DÄ°N nedir? Din’ kelimesi çok geniÅŸ bir anlam sahasına sahiptir. Kur’an’da ve hadislerde bir çok manada kullanılan bu kelime, kavram olarak insanlığın en önemli faaliyeti olan inanmayı, bir yaratıcıya itaat ve ibadet etmeyi, ahlâkÃ* davranışları, fazilet ve iyilikleri, toplumsal düzeni, doÄŸru yolda olmayı ifade eder. DÄ°N,arapça bir kelime olup 'deyn' kökünden gelir...Deyn,arapça da BORÇ demektir...Ben buna " varoluÅŸun borcu " diyorum...Şöyle ki,bugün herhangi bir yerde çalışırken size maaÅŸ veren patronunuz nasıl sizin üstünüzde hakkı oluyorsa/tasarruf yetkisi oluyorsa,yani size emretme yetkisi, 'ben varım' diyen bir insanın varlığının tamamının ait olduÄŸu rabbi karşısında olan KULLUK BORCUDUR din...Dolayısıyla herÅŸeyimizi Allah verdiÄŸi için mutlak manada üzerimizde yetkisi olan ad Allah'tır... Bununla birlikte DÄ°N,ÅŸeriat,kanun,yol,millet,adet,hesaba çekmek,ceza ve mükafat vermek anlamlarına gelir.. DÄ°n kavramı Kuran'da ÅŸu anlamlarda kullanılmıştır. 1. Ä°taat ve boyun eÄŸme “De ki: ‘Ben, Allah’a din’i halis kılarak, ibadet etmekle emrolundum. Bana Allah’a teslim olan müslümanların ilki olmam emredildi,’” (Zümer: 39/11-12) Bu ayette 'din' bir otoriteye boyun eÄŸme,ona itaat etme ve kul olma anlamında kulanılmıştır...KulluÄŸa ait bütün hükümleri Allah'tan almak demektir... 2.Ahiret,ceza anlamında Hani hepimiz fatiha'yı biliriz..MALÄ°KÄ° YEVMUDDÄ°N deriz.YAni DÄ°N GÃœNÃœNÃœN SAHÄ°BÄ°...Ä°ÅŸte bundan kasıt,ahiret ve Allah cc bizi mahÅŸerde hesaba ÅŸekeceÄŸi ve bizlere yaptıklarımızın karşılığını vereceÄŸi gün anlamındadır... “(Ä°brahim dedi ki: Din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduÄŸum da O’dur.” (Åžuara: 26/82) 3.Hüküm,adet,ÅŸeriat ve kanun anlamında Bunun üzerine (Yusuf, öz) kardeÅŸinin kabından (yükünden) once (hemen onu suçlama çekincesinden dolayı), onların kaplarını (aramaya) baÅŸladı. Sonra onu, kardeÅŸinin kabından çıkardı. Ä°ÅŸte biz (Yusuf’a, kardeÅŸi Bünyamin’i geri alması için) böyle bir plan hazırlattık. Yoksa hükümdarın dînine (kanununa) göre, Allah’ın dilemesi dışında kardeÅŸini alamazdı. (Biz) dilediÄŸimizi yükseltiriz. Her ilim sahibinin üstünde, daha iyi bilen vardır (Allah eÅŸsiz ilim sahibidir). (yusuf 76) Allah) Nuh’a dinden buyurduÄŸu ÅŸeyleri, size (de aynen) ÅŸeriat (din ve umûmî kanun) yaptı.Gerek sana vahyettiÄŸimiz, gerek Ä°brahim’e, Musa’ya ve Ä°sa’ya vasiyet ettiÄŸimiz ÅŸey: Dîni dosdoÄŸru tutmanız ve onda ayrılığa düşmemenizdir. Fakat müşrikleri davet ettiÄŸin ÅŸey (yani tevhid), onlara ağır geldi. Allah (niyet ve amellerine göre) dilediÄŸini bu (tevhid dîni)ne seçer ve (kendisine itaatle) yöneleni de buna eriÅŸtirir. (ÅŸura 13) Burada görüyoruz ki,Din,kanun ve yasa anlamındadır...ALLAH'IN HÃœKMÃœ OLAN ÅžERÄ°AT dışında kanun ve yasa beÄŸenenler beÄŸendikleri bu yasayı kendilerine DÄ°N edinmiÅŸlerdir... "Bilesiniz ki, yaratmak ta, emretmekte Ona mahsustur" (Araf,54) Ãœzerimizde Allah'tan baÅŸka hiçbir otorite yoktur...Tüm beÅŸeri ideolojiler insanlara zulümdür ve insanlığa kargaÅŸa getirir..Bu anlamda Allah'ın hükmü varken kendilerine Komünizm'i,Kemalizm'i vs beÄŸenenler Allah'ın hükümlerini beÄŸenmeyip biz bu hükümlerle yaÅŸayacağız demiÅŸ olurlar ki,bu da ALLAH'a ÅŸirk koÅŸmaktır... 4.Allah'ın gönderdiÄŸi TEVHÄ°D dini anlamında Kur’an’da ‘din’ en çok bu anlamda kullanılmaktadır ki, bu mana içerisinde hem Allah’ın hakimiyeti, otoritesi, hükmünün üstünlügü, hem bu üstünlüğe kulların boyun eÄŸip itaat etmeleri, hem de Allah’tan gelen hüküm, kanun ve ÅŸeriat konuları yer almaktadır. Din, aslında bütün bu anlamları içerisinde barındıran, Allah’ın hakimiyetine bir teslimiyet ve O’ndan gelen hükümleri kabullenmektir. Ä°slâm’dan önceki araplar (yukarıda geçtiÄŸi gibi) ‘din’ kelimesini çok farklı, biraz da karışık anlamlarda kullanıyorlardı. Kur’an bu kelimeye bir ıstılah (terim) anlamı kazandırdı ve bu kelime çok önemli bir ilâhÃ* gerceÄŸi ve bu gerçek karşısında insanın konumunu ifade eder hale geldi. Bu kelime, her ne olursa olsun yüksek bir otoriteyi ve bu otoriteye boyun eÄŸmeyi, bu otoriteden kaynaklanan emir ve hükümleri uyulması gereken kurallar olarak kabul etmeyi, bu kurallara uyulduÄŸu zaman mükâfat, karşı gelindiÄŸi zaman ceza alınacağına inanmayı içine alan bir hayat sisteminin genel adıdır. Bu bakımdan bu kelimeyi baÅŸka dilde karşılayacak hiç bir sözcük mevcut deÄŸildir. Batılıların kullandığı ‘religion’ sözcüğü de ‘din’ kavramının ifade ettiÄŸi derin anlamları karşılayamaz. Bunu Ä°brahim oÄŸullarına vasiyet etti, Yakub da: ‘OÄŸullarım, şüphesiz Allah sizlere bu dini seçti, siz de ancak müslümanlar olarak can verin’ (diye aynı vasiyette bulundu).” (Bakara: 2/132) “Hiç şüphesiz din, Allah katında Ä°slâmdır…” (Âli Imran: 3/197) “Peki onlar Allah’ın dininden baÅŸka din mi arıyorlar. Oysa göklerde ve yerde her ne varsa -istese de, istemese de- O’na teslim olmuÅŸtur ve O’na döndürülmektedir.” (Âli Ä°mran: 3/83) “...Bugün size dininizi kemâle (olgunluÄŸa ) eriÅŸtirdim, üzerinizdeki nimeti tamamladım ve size din olarak Ä°slâmı seçip beÄŸendim...” (Maide: 5/3) “Ki O, kendi peygamberlerini hidayetle ve hak din ile, diÄŸer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. Åžahid olarak Allah yeter.” (Fetih: 48/28) Din’ kelimesi, ilâhÃ* olan en mükemmel nizamı (düzeni) ifade eden en uygun bir kavramdır. Bu kavramda dört önemli unsuru görebiliriz: a- Yüce bir hakimiyyet (egemenlik), b- Bu yüksek hakimiyete boyun eÄŸip itaat etmek, c- Bu hakimiyetin ÅŸekillendirdiÄŸi inanç ve hükümler sistemi, d- Bu sisteme uygun haraket etmekle elde edilen mükâfat, aykırı haraket etmekle karşılaşılacak ceza. Kur’an ‘din’ kelimesini bazen bu unsurların her birinin yerine, bazen de hepsini birden kapsayacak ÅŸekilde kullanmaktadır. Toparlarsak...Din ,yaÅŸam ÅŸekli demektir..Kim kendine nasıl bir yaÅŸam ÅŸekli beÄŸenmiÅŸ ise O kiÅŸinin dinidir...Bu anlamda dinsiz insan yoktur,dinsizlik de bir dindir... Dinimiz Ä°SLAM deyince,çok önemli bir yazının altına imzamızı atmış oluyoruz ve çok ÅŸeyi reddetmiÅŸ oluyoruz...Mekke'nin o günlerinde LA Ä°LAHE Ä°LLALLAH denilmesinin zorluÄŸu da bundan idi... selam ve dua ile.. |
--->: DİN nedir? alptraum bu mesajları silemiyormusunuz :) |
--->: DÄ°N nedir? Sordugunuz sorunun cevabini bilmiyorsaniz cevaplayacagim... |
--->: DİN nedir? nasıl yani?silmişsiniz gördüğüm kadarıyla...ben baktığımda çok vardı,beyza bile şaşırınca herhalde kalıcı diye düşündüm ...yazdığınız yazıyı okudum ama anlamadım.spam ne demek,gibi?:(:( |
--->: DİN nedir? bilmiyorsanız derken...ne demek istediniz ? |
--->: DİN nedir? Istemediginiz halde sizin isteminizin disinda gerceklesen bir eylem. Örnegin E-mailinizde Junk mail KISMI vardir ve bu KISIM önemsiz posta olarak adlandirilir türkce(öyle zannediyorum). Buraya bir cok tanimadiginiz kisilerden mailler gelir ve bir cogu reklam icerir. Siz bu kisileri tanimadiginiz halde nasil mail aliyorsaniz burdada biz istemedigimiz halde spam botlari gelip mesaj yazabiliyor. Buna karsi bir cok önem aliyoruz ama onlarda bu önlemi asabiliyorlar. Yani bu cesit birsey. Mesajlari silemiyormusunuz diye yazmissiniz ama ben o saatte sitede degildim. Full yetkiye sahip olarak herseyi yapabilme yetkisine sahibim ve her mesajda silinebilir her akla gelen uygulamada yapilabilir. |
--->: DİN nedir? peki...sitede olmayabilirsiniz,kusura bakmayın görmedim genelde olduğunuz için..ama sorunuz biraz kızgın geldi bana.Daha sormam inşAllah. |
--->: DÄ°N nedir? Yok KIZGIN degil gayet ciddi bir sekilde sordum. Sizde cevaplayinca anlayip cevabi yazdim. Bunda herhangi bir KIRILACAK bir sebep yok. |
--->: DİN nedir? Yok diyorsanız yoktur...Yinede mesajı ilk okuyanın aklına gelen bu olurdu. bi an alındığım doğrudur.. selam ile... |
--->: DÄ°N nedir? Alıntı:
|
--->: DÄ°N nedir? estaÄŸfirullah ne haddime:) |
--->: DÄ°N nedir? Alıntı:
Din borç olarak ele alınırsa şöyle bir sual sorulabilir ki sorulmuÅŸ Sual:Birisinden borç alırken biz borç almak isteriz, talep ederiz. O da verir. Bu dünyaya gelirken Allah bize sorsaydı ‘Ey kulum sana her ÅŸeyi vereceÄŸim ve dünyada imtihan edeceÄŸim’ diye belki de ben imtihanı baÅŸaramamaktan korktuÄŸum için ondan borç almak istemeyecektim. Åžu anda bizim fikrimiz alınmadan, biz istemeden borçlu duruma düşürüldük’ 1. Bu sual yanlış: Ontolojik açıdan yanlış. Zira sual sahibi Allah- kul iliÅŸkisini "insan-insan" iliÅŸkisi üzerinden yargılıyor. önyargılı bir yargı. oysa ki Allah ile insan ontolojik/varoluÅŸsal açıdan farklı düzlemdedirler. Allah yaratan insan yaratılandır. borçluluk iliÅŸkisi de insan-insan düşleminden bakarak anlaşılamaz. 2. Bu sual kendi içinde çeliÅŸki taşıyor. diyor ki: "biz birinden borç talep ederiz o da verir, ama biz Allah'tan talep etmediÄŸimiz halde verdi..." peki, biz birinden borcu ne ile talep ederniz? söz, dil, ses, konuÅŸma yetisi ve bütün bunların ardında yatan "irade" ile deÄŸil mi? burada üç soruya cevap vermeli soru sahibi: 1. Ä°rade'yi dahi borçlusun ey insan? o irade sana verilmeden ölce hangi iradeyle talepte bulunmayı düşünüyordun? Baksana bu itirazı yapmak için kullanıdğın tüm araçlar ona ait. Ona itirazda tutarlı olmak için, onun emanet ettiÄŸi araçlar dışında kullanacağım araçlar bul, onları kullan ki tutarlı olasın. yoksa bu tutarlı olur mu? 2. Ä°rade verildikten sonra talepte bulunduk duyelim: Bu da azim bir yüzsüzlük ve çeliÅŸki olmaz mıydı: Madem "benim sana neyi vereceÄŸim hakkında irade yürütüyorsun, o zaman samimi olsaydın da, bu yürütmeye sana verdiÄŸim "irade"yi de dahil etseydin ya? Onu niçin "kazanılmış hak" veya "baba mirası gibi görüyorsun? bu, aslında sana zihninin kurduÄŸu bir tuzak deÄŸil midir? 3. ey sualinde "belki ben imtihanı baÅŸaramamaktan korktuÄŸum için ondan borç almak istemeyecektim. ÅŸu anda fikrimiz alınmadan biz istemeden borçlu durumuna düşürüldük" cümlesini kuran kul! Sadece bu iki cümle içerisinde 19 kelime var. Bunlardan tam yedi tane kelime soruyu temelden tutarsız hale getiriyor. O kelimeler ÅŸunlar: "ben", "almak", "isteyecektim", "bizim", "fikrimiz", "biz, "istemeden". Mesela "ben" diyorsun? Ben ile kastettiÄŸin kendi varlığını hangi delile dayanarak ve ne cür'etle "borç" dışında tutuyorsun? Mesela "almak" ve "istemekten" söz ediyorsun. Ä°yi ama isteme yetisinin kendisi borç deÄŸil mi? "fikrimiz" diyordun. O var etmeden önce sen yoktun ki, bir fikrin olsun. Dolayısıyla "fikrimiz" derken, gördüğün gibi el kul, daha varlığınız öncesine bile fikren ulaÅŸmakta acz içindesin ve bu gayet doÄŸaldır. Çünkü kendi yokluÄŸun haline kendini inandıramıyor, öyle bir dili kurmakta acze düşüyorsun. Bu dilinin ve düşüncenin varlığının öncesinde yokluÄŸuna gitmekten dahi aciz olduÄŸunu görmeyip, böyle bir soruyu sormaya seni cür'et ettiren gerçek sebep nedir, meselenin can alıcı nokttasını teÅŸkil eden bu soruya açıkyüreklilikle vicdanında cevap bulmaya ve ocevabı diline dökmeye hazır mısın? a) mantık hatası olan sorulara doÄŸru cevap verilemeyeceÄŸi, b) yukarıda dile getirdiÄŸimiz ve zamanım olmadığı için dahasını yazamadığım iç çeliÅŸkilerle lebaleb malul olduÄŸu için bu soru "CEVAPLANAMAZDIR". Cevaplanması için yukarıda dile getirdiÄŸim illet ve arızalardan halas olması elzemdir. O illet ve arızalardan halas olduÄŸunda sonuç ne mi olur? el-cevap: Ortada soru kalmaz, sadece "sorun" kalır, soru sahibinin "kendisiyle, hakikatle ve sahib-i hakikisi olan Allah'la olan sorunu". Rabbim bizi vehmimizin tumturaklı tuzaklarından korusun. M.Ä° Selam ve dua ile... |
--->: DİN nedir? Eyvallaaah...Rabbim razı olsun.. bu aralar hayli faydalanıyorsunuz islamoğlu'ndan anlaşılan..bu yazdığınızda sitesindeki bir soruydu... teşekkürler... selam ve dua ile.. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:48 . |
2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük