SÜrgÜn Olan AŞklara... SÜRGÜN OLAN AŞKLARA... Sevdama sürgün deymiş sinemi dağlar geçerim Aklım darmadağın, karmakarışık boğulsam da cengâverim (yiğit) Fikrimi, zikrimi katleden den hesap sormaktan sanırım acizim Vuslata hasret sürgün yüreğimi, kucaklar da giderim… Ne cevherler gizliydi bende, ne ümitler kefil di Yedi düvele serenad gönderdim de, hitaben sitemli sözleri Şakaklarıma kadar hisseder oldum kederi, mihrab-ı üstüme giyer de, Vuslata hasret sürgün yüreğimi, susturup da giderim… Ne saltanatın, ne şöhretin, ne paran hükmü vız gelir bana Bir veda etmeden gitmek talanlara, sensiz uzaklara Yelken açıp taşımak istiyorum gönlümü, kuytu limanlara Vuslata hasret düşer yüreğim, içime acımı gömer giderim… Kamufle etmez beni gerçek yaşanmış dediklerim Bir himmet-i (gaye) nazara kalmadı, çaresiz ether-im (esir) Bundan böyle beni hiç kimselere sorma, nis-bi (kıyaslama) seferi-yim Sineme zincir vurup, gönlümü sarıp da vuslata sürgün giderim… Ne berzahlar dan ( köprü) geçtim, çok acılara direndim Seni sahabet le (şiddetli sevgi) kalbime mühürlemiştim Senin derdin zıddı su-i zan dı (kötüye yorumlamak) bendim hep hedefin Gözyaşımı akıta akıta sürgün yüreğimle, vuslata hasret giderim… Gelip geçici bir hevesle alçakça beni oyuna getirdin Sikaf (acı söz) sözlerle muhabbeti zedeledin Mezem met (gıybet) ederek sevgimi kirlettin, lekeledin Yalan aşkını satıp da, vuslata hasret sürgün giderim… Bir tilavet, bir adavet, (işve naz) lakin. Beni saran şimdi hüzzam Da-de (gönül veren âşık) kör âşıktım da ezelden, sonu hüsran Sen bir husumet, bir hışımla hayatı zindan ettin, sana da olsun haram Günahı mı? Sevabı mı? Boynuma dolayıp da, vuslata hasret sürgün giderim… Dil-i şeb-e (gece yarısı) beni yarı yolda koyan sersem İçtima-i (Topluluk) içinde keder yularını boynuma saran Bir kinayeyle (dokunaklı söz) beni suçlayan Arkama bile bakmadan kapıyı çeker, vuslata hasret sürgün giderim… Benim için bi-adil din sen, (eşi olmayan) beni nar’a atan sazan Hayatı medar-ı istifa de (paylaşmak) edelim derken; sen azaba davetiye çıkaran Dilimde vird-i zeb-an (tespih dua) ama; bana kıyameti sendin yaşatan Seni Mevla’ya havale edip de, vuslata hasret sürgün giderim… Sen ailenin gözünde medar-ı iftiharla (övünen) gönüllerine taht kuran Bense, arsız-ar etmeyen dili zehirli bir dilber yılan Engin denizlerde gelin edasıyla süzülürken ben, teraziyle satın aldın soluğumu kesen Vuslata hasret sürgün yüreğimi alıp da, ummanlara kendimi salar giderim… Azur, (kırık) figar, (yaralı) gönlüme verdin azar-ı (zarar) Decran-ı mı (neşe) kesti, bedbaht arzuhalin, oldun mu? Mazhar (nail olmak) Tebdil-i mekânda ferahlık var deyerek içime keder-ef (sıkıntı) koyar Vuslata hasret sürgün yüreğimi alıp da, heder-i (ölüme giden) yoluna kurbanlık koyun gibi susar giderim… ***VUSLATA SÜRGÜN DÜŞER YÜREĞİM*** Adalet Çebe |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 15:42 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük