![]() |
siz her ne kadar olumlu bakarsanız bende o kadar olumsuz bakma yetisini üzerimde bulunurum..buna siz komplo dersiniz bende paragraf acarım.. verdiğiniz örneklerde yapılan hepsinde böyle yapıldığı anlamına geliyormu..tek kuruşuna kadar hesap verebilirmisiniz..hayır? yapılanların hepsini iyi veya kötü kalıbına sokmuş değiliz..elbette yapılmış iyi şeyler vardır en azından o okullarda türk bayrağının dalgalanması bi örnek olabilir. hala başkasının maddiyatıyla yapılmış olanlara cevap vermiş değilsiniz..cemaat kavramı içinde abi ve abla durumunda olan birilerinin bile normal bi üyeden farkını gözlemlemek için sadece bakmak yeterli..ki içindeyim diyosunuz kutuyu acıp bakmak sadece mantık işi.. |
Alıntı:
neden abd'yi eleştirme kabiliyeti yok? orada yaşıyo olmasının bi katkısı olabilirmi..bush tarikatına yaptığı yardımlar olabilirmi yada papanın elini tekrar öpme isteğii |
Basiret ve feraset sahibleri hiçbir zaman “slogan müslümanı” değil , “icraat müslümanı” olmayı kendilerine hedef seçmişlerdir. Dünya’da ilk kan akıtan Adem(AS) ‘mın oğlu Kabil aynı zamanda da ilk zalimdir. Habil , kardeşi Kabil’in kendisini öldüreceğini sezdiği bir sırada:”… Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!”(Maide:28-29) diyerek kardeşine nasihat ederek onu vazgeçirmeyi , zorluklar karşısında sabır mükafatını istemiştir. Müslümanlardan zulüm nerede olursa olsun ona karşı mücadele etmeleri bir vecibedir. Ancak böyle bir mücadele daha kötü bir adaletsizlikle ve de Müslümanların aleyhine sonuçlanmamalıdır. Şayet bu konuda bir güç dengeniz yoksa Kur’an bir alternatif sunmaktadır: “Sabır ve dua”. İnsanlar zalimler tarafından eziyete uğrayıp alaya alınırlarsa, sabırlı olmaları gerekmektedir ve sabırlarından ötürü mükafatlarını alacaklardır (Sure 23/107–111). Bu kişilerin mükâfatları sabır ve metanet şartlarına dayanır; zira “Allah sabredenlerle beraberdir,” ayeti mü’minler için geçilmez bir kale olur. Sabretme , oturup miskin miskin beklemek değildir ; Zalim’in oyununa gelmeden onunla hesaplaşacağı ana kadar temkin ve tedbiri elden bırakmıyarak denge unsuru haline gelmek için ilmi – maddi ve manevi güçlenmektir. Efendmiz (S.A.V), “En güzel hayır, zalim bir kral önünde söylenen doğru bir kelimedir,” mealindeki hadisin “Kötülüğü en iyi şekilde sav.” (Sure 23/96) ayetine muvafık düşmesi elzemdir. O halde hadisi anlarken , Zalime karşı söylenecek doğru söz , usulune , mevsimine ve denge unsuruna göre hareket etme anlamı taşır. Nitekim yine Efendmiz (SAV) ‘min “Bir haksızlığı el ile düzeltme,bu mümkün değilse dil ile düzeltme, buda mümkün değilse kalben buğz ederek kınama “ prensibi bizi bu konuda aydınlatmaktadır. Dünya’da Müslümanlara zulmeden , onlara hayat hakkı tanımayan Zalim ülke yöneticilerini bilmeyen yoktur herhalde. Şahsen bu konuda o ülke halkının tamamını değil , bahse konu ülke yönetimlerinin baz alınması daha doğru düşmektedir. Çünkü bazen halkın %50-60 ı savaşa veya işgale karşı olabilmektedir. Bahse konu ülkeleri veya Liderlerini tel’in ederek sık sık telaffuz emek , onlar aleyhinde yürüyerek sloganlar atmak ,onların Bayraklarını yakmak bugüne kadar bir şey kazandırmadığı gibi bundan sonrada Müslümanlar adına ciddi bir şey kazandırmayacaktır ! Buları yapmak denge unsuru hale gelmek demek değildir. Yazar dr. Emin simsek den alinti idi Simdi Hocaefendi amerika hakkinda hicmi birsey dememis veya ne demesi lazimdi gibi getirisi de olmayan ama akillari kurcalamis sorulara binaen bir kac röportaji sunalim : Sizce Amerika nerede yanlış yaptı? Birçok yerde yanlış yapıldı. Teşebbüs edecekleri zaman, bize yakın birkaç Türk akademisyene dedik; “Keşke yapmasanız desek, Irak’ın toprak bütünlüğünün bölünmemesi hususunda mülahazalarımızı yazsak ulaştırabilir miyiz? ” Dediler ki; “Şu anda meseleleri bu şekilde anlayacak hissiyata sahip değiller. Kararlılar. Kendilerine verilen bilgiye çok inanmış bir halleri var.” Sonra görüldü ki CIA, iyi rapor vermemiş. Demek ki bünyede öyle olmasını isteyen bazı kimseler var. Herhalde onlar yanlış bilgiler verdiler. Koskocaman bir devlet, Vietnam’da olduğu gibi maceraya girdi. Her ne kadar; “başarılı oluyoruz, demokrasiyi gerçekleştireceğiz” deseler de şimdilerde Irak’ın kaderine hâkim olunamadığını söylüyorlar. Hatta şu anda nasıl geriye dönülür, onu da kestiremiyorlar. Bazı grupları birbirine vurdurup hakemliklerini pekiştirerek mi kalsalar, yoksa geriye çekilseler mi, ya da daha ılımlı Müslümanları öne çıkarıp diğerlerinin burnunu kırsalar mı gibi, hem itibarlarını kurtarmayı, hem beklentilerini gerçekleştirmeyi düşünüyorlar. Amerikalılara operasyon öncesi, ulaşabilseydiniz ne diyecektiniz? Amerika bugün dünya muvazenesinde önemli bir devlet. Şimdiye kadar da demokrasisi ile tanınıyordu. Kredisini burada ucuza harcamamalıydı. Fakat o kredi ucuza gitti. İtibar kaybına uğradılar. Bundan sonra kaba kuvvetle bir şey tutsalar bile, aklıselim iki adım geriye çekilmeyi gerektirir. Kaba kuvvetin kullanıldığı yerde muhakeme tam işlemez. Beyin fırtınaları yaşanmalı, alternatif çözümler düşünülmeliydi. Irak’ın huzuru, toprak bütünlüğü bozulmamalıydı. Bölgede dengeler altüst oldu. Böyle giderse bütün bölge daha da karışacak. Orada muvazene unsuru olan Türkiye’nin rağmına, başkalarının hesabına dengeler değişti. İranlılar, Şiileri de yanlarına alarak öne çıkacaklar. [9] Avrupa’nın kâfir ve zâlimleri, Asya’nın insanlığı istismar eden münafıkları ve içimizdeki gafiller istemeseler bile, sikkeyi basan, tuğrayı elinde tutan ve peygamberlerce Sultanü’l-Enbiya olarak kabul edilen; O, günde beş defa nam-ı celîlini dünyaya ilân ettiğimiz Sultanlar Sultanı bir gün mutlaka bütün kalblere girecek ve herkesin sevgilisi, mahbubu, mergûbu olacaktır! [10] Devletin iki ayağının bir kaba nasıl sokulduğunu görüyorsunuz.. ben bu endişemi birçok sohbette arz ettim. Bunlar, dışta plânlanan oyunların, Türkiye’de sahnelendirilmeleridir. Yarın şarkta ayrı bir nifak kapısı, garpta başka bir şikak kapısı, cenûpta farklı bir infilak kapısı ve şimalde koca bir iftirak kapısı açılabilir.. açılabilir; zira bir tarafta kâfir ve zalimler, diğer tarafta Asya’nın münafıkları başımıza binbir gâile açmak için hazır ve tetikte bekliyorlar. Daha önce de, böyle zayıf bir noktamızı yakalamış, koskocaman bir Devlet-i Âliye’yi hem de devletler muvazenesinde, muvazene unsuru bir Devlet-i Âliye’yi, yerle bir etmişlerdi. Millet mânâ kökünde gelen cevheri son olarak Çanakkale’de, istiklâl mücadelesinde kullanmasaydı, bugün bu millet yoktu.. sadece bu millet değil İslâm Âlemi de yoktu. Zira bu milletin dışında devletler ve milletler muvazenesini elinde tutan ikinci bir Müslüman millet zaten olmamıştır. [11] Amerika, hâlâ bu dünya gemisinin dümeninde oturan bir milletin adıdır. Her fert gibi her milletin de bir ömrü; önünde, gidip içine yuvarlanacağı bir çukur vardır. Amerika da ondan uzak olamaz, müberra kalamaz. Ama demokratik bir sistemdir, Amerika düşmeye başladığı andan itibaren yirmi beş–otuz senede, kırk senede düşer. Çünkü demokrasilerde çökme bir tüyün yerçekimine karşı gidip yere oturması gibi aheste aheste oluyor. Rusya gibi despot idarelerde dağılma, tüpün patlaması gibi patlama şeklinde bir anda yaşanır. O sistemin gereğidir. [12] [9] Mehmet Gündem’in Fethullah Gülen Röportajı , Milliyet, 11.01.2005 [10] M.Fethullah Gülen , Sonsuz Nur, Önsöz [11] M.Fethullah Gülen , Sonsuz Nur, Nurani firasetin Sahibi Bölümü [12] Nevval Sevindi ile Fethullah Gülen Röprotajı, Yeni Yüzyıl, 23.07.1997 |
Basiret ve feraset sahibleri hiçbir zaman “slogan müslümanı” değil , “ticaret müslümanı” olmayı kendilerine hedef seçmemişlerdir. |
Cümlen hernekadar yanlis olsa da yani anlam bakimindanda yanlis, ama bir zanda bulunuyorsan sen hüsn-ü dersin baskasi su-i der cok mu önemli degil mesele birseyi kabul etmeyen delili olmali Örnegin ne yazmissin yukarida hocaefendi papa nin elini öpmeyemi istiyor Peki öptügüne karsi bir delilin var mi yok:) demekki seninkisi hüsn-ü zani gecmis demektir istedigin kadar cümlelerini süsleyebilirsin, delilin yoksa seni akl-i selim hicbir insan kaale almaz yani adama sorarlar acikcasi nerden biliyorsun diye :) |
sen nerden biliyorsun? cemaatin halkla ilişkiler müdürü yada muhasebesi falanmısın.. bilmediği hakkında biliyorum gibi yapmak varsayımdan öte ahmaklıktır |
E adamin kendi dedigi yaziyi getirdik daha ne yapalim yok ben inanmiyorum birseye inanmaman icin karsindaki delili cürütecek delilin olmali sen nerden biliyorsun sorusunu soramazsin. Hocaefendinin elini öpme olayi ise orjinal fotograflari gördügümden ve kendi aciklamasinida dinledigimden diyorum lakin tüm ümmet-i muhammede yalan söylemis olurki bunu kimsede kabul etmez |
sen hiç birinin ben kötüyüm gibi negatif bi acıklamasını gördünmü.. neyse herkes bildiğini okur herkeste kendinden sorumludur selametle |
Cok bilimsel bir aciklama oldu delilinde takdire sayan :) Yinede dedigin gibi selametle :) |
sen hangi delilden bahsediyosun önce benim gözlemlediğim delil yok alıntıdan başka yada varsayımdan öte..ki bunun acıklamasını şahsına yapmıştım.. |
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 22:40 . |
2000- 2025
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük