MUHAKEME.NET FORUMU

MUHAKEME.NET FORUMU (https://www.muhakeme.net/forum/)
-   Genel Islami Bölüm (https://www.muhakeme.net/forum/genel-islami-bolum/)
-   -   Dinlerarasi Diyalog Karşıtlarının Çelişkileri (https://www.muhakeme.net/forum/genel-islami-bolum/2577-dinlerarasi-diyalog-karsitlarinin-celiskileri.html)

alptraum 02-08-2008 16:10

Dinlerarasi Diyalog Karşıtlarının Çelişkileri
 

Diyalog Karşıtlarının 'Kuran ve Sünnet'noktasındaki Çelişkileri



SORU (1)

'Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.'(Maide,51)

Ayeti Kerimesi acaba bütün Hristiyan ve Yahudilerimi kast etmektedir? Yoksa, zulüm eden, müslümanları ezmek isteyen Ehl-i Kitabı mı?




Bakınız Elmalı hamdi Yazır Tefsiri bu Ayeti kerime için ne diyor:

'Özetle onları dost olur sanıp da yakın dostlarınız gibi sıkı fıkı beraberliklere dalmayınız, tuzaklarına düşmeyiniz, isteklerine iştirak etmeyiniz. Görülüyor ki 'Yahudiler ve hıristiyanlara dostlar olmayınız' buyurulmamış, 'Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyiniz' buyurulmuştur. Çünkü 'Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez.' (Mümtehine, 60/ buyurulmuştur. Şu halde müminler yahudi ve hıristiyanlara iyilik etmekten,dostluk yapmaktan, onlara âmir olmaktan yasaklanmış ve men edilmiş değil, onları dost edinmekten, yardaklık etmekten yasaklanmışlardır.'

Şayet, sizin dediğiniz anlam çıksa idi, yani her hrsitiyan ve her yahudi ile düşman olunması gerekse idi, o zaman, Kuranı Kerim neden Ehl-i Kitabtan kız alınmasına cevaz vermiş olurdu? (Maide,5) ve onların yemeklerinin yenmesini helal atfederdi? (Maide,5) .

Sizin mantığınıza göre, ehl-i Kitab ile dost olmayın ama kızların alın mantığı ortaya çıkarki, bu mantık ile -yüzbin defa haşa- sanki Kuranı Kerim birbiri ile çelişiyor mantığı çıkarki, aslen çelişen Bu Ayetleri bir bütün olarak değerlendirmeyen

DİALOG KARŞITLARIDIR!


SORU (2)

De ki: “Ey ehl-i kitap, sizinle bizim aramızda aynı olan bir kelimeye gelin: Allah’tan başkasına ibadet etmeyelim ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım; Allah’ı bırakıp da, kimimiz kimimizi rabler de edinmesin.” (Âl-i İmrân, 64)

Bu Ayeti Kerimede İfade edilen, Ehl-i Kitab ile düşman olun ve dost olmayın mı? Eğer Niyetimiz Tebliğ ise, o zaman dost olunmadan, güven telkin edinmden nasıl Tebliğ olacakki?

Diyalog olmadan Tebliğ nasıl olur? El-kol hareketleri ile mi, veya kaş-göz hareketleri ile mi?

Sizin iddia ettiğiniz üzere, Kuran-ı Kerim, tüm Yahudi ve tüm Hristiyanları Düşman telakki etmiş olsaydı, o zaman, -yüzbin defa haşa- Kuranı Kerim bir Ayetinde hepsi ile DÜŞMAN olun derken, bir AYETİ KERİMESİNDE, Diyalog kurun ve TEBLİĞ yapın demiş olacaktıki,
-haşa- çelişen bir Kuran izlenimi ortaya çıkardı, fakat aslen Kuran HAKTIR, ÇELİŞENLE İSE KURANI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRMEYEN DİALOG KARŞITLARIDIR!


SORU (3)

“Zulmedenleri hariç, ehl-i kitap ile en güzel olan şeklin dışında bir tarzda mücadele etmeyin ve onlara şöyle deyin: “Biz, hem bize indirilen kitaba, hem size indirilen kitaba iman ettik. Bizim İlah’ımız da sizin İlah’ınız da bir ve aynı İlah’tır ve biz O’na gönülden teslim olduk.” (Ankebut, 46)

Bu Ayeti Kerimede İfade edilen, Ehl-i Kitab ile düşman olun ve dost olmayın mıdır? Yoksa, EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE MUAMELE EDİN VE ONLAR İLE AYNI KİTABA, AYNI İLAHA TAPTIĞIMIZ BELİRTEREK, bir tebliğ Stratejisi olarak, İSLAMI SEVDİRMEK Mİ?

Sizin iddia ettiğiniz üzere, Kuran-ı Kerim, tüm Yahudi ve tüm Hristiyanları Düşman telakki etmiş olsaydı, o zaman, -yüzbin defa haşa- Kuranı Kerim bir Ayetinde hepsi ile DÜŞMAN olun derken, bir AYETİ KERİMESİNDE, EN GÜZEL BİR ŞEKİLDE MUAMELE EDİN demiş olacaktıki,
-haşa- çelişen bir Kuran izlenimi ortaya çıkardı, fakat aslen Kuran HAKTIR, ÇELİŞENLER İSE KURANI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRMEYEN DİALOG KARŞITLARIDIR!

SORU (4)

“Allah, sizinle din uğrunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve onlara adil davranmanızı yasaklamaz.” (Mümtehine, 8,9,)


Bu Ayeti Kerimede İfade edilen, Ehl-i Küfür ile düşman olun ve dost olmayın mıdır? Yoksa, onlardan müminlerle savaşmayanlara İYİLİK YAPIP, ADİL DEAVRANMAK MIDIR? ve bu vesile ile İSLAMI TEMSİL etmekmidir?

Sizin iddia ettiğiniz üzere, Kuran-ı Kerim, tüm Kafir ve müşrikleri Düşman telakki etmiş olsaydı, o zaman, -yüzbin defa haşa- Kuranı Kerim bir Ayetinde hepsi ile DÜŞMAN olun derken, bir AYETİ KERİMESİNDE, İYİ ve ADİL DAVRANIN demiş olacaktıki,
-haşa- çelişen bir Kuran izlenimi ortaya çıkardı, fakat aslen Kuran HAKTIR, ÇELİŞENLER İSE KURANI BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRMEYEN DİALOG KARŞITLARIDIR!
SORU (5)

Efendimiz (SAV) vefat ettiğinde, bir yahudiden aldığı borçuna karşılık (ki bu borç yine İslam adına kullanılmış bir borçtur) rehin olarak Kalkanını vermiş, ve vefat ettiğinde Sahabe Efendilerimiz bu borcu ödeyip kalkanı geri almışlardır. Yani Efendimiz (SAV) bir yahudiden aldığı borca karşılık yahudileri dost mu edinmiştir? Hz.Ali (K.V.) bir dönem, bir yahudinin yanında emrinde para karşılığı işçi olarak çalıştığından dolayı, onu YAHUDİ DOSTU mu ilan edeceksiniz?

SORU (6)

Fatih Sultan Mehmet İstanbul fethinden sonra açılmalarına yardım ettiği kiliselerden dolayı onu Hristiyan dostu mu ilan edeceksiniz?

Soru (7)

Siyer Kitablarında Efendimiz (SAV) in Ebu Cehil (Ümmetimin deccalı dediği) kişiyi,tebliğ maksatlı 100 defayı aşkın ziyaret ettiği naklediliyor. Yani sizin mantığınıza göre Efendimiz (SAV) Ebu Cehil’i dost mu edinmiş oldu ki 100 defa ayağına gidip ziyaret etmiştir?

SORU (8)

Dialog çalışmalaı süreci içersinde, Biz İslami taraftan hiç: Hristiyanlık Hak Dindir, yahudilik Hak dindir diye bir ifade duydunuzmu? Biz diyoruzki, herkesi konumunda kabul edelim! Dileyen dilediği inanca sahib olsun. Ayrıca, şu an dünyada bir terörsit bir dinmiş gibi algılanan İslamın doğru yüzünü hrsitiyan ve yahudi ruhanilerine gösterelim! Bunda sizi rahatsız eden ne tür bir sakınca var?

SORU (9)
Şamın Valisi Ebu Ubeyde bin Cerrah, Şamı terk etmek zorunda kalıdığı Bizans istilasına karşın, kendi raiyetindeki papazları çağırmış, onlardan geçici bir süre Şamı terk etmek zorunda kalacakları için, onlardan aldığı vergiyi iade etmiş, ve papazlar üzülerek kiliselerine dönmüş tekrar Müslümanların raiyetine girmek için kendi halkları ile beraber dua etmişlerdir. Yani,gerek Efendimiz (SAV) gereksede Sahabe Efendilerimiz (R.A) her dönemde özellikle Ehl-i Kitab ‘a İrşad ve Tebliğ yapmış ve örnek olmuşlardır.

SORU (10)

Siyer Kitablarında Efendimiz (SAV) in Ebu Cehil (Ümmetimin deccalı dediği) kişiyi,tebliğ maksatlı 100 defayı aşkın ziyaret ettiği naklediliyor. Yani sizin mantığınıza göre Efendimiz (SAV) Ebu Cehil’i dost mu edinmiş oldu ki 100 defa ayağına gidip ziyaret etmiştir?

SORU (11)

Kuranı Kerim, hristiyan papazlara, kardinallere veya hahamlara İslamı tebliğ etmeyin mi diyor?

SORU (12)

Peygamber Efendimiz(SAV) , bir yahudi alimi olan Abdullah ibni Selem ile dialog kurup, onunla tanışmasa ve görüşmese idi, acaba Sahabe olma şerefine erişebilirmiydi?

SORU (13)

Peygamberimiz’in Hicret’ten önce ilk ilgi duyduğu ve Müslümanların hicret etmelerini arzu ettiği Hıristiyan ülke, Habeşistan olmuştur. Allah Resûlü, Mekke müşriklerinin amansız işkenceleri ve tazyikleri karşısında Mekkeli Müslümanların Habeşistan’a hicretlerini arzu etmiş ve bu hislerini şu ifadelerle belirtmiştir: “İsterseniz ve elinizden gelirse, Habeşistan’a iltica ediniz. Zira orada hüküm süren kralın topraklarında kimseye zulüm edilmez. Orası doğru ve emin bir yerdir, Allah âsân edinceye kadar orada kalın”

SORU (14)

2004 yılı Mevlüt Kandili kutlamaları AB nin Merkezi olan Brükselin en büyük Kilisesinde İsevi ruhanilerce (papaz ve kardinaller dahilinde) Peygamber Efendimizin (SAV) doğum günü kutlanmış ve bunu Dinler arası Dialog çatısı altında yapıldı. Bu tarihte bir ilk idi, peygamberliğini kabul etmedikleri Peygamberimiz (SAV) ruhaniyeti karşısında onun doğum gününü kutlanması.Bugün hürmet eden, yarın sizce iman etmezmi? Bundan daha iyi tebliğ mi olur?

SORU (15)

Dialog süreci ile Türkiye’deki Papaz ve hahamlara İslam dininin bir vecibesi olan Oruçu tanıtma gayesi ile İftar yemekleri verildi, hatta bazı papazların saygı gereği olsa gerek Ramazan ayında oruç tuttuklarını beyan etmeleri, hergün cevşen ve yasin okudukları beyan etmiş olmaları (Kardinal Men.Marovitch - Vatikanın Türkiye temsilcisi) , İslam camiyası adına sevindirici değilmidir?

(Bakınız:http://www.nurpenceresi.com/moduller.php? modul=dosyaizlet&op=1&id=239)

SORU (16)

İnsanlığın İftihar Tablosu (sas) , Rabb’inden aldığı terbiye ile Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi demeden hemen her insana değer vermiştir. Allah Resûlü (sas) , bir gün yoldan bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkar. O esnada yanında bulunan bir sahabi, “Ya Resûlallah, o Yahudi’dir.” der. Nebiler Serveri (sas) hiç tavrını bozmadan ve yüz çizgilerini değiştirmeden, zamana “dur ve beni dinle” dedirtecek şu cevabı verir: “Ama bir insan! ” (Müslim, Cenâiz 78, 81)

Şayet, tüm yahudi ve ehl-i Kitaba düşmanca tavır takınılması istenseydi, acaba Efendimiz (SAV) böyle davranırmıydı?

Soru (17)

Kuran-ı Kerim, zekat verilecek 8 zümreden, bir tanesini, müellefe-i kulûb (kalbleri İslâm'a ısındırılacaklar) demektedir (Tevbe,60) . Siyer Kitablarında, Efendimiz (SAV) in Uyeyne b. Hısn, Akra' b. Hâbis ve Abbas b. Mirdas gibili azılı Kafirlere bu Ayeti Kerime gereği zekat dağıttığını naklediyorlar. Resulullah, bunların şerlerini defetmek ve müslümanlara eziyetlerini, kendi kabilelerinden İslâm'a girenlere eza ve cefa etmelerini önlemek, ve İslama ısındırmak için Kafirlere Zekat veriyor, onlar ile bir nevi DİYALOG kuruyor ve İslam ısındırmaya çalışıp, TEBLİĞ yapıyordu.

Şimdi, şayet Kuranda sizlerin delil olrak sunduğunuz, KAFİRLERE KARŞI SERT ve onları Dost edinmeyin, mealindeki Ayeti Kerimeler ile, her kafire düşman olma, hiçbirine TEBLİĞ YAPMAMA, gibi bir anlam çıksa idi, o zaman -haşa- Kuran-ı Kerimi çelişkili bir KİTAB olarak göstermiş olurdunuzki, -yüzbindefa haşa- çelişen Kuran değil, çelişen Kuran-ı bir bütün olrak görmeyen DAŞLOG KARŞITLArıdır

SORU (18)

İnsanlığın İftihar Tablosu (sas) , Rabb’inden aldığı terbiye ile Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi demeden hemen her insana değer vermiştir. Allah Resûlü (sas) , bir gün yoldan bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkar. O esnada yanında bulunan bir sahabi, “Ya Resûlallah, o Yahudi’dir.” der. Nebiler Serveri (sas) hiç tavrını bozmadan ve yüz çizgilerini değiştirmeden, zamana “dur ve beni dinle” dedirtecek şu cevabı verir: “Ama bir insan! ” (Müslim, Cenâiz 78, 81)

SORU (19)

Peygamber Efendimiz (sas) , Allah Resûlü sıfatıyla tebliğe başladığı zaman, ilk defa Mekke’de bazı Hıristiyanlarla karşılaşmıştı. Hatta, kendisine vahiy gelmeye başladığı ilk günlerinde Hz. Hatice’yi ve Peygamber Efendimiz’i teselli eden Varaka b. Nevfel de İncil’in el yazmalarına sahip olan bir Hıristiyan’dı. (Buhârî, Bedu’l-Vahy 3)

Allah Resûlü’nün (sas) Mekke’de Ehl-i Kitab’a mensup kölelerle, hatta demircilik yapan Hıristiyan biriyle yakın dostluklar kurduğunu ve bu insanlara karşı oldukça olumlu yaklaştığını görmekteyiz.

SORU (20)

İslâmiyet’in beşiği olan Mekke’de daha başlangıçtan itibaren Allah Resûlü’nün (sas) , Hıristiyanlarla münasebeti, dostâne hudutlar içinde başlamıştı. Henüz risâletten üç yıl gibi kısa bir zaman sonra, Bizans’ın İran’a mağlubiyeti, Mekke’de Müslümanları üzmüştü. Çünkü Ehl-i Kitap olan Bizans, Mecûsî İran’a mağlup olmamalıydı. Nitekim Yüce Allah da kitap ehli Rumların galip geleceği tesellisini bildiren vahyini göndermişti (Rûm, 1-5) .

SORU (21)

Medine devrinde Hıristiyan münasebetlerinde bir artış görülmektedir. Allah Resûlü (sas) Medine’de komşu kabilelerle anlaşmalar yapmış ve Hıristiyan reislerinden Mısır Mukavkısı’na, Heraklius’e, Zağatur piskoposuna, Kayser’e ve diğer birtakım hükümdarlar ile yöneticilere mektuplar göndererek onları İslâm’a davet etmiştir. Kur’ân’ın mesajını sadece kitap ehlinden olanlara ulaştırmakla kalmamış aynı zamanda, bir Mecusi olan Fars Kralı Kisra’yı da İslâm’a davet etmek için bir mektup göndermiştir.

Peygamberimiz’in yazdığı mektuplarda veya Necranlılarla bizzat karşılaşmada Hıristiyanlığa karşı tavrı, onların yanlış itikatlarını bizzat kendilerine duyurmak ve Hakk olan inancın tebliğini yapmaktır. Ama her şeye rağmen zorlama yoktur. O’nun (sas) , Necranlıları, Mescid-i Nebevî’ye alması, onlara ibadet izni vermesi, kendi dinlerinde kalmak üzere antlaşma isteklerini kabul etmesi, sadece İslâm’ın genel dinî tutumu içindeki müsamaha ruhu ile izah edilebilir

SORU (22)

Peygamber Efendimiz, muhacir Mekkeli Müslümanlarla yerli Arap ve Yahudiler arasında, karşılıklı hak ve vazifeleri tanzim edecek teşebbüslerde bulunma ihtiyacını duydu. Adliye, eğitim, maliye, askerlik gibi sahalarda toplumu teşkilatlandırmak gerekiyordu. İşte bu zaruretledir ki, Peygamberimiz, Medine ileri gelenlerini toplayıp şehir devleti nizamnamesi vücuda getirmiştir. Zamanımıza kadar ulaşan bu yazılı metin, aynı zamanda, dünyada bir devletin ortaya koyduğu ilk anayasa olarak kabul edilir. Günümüzde ne Lahey ve Strasbourg, ne de Helsinki İnsan Hakları Sözleşmeleri, Allah Resûlü’nün 14 asır önce ortaya koyduğu bu hukukî ve insanî esaslar seviyesine ulaşmıştır. Elli civarında maddeden oluşan bu yazılı vesikanın pek çok yerinde Yahudiler ele alınmakta, Medineli ve muhacir Müslümanların onlarla oluşturdukları birliğe ümmet ismi verilmekte; mesela, 25. maddesinde, Yahudilere ve bunların müttefiklerine tam bir din hürriyeti tanınmış olduğu ifade edilmektedir. Çeşitli ırk ve inançta kimselerin bir idare altında birleşebileceklerinin en güzel örneklerinden birisini işbu Medine şehir devleti teşkil ediyor olsa gerektir

SORU (23)

Peygamber Efendimiz, Yahudilerin Medine’deki ilim ve adliye merkezi durumunda olan Beytu’l- Midrâs’larına kadar gitmiş, onlara, “Ey Yahudi toplumu! İslâm olun, selamet bulursunuz.” demiştir. (Buhari, İ’tisâm 1 Yahudiler bu teklife kulaklarını tıkadılar ama hiçbir zorlamayla da karşılaşmadılar

SORU (24)

Peygamberimiz, 630 senesinde, Müslüman olduklarını bildirmek üzere Medine’ye gelen Hımyer hükümdarının elçilerine şu talimatı vermektedir: “Bir Yahudi veya bir Hıristiyan, Müslüman oldukları takdirde, müminlerden olurlar (onlarla hukuken eşittirler) . Kim Yahudiliğinde veya Hıristiyanlığında kalmak istiyorsa, ona müdahale edilemez.”

SORU (25)

Bu inanç hürriyeti, sadece manevi sahada kalmadı, hukukî sahada da geçerli oldu. İslâm idaresinde yaşayan, Yahudi, Hıristiyan vs. çeşitli toplumların kendi hukuklarını uygulama hürriyetleri Kur’ân-ı Kerim’in garantisi altında idi. Gayrimüslim cemaatler bazen bunun dışına çıkıyor, kendi aralarındaki ihtilafı Peygamberimiz’e çözümletmek cihetine de gidebiliyorlardı. Bu durumda hâkimlik yapıp yapmaması, Kur’ân-ı Kerim’de Peygamberimiz’in arzusuna bırakılmış, şayet hüküm vermek isterse, adaletten ayrılmaması, Allah’ın kendisine inzal ettiği ile hükümde bulunması emredilmiştir. (Mâide, 42, 48, 49)

yazar dr.Emin Simsek

kipchak 02-08-2008 16:55

Dağlar taşlar bile anladıda bir ''İnsan'' anlamadı bizi....
teşekkürler kardeşim çok güzel bir yazı...

damial 02-12-2008 11:34

sorularım var aydınlanmak istiyorum
 

1-Peygamberimizin mezhebi neydi.Biz onun mezhebindemiyiz
2-Kuran Peygamberimizin ölümünden kac yıl sonra yazılmıştır.

alptraum 02-12-2008 12:38

Ilk önce sorun buradaki konu ile alakadar degil ama yinede cvp liyorum

1-Peygamberimiz zamaninda mezhebler yokdu ,daha dogrusu o zamanda ihtiyac yokdu resulullah vardi ,sahabeler vardi halifeler vardi neyse söyle aciklayayim
Tüm Hak mezhebler Kuran ve sünnete dayanmaktadir

2-Kur’an-ı Kerim 42 vahiy katibi tarafından yazılmıştır. En meşhurları Mekke'de Abdullah b. Sa'd Medine'de ise Übey ibni Kab'dır. Kur’an ayetleri kağıt, bez, deri parçaları, taş, tuğla, kürek kemikleri üzerine yazılmıştır. Her Ramazan ayında nazil olan vahiy pasajlarını (Kur'an'ı Kerim'i) baştan sona Cebrail'e arz ediyordu. Karışıklığı önlemek için de gelen vahyin nereye konulacağını belirtiyordu. Peygamber Efendimiz hayatta olduğu sürece vahiy devam ettiğinden, Kur’an metni, iki kap arasında mushaf haline getirilemezdi. Böyle yapılmış olsaydı sık sık değişiklik yapmak, araya girecek birkaç ayeti yerleştirmek için, ikide bir çok sayıda yazılmış metni imha etmek mecburiyeti hasıl olacaktı. Diğer taraftan Kur’an metni birçok hafız tarafından ezberlenip devamlı surette okunuyor ve ashabın bir kısmının nezdinde yazılı nüshalar da bulunuyordu. Üstelik Hz. Peygamber gibi bir teminat mercii vardı. Bu yüzden metnin muhafazası konusunda endişeye sebep yoktu.

Kuran-i kerim Peygamberimiz öldükden sonra artik kitap haline getirilmeye ve sureler ayarlanmaya baslamistir ve dört halife devrinde ebubekirle baslayip osmana kadar sürmüstür

el_feta 03-20-2008 22:34

esselamu aleyküm...
ilk yazılan msjı bilhassa,okudum,allah razı olsun....
yalnız şöyle bir yanlış anlaşılma var.1'si dinler arası diyalog nereden çıkmıştır? cevap vereyim,mileniuma(2000) e girildiğinde (bu civarlarda) papa,bir açıklama yaptı:gelin önümüzdeki binyılda tüm dünyayı hristyan yapalım"diye...ve bunun için kolların sıvanıp,ilk yapılan iş öncelikle dinlerarası diyalogtur...hesaplar tutmadı ve piyasaya yansımadı çok ama,bunun için tevrat-kuran-incil karışımı kitap dahi hazırlandı ve bu iş sanıldığı gibi değil...
yukarıda bir takım örnekler verilmiş,kusura bakmayın ama tutarsız,onlar bizle savaşıyorlar,sizin bahsettiğiniz bir çok şey medine islam devletinde olmuştur,bizim gibi müslümanların başsız ve devletsiz olduğu bir durumda değil,neden iran'la dinlerarası diyalog denenmiyor sanıyosunuz...ayrıca bireysel örnekler vermişsiniz,allah aşkına bu ne kadar uygun,yapılan siyasi(politik değil) bir hamledir,yoksa avam arasındaki alış-veriş vs. zaten devam edecektir..bunlar bu konuya delil olamaz...müslümanlar ilkeli bir duruş sahibi olmalı önce...bana içerisindeki islam düşmanlarından kurtulmuş bir müslüman toplum gösterirmisiniz? burada kimseyi zan altında bırakma amacım yok( fethullah gülen hoca gibi )...müslümanların da kendince hesapları vardır elbet...bu kadar iyi niyetli olmanız,hakkınızı helal edin ama safca...hem de bir hayli...islam topraklarına bir bakın,zulüm olmayan yer var mı? toplu bir savaş bu,çoğu yered kılıçla,olmadı diplomasiyle,olamdı kültürle...
acizane olaya bakış açım,budur...yanlış mı düşünüyorum,dersiniz?
selam ve dua ile...

safinaz 03-20-2008 22:42

Alıntı:

el_feta´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 8565)
esselamu aleyküm...
ilk yazılan msjı bilhassa,okudum,allah razı olsun....
yalnız şöyle bir yanlış anlaşılma var.1'si dinler arası diyalog nereden çıkmıştır? cevap vereyim,mileniuma(2000) e girildiğinde (bu civarlarda) papa,bir açıklama yaptı:gelin önümüzdeki binyılda tüm dünyayı hristyan yapalım"diye...ve bunun için kolların sıvanıp,ilk yapılan iş öncelikle dinlerarası diyalogtur...hesaplar tutmadı ve piyasaya yansımadı çok ama,bunun için [SIZE="3"]tevrat-kuran-incil karışımı kitap dahi hazırlandı ve bu iş sanıldığı gibi değil...[/SIZE]yukarıda bir takım örnekler verilmiş,kusura bakmayın ama tutarsız,onlar bizle savaşıyorlar,sizin bahsettiğiniz bir çok şey medine islam devletinde olmuştur,bizim gibi müslümanların başsız ve devletsiz olduğu bir durumda değil,neden iran'la dinlerarası diyalog denenmiyor sanıyosunuz...ayrıca bireysel örnekler vermişsiniz,allah aşkına bu ne kadar uygun,yapılan siyasi(politik değil) bir hamledir,yoksa avam arasındaki alış-veriş vs. zaten devam edecektir..bunlar bu konuya delil olamaz...müslümanlar ilkeli bir duruş sahibi olmalı önce...bana içerisindeki islam düşmanlarından kurtulmuş bir müslüman toplum gösterirmisiniz? burada kimseyi zan altında bırakma amacım yok( fethullah gülen hoca gibi )...müslümanların da kendince hesapları vardır elbet...bu kadar iyi niyetli olmanız,hakkınızı helal edin ama safca...hem de bir hayli...islam topraklarına bir bakın,zulüm olmayan yer var mı? toplu bir savaş bu,çoğu yered kılıçla,olmadı diplomasiyle,olamdı kültürle...
acizane olaya bakış açım,budur...yanlış mı düşünüyorum,dersiniz?
selam ve dua ile...

Demek karma bir din ortaya çıkarılarak değişik yoldan hristiyanlaşmaya çalışılıyoruz...Bak sen biz bunu neden anlamadık,bizi aydınlattığınız için teşekkür ederiz.:hoho:
Bir kere dinler arası diyaloğun kökeni peygamber efendimize kadar dayanmaktadır ve ayrıca dinler arası diyaloğun elzemliğini anlayabilmek için olaya çok daha geniş bakıp bakış açımızı sığ tutmamak lazım.

el_feta 03-20-2008 22:53

uslubunuz daha düzgün olmalı değil mi?...dinlerarası diyalog tarihi resulullah a dayanır demişsiniz...diyalogtan kasıt,islama davettir,öncelikle...hem dediğim gibi gücü elinde bulunduran bir 'medine islam devleti' lideri olarak yapmıştır bunu resul...mesele hristiyanlaşma olmasa bile,kafa karıştırmaktır,sizin karışmaya bilir..üç dinin karışımı bir kitap,işte dünyanın ortaklığı gibi pembe bir söylemle,kulağına HAk tam olarak gelmemiş bir çok insanın kafasının karışacağı açıktır...sığ olmaktan ve düşünmekten Allah'a sığınırım..tam aksine feraset ve basiretle bakmaya çalışıyorum olaya...ırak'da 1milyondan fazla insan katledenler,mescid-i aksa'yı yıkmaya çalışan kafalarla,bosnada müslümanın kanını sel gibi akıtan,imam şafi nin görüşüyle halen islam devleti olan ispanya(endülüs)da,cami bırakmayan,bir zihniyetle aynı masaya oturuyoruz..bu ne kadar iyi niyet,sakın,son canımızı da almak istiyolar olmasın da sizin dediğiniz gibi olsun...
selam ve dua ile...

alptraum 03-20-2008 23:26

Alıntı:

el_feta´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 8568)
uslubunuz daha düzgün olmalı değil mi?...dinlerarası diyalog tarihi resulullah a dayanır demişsiniz...diyalogtan kasıt,islama davettir,öncelikle...hem dediğim gibi gücü elinde bulunduran bir 'medine islam devleti' lideri olarak yapmıştır bunu resul...mesele hristiyanlaşma olmasa bile,kafa karıştırmaktır,sizin karışmaya bilir..üç dinin karışımı bir kitap,işte dünyanın ortaklığı gibi pembe bir söylemle,kulağına HAk tam olarak gelmemiş bir çok insanın kafasının karışacağı açıktır...sığ olmaktan ve düşünmekten Allah'a sığınırım..tam aksine feraset ve basiretle bakmaya çalışıyorum olaya...ırak'da 1milyondan fazla insan katledenler,mescid-i aksa'yı yıkmaya çalışan kafalarla,bosnada müslümanın kanını sel gibi akıtan,imam şafi nin görüşüyle halen islam devleti olan ispanya(endülüs)da,cami bırakmayan,bir zihniyetle aynı masaya oturuyoruz..bu ne kadar iyi niyet,sakın,son canımızı da almak istiyolar olmasın da sizin dediğiniz gibi olsun...
selam ve dua ile...

Diyalogu temsil eden müslümanlarin agzindan böyle birsey duydunuzmu

Herhangi bir dinlerarasi diyalog sempozyumuna katildinizmi

Veya birtane sempozyum videosu varmi elinizde 3 dinin birlesecegi ve bir hakiki din olarak sunulacagina dair

Bugune kadar devletler arasi yapilan anlasmalarda örnegin karsi devletin ne gibi bir plan yapmasi bu kanunu fesh etmismidir örnegin tabiki

Hudeybiye anlasmasinida göz önünde bulundurmak lazim degilmi

Bugun irak kan gölü icinde haklisiniz filistin ona keza diyalogu yanlis olarak degerlendiriyorsaniz böyle olmamali diyorsaniz gidipde filistinde savasdinizmi

Daha dogrusu ne yaptiniz bugune kadar üretmeden tüketici olan müslümanlari sucladiniz

Siz ne ürettiniz peki?

el_feta 03-20-2008 23:44

alalh razı olsun...suçlamadım,kimseyi zan altında bırakmak gibi bir gayem yok diye yazmıştım okumuşsanız...zat-ı alim bu garip kulun ahvali,Allahla arasındadır,bu sorunuza cevap evemeyeceğim(ne yaptığım hususunda)...bu cümleler sorularınızı cevaplıyor herhalde...müslümanlar bunu yapıyolar olması,o işi meşru kılmaz...onların niyetleri farklıdır,doğrudur..zaten iddiamızda yapılanın yanlışlığı,müslümanların niyeti değil...

alptraum 03-20-2008 23:51

Alıntı:

el_feta´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 8591)
alalh razı olsun...suçlamadım,kimseyi zan altında bırakmak gibi bir gayem yok diye yazmıştım okumuşsanız...zat-ı alim bu garip kulun ahvali,Allahla arasındadır,bu sorunuza cevap evemeyeceğim(ne yaptığım hususunda)...bu cümleler sorularınızı cevaplıyor herhalde...müslümanlar bunu yapıyolar olması,o işi meşru kılmaz...onların niyetleri farklıdır,doğrudur..zaten iddiamızda yapılanın yanlışlığı,müslümanların niyeti değil...

Ben bugune kadar diyalogu suclamis insanlarin bir tanesinin bende sunu yaptim dedigini görmedim ya sorunda degil mesele anlasilsin yeterki

Iddianizdan cok sunlari düsünürüm

Bu zamana kadar islam olan insan ne büyük zorluklar altinda kalmis ne kadar cok zulum görmüs hüseyinler,zeydler sehid olmus.Filistindeki kardeslerimizinde insallah yerleri cennetdir

Peki bizde bir sehid durusunu görmedim islam oldugumuz icin ölmüyoruzda ,islam oldugumuz icin masayada oturmayalim diyoruz ki(Mekkede efendimize küfredenlere ,Fahr-i kainat yinede selam verirmis ve Allah c.c. genis olanlari sever diye buyurmustur)

Peki biz ne istiyoruz uygulanmis bir olusumu olmayan sistemdenmi bahsediyorsunuz,bir sistemsizlik varsa cözümünüz ne

Ben sahsen anlamakda zorluk cekiyorum

el_feta 03-20-2008 23:56

hay allah razı olsun...cevaplayacağım inşallah

hasan 03-21-2008 05:24

Kim çıkarmış bu dınler arası dıyalogu ya eskiden böyle bırşeymivardı?.Bunlar yenı terımler asrı sadete bakalım anlaşmak var ama bırleşmek yok.ALLAH RESULU (A.S.M.)hayatında kaç defa kafırle anlaşmaya oturmuş.23 senelik hayatta hudeybiyeden başka varmı?23 senelik hayatın bır anlaşması hayata tatbık edılıyorda ,diğerlerıne neden bakılmıyor,veya nekadar bakılıyor.din duşmanlarını razı edeceğim diyene milyonlarca muslumanın nefretını kazanmayalım sonra.muslumana düşen muslümanlarla ıttıfak etmek ıttıhat ıtmek,kafırlemasaya oturmak olmasa gerek dıye düşünüyoruz.

alptraum 03-21-2008 15:49

Alıntı:

hasan´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 8618)
Kim çıkarmış bu dınler arası dıyalogu ya eskiden böyle bırşeymivardı?.Bunlar yenı terımler asrı sadete bakalım anlaşmak var ama bırleşmek yok.ALLAH RESULU (A.S.M.)hayatında kaç defa kafırle anlaşmaya oturmuş.23 senelik hayatta hudeybiyeden başka varmı?23 senelik hayatın bır anlaşması hayata tatbık edılıyorda ,diğerlerıne neden bakılmıyor,veya nekadar bakılıyor.din duşmanlarını razı edeceğim diyene milyonlarca muslumanın nefretını kazanmayalım sonra.muslumana düşen muslümanlarla ıttıfak etmek ıttıhat ıtmek,kafırlemasaya oturmak olmasa gerek dıye düşünüyoruz.

Kafirlerle birlesme anlamina gelmiyor ne yazikki diyalog eger öyle bir durum olsaydi hakli olabilirdiniz ama bugun dikkat ettiyseniz degerlendirdiginiz olguya bakarsak yine kafirlerin icat ettigi interneti kullaniyor oluruz yine kafirin icat ettigi diger ürünleri bunlar birlesmek demek degildir

Sulh icin kafirde olsa masaya oturulur ve sulh icin bu dava sürülür

ve yine diyalogun yararlari olmusdur bu düzlemde gercekden meyveleri cok fazladir

Ismini kim ne koyarsa koysun istersen baska bir diyalog olsun isterse yanlis diye haykirsin herkes ama bugun yine diyalog vesilesi ile onca hristiyan müslüman olmusdur ve yine bu diyalog vesilesi ile hristiyan olan bir müslüman yokdur

deliyurek83 03-22-2008 00:07

bu diyaloğa bir alıntı ile cevap
 

DİNLER ARASI DİYALOG NEDİR?

Dinler arası Diyalog: Susmaktır, sessiz kalmaktır. Söylenenleri eksiksiz yerine getirip, Vatikan’ın kulu kölesi olmaktır. Müslümanlara kan kusturan Amerika’ya, İsrail’e, İngiltere’ye ve sair batı medeniyetinin karşısında el pençe divan durup, haritada yerini bile bilmediğimiz, ismini onların sayesinde duyduğumuz ülkelerle barış tesis etmektir.


Dinler arası diyalog: Bosna Hersek’te katledilen binlerce Müslüman’ı, Irak’ta öldürülen milyonları, Filistin’de kız erkek ayırt edilmeden ırzına geçilen çocukları, yakılan yıkılan mabetleri görmezden gelip; İsrail’de ölen iki çocuk için camide salya sümük ağlamak, Londra Metrosundaki patlama için geç kalmış gibi hemen başsağlığı dileyip üzüntülerini dile getirmek, Müslümanları terörist ilan etmektir.
Dinler arası Diyalog: Emekli maaşı ile geçinen hacının cebindeki paraları gazete aboneliği, dergi aboneliği diye sömürüp, himmet gecelerinde şatafatlı iftarlarda yardım toplayıp misyoner yetiştiren okullara milyon dolarları aktarmaktır. Camileri, tarihi yapıları yıkılmaya terk edip, o kadar kaçak yapı varken onun varlığından rahatsızlık duyup Kur’an Kurslarını yıktırmak, Doğubayazıt’ta 2 milyon 600 bin YTL’ ye Ermeni Kilisesini ihya etmektir.

Dinler arası Diyalog: Peygamberimize hakaretler yağdıran küstahları aman diyaloga gölge düşmesin diyerekten duymamak duyurmamak, risale cevşen okuyan papazların ön sayfa güzelleri gibi çarşaf çarşaf resmini yayınlamaktır.
Dinler arası Diyalog: İslam’ı yayıyorum Türk dilini dünyaya öğretiyorum diyerek, adı Türk Okulu olan okullarda Türkçeyi 2 saatlik seçmeli ders yapıp İngilizce eğitim vermektir. Kapitalist sistemin gereklerine uygun olarak Türkiye’deki okullarda ve dershanelerde mutlu azınlığın zengin çocuklarını okutmaktır.
Dinler arası Diyalog: Allah’ın hükümlerine karşı gelip beyinleri bulandırmaktır. “Resulüm! Mümin kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnadır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.” (Nur:31) ayetine rağmen göz göre göre tesettüre teferruattır demektir.

Dinler arası Diyalog: “İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir.” (Mücadele: 22) ayetine rağmen “Cebrail Aleyhisselâm gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.” Diyerek Müslüman’ın etkinliğini kırmak, hakkını savunmasını engellemek, tepkisiz hale getirmektir. Ama el altından da diyaloga destek veren partileri, batının hizmetkârlarını da desteklemeden olmaz.
Dinler arası Diyalog: “Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar, sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Maide:51) ayetine rağmen Diyaloga karşı çıkan Müslümanlarla mücadele edip; diyalog ve hoşgörü toplantılarında Patrik Bartholomeos ile karşılıklı olarak biz birbirimizi çok seviyoruz demektir.

Dinler arası Diyalog: Salyaları aka aka 11 Eylül saldırılarının güçlü bir devi uyandırdığını Haçlı seferlerinin yeniden başlatılacağını söyleyen Bush’un, peygamberimizi terörist ilan eden cahil Papa’nın kucağında oturup aslında onların gizli Müslüman olduğu yalanlarını basireti bağlanmış kitlelere yutturmaktır.
Dinler arası Diyalog: Nüfus cüzdanlarından dini İslam ibaresini kaldırıp,İmar yasalarındaki değişiklikle cami ifadesinin yerine ibadethane koyarak 40.000 tane kilise evin açılmasını teşvik etmektir.

Dinler arası Diyalog: Ay yıldızlı bayrağın gölgesinde, minarelerde ezan sesini dinleyerek Müslüman topraklarında yaşamaktansa; Haçlı bayrağının altında, çan sesi kulaklarında çınlayarak, kölesi olunan devletlerin nezaretinde onursuzca yaşamaktır.

Sözün özü:
“Şüphesiz ki Allah, zalimler güruhunu hidayete erdirmez.” (Mâide: 51)

Papalığa göre, Hıristiyanlaştırmada en büyük engel; Müslümanların, Muhammed aleyhisselamın son peygamber olduğu,O"na inanmayıp yolunda gitmeyenlerin, sonsuz olarak Cehennemde kalacağı, inancıdır. Buna bağlı olarak da; son dine inanmayıp Müslüman olmayanların düşman kabul edilmesi, Müslüman olana kadar bunlarla mücadele edilmesi inancı.

Bu inancın kırılması için ortaya yeni fikirler attılar. Bu fikirleri yerleştirmek için, Papaz Thomas Michael 1987"de Türkiye"ye geldi. Bazı İlahiyat fakültelerinde seminerler verdi. Bu fikirlerin devamlı kendileri tarafından seslendirilmesinin tepki doğuracağını bildikleri için de, düşüncelerini yayma işini İlahiyat fakültelerinde ikna ettikleri bazı akademik kadrolara havale ettiler.

Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili âyet ve hadisler tarihsel mi?

Bu, İslamın temel inancına aykırı fikirleri iki ana grupta toplayabiliriz:

1- “Kur"an-ı kerimin bazı ayetleri ve bazı hadis-i şerifler tarihi sürecini doldurduğu için bunlarla amel edilemez. Kur"an-ı kerimin gelmesiyle yürürlükten kalkmış olan İncil ve Tevrat"ın hükümleri hâlâ geçerlidir. Bugünkü İncillere ve Tevrata inanan, Yahudi ve Hıristiyanlar da cennetliktir. Ehl-i Kitap ile ilgili âyetler, hadisler tarihseldir, dolayısıyla bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları değil o dönemin insanlarını bağlar.”
Nitekim, ülkemizde dinlerarası diyaloğun önde gelen temsilcisi Fethullah Gülen, bu konu ile ilgili âyetleri yorumlarken; Yahudi ve Hıristiyanlarla ilgili Kur"an-ı kerimde geçen ayetleri, bilinen manalarının dışında çok farklı bir düzeyde ele alıyor: Ayetlerde geçen düşmanlığın o günün Yahudi ve Hıristiyanlarını içine adığını, Kur"anın kullandığı aynı üslup, bugünün Yahudi ve Hıristiyanlarını içine alacak diye bir şart, bir mecburiyet olmadığını, ayetlerin kesin, fakat bugünkü Yahudi ve Hıristiyanları içine aldığının kesin olmadığını, ifade etmektedir. ( Hoşgörü ve Diyalog İklimi s.155-156)

Yine aynı kitapta, Sayın Gülen, Kur"an-ı kerimde, Hıristiyanlarla, Yahudilerle ve Müşriklerle ilgili geçen sert ifadelerin uç noktayı temsil ettiğini,Yahudi ve Hıristiyanlarla diyalog kurup dostluk tesis edilebileceğini, Kur"anın onları dost edinmemek konusundaki nehyinin (yasağının) hususi şartlarda olduğunu; bunu umumileştirmenin Kur"anın ruhuna aykırı olacağını, Üstad Bediüzzamanın “Münazarat” kitabında bildirdiğini ifade etmektedir. (s.170)

Hocaefendi, aynı konularla ilgili hadisleri yorumlarken de, “Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberlerleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır.” diyor. ( Küresel Barışa Doğru, s.45)

Halbuki, bugüne kadar hiçbir İslam alimi bu âyet ve hadislerin tarihsel olduğunu, geçerliliğini yitirdiğini söylememiştir. Aksine, kıyamete kadar geçerli olduklarını ittifakla bildirmişlerdir.

"Kesinlikle cehennemlik"

Resulullah efendimiz, İslamiyeti kabul etmeyen Yahudilerin ve Hıristiyanların, ALLAH (cc)"a iman etmiş sayılmayacağını bunların Cehennemlik olduğunu bildirmiştir.

Dört büyük müctehid imamdan biri olan İmam-ı Ahmed bin Hanbel"in meşhur hadis kitabı olan El-Müsned isimli eserde, sahabeden Ebu Hureyre"nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif bunu açıkca göstermektedir:
“Allah Resûlü"ne biri geldi ve "Ey ALLAH (cc)"ın elçisi! Hıristiyanlardan ALLAH (cc)"a ve Resulü"ne inanarak İncil"e sâdık biri veya aynı şekilde ALLAH (cc)"a ve Resûlü"ne inanarak Tevrat"a bağlı biri, sonradan sana tâbi olmazsa, bu kişiler hakkında ne buyurursunuz?" dedi.

Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH (cc)"a yemin ederim ki, bu ümmetten biri veya Yahudi ve Hıristiyan bir kişi beni dinlemez ve getirdiğimi kabul etmeden ölürse, kesinlikle Cehennemlik olur.”

Bu konu ile ilgili diğer bazı hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruldu:
“Beni duyup iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan elbette Cehenneme girecektir.” (Hakim)

“Cennete sadece Müslüman olan girer.”(Buhari)

Adem aleyhisselâmdan, Muhammed aleyhisselâma kadar, dinlerin nesh edilmesi, semavi kitapların, âyetlerin nesh edilmesi yani yürürlükten kaldırılması Allahü teâlâ tarfından yapılmıştır. Kur"anın bazı âyetlerinin veya bunların açıklaması olan hadislerin tarihsel olduğunu, geçerliliğinin kalmadığı iddiası, ve bunu savunmak yeni bir kitap veya Peygamberin geldiğini söylemek olur ki, bu da İslam inancına göre küfürdür.
Muhammed aleyhisselâma inanmak imânın şartı değil mi?

2- “Üç dinden herhangi bir dine inanmak yeterlidir. Mühim olan kelime-i tevhid inancıdır. Hz. Muhammed"i kabul ve tasdik etmek ise şart olmayıp bir kemal mertebesidir” diyorlar. “Ehli kitap ile amentüde ittifak halindeyiz.” İddiasında bulunuyorlar. (Ahmet Şahin, Zaman- 17.4.2000)
Nitekim, Fethullah Gülen, “Kur"an-ı kerim, Kitap ehline çağrıda bulunulurken, “Ey kitap ehli! Aramızda müşterek olan bir kelimeyi gelin.” Nedir o kelime? “Allahtan başkasına ibadet yapmayalım”. Allaha kul olan başkasına kul olmaktan kurtulur. İşte gelin, sizinle bu mevzu üzerinde birleşip bütünleşelim. Kur"an devamla, “Allahı bırakıp da, bazılarımız bazılarımızı Rab edinmesin” diyor. Dikkat edin, bu mesajda, “Muhammedün Rasûlüllah” yok.” diyor. (Hoşgörü ve Diyalog İklimi. S.241)

Fasıldan Fasıla kitabında da, “Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani 'Muhammed Allah'ın resülüdür' kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır... ” demektedirler. (Küresel Barışa Doğru-131)

Halbuki ayet-i kerimede, “Rahmetim her şeyi kaplamıştır” buyurulduktan sonra, “(Rahmetim) Allah'tan korkup, haramlardan kaçan, zekâtlarını veren ve ayetlerimize inananlar içindir” buyuruluyor. (Araf 156) Bundan sonraki ayette de, “Ümmi peygamberime (Resulullaha) uyanlar için” buyuruyor. Yine, ayet-i kerimelerde, “Allah indinde hak din ancak İslâmdır.” (A. İmran 19) “İslâmdan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.” (A. İmran 85) buyuruluyor.

Şu âyet-i kerimeler de, Allaha iman için, Resulullaha inanıp itaat etmenin şart olduğunu bildiriyor:

“Resule itaat eden, Allaha itaat etmiş olur” (Nisa 80)

“Deki, “Allaha ve Peygambere itaat edin! Eğer itaat etmeyip yüz çevirirlerse, (kafir olurlar) Elbette ALLAH (cc) kafirleri sevmez.” (Ali imran 32)

“Allah ve Resulüne itaat eden Cennete, etmeyen Cehenneme gider” ( Feth 13)

Görülüyor ki, gayri müslimlerle aramızda iddia edildiği gibi bırakın ittifakı, benzerlik bile yok. .


islamda Diyalog yok Teblig var ikisini Birbirine karistirmayalim insAllah

Selam Ve Dua ile . ..

selamunaleykum saygılarımla

safinaz 03-22-2008 00:13

Böyle bir konuya yazı yazmadan önce herkesten ricam diyalogla ilgili yazılmış konu bölümünü baştan sona okumanız ve ondan sonra yorumlarınızı yapmanızdır.
Kimse okumadan direk başlığa göre yazıyor...

alptraum 03-22-2008 00:30

Evet haydar bas siyasetinde kosturan bir kisiye ait zaten o videolarda haydar basin vesilesi ile cikmisdir neyse durumlari sahsilestirmeylim degilmi

Alıntı:

Bosna Hersek’te katledilen binlerce Müslüman’ı, Irak’ta öldürülen milyonları, Filistin’de kız erkek ayırt edilmeden ırzına geçilen çocukları, yakılan yıkılan mabetleri görmezden gelip; İsrail’de ölen iki çocuk için camide salya sümük ağlamak, Londra Metrosundaki patlama için geç kalmış gibi hemen başsağlığı dileyip üzüntülerini dile getirmek, Müslümanları terörist ilan etmektir.
Dogrudur israilde ölen cocuklar icin göz yasi döküldü ama filistinde ölenler icin göz yasi dökülmedimi sayfa sayfa hocaefendinin beyanatlari vardi ve halada var bunu göz ardi edenler edebsizliginden utansin

Alıntı:

Dinler arası Diyalog: Peygamberimize hakaretler yağdıran küstahları aman diyaloga gölge düşmesin diyerekten duymamak duyurmamak, risale cevşen okuyan papazların ön sayfa güzelleri gibi çarşaf çarşaf resmini yayınlamaktır.
Dinler arası Diyalog: İslam’ı yayıyorum Türk dilini dünyaya öğretiyorum diyerek, adı Türk Okulu olan okullarda Türkçeyi 2 saatlik seçmeli ders yapıp İngilizce eğitim vermektir.
Efendimize küfredene küfretmek yerine o küfrün dogru olmadigini savunan bir toplulukdur diyalogu yapanlar hem diyalog cevresinde degildir küfredenler baska taraflardadir nasil bir terörist suc isler ve ben müslümanim allah icin yaptim desede tüm müslümanlari esit tutamayiz efendimize küfredenlerde öyledir ve hatta bilincli bir insan küfür etmez buda biline:)

Türk okullarina siz bizzat gittinizmi ben örnegin cek cumhuriyetindeki koleje gittim vede cocuklar cok güzel türkce ögrenmislerdi demekki cok akillilar sizin dediginiz iki saatte sökmüsler türkceyi hayret

Gerisinide söylemeyeyim ama iddiali bir düsünceniz varsa onuda direk gecin ben cevaplayayim cünkü inanin bu gazeteye verilen cevaplar haydar bas a verilen cevaplar cokdann herkese ulasti bence sizde verilen cvp lari okuyunuz:)

safinaz 03-22-2008 00:33

Haydar Baş'ın kim olduğu artık ortaya çıktı ama hala inanlar var...

malaga 05-01-2008 23:12

"dinler arası diyalog" girişimi bir ezikliğin göstergesidir. nitekim "Allah katında din İslam'dır". . diyalog, sair dinleri ve mensuplarını üstün benimseyerek gelin sizle aramızı yapalım demektir. dinler arası diyalog gibi kompleks bir başlıkla karanlık yolda yürüneceğine , mistizm öğretisinin hoşgörü temeli üzerinde durulsun. ehl-i kitap dahi mistik atmosferinde buluyor kendisini,islam'ın.

alptraum 05-02-2008 00:46

Kime karsi ezik olacagiz ki?

Kim dinlerarasi diyalog icerisinde girildigi islami da ezik görmüstür:söyledikleriniz bu zamana kadar gerceklesmis bir husus degildir.Islami bilmiyoruz diyenlere mistisizm örnegini getirirseniz , Ne kadar islama örnek bir cevap olur, dinlerarasi diyalog; islam temelleri üzerine diyalog yapan kardeslerimiz tarafindan sürdürülmektedir.

malaga 05-02-2008 01:19

Alıntı:

alptraum´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 12738)
Kime karsi ezik olacagiz ki?

Kim dinlerarasi diyalog icerisinde girildigi islami da ezik görmüstür:söyledikleriniz bu zamana kadar gerceklesmis bir husus degildir.Islami bilmiyoruz diyenlere mistisizm örnegini getirirseniz , Ne kadar islama örnek bir cevap olur, dinlerarasi diyalog; islam temelleri üzerine diyalog yapan kardeslerimiz tarafindan sürdürülmektedir.

söylediklerimin bugüne kadar gerçekleşmediği yönündeki iddianız gerçekten şaşırtıcı. ben islamın ezik görüldüğünü ifade etmedim, icra edilen eylemin bir eziklik göstergesi olduğunu belirttim. size sormalıyım; islam'ı bilmiyoruz diyen kaç kişi -gel vaaz dinleyelim yahut gel sana dini anlatayım! sorularına olumlu icabet eder. tüm dinlerin (günümüze indirgediğimizde) ortak paydası mistizm değil midir? bugün muhammed ikbal, hasan el-benna, said nursi gibi dava adamları anıldığında kaç kişi programına katılıyor? ya mevlana? yurtdışından panteisti,deisti,teisti,ateisti,yahudisi,mesihisi binlercesi akın ediyor. bizzat şahit oldum. bana bu diyaloğun mantelitesini açıklayın?
! son radde nedir yahu? batının islamı mı? haçlıların ve siyonistlerin çarkına su dökmektir bu girişimler. bu hareketin tarihini iyi bilmek lazım. ve unutmayalım günümüzün ehl-i kitabı mazide de olduğu gibi kendi çıkarı olmayan hiçbirşeye yaklaşmaz..islamî temel üzerine ve taviz vermeden diyalog yapabilenlerden allah razı olsun.. unutmayalım taviz tavizi getirir..

alptraum 05-02-2008 01:37

Ben yazinizin neresinden alinti yapacagimi bilmedigim icin genel olarak aciklama geregi duydum

Siz dinlerarasi diyalog sempozyumlarina katildiniz mi? Vaaz mi veriliyormus orada:)

Diyalogun mentalitesini Ilk yazilan makalede ve dinlerarasi diyalog kategorisini gezerek bulabilirsiniz orada karsi oldugunuz bir kavram varsa soruyu orada belirtmeniz uygun olacaktir

Sizin tavizden kastiniz nedir ki?

Müslümanlarin diyalog esnasinda hak din islam degildir diyeceklerinden mi süpheniz var?

Öyle ise imkaniniz varken bir tanede olsa diyalog sempozyumuna katilmanizi tavsiye ederim lakin ne gibi konularin islendigini görürsünüz?

Meyvalarini arastirmanizi ve meyvalarini alanlarla birebir görüsebilirseniz görüsmenizi tavsiye ederim...

Bir savas var ortada ama bu filmlerde izlediginiz gibi kilicla olmuyor.dediginiz gibi bugun 50000 kafir askeri öldürsek de sonuca ulasmis sayilmayiz lakin amacimiz askeri öldürmek degil amacimiz bu savasin köküne inmek ve vesile olanlari islama davet etmek. Haclilar ve siyonistler dediginiz icin bu örnegi verdim


Bence bu diyalogun amci nedir raddiye nedir yahu? sorunuzdan önce makaledeki sorulari tek tek yanitlarsaniz daha mantikli olacaktir
Örnegin makaleyi size okumak cok zor geliyorsa,fatih sultan mehmet örnegini aciklayabilirseniz sevinirim lakin o da istanbulu fethettikten sonra kiliselerin acilmasina yardimci olmustur...Raddiyesi ne idiki yahu? yardimci oldu? Allahin katinda tek din islam degilmide kilise actirtti?(Böyle bir konuda böyle örnek veren kardeslerimize binaen cümleyi kullandim yoksa sacma)

malaga 05-10-2008 23:28

değerli alpatraum, icabetim biraz geç oluyor mazur görün. evvela teşekkür ve tebrik ederim savunduğunuz bir olgunun fikir ve destek mücadelesini veriyorsunuz. dikkat ederseniz yazılarımda toptan bir inkara rastlamazsınız; ben alternatif öneriyorum. ayrıca mevzubahis cümlelerde geçen bir kaç ibareyi farklı kulvarda değerlendirmişsiniz. geçelim...amenna diyalog vardı, olmalı- hz.peygamber ve dostları, tabiin ve ardınca gelenler zaten diyalog içindelerdi. tebliğ ve irşad diyalogdan asıllıdır malum üzere. binaenaleyh vaki olan bir olguya ehl-i kitaptan -ki Papa XXIII. John bu girişimde bulundu 1962-1965 tarihleri arasında toplanan konsillerde- farklı bir yorum getirme çabaları günümüze onlar elinden yoğrulagetirildi. bu diyalog serüvenleri fatih v.s gibi misallemelerle kıyaslanamaz zira bugün entellektüel ve akademik çevrelerce bu iş sürdürülmektedir. işin ezilme ve hoşgörü faaliyetine gelince ;şayet sizin tabirinizle Fatihi hatırlayıp örnekleme yapacaksak subjektif ve objektif hiçbir tarihî telifte Fatihin diyalog ve hoşgörü adına hristiyan yahut yahudi daîsini,burjuvasının v.b elini öptüğünü görmedim, ve öyle birşeyi duymadım. burada misilleme yapmıyorum, fikirlerimi bildiriyorum çünkü sizin iddia ettiğiniz tezler basitçe çürüyesidir. "müslüman vakurdur". ve entellektüel çevrelerin menfaat uğruna -kastım batıdır- başlattığı bu olgu sömürücülük hedeflidir. güleryüzün altında yatan menfaatin keskin dişleridir. bu faaliyetleri menfi manada tenkid eden kalemleri de dikkate almalısınız. savunmacı bir iletişimde bulunursanız, yara alan taraf siz olursunuz.. umarım açıklayıcı olabilmişimdir.. teşekkürler&saygılar...

alptraum 05-10-2008 23:37

Papa nin Elini kim öpmüs???

unrefuted 05-13-2008 05:20

Bu sitenin yeni bir mensubu olarak ilk öncelikle hepinize selamlar...
Siteye ilk girdiğimde gözüme çarpan ilk konu bu oldu.. Diyalog yanlısı daha dogrusu günümüzde bir cemaatin yürüttüğü burda bahsedilen diyaloğun yanlısı kesinlikle değilim. Savunmam. Fakat bu görüşe sahip olanlara saygı duymakla beraber sahip oldugum görüşü vurgulamak istiyorum.

Bu perşembe ve cuma günleri Dokuz eylül üniversitesi ilahiyat fakültesinde diyaloğa dair bir birleşim olcak. Buna katılacağım. Orda fikirlerim dahada şekillenir ve buraya layık olan yazıları yazarım umarım.

Şimdye kadar hiç kimse bu diyaloğun temel amacını bana tam olarak açıklayamadı. Burdaki yazılarında hepsini okudum. Malaga kardeşim sağolsun farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış. Taviz verenin bizler oldugunu bi nebze vurgulamış. Ama ne yazık ki diyalog yanlıları bunu bir türlü kabullenemiyor. Bir oyundur diyalog uyutma desek daha doğru olur. Tarihi süreçte Kudüsün fethiyle dahada belirgenleşen nefretleriyle yaklaşan bi toplum var karşımızda. Haçlı seferleri en açık örneği değilmi? Sizce diyaloğun amacı ne olabilir?

Benim görüşüm diyalog değil tebliğ olsun. "diyalogtan amaç tebliğ" bunu kastetmiyorum. Sadece tebliğ... Çünkü doğru olan bizimki... Yanlış olanla bir fikir alış verişi olmaz. Ona sadece fikir verilir...

alptraum 12-06-2008 05:47

Sizimi kiracagiz ismi teblig olsun ya da baska birsey olsun ne degisir ki?. Bu arada katildiginiz konferanstan sonra bizleri bilgilendirmediniz ama yinede saglik olsun.

AnTiKa 12-06-2008 19:04

adına diyalog deyin tebliğ deyin her neyse bu harekete karşı çıkanlar daha iyisini yapmakla meşgul olsunlar...

alptraum 10-07-2009 02:30

--->: Dinlerarasi Diyalog Karşıtlarının Çelişkileri
 

Alıntı:

unrefuted´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 13407)
Bu sitenin yeni bir mensubu olarak ilk öncelikle hepinize selamlar...
Siteye ilk girdiğimde gözüme çarpan ilk konu bu oldu.. Diyalog yanlısı daha dogrusu günümüzde bir cemaatin yürüttüğü burda bahsedilen diyaloğun yanlısı kesinlikle değilim. Savunmam. Fakat bu görüşe sahip olanlara saygı duymakla beraber sahip oldugum görüşü vurgulamak istiyorum.

Bu perşembe ve cuma günleri Dokuz eylül üniversitesi ilahiyat fakültesinde diyaloğa dair bir birleşim olcak. Buna katılacağım. Orda fikirlerim dahada şekillenir ve buraya layık olan yazıları yazarım umarım.

Şimdye kadar hiç kimse bu diyaloğun temel amacını bana tam olarak açıklayamadı. Burdaki yazılarında hepsini okudum. Malaga kardeşim sağolsun farklı bir bakış açısıyla yaklaşmış. Taviz verenin bizler oldugunu bi nebze vurgulamış. Ama ne yazık ki diyalog yanlıları bunu bir türlü kabullenemiyor. Bir oyundur diyalog uyutma desek daha doğru olur. Tarihi süreçte Kudüsün fethiyle dahada belirgenleşen nefretleriyle yaklaşan bi toplum var karşımızda. Haçlı seferleri en açık örneği değilmi? Sizce diyaloğun amacı ne olabilir?

Benim görüşüm diyalog değil tebliğ olsun. "diyalogtan amaç tebliğ" bunu kastetmiyorum. Sadece tebliğ... Çünkü doğru olan bizimki... Yanlış olanla bir fikir alış verişi olmaz. Ona sadece fikir verilir...


Dokuz eylül üniversitesindeki birlesimde sanirim sorulariniz aciga kavusmadi. Bu konuya geri dönmediginize göre bunu olumlu algiliyorum.

Selametle

mus'ab 10-07-2009 10:39

--->: Dinlerarasi Diyalog Karşıtlarının Çelişkileri
 

ALLAH,indinde DİN İSLAM DİNİDİR.

Diyalog meselesini rasulullah (s a v )yahudilerle ilişkisi ne ise o kadar yapmak hıristiyanlarla ilgigisi ne idi ebu cehille ilişkisi ne ise bizde o kadar yapalım. diyalok kuracağız diye, pas pas olmanın manası yok. bu arada müslümanlar arasında şu olmasın. benim cemaatim yaparsa doğrudur. diğeride ona önyargılı davranarak doğrularınada yanlış demesin müslümanlar arsında en büyük fitne şucu, bucu, anlayışından çıkmaktadır.

bir kardeşimiz insanların diyalogla ilgili yazının tamamını okumadan cevap yazdıklarını söylemiş buda bir ön yargıdır kısa bir kahvaltı molası ile dört saate yakın bir zaman tüm yazıları okudum.
başlıkla ilgili yazıyı okuyan herkesin evet doğru ben ikna oldum demesinimi bekliyosunuz.

Sizde misafir yazan deliyürek83 kardeşin yazısını sonuna kadar ve dikkatlice okuyun.
Rabbimiz bizleri; garp'taki bir müslümanın ayağına batan dikenin acısını, şarktaki diğer müslümanın yüreğinde hissedeceği şuura erdirsin......

alptraum 10-07-2009 12:39

--->: Dinlerarasi Diyalog Karşıtlarının Çelişkileri
 

deliyürek83 adli kardesin yazisini göremedim. Diyalog hakkindaki her olumlu/olumsuz yazi sizin düsüncenize göre bir önyargi belirtir. Gözle görülen unsurlari dahi söylemek önyargi olarak anlasilabilir. Paspas ifadesini acmak gerektiginin KANISINDAYIM. Bugün diyalog hersey degildir ama islam adina bazi seylerin vuku bulmasinda önemli bir yer oldugu kanisindayim.


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:26 .

2000- 2024
Tüm bağışıklıklar ve idelerden bağımsız olan sözcükleri sarfetmeye mahkumdur özgürlük