş ayrılığı vardır. Bazı fakihlere göre erkeğe yalnızca picamaları içinde olma izni tanınır...
Bu da keyfî. Kalın elbiseler çıkarılabilir... Yani çıkarılmaya da bilir mi?
Giysi inceyse Allah’ın "Acımayın!" uyarısı kâle alınmış olur ama suçlu ölür; yok, kalınsa suçlu, yaşar. Ama bu kez de Allah’ın uyarısı kâle alınmamış olur.
Aynı soru:
Doğru olan hangisi; adalet için her zamanki giysi mi, her zamanki giysi tehlikeli diye daha kalın bir giysi mi?
Fakihler günde en az yirmi kamçı vurularak kamçılama cezasının uygulanabileceğini belirtmişlerse de cezanın tümü aynı zamanda uygulanırsa daha iyi olur.
Yüz vuruşun hepsi hakkıyla ve bir kerede infaz edilse suçlu ölür; yok, beş altı ay aralarla yirmişer vuruş olarak infaz edilse hayatta kalır ama bu kez de ilahî uyarı kâle alınmamış olur ve infaz cıvır.
Yine aynı soru:
Doğru olan hangisi; adalet için bir kerede yüz vuruş mu, hayır o tehlikekli diye bir kerede yalnızca yirmi vuruş mu?
Görüldüğü gibi "Acımanız tutmasın!" diyen Allah’a itaat edilemiyor. Yoksa yüz vuruşu yiyen, ölecek.
Demek ki bu cezada bir hatâ var.
Ama Allah hatâdan arınmış olduğuna göre ilahî buyrukta hatâ olamaz. Beşerin, buyruğu algılamasında bir hata var.
İslam hukuku profesörü Hayrettin Karaman’ın şu açıklamasına bakın (YENİ ŞAFAK 1 Nisan 2007):
Başka yorumlar da bulunmakla beraber klasik (yani gelenekçi HA) yorum ve hükmü ele alalım; buna göre:
Evli olmayan bir erkek veya kız zina yaptığında cezası yüz sopa vurmaktır. Sopanın mahkuma kalıcı zarar vermemesi şarttır. Bazı alimlere göre ise sopa semboliktir; (vuruş), dişi temizlemekte kullanılan misvak gibi bir şeyle dahi yapılabilir.
Zina yapan kişi ceza olarak diş çöpü ile dövülürmüş. Şu cıvıklığa bakın. Allah’ın Nûr 2’de bu cıvıklığı emrediyor olması mümkün değil.
İşte asıl soru bununla ilgili:
Ayet doğru okununca Allah ne diyor? Zina yapanlara Allah’ın biçtiği gerçek ceza nedir?
Lütfen dikkatli okuyun:
Zina eden erkek ve kadın... her birinin derisine yüz vuruş yapın. Allah’a ve ahrete inanıyorsanız ilahî cezanın infazında acımanız tutmasın. Ve bir grup inanan, infazı izlesin.
Alinti:
Metin mete
12-15-2008, 08:33
İSLAM HUKUKUNDA ZİNANIN CEZASI
İslam ceza hukukunda zina;meşru bir akde dayanmaksızın yapılan haram bir birleşme olup bunu işleyen erkeğe zani, kadına da zaniye denir.
Zina eden erkek ve kadın hakkında Kur’an-ı Kerim de şöyle buyrulur.
“Zina eden kadınla zina eden erkekden her birine yüzer celde=değnek vurunuz!
Eğer,Allaha ve ahret gününe inanıyorsanız,bunlara,acıyacağınız tutmasın.
Mü’minlerden bir zümre de bunların cezalarına şahit olsun.”
(Nur suresi,ayet:2)
Celde;ete geçmemek üzere yalnız deriye tesir edecek derecede vurmak demektir.
Bu da ne ince nede kalın olmayan budaksız,kenarsız,düğümsüz bir değnekle yapılır.
Buların hepsinin bir günde vurulması lazım gelmeyip yarısının ertesi güne bırakılmasıda caizdir.Celde vurulurken;başa,yüze,tenasül uzvuna vurulmaz.
Zina fiilinden dolayı cezanın tatbik edilebilmesi için,en başta akıl ve büluğ çağına ermiş olmak üzere bir takım ağır şartlar vardır.
Zina fiilinin sübutu içinde ikrar veya şehadet şart olduğu gibi bu ikrar veya şehadetin makbul ve muteber olabilmesi için de ayrıca birtakım şartlar vardır.
a)Şahitliğe ehil olan dört erkeğin şahitlik etmeleri ile:Bunlar zina edenleri iyice görmek zorundadırlar.Ayrıca da özü doğru kimseler olmalıdırlar.Eğer dörtten eksiklerse veya adı geçen vasıflara sahip değil iseler,zina fili ispat edilmiş sayılmaz.O vakit şahitliğe kalkışanlar iftiracı mevkiine düşerler ki zina isnadı cezasına çarptırılırlar.
Birde dört erkek şahitlik ettikten sonra caysalar,zina etmekle itham edilen kimse cezaya uğratılmayıp şahitler seksener sopa yerler.Burada bir erkek yerine iki kadının şahitlik edebileceğini söylemeliyiz.
b)Erginlik çağına erişmiş normal bir kimsenin “zina ettim” diye dört defa ayrı ayrı yerlerde itirafda bulunması ile:Hakim onu her defasında “yanılıyorsun” diyerek reddeder;ayrıca aklını ve hafızasını kontrol eder.Bütün bunlar müspet çıkar,zina eden kimse de iddiasında ayak diretirse hakim hükmünü verir.
Zina ettiğini itiraf eden kimse cezanın tatbikinden önce veya tatbiki sırasında “hayır zina etmedim “ derse ceza vermekten vazgeçebilir.
Dört erkeğin şahitliğiyle zina ettiği sabit olan kimse eğer taşlanarak idam hükmünü giymişse ona ilk taşları şahitler atar.Şahitlerden biri bundan çekinirse ceza infaz edilmez.
Yukarıda vermeye çalıştığımız kısa izahtan sonra açıkça görülmektedirki İslamiyet ırz ve namus meselesi üzerinde çok titiz bir yol izlemektedir.Zina edenin suçunun sabit olması ve cezalarının tatbik edilmesi kolay değildir.Buda İslamın insanoğlunu iyilikle terbiye etmek istediğini gösterir.
Nitekim “Elinizden geldiği kadar cezaları Müslümanlardan def’edin.Eğer bir kurtuluş yolu varsa maznunu(suçlu sanılan) serbest bırakın.Mukakkak ki hakimin affetmekle yanılması,ceza vermekle yanılgıya düşmesinden iyidir.” Hadis i şerifi bunun delilidir.(Mişkatü’l-Mesabih,c:2, s:292)
Açıkça ortaya çıkan hakikat şudur:
İslamiyette zina suçu için konan cezalar,her şeyden önce bu çirkin kötülüğün taşınılmaz derecede ağır bir mesuliyet duygusuna sahip olmayı gerektirdiğini gösterir.Sonra bu,bir manada öylesine cemiyet hayrını düşünen ileri bir siyasettir ki her yana korku salar ve herkes böylesine ağır bir günaha düşmekten kaçınır.Tatbik alanında,küfür ve inkar fırtınasına kapılanların ileri sürdükleri gibi ne vahşice bir sistemdir,ne de fazla bir can kaybına yol açar.Tersine namus üzerine titreyen bir sistem ve saldığı korku ile de zina suçlarını en aza indiren ilahi bir kanundur.
Ikinciyide asayim;
Zina eden erkek ve kadına yüzer celde vurun. Allah’a ve ahrete inanıyorsanız acıyıp ta infazda isteksiz davranmayın. Ve inanırlardan bir grup infazı izlesin (24:2).
"Yüz sopa değil, yüz CELDE vurun!", deniyor –feclidû..
CeLDe deri anlamındaki "cild"in bir türevi. O halde acısı yalnızca deride duyulabilen sığ bir cezadır bu. Caydırma gücüı her halde bundan geliyor olamaz.
Önemli olan, "celdeleme"nin infazını halkın izlemesidir çünkü bu, suçluya itibar kaybettirir.
Bundan anlaşılan, asıl ceza suçludaki hayvanın çektiği bedenî acı değil insanın çektiği medenî acıdır yani itibar kaybı.
Celdeleme ise bir bakıma spot ışığı görevi yapıp insanların o noktaya bakmasını sağlıyor. Tıpkı tv haberleri gibi.
Dizilerde çoğunlukla iyi koca-iyi baba rolünü oynayan bir aktör, gerçek yaşamda karısını aldatmıştı. Yakalandı. Televizyona çıkıp özür dilemek zorunda kaldı. Ama yalnızca eşinden değil bütün kadınlardan; bütün toplumdan.
İşte yüz celde, tvlerin ona çevirdiği spot ışıklarıydı.
İtibar kaybının sonucu ise müthiş oldu. Çünkü insanlar onu artık sevemedi. Dizilerde onu görmek istemedi. Yapımcılar o yüzden aktöre daha az daha az rol verdi. Yani itibar kaybı müthiş bir para kaybına yol açtı.
Müslümanlar Allah’ın 24:2’de buyurduğu "halkın önünde yüz celde"yi bir de bu açıdan değerlendirse nasıl olur? Yani kendilerine sorsalar:
Asıl ceza spot ışıkları mı itibar kaybı mı?
Alinti;
mustafamehmet
12-20-2008, 16:03
Kuralı (recm) koyan Allah cc ve Rasulullah sav zamanında uygulanmıştır.
Recmi hazmedemeyenler Allah cc dan daha mı merhametlidirler?
dinimizle lütfen bu recm olayını birlestirmeyin ve kendinize kanıt yaramak için peygamberimiz zamanında uygulanmıstır demyin ya... uygulanmıssa bile bunda peygamberimiz bu uygulamanın yanında asla olmamıstır. Nedenmi peygamberimizi taşlayanları ona kötü söz söyleyenleri eziyet edenler olmustur ve cebrail gelip peygamberimize sunu demiştir sen iste su dağı alıp başlarına koyıyım demiştir. ama Peygamberimiz o güzel insan hayır deyip onaların günağını af olması icin dua etmiştir. böyle bi durumda nasıl olurda sanki Peygamberimizin de recm kullandığını söyleyeblirsiniz... lütfen sağdan soldan duyduğunuz seyleri kanıt olark yazmayın kimsenin kimsyi cezalandırma hakkı yoktur eziyet etmeye hakkı yoktur... sağlıcakla kardeşler....
dinimizle lütfen bu recm olayını birlestirmeyin ve kendinize kanıt yaramak için peygamberimiz zamanında uygulanmıstır demyin ya... uygulanmıssa bile bunda peygamberimiz bu uygulamanın yanında asla olmamıstır. Nedenmi peygamberimizi taşlayanları ona kötü söz söyleyenleri eziyet edenler olmustur ve cebrail gelip peygamberimize sunu demiştir sen iste su dağı alıp başlarına koyıyım demiştir. ama Peygamberimiz o güzel insan hayır deyip onaların günağını af olması icin dua etmiştir. böyle bi durumda nasıl olurda sanki Peygamberimizin de recm kullandığını söyleyeblirsiniz... lütfen sağdan soldan duyduğunuz seyleri kanıt olark yazmayın kimsenin kimsyi cezalandırma hakkı yoktur eziyet etmeye hakkı yoktur... sağlıcakla kardeşler....
hayır...
peygamber bizzat kendisi bu cezayı uygulamıştır...
peygamber'in kızdığı ise cezanın ardından ki(uyguladığı bir kadındı,yaptığı iş bilinmiyordu ve kendisi itiraf etmişti) bazı müslümanların arkasından kötü söz söylemesine kızmıştır ve hatta o kadın öyle bir tövbe etmiştir ki 70 kişiye dağıtılsa hepsi affolunurdu,demiştir...olay bundan ibarettir...
Eziyet değil bu,Allah'ın hükmüdür efendim..Adı üstünde ceza...Ve kulların aksine cezalandırma yetkisi vardır...Bu hakkı Allah'ın verdiği kurallara göre yapmaya ŞERİAT Diyoruz zaten biz...
Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
Arada had cezalarına kayılmış..el kesme olayı kuran ile sabittir..recm ise böyle değildir...
tartışmaya girmeyeceğim ihtilaflı bir mevzudur islam hukukunda...
selam ve dua ile...
Metin mete
12-21-2008, 01:29
hayır...
peygamber bizzat kendisi bu cezayı uygulamıştır...
peygamber'in kızdığı ise cezanın ardından ki(uyguladığı bir kadındı,yaptığı iş bilinmiyordu ve kendisi itiraf etmişti) bazı müslümanların arkasından kötü söz söylemesine kızmıştır ve hatta o kadın öyle bir tövbe etmiştir ki 70 kişiye dağıtılsa hepsi affolunurdu,demiştir...olay bundan ibarettir...
Eziyet değil bu,Allah'ın hükmüdür efendim..Adı üstünde ceza...Ve kulların aksine cezalandırma yetkisi vardır...Bu hakkı Allah'ın verdiği kurallara göre yapmaya ŞERİAT Diyoruz zaten biz...
Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
Arada had cezalarına kayılmış..el kesme olayı kuran ile sabittir..recm ise böyle değildir...
tartışmaya girmeyeceğim ihtilaflı bir mevzudur islam hukukunda...
selam ve dua ile...
Evet ne güzelde almissiniz Nur 2 nin bir kismini?Neden basindaki hükmü yazmadiniz El_Feta,Kelimelerle oynanmaz Bakiniz Kuran ile anlamak Allahin ayetlerine tabii olmak varken hikayelerden medet ummak sizce ne kadar dogru bir yoldur?Sonra kalkip ben tartismaya girmem?Ne demek yani sizin surda yazdiginiz yazi tam bir hüküm verme ama siz hemde itilafli oldugunu yazmaniza ragmen tartismayacaksiniz ama tartisma platformuna hükmünüzü yaziyorsunuz böyle is olurmu?Evet Allahin kestigi ceza,zulüm degildir!!!Amma Velakin Hikayenin kestigi ZULÜMDÜR.Hemde hakkinda hic dogru bir beyyine olmadigi halde!!!!Bakiniz sayin El_feta ayeti tekrar aslim isterseniz?
24:1
Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir. Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
Bakiniz bu Hitab nasil kesindir;Bu bizim indirdigimiz;Ve farz kildigimiz bir suredir....
Kesin hükümdür diyor Alemlerin Rabbi,kime MÜSLÜMANLARA!!!Niye Düsünüp ögüt almamiz icin ayeti acik vermis...
24:2
Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allaha ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allahın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit olsun.
Sayin El_feta bakin ayetin birinci kismina"Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun."Neden yazinizda bu acik hükmü yok saydiniz?Ayetin gerisini yazip hükmü kendiniz verdiniz"TASLAYIN"O zaman durumunuzu Kuranda arayinizki sizin bu hükmünüze Alemlerin Rabbi ne diyor?
siz hadis kabul etmiyorsunuz..sizinle bunu tartışamam bile...sizin hikaye dediğiniz benim dinimin direklerinden biri...aynı kaynakları olmayan iki kişi nasıl anlaşsın...
sizin dediğiniz ayeti inkar eden kim ki???
o ayeti yarım yazmamın sebebi de ,sanki böyle bir ceza olunca bi acayip olunuyomuş,katı olunuyomuş gibi bir hava oluşmasına binaen yazdım...
dediğiniz konu zaten ihtilaflı hiç girmeyeceğim bile...olabilir recmi kabul etmebilirsiniz hiiç bir itirazım da yok efendim..hayır recm var deseniz de bi itirazım olmayacaktı...
yazımı iyi okursanız düzeltmek istediğim hususlar bunlar değildi...
selam ve dua ile...
Metin mete
12-21-2008, 02:06
siz hadis kabul etmiyorsunuz..sizinle bunu tartışamam bile...sizin hikaye dediğiniz benim dinimin direklerinden biri...aynı kaynakları olmayan iki kişi nasıl anlaşsın...
sizin dediğiniz ayeti inkar eden kim ki???
o ayeti yarım yazmamın sebebi de ,sanki böyle bir ceza olunca bi acayip olunuyomuş,katı olunuyomuş gibi bir hava oluşmasına binaen yazdım...
dediğiniz konu zaten ihtilaflı hiç girmeyeceğim bile...olabilir recmi kabul etmebilirsiniz hiiç bir itirazım da yok efendim..hayır recm var deseniz de bi itirazım olmayacaktı...
yazımı iyi okursanız düzeltmek istediğim hususlar bunlar değildi...
selam ve dua ile...
Bakiniz El_Feta arkadas,Allahin ayetlerini yazarken simdi lafi cevirme?Yukardaki yazinda;
hayır...
peygamber bizzat kendisi bu cezayı uygulamıştır...
peygamber'in kızdığı ise cezanın ardından ki(uyguladığı bir kadındı,yaptığı iş bilinmiyordu ve kendisi itiraf etmişti) bazı müslümanların arkasından kötü söz söylemesine kızmıştır ve hatta o kadın öyle bir tövbe etmiştir ki 70 kişiye dağıtılsa hepsi affolunurdu,demiştir...olay bundan ibarettir...
Eziyet değil bu,Allah'ın hükmüdür efendim..Adı üstünde ceza...Ve kulların aksine cezalandırma yetkisi vardır...Bu hakkı Allah'ın verdiği kurallara göre yapmaya ŞERİAT Diyoruz zaten biz...
Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dininde (hükümlerini uygularken) onlara acıyacağınız tutmasın. Müminlerden bir gurup da onlara uygulanan cezaya şahit olsun.
Arada had cezalarına kayılmış..el kesme olayı kuran ile sabittir..recm ise böyle değildir...
tartışmaya girmeyeceğim ihtilaflı bir mevzudur islam hukukunda...
selam ve dua ile...
Bakiniz;Tam olarak dediginiz zulüm degildir bu Allahin verdigi hükümler icin dogru,.Ama ayeti nasil yaptiginiza bir bakarmisiniz?Kuranda delili olmayan ve Allahin Hükmünün üzerine hüküm getirenlere karsi Allahin hükmünü göstermek gerekir.tabiki Bu hüküm ZULÜMDÜR...Allahin Kullarina ondan olmayan hüküm ZULÜMDÜR...Benim size göstermek istedigim,Allahin ayetleriyle oynamanizin tehlikesidir..
Yahu yine aynı yerde tıkanıyoruz...
hadis kabul etmiyorsunuz...üstelik hikaye diyorsunuz..bense kuran'ın hükmünü biliyorum resul'ünde allah'ın ona verdiği yetki olduğunu biliyorum ve islam hukukunun kuran ve sünnet üzerin ekurulduğunu bildiğimden bu ikisini beraber söylüyorum..klasik fıkıh da bunu evli ve bekar oalrak ayırmıştır mesela...
selam ve dua ile..
Metin mete
12-21-2008, 15:11
Yahu yine aynı yerde tıkanıyoruz...
hadis kabul etmiyorsunuz...üstelik hikaye diyorsunuz..bense kuran'ın hükmünü biliyorum resul'ünde allah'ın ona verdiği yetki olduğunu biliyorum ve islam hukukunun kuran ve sünnet üzerin ekurulduğunu bildiğimden bu ikisini beraber söylüyorum..klasik fıkıh da bunu evli ve bekar oalrak ayırmıştır mesela...
selam ve dua ile..
Yahu kardesim;Kesin farz olan bir konuda sen nasil dersinki ayetin burasini gecte hikayeler böyle söylüyor diye?Allah daha birinci ayette hemen olayi kesinlestirirken;Kesin hüküm ifade ederken;
24:1
Bu, bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini) farz kıldığımız bir sûredir.Düşünüp öğüt almanız için onda apaçık âyetler indirdik.
Hala sen nasil dersinki Allahin hükmünü birak Fikih bunu söyle ayiriyor dersin?Allah kesin olarak hüküm demiyormu?Hemen arkasindan teyid etmiyormu cok acik oldugunu?Hemde düsünüp ögüt almaniz icin!!Eger bir konuda kesin hüküm varken yok su söyleydi diyerek nasil sen bunu red edersin hemde ben biliyorum diyerek?Allahin sözüne güveninmi yok?Yoksa Allah unuttuda senin fikih dedigin ilimmi tamamliyor?Lütfen biraz düsünüp Allahin ayetlerine karsi saygili olun....
eyvallah...
Allah'ın ayetini yok saymadım ki efendim...Zaten fıkıh dediğiniz de kuran'ın islamın bu yanına bakar,yani fıkıh dediğiniz islam'dan ayrı bir kurum değildir,nasıl akaid belli bişeyleri işler ise fıkıh da belli konuları işler..Bu tarz ceza konuları da fıkhın alanına girer...
Kuran'sız fıkıh mı olur elbet,haklısınız,bence de..kuran Allah'a ve resulüne götürün diyor biz de götürüyoruz ve aldığımız sonuçlar da böyle...
hikaye deyip durmayın hadislere...kuran araştırmalarının kitaplarını mı okuyosunuz ne yapıyosunuz bilmiyorum ama islamı ilk anlamaya çalışan siz değilsiniz...bu müsteşrikler özellikle uğraşıyorlar zaten hadislerle..neyse...imam şafi'nin ve imam şibli'nin de olması lazım sünnet müdafaası adlı küçük risaleleri vardır,hafızam beni yanıltmıyorsa,dikkate alırsanız tavsiye ederim efendim...
Resulü ve sünneti kuran'dan ayırmak..ben böyle bişeyi ne kabul edemem efendim..sitelerde veya sağda solda tartışmaktan mıdır nedir bilmiyorum,zamanla koyulaşmış bu tutumunuz...
müslümanların islamı kuranı anlamda sorunları vardır amenna...bunu daah önce de söyledim,birtakım tabuları yıkayım derken tozduman/dümdüz etmeyin ortalığı...
Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (Al-iİmran Suresi, 132)
Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Resûl’e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın. (Muhammed Suresi, 33)
Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. (Maide Suresi, 92)
Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. Kim Resûl’e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. (Maide Suresi, 80-81)
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)
Biz her peygamberi mutlaka kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara emredilen şeyleri açıklasınlar.” (ibrahim suresi 4)
(peygamber açılaması varmış demek ki ,e biz açıkladığı şeylere ne diyecez,hadis ve sünnet değil mi işte???)
selam ve dua ile...
Metin mete
12-21-2008, 16:30
eyvallah...
Allah'ın ayetini yok saymadım ki efendim...Zaten fıkıh dediğiniz de kuran'ın islamın bu yanına bakar,yani fıkıh dediğiniz islam'dan ayrı bir kurum değildir,nasıl akaid belli bişeyleri işler ise fıkıh da belli konuları işler..Bu tarz ceza konuları da fıkhın alanına girer...
Kuran'sız fıkıh mı olur elbet,haklısınız,bence de..kuran Allah'a ve resulüne götürün diyor biz de götürüyoruz ve aldığımız sonuçlar da böyle...
hikaye deyip durmayın hadislere...kuran araştırmalarının kitaplarını mı okuyosunuz ne yapıyosunuz bilmiyorum ama islamı ilk anlamaya çalışan siz değilsiniz...bu müsteşrikler özellikle uğraşıyorlar zaten hadislerle..neyse...imam şafi'nin ve imam şibli'nin de olması lazım sünnet müdafaası adlı küçük risaleleri vardır,hafızam beni yanıltmıyorsa,dikkate alırsanız tavsiye ederim efendim...
Resulü ve sünneti kuran'dan ayırmak..ben böyle bişeyi ne kabul edemem efendim..sitelerde veya sağda solda tartışmaktan mıdır nedir bilmiyorum,zamanla koyulaşmış bu tutumunuz...
müslümanların islamı kuranı anlamda sorunları vardır amenna...bunu daah önce de söyledim,birtakım tabuları yıkayım derken tozduman/dümdüz etmeyin ortalığı...
Allah'a ve elçisine itaat edin, ki merhamet olunasınız. (Al-iİmran Suresi, 132)
Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, Resûl’e itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın. (Muhammed Suresi, 33)
Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin ve sakının. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki, elçimize düşen, ancak apaçık bir tebliğdir. (Maide Suresi, 92)
Sana iyilikten her ne gelirse Allah'tandır, kötülükten de sana ne gelirse o da kendindendir. Biz seni insanlara bir elçi olarak gönderdik; şahid olarak Allah yeter. Kim Resûl’e itaat ederse, gerçekte Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, Biz seni onların üzerine koruyucu göndermedik. (Maide Suresi, 80-81)
De ki: "Eğer siz Allah'ı seviyorsanız bana uyun; Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, esirgeyendir." (Al-i İmran Suresi, 31)
Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü’nde güzel bir örnek vardır. (Ahzab Suresi, 21)
Biz her peygamberi mutlaka kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara emredilen şeyleri açıklasınlar.” (ibrahim suresi 4)
(peygamber açılaması varmış demek ki ,e biz açıkladığı şeylere ne diyecez,hadis ve sünnet değil mi işte???)
selam ve dua ile...
Hayir sizinle anlasmak oldukca güc;Sebep;
Kurani bir bütün olarak alamiyorsunuz.Hikaye diyorum sebebine gelince ben Allahtan cok korkan ve Resulünden haya edenim cünki;Bir cok konuda Allaha,Kitabina ve Resulüne olmadik iftiralar atan bir mantigin ürünü olan bu hikayelere iman etmek Allahin istedigi Imanla cakisir.Yujarida Vermis oldugunuz ayetlere gelince isterdimki o Ayetlerin bir kac ön ve arkasini alarak iyice okumaniz.Allahin Resulü bagiriyor ayetle ben sizi VAHYle uyariyorum.Allahin Kitabi olan Vahy korunmustur ama velakin her on yilda bir takim kurumlar tarafindan Sahicimi degilmiye tabii tutulan hikayeler öylemi?Iste gercegin ta kendisi olan VAHY Furkan olan KURANdir buyrun Resulün uyarisi olan Kurana,Aciklamis neyi aciklamis dersin Allah bilmece sormusta Resul onumu aciklamis yoksa Kendisine lutfedilen Vahyi aldigi gibi insanlara Tebligmi etmis;
Bu Kuran, bana, sizi ve ulaştığı kimseleri uyarmam için vahyolundu.
Enam Suresi 19
Böylece biz seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete sana vahyettiklerimizi okuman için gönderdik.
Rad Suresi 30
Sen de aralarında, Allah’ ın indirdiğiyle hükmet.
Maide Suresi 49
Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?
Ankebut Suresi 51
De ki “ Ben sizi ancak vahiy ile uyarıyorum.”
Enbiya Suresi 45
tamam işte hadis kabul etmiyorsunuz...Allaha ve resulü'ne götürün diyor mu ayet demiyor mu???
niye böyle bi ifade ayette...
sizin hadislere olan inancınız sarsılmış olabilir...öyle her on yılda bir de sahih mi diye mi bakıldığı yok,hadis usulü bilmediğinizden böyle söylüyorsunuz...Resul'ün sözleri aradan çıkacak olsa idi ALLAH VE RESÜLÜ ifadesi geçmezdi..biz sadece kitaplarda resulü okurduk KURANDA DA allah lafzı tek başına geçerdi...
biz aslında hadisde ve sunnette değil,kuran'da anlaşamıyoruz...Ben kuran okuyunca kuran'ın hadislere bakın dediğini anlıyorum siz anlamıyorsunuz...
zorlamanın bir alemi yok,galiba...
selam ve dua ile..
Metin mete
12-22-2008, 00:45
tamam işte hadis kabul etmiyorsunuz...Allaha ve resulü'ne götürün diyor mu ayet demiyor mu???
niye böyle bi ifade ayette...
sizin hadislere olan inancınız sarsılmış olabilir...öyle her on yılda bir de sahih mi diye mi bakıldığı yok,hadis usulü bilmediğinizden böyle söylüyorsunuz...Resul'ün sözleri aradan çıkacak olsa idi ALLAH VE RESÜLÜ ifadesi geçmezdi..biz sadece kitaplarda resulü okurduk KURANDA DA allah lafzı tek başına geçerdi...
biz aslında hadisde ve sunnette değil,kuran'da anlaşamıyoruz...Ben kuran okuyunca kuran'ın hadislere bakın dediğini anlıyorum siz anlamıyorsunuz...
zorlamanın bir alemi yok,galiba...
selam ve dua ile..
Evet diyor;
4:58 Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
4:59 Ey iman edenler! Allaha itaat edin. Peygambere itaat edin ve sizden olan ulul-emre (idarecilere) de. Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düştüğünüz takdirde, Allaha ve ahiret gününe gerçekten inanıyorsanız, onu Allah ve Resûlüne arz edin.Bu, daha iyidir, sonuç bakımından da daha güzeldir.
4:60 (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kurana ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğûtu tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.
4:61 Münafıklara,Allahın indirdiğine (Kurana) ve Peygambere gelin dendiği zaman, onların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün.
Evet simdi haydi Allahin Resulüne arz edelim El_feta,Hayattami Alemlere Rahmet olan Resul?
Allahina sen hic dünyadan bir haber yasiyor gibisin daha gecen yil din yüksek surasi Hadisleri sahicileri ayirmak icin yeni bir kurul olusturmadimi?
Zaten Bu Kitap Allahin Resulünün agzindan dökülmüstür,bunda asla bir süphemiz yoktur.Sen Kurana cimbizla bakarken biz bir bütün bakiyoruz aradaki fark sadece bu?
efendii efendi!!!
Kuran'ın bu ayetleri,o zamanın insanlarını mı ilgilendiryor o zaman,hani kuran'ın kıyamete kadar idi...bu ayetlerin bu kısmı bizi bağlamıyor mu???
Kimin ne yaptığının ne önemi var...Bugün ayetler hakkında bişeyler yazanlar karalayanlar karşısında,biri gelip dese ki ya benim bu kitaptan şüphem olmaya başladı dese,siz ona ne dersiniz...???
fark ise şu..kuran- kerim direkt olarak Allah'ın koruması altındadır..Sünnet ve hadisler ise dolaylı olarak Allah'ın koruması altındadır,bu yaz<dığım ayetlerden dolayı...
yoksa siz namaza SUBHANEKE ile başlamıyo musunuz???
hele söyleyin nerden duydunuz bunu?
ya sahih değil derse alim kılıklı belamlar,okumayı bırakacak mısınız???
selam ve dua ile..
Metin mete
12-22-2008, 15:35
efendii efendi!!!
Kuran'ın bu ayetleri,o zamanın insanlarını mı ilgilendiryor o zaman,hani kuran'ın kıyamete kadar idi...bu ayetlerin bu kısmı bizi bağlamıyor mu???
Kimin ne yaptığının ne önemi var...Bugün ayetler hakkında bişeyler yazanlar karalayanlar karşısında,biri gelip dese ki ya benim bu kitaptan şüphem olmaya başladı dese,siz ona ne dersiniz...???
fark ise şu..kuran- kerim direkt olarak Allah'ın koruması altındadır..Sünnet ve hadisler ise dolaylı olarak Allah'ın koruması altındadır,bu yaz<dığım ayetlerden dolayı...
yoksa siz namaza SUBHANEKE ile başlamıyo musunuz???
hele söyleyin nerden duydunuz bunu?
ya sahih değil derse alim kılıklı belamlar,okumayı bırakacak mısınız???
selam ve dua ile..
Zaten aramizdaki farkta o,biz diyoruzki Kuran evrenseldir ve hükmü her daim gecerlidir ve dahi her insan bire bir muhattaptir,Ikincisi ben namaza sühaneke ile baslamiyorum,onlarin iptal etmesine gerekte yok cünki ben hayatimdan cikarali tam 6.yilim Elhamdülillah...Buyur nasil götürmemiz gerekiyorsa götürelim Alemlere Rahmet resule aramizdaki davayi;Ben diyorumki Allahin Resulü Kurandadir ve onun disindakiler onun agzindan ciktigi süphelidir ve bu süpheye iman heder edilemez...
Allaha ve Rasulüne ittaat edin,birbirinizle çekişmeyin.Yoksa korkuya kapılırsınız da gücünüz gider.Sabredin,çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.(Enfal-46)
http://www.muhakeme.net/clear.gif
وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ ۖ وَاصْبِرُوا ۚ إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ
.(Enfal-46)
Metin mete
12-23-2008, 00:38
Anlamadim ne alaka?Biz mülaza ediyoruz bu birincisi?Biz savasda degiliz ikincisi?
Yani izah etmenizde yarar vardir sanirim...
mustafamehmet
12-23-2008, 21:51
http://www.muhakeme.net/clear.gif
وَأَطِيعُوا اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَا تَنَازَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ ۖ وَاصْبِرُوا ۚ إِنَّ اللَّهَ مَعَ الصَّابِرِينَ
.(Enfal-46)
Bu ne şimdi arapçasını koyuyosun... şimdi ne yapmak isityosun... insanlara bişey anlatmak istiyosan altına tükçesinide yaz, artislik olsundiye arapça yazıp bırakma...
Bekke bacı.. acı acı gülüyo musun yoksa???
anlasam bi zaten..ne oluyor...
birincisi ;yukarıda ayetin meali yazıyordu musatafa kardeşim....ve hiç aklıma gelmeyen şeyle itham ediyorsunuz...demek oradan niyetimi okuyorsunuz.ama hayır,ben zaten arapça metin sayısız defa ekledim sitede,ard niyetsiz,eğer bir şey yapacaksam bu karşımdakilere ne inat ne asrtislik için katiyyen olmaz...hamdolsun öyle bir karakterim yok.bu yalnız benle ilgili.
metin abi,senin demen kurandak i hükümler bugüne karışmıyor mu haşa...sonuçda çekişmeyin demiyormu?(sizin için asla kasdetmedim )
yani bir baba evladına bir kere misal:ahmet arkadaşıyla para yüzünden kavga etti diyelim...babasıda uyardı...bu uyarısı sadece para konusu için mi dir yoksa her zaman kavga etmemesi üzeremidir???
sürçi lisan etmekden kokuyorum,ne olur anlamaya çalışıyorum.yani savaş için söylendi ise diğer zaman ve konularda müslümanlar birbirine ters fikre düşmesini kapsamıcak mı...anlamıyorum ki.
yinede şahsen üzüldüm,neler konuşuyorum ben....
empatiden başka suçum olmamalı.
mustafamehmet
12-23-2008, 23:43
anlasam bi zaten..ne oluyor...
birincisi ;yukarıda ayetin meali yazıyordu musatafa kardeşim....ve hiç aklıma gelmeyen şeyle itham ediyorsunuz...demek oradan niyetimi okuyorsunuz.ama hayır,ben zaten arapça metin sayısız defa ekledim sitede,ard niyetsiz,eğer bir şey yapacaksam bu karşımdakilere ne inat ne asrtislik için katiyyen olmaz...hamdolsun öyle bir karakterim yok.bu yalnız benle ilgili.
metin abi,senin demen kurandak i hükümler bugüne karışmıyor mu haşa...sonuçda çekişmeyin demiyormu?(sizin için asla kasdetmedim )
yani bir baba evladına bir kere misal:ahmet arkadaşıyla para yüzünden kavga etti diyelim...babasıda uyardı...bu uyarısı sadece para konusu için mi dir yoksa her zaman kavga etmemesi üzeremidir???
sürçi lisan etmekden kokuyorum,ne olur anlamaya çalışıyorum.yani savaş için söylendi ise diğer zaman ve konularda müslümanlar birbirine ters fikre düşmesini kapsamıcak mı...anlamıyorum ki.
yinede şahsen üzüldüm,neler konuşuyorum ben....
empatiden başka suçum olmamalı.
kusura bakma ben 2 üstteki kiişinin yazdığına dikkat etmedim... keşke ondan alıntı yapsaydın ozaman karşıklık olmazdı. eyer seni üzdüysem de özür dilerim. ben arapça bilmiyorum el- feta, bekke accı gülüyomusun yerine , bekke arkadaş 2 üsteki kişinin arapçasını yazmış diye yardımcı olsan daha iyi olmazmı??? ama alay edercisine bi tutum daha mı iyi oluyo bilmiyorum.
dip not: ayrıca sana avatarını değiştirdiğin için teşşekür ederim el -feta...
Metin mete
12-24-2008, 01:47
Bu ne şimdi arapçasını koyuyosun... şimdi ne yapmak isityosun... insanlara bişey anlatmak istiyosan altına tükçesinide yaz, artislik olsundiye arapça yazıp bırakma...
Neden kiziyorsun bir önceki Mesajda var zaten?
Kusura bakma bende senin son mesajini görmedim...
Metin mete
12-24-2008, 01:52
anlasam bi zaten..ne oluyor...
birincisi ;yukarıda ayetin meali yazıyordu musatafa kardeşim....ve hiç aklıma gelmeyen şeyle itham ediyorsunuz...demek oradan niyetimi okuyorsunuz.ama hayır,ben zaten arapça metin sayısız defa ekledim sitede,ard niyetsiz,eğer bir şey yapacaksam bu karşımdakilere ne inat ne asrtislik için katiyyen olmaz...hamdolsun öyle bir karakterim yok.bu yalnız benle ilgili.
metin abi,senin demen kurandak i hükümler bugüne karışmıyor mu haşa...sonuçda çekişmeyin demiyormu?(sizin için asla kasdetmedim )
yani bir baba evladına bir kere misal:ahmet arkadaşıyla para yüzünden kavga etti diyelim...babasıda uyardı...bu uyarısı sadece para konusu için mi dir yoksa her zaman kavga etmemesi üzeremidir???
sürçi lisan etmekden kokuyorum,ne olur anlamaya çalışıyorum.yani savaş için söylendi ise diğer zaman ve konularda müslümanlar birbirine ters fikre düşmesini kapsamıcak mı...anlamıyorum ki.
yinede şahsen üzüldüm,neler konuşuyorum ben....
empatiden başka suçum olmamalı.
Benim dedigim ise,mülazada cekisme söz konusu degildir.Ters olma,savas veya sadece nefs ile karsindakine saldir olursa ben bu ayete tamamen katilirimki bu forumda en cok takistigim kisi olan El_feta ile dahi takismiyorum sadece mülazada bulunuyor ve ilim konusunda ne kadar fayda saglaya bilirim babindan.Sonrasinda BEKKE VAllahi beni EVERSELER dah kizdiramazlar....:clap::clap::clap:
kusura bakma ben 2 üstteki kiişinin yazdığına dikkat etmedim... keşke ondan alıntı yapsaydın ozaman karşıklık olmazdı. eyer seni üzdüysem de özür dilerim. ben arapça bilmiyorum el- feta, bekke accı gülüyomusun yerine , bekke arkadaş 2 üsteki kişinin arapçasını yazmış diye yardımcı olsan daha iyi olmazmı??? ama alay edercisine bi tutum daha mı iyi oluyo bilmiyorum.
dip not: ayrıca sana avatarını değiştirdiğin için teşşekür ederim el -feta...
eyvallah...
O cümlemde sizle alay etmiyordum..Arapça ayet yazan birine yazdığınız yazıyı tekrar bir okur musunuz efendim..Söylenecek laf mı bu??? velev ki,o ayetin meali olmasa bile..
Sizin türkçe diye dediğiniz harflerin LATİN HARFLERİ olduğunu sütten kesilen çocuğa öğretiyorlar herhalde...Bekke ye de onu yazmamın sebebi,hassas olduğunu ve zerre tartışamdan hoşlanmadığını bildiğimdendir...
Avatarıma gelince,bu benim ilk avatarım... Yine mücahid efendim...Silahı gözükmüyor sadece...
selam ve dua ile...
Metin mete...
biraz daha açıl bence...
bizim farz bilidğimiz seninse kabul etmediğin şeyler daha var gibi geliyor bana...
örtü/hicab da bunlardan bir tanesi olabilir mi diye aklıma geldi mesela şuan,hadis kabul etmeyenler tesettürün de sınırını zorluyorlar çünkü biliyorum.. ???
Onun dışında bu bir tartışma evet...harareti bize kalmış artık..herkes bildiğini yazıyor...
Tartışmayı uzatmak da ne kadar anlamlı şuan onu da bilmiyorum... Hadis önyargılı birinden hadisleri kabul etmesini beklemek. . .
Sorularıma da cevap alamadığım yerler olmakla beraber...
selam ve dua ile...
:)
sizin için asla kasdetmedim )
yani bir baba evladına bir kere misal:ahmet arkadaşıyla para yüzünden kavga etti diyelim...babasıda uyardı...bu uyarısı sadece para konusu için mi dir yoksa her zaman kavga etmemesi üzeremidir???
sürçi lisan etmekden kokuyorum,ne olur anlamaya çalışıyorum.yani savaş için söylendi ise diğer zaman ve konularda müslümanlar birbirine ters fikre düşmesini kapsamıcak mı...anlamıyorum ki.
metin abi,yardımcı olmuyorsunuz hani...ben sadece kuran yorumlarınızı takip ediyorum.meal okurken benim düşüncemden farklı sizin getirdiğiniz anlamlardan..Kuran her anı her olayı kapsıyor!..sorum yalnızca budur.
şimdi:en yakın örnek bu (enfal)ayetin üzerinde açıklayın...ilk okuduğumda ben çekişmenin günlük yaşamda hertürlü hoş olmayan uslupda fikir tartışması anladım...çekişmek, iki tarafın ayrı fikirde olup bir savunma biçimi ki sonuçda ayrılık bir tek düşüncede oluyor...bunun gibi ayetlerdeki kasıtları o zamanda olan olay ile mi sınırlı tutuyorsunuz...
yineliyorum...sizin konuları bahsetmiyorum.dikkatimi çeken ayet yorumunuz oldu...
"başka ekilde söyleyeyim hani: Allah ve resulu size ne verdiyse onu alın...ayetini sadece o anki ganimet malları olarak mı yorumluyorsunuz..
şimdi umarım derdimi anlatabilmişimdir.
ayetleri nasıl anlamak gerekiyor!
neden farklı anlıyoruz?
biri bana anlatsın? neden?
selametle...
Metin mete
12-25-2008, 01:24
Metin mete...
biraz daha açıl bence...
bizim farz bilidğimiz seninse kabul etmediğin şeyler daha var gibi geliyor bana...
örtü/hicab da bunlardan bir tanesi olabilir mi diye aklıma geldi mesela şuan,hadis kabul etmeyenler tesettürün de sınırını zorluyorlar çünkü biliyorum.. ???
Onun dışında bu bir tartışma evet...harareti bize kalmış artık..herkes bildiğini yazıyor...
Tartışmayı uzatmak da ne kadar anlamlı şuan onu da bilmiyorum... Hadis önyargılı birinden hadisleri kabul etmesini beklemek. . .
Sorularıma da cevap alamadığım yerler olmakla beraber...
selam ve dua ile...
Konuya dönelim,Konu Recm.O nedenle cevap vermiyorum...
Metin mete
12-25-2008, 02:10
:)
metin abi,yardımcı olmuyorsunuz hani...ben sadece kuran yorumlarınızı takip ediyorum.meal okurken benim düşüncemden farklı sizin getirdiğiniz anlamlardan..Kuran her anı her olayı kapsıyor!..sorum yalnızca budur.
şimdi:en yakın örnek bu (enfal)ayetin üzerinde açıklayın...ilk okuduğumda ben çekişmenin günlük yaşamda hertürlü hoş olmayan uslupda fikir tartışması anladım...çekişmek, iki tarafın ayrı fikirde olup bir savunma biçimi ki sonuçda ayrılık bir tek düşüncede oluyor...bunun gibi ayetlerdeki kasıtları o zamanda olan olay ile mi sınırlı tutuyorsunuz...
yineliyorum...sizin konuları bahsetmiyorum.dikkatimi çeken ayet yorumunuz oldu...
"başka ekilde söyleyeyim hani: Allah ve resulu size ne verdiyse onu alın...ayetini sadece o anki ganimet malları olarak mı yorumluyorsunuz..
şimdi umarım derdimi anlatabilmişimdir.
ayetleri nasıl anlamak gerekiyor!
neden farklı anlıyoruz?
biri bana anlatsın? neden?
selametle...
Sevgi deger Bekke,Konumuz bu degil ama söyle diyeyim;Benim bas örtüsü gibi bir takintim olmamasina ragmen mülahaza ederim am velakin;Kiz kardeslerimize her platforumda destek veririm.Anlatmak istedigimi anladinizmi bilemiyorum ama benim anladigim Konularin mülahazami?Tartismami oldugudur.
O ayet hakkindaki düsüncemi degistirmiyor?Bir Islam yasasi olarak alirsaniz bu bir devletin ne yapmasi gerektigi konusunu aciklar bir cok devlet baskaninin uygulamasi olabilir.Ama Resulün burdaki davranisini ve Allahin neden böyle bir seyi özellikle belritmesi cok önemli;Ayrica orda sizin dediginiz gibi bir kelimede yok;
Allah ve resulu size ne verdiyse onu alın..
Haşr-6-7-8
Ey inananlar! Onların mallarından, Allah'ın Peygamberine verdiği şeyler için siz ne at ve ne de deve sürdünüz; fakat Allah peygamberlerine, dilediği kimselere karşı üstünlük verir. Allah herşeye Kadir'dir.
Allah'ın, fethedilen memleketler halkının mallarından Peygamberine verdikleri; Allah, Peygamber, yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir; ta ki içinizdeki zenginler arasında elden ele dolaşan bir devlet olmasın. Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun; Allah'tan sakının, doğrusu Allah'ın cezalandırması çetindir.
Allah'ın verdiği bu ganimet malları bilhassa; yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir lütuf ve rıza dileyen, Allah'ın dinine ve Peygamberine yardım eden muhacir fakirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.
Yani olay sadece Allahin Resulüne verdigi ve sizin hic bir katkinizin olmadigi diyerek zaten olayi cözüyor,Tam bir sosyal devletin temeli atiliyorki bunu simdi siz desenizki Allahin Resulü bize Haram/Helal ediyor,bunu vicdanen iyi düsünmeniz gerekmektedir.Acaba Kuran bütünlügünde Allahin Alemlere Rahmet Resulü,böyle bir sey yapmismi bakmak gerek;
Bir kere şu kabul edilmeli: Allah+Yakub'un dini YOK. Allah+Musa'nın dini YOK. Allah+İsa'nın dini YOK. Allah+Muhammed'in dini yok. Yalnız Allah'ın dini var o da İslam.
Dinin yegane sahibi Allah'tır, onda Hüküm koyma yetkisi de yalnız ondadır.
Peygamberler hüküm koyucu değil, hükmü iletici ve eksiksizce yerine getiricidirler. Kendi adlarına değil Allah adına iş yaparlar. Allah'ın haramlarını haram, helallerini de helal kılarlar. Kendi başlarına iş yapmazlar, yapamazlar. Din bağlamında Beşer katkısı tüm insanlara olduğu gibi onlara da yasaktır.
Ali İmran Suresi
48. Ona Kitap’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.
Allah Hz. İsa'ya İncili de öğretecek. Yani ona Buyruklarını iletecek.
49. Onu, Beniisrail’e şöyle konuşan bir resul yapacak: “Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde birşey yapar, ona üflerim de Allah’ın izniyle kuş oluverir.Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah’ın izniyle diriltirim.Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm.Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır.”
50. “Tevrat’tan önümde bulunanı doğrulayıcıyım. Size haram kılınmış olanın bir kısmını size helal yapacağım.Rabbinizden bir mucize getirdim size.Artık Allah’tan korkun ve bana itaat edin.”
Hz. İsa İsrailoğullarına haram kılınmış bazı şeyleri kendi başına helal mi kılacak acaba? Paragrafı okumayı sürdürelim:
51. “Allah benim de Rabbimdir, sizin de Rabbinizdir; o halde, O’na kulluk edin.İşte bu, dosdoğru bir yoldur.”
Hz. İsa ancak Allah'ı Rabb yani terbiye edici olarak kabul ediyor. Hem ona İncil de öğretiliyor. Demek ki o sadece İncil'de kendisine emredileni uyguluyor. Dosdoğru yol olarak ancak O'nun çizdiği yolu kabul ediyor.
52. İsa onlardan inkarı sezince şöyle konuştu: “Allah’a gidişte benim yardımcılarım kim?” Havariler dediler ki: “Biz Allah’ın yardımcılarıyız. Allah’a iman ettik biz. Tanık ol, biz müslümanlarız.”
Buyruklarına (helal-haram sınırlarına) iman edilen merci Hz. isa değil onun da Rabbi olan Allah'tır.
53. “Ey Rabbimiz!Senin indirdiğini iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz.”
Resule uymak demek onun getirdiklerine uymak demektir. Çünkü Resul SADECE bir elçidir. Elçi hükme hüküm eklemez, ekleyemez.
Simdi bunu birde Islam Nebisi olan MUhammede denilenlere bakalim;
"De ki, ben de tıpkı sizin gibi bir insanım. Bana, tanrınızın bir tek tanrı olduğu vahyediliyor."
(Kehf 18/110)
"Muhammed, başka değil, sadece bir elçidir; ondan önce de nice elçiler gelmiştir.”
(Al-i İmran 3/144)
"De ki: ‘Ben başka değil, tıpkı sizin gibi bir insanım. Bana; Tanrınızın bir tek tanrı olduğu bildiriliyor. Artık ona karşı dürüst olun ve ondan bağış dileyin. Yazık o eş koşanlara.”
(Fussilet 41/6)
"De ki: "Benim size ne zarar vermeye gücüm yeter, ne de sizi olgunlaştırmaya.
De ki: "Beni Allah’ın azabından hiç kimse kurtaramaz. Ben ondan başka bir sığınak da bulamam.
Benimkisi yalnız Allah’tan olanı, onun gönderdiklerini tebliğdir, o kadar."
(Cin 72/21-23)
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
(Tahrim Suresi 1.)
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, öz sahipleri için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.
(Yusuf 111)
Acab bende sizin gibimi anlamaliyim diye cok zorladim?Ama olmadi verdiklerim Ayetleri bir Düsünün....
Metin mete
12-25-2008, 03:06
:)
ayetleri nasıl anlamak gerekiyor!
neden farklı anlıyoruz?
biri bana anlatsın? neden?
selametle...
Ayetleri nasil anlamamiz gerekiyor bundan basit bir sey olmamasina ragmen;Ne yazikki insanlarin kafasini karistiran en önemli konu.Sebep;Cünki hep sartlanmalardan dogan bir taraftarlikla yaklasim...Mesela Kurandaki bir anlatim var;Ahkaf suresinde;
Ahkâf; 29 – 32 :
Hani cinlerden birkaçını, Kur’an dinlemek üzere sana yönelt-
miştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: “Kulak ve-
rin;” sonra bitirilince de kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler.
Dediler ki: “Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa’dan sonra indirilen, ken-
dinden öncekileri doğrulayan bir kitap dinledik; hakka ve dosdoğru olan
yola yöneltip iletmektedir.
Ey kavmimiz, Allah’a davet edene icabet edin ve ona iman edin; günah-
larınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun.”
Kim Allah’a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde Allah’ı a-
ciz bırakacak değildir ve onun O’ndan başka velileri de yoktur. İşte onlar
apaçık bir sapıklık içindedirler.
Simdi buradaki Cinler(Veya bilinmeyen taninmayan kisiler)Resul ile asla görüsmemisler ve bir ögreti almamislar ama Kurani anlamis ve Tebyin yapmislar,Degilmi(Bak ben demiyorum ayetler diyor)Inancim oki insanlar KURANI kendilerini tastik ettirmek icin degilde,Sadece Allahin ne dedigini anlamak icin okusalardi hepside ayni seyi anlayacaklardi....
teşekkür ederim...
Bağışlayın düzeltme yapıyorum..
Allah ve resulu size ne verdiyse onu alın..
(Allah resulu)Resul/Peygamber size ne verdiyse alın..
insanlar KURANI kendilerini tastik ettirmek icin degilde,Sadece Allahin ne dedigini anlamak icin okusalardi hepside ayni seyi anlayacaklardi....
bunu çok düşünmek gerekiyor...
selametle...
Metin mete
12-25-2008, 23:58
teşekkür ederim...
Bağışlayın düzeltme yapıyorum..
(Allah resulu)Resul/Peygamber size ne verdiyse alın..
bunu çok düşünmek gerekiyor...
selametle...
Bu anlayisindan dolayi Tesekkür ederim,Bekke.Cünki cok kisi böyle düsünmeyi direk red ediyorlar.Bir kez olsun bütün dogmalardan ve geleneklerden uzaklasip Alemlerin Rabbinin dinini yine onun istedigi sekilde anlamak varken bunu red etmek onlarca akla davet eden ayetleri görmemek inan cok üzücü olmali..
Din ile alakalı olan bir konu Kuran da yazmıyorsa,Hadis i Şeriflere,Hadis-i Şeriflerde yazmıyorsa büyük alimlerin icma ile yazdıkları tefsirlere ve ilimlere müracaat edilmelidir.Kuran da recm ile ilgili ayeti araştırmadım ama Peygamber Efendimiz(S.A.V) zamanında ve Hz. Ebubekir zamanında bu ceza tatbik edilmiştir.
Aklımıza ne oldu bizim??
Zuhruf 44,
Bir kere şu kabul edilmeli: Allah+Yakub'un dini YOK. Allah+Musa'nın dini YOK. Allah+İsa'nın dini YOK. Allah+Muhammed'in dini yok. Yalnız Allah'ın dini var o da İslam.
Dinin yegane sahibi Allah'tır, onda Hüküm koyma yetkisi de yalnız ondadır.
Peygamberler hüküm koyucu değil, hükmü iletici ve eksiksizce yerine getiricidirler. Kendi adlarına değil Allah adına iş yaparlar. Allah'ın haramlarını haram, helallerini de helal kılarlar. Kendi başlarına iş yapmazlar, yapamazlar. Din bağlamında Beşer katkısı tüm insanlara olduğu gibi onlara da yasaktır
Rasulullah sav.'ın hüküm koymadığını yazmışsınız. Allah Nisa Suresinin 65. ayetinde anlaşmazlık hususunda '' Allaha ve Resulune'' gidilmesini emrediyor. Şimdi soruyorum size. Bir kişi Allah'a nasıl gider? Diyeceksiniz ki O'nun kitabına başvurarak. Allah bu ayette neden Allaha ve Rasulune diyor da sadece Allah demiyor? Rasulüne derken eğer kur'anı kastediyorsa neden ''Allah'a'' deme gereği duyuyor? Yani Allah Ayette şöylemi diyor?
''Anlaşmazlık hususunda Allahın kitabına ve Resulullahın anlattığı Allahın kitabına başvurun.''' hayır kesinlikle durum böyle değildir. Allah rasulüne Hüküm koyma yetkisi vermiştir. Rasulullah'ın sözüde vahiyden başka birşey değildir.
Yazacağım ayetler konuya açıklık getiricektir inşallah.
Allah Araf suresinin 157. Ayetinde şöyle buyurmaktadır.
Onlar ki, o ümmî peygambere uyarlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılmış bulacakları o peygambere uyup, onun izinden giderler ki, o, onlara iyiyi emreder ve onları kötülüklerden alıkoyar, temiz ve hoş şeyleri kendilerine helâl kılar, murdar ve kötü şeyleri de üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yükleri indirir, üzerlerindeki bağları ve zincirleri kırar atar, işte o vakit ona iman eden, ona kuvvetle saygı gösteren, ona yardımcı olan ve onun peygamberliği ile birlikte indirilen nuru izleyen kimseler var ya, işte asıl murada eren kurtulmuşlar onlardır.
Bakın Allah ayetlerde ''Allah ve rasulü'' diyor. Allah neden sadece kendini zikretmiyor?Neden Allah'ın verdiği hüküm demiyorda, Allah ve resulünün hükmü diyor?
Allah Teve Suresinde Şöyle buyuruyor
Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allah'a, ne ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini din edinmeyen kimselerle alçalmış oldukları halde elden cizye verinceye kadar onlarla savaşın.
Allah Rasulünün hüküm koymasına dair şu ayetlere bakılabilir:Nisa 59 - 65- Ahzap 36- Nur 51.
Sizin durumunuz tıpkı bu hadiste Rasulullah sav. bildirdiği kişiler gibidir.
Şunu kesin olarak bilinizki bana kur'an ve onun misli kadar verilmiştir.Karnı tok olduğu halde rahat koltuğuna oturarak '' Şu kur'ana sarılınız. Onda neyi helal oalrak görüyorsanız onu helal kabul ediniz.Neyide haram görüyorsanız onuda haram biliniz. Diyecek bazı kimseler gelmek üzeredir.Dikkat edin Allah Rasulunünde yasak ettiği şeyde Allah'ın haram ettiği şey gibidir.
Bu hadis(siz kabul etmesenizde) Ebu rafi, mikdam bin medikerib,İbraz bin sarıye, Ebu hureyre, Cabir bin Abdullah, Halid bin Velid,Ebu said el Hudri,Tavus ve Muhammed bin el Munkedir r.a. tarafından merfuan rivyet edilmiş sahih bir hadistir. Buhari, Darimi,Ahmed,Ebudavud,Taberani İbn-i Mace İbn-i Hibban, Beyhaki,Tirmizi,Hakim, İbn Şahin,Şafii Musned, İbn-i Hazm,Begavi, Kadı iyaz, Ebu Ya'la,Acurri ve Suyuti hadisin sahih olduğunu söylemişlerdir.
vBulletin v3.8.10, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.