Bilirim. her gün…
doğmadan kızıllığına yazar adını..
Bilirim her martı dokunmadan denize
Kendi dilince tekrarlar duanı..
Ve her gül açmadan kollarını
Bu dünyaya
Senin kokunu bular yüreğine..
Bilirim düşmez güneş
Toprağın hiçbir zerresine…
Hatırlamadan seni…
Bilirim seversin sen seni seveni….


Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
Ey gönlümdeki sevgiye bengisuyunu, okyanus diyarından yudum yudum damlatan…
Kar suları yıkarken ruhumu, ılık bir yağmur damlasının sevdasında, yürek atışlarıma
merhamet denizinden katreler düşüren…


Ey kalbimin en derin toprağına, avuçlarımda biriktirdiğim dualarıma kattığım, kirpiklerimin
ıslaklığı ile bezediğim, nazenin çiçeğimin adı…
Sonra, yalnız karanlıklarımın donduran soğukluğunda , yapraklarının gölgesinde bakışlarımı
ısıttığım …
Adıyla,en tenha zamanların karmaşasında, içimin dalları kıran fırtınalarını durulttuğum…
Her uyanışımda sabaha, gurubun kızıllığına taze açmış yaseminler aklığında ismini
yüreğimle yazdığım…


Ey adıyla, serin rüzgarlarında bedenimi üşüten eylülü, nisanın yeni açmış badem
ağaçlarına döndüren… içimin dermansız bildiğim dertlerine, sonsuz bir iyileşmeyle deva
olan…


Ey seher vakitlerinde soğuk gül yapraklarına ılık dokunuşlarla konan, şebnemlerin nazlı
terennümü…
Bütün kar taneleri erguvan dalında çiçek oluyor kökünü ruhuma salan…adının gölgesine
sığınınca günahlardan bizar olmuş yüreğim…
Sana gönderdiğim selamların kabul olma umudunun heyecanıyla, dağbaşlarımı kuşatan
bencillik dumanlarının arasında, sevmeye dair al laleler açtıran…
İçimde dünyalık nefesler adına r büyüttüğüm bütün mavi kuşları salıyorum semaya…
uğruna, kendi içimde kendimi tutsak ettiğim her anın zincirlerini koparıyorum zihnimden…
teselliyi sana yolladığım selamın kabul edilmesi umudunda buluyorum… bilir misin Ya
Resulullah? Her yıkılışında içimin kaleleri, kalbimin kırıklarını bu umutla sarıyorum…
yüzüme kapanan kapıların dibinde gözyaşımdan bir ırmakta boğulurken, bana uzanan elin
sıcaklığı bu umuttan… bütün alınmışlıklarımın, tek başına bırakılmışlarımın, darmadağın
oluşlarımın sessizliğine düşen tatlı bir terennüm oluyor bu umut… içimin burukluğunda,
merhametsizlik dağlarken yüreğimin her bir zerresini, sabah ezanlarına kadar kapanmayan
gözlerimin aminlerine dost ediyorum bu umudun varlığını…


Ey bütün çiçeklerin naif susuşlarının ardında, hiç durmadan söylenip duran sevda ikliminin
şanlı adı…


Ey ılık gamzeleri gibi toprağın, ruhumun buz tutmuş dehlizlerine merhametle inen bahar…
Gül kokusunda içime çektiğim şefkatin, eşsiz timsali…..
Uzak zamanlarında ömür tüketiyoruz saadet asrının… bir tek kalbimde büyüyen sevgi
aşabiliyor zamanı, mesafeleri, asırları… donup kalıyor zaman, içimdeki özlemin
sıcaklığında… çözülüyor imkansızlıklar, sessiz eriyişlerde… zaman susuyor kör kuyuların
diplerinde… tarihler ses vermiyor gizli köşelerde… ve bir tek özlemim aşıyor zamanı,
mesafeleri… bir tek gözyaşımdan bir kuşun kanadı bırakıyor beni, senin yürüdüğün çöl
zerrelerin arasına… bir tek özlemin dev bir dalga olup, sürüklüyor bedenimi, Sevr
mağarasında yuva yapan güvercinin kanat çırpmayışlarına… bir tek dualarımın kabulü
taşıyor beni yaşadığın zamanların kıyısına… hıçkırıklar kesiyor nefesimi, yüzümde
pişmanlıkların buyun eğişleri… anlatamıyorum… sevmekten uzak seslenişlerim susuyor iç
yangınlarımda… senin adını yüreğime mühürleyip dönüyorum amin deyişlerime…
İçimin ülkelerine çöreklenmiş menfaat bulutlarından kaçıyorum..kaçıyorum kibirden yalnız
kendine istiyor olmaktan, öfkeden… kaçıyorum ne varsa faniliğe dair… pişmanlıkla
ıslanmış bir hıçkırıkta, selamlarımın kabul edilmesi umudunda yeniden geliyorum hayata…
kan revan oluyor aklımda hüzünler… yağmamış yağmurlar kadar latif şimdi kalbimde
devleşen sıkıntılar…


Korkularımı emziren bütün gecelerin siyahı, yeni açmış bir karanfil kokusu oluyor… bulunca seni…
Benliğimin kuytularında sızlayan yalnız kalmışlıklar, kayan dev bir yıldız oluyor… anınca seni…
Bütün sessizlikler rahmet oluyor… bütün çaresizlikler gündoğumu... bütün boyun büküşler
amin oluyor dudaklarımda… bütün amin deyişler gül adında… seni ta içimde taşıdığım
zaman bu ömür türküsünde…..


Yalnız kalıyor bazen aminler…gecenin sakinliğinde usulca hayat bulan aminler uykuya yenik
düşüyor çoğu zaman…daha derinden dua etmeye susuz dudaklarım…


Zaman
merhametsizlikte hüküm sürüyor ya Resulalah… mazlumun ayaklar altında ezilen yüreğiyle
besleniyor zalim kalp atışları… şefkate kanat çırpan kırlangıçların kanatları isyandan
devleşen tel örgülere takılıyor… kanatlarından sızan kana bulanıyor ruhum…


belki her gün
bir günahsız yavrunun bedeni, hain bir merminin kılıcından geçiyor…


günahsızların iniltileri
içimde yankılanıyor… semayı sarsıyor annelerin ağıtları…


gözlerimizin önünde
yüreklerimizin dibinde inliyor nefesleri günahsızların… insanlar çoktan sökmüş gibiler
köklerini, içlerindeki merhamet adlı çınarın… babaları ölmeden miras derdinde birbirine
düşer olmuş kardeşler…


duaya açık kapılarından dudakların, gıybet yükselir olmuş…

yalansız konuşmalar azalmış… herkes birbirinin kuyusunu kazıyor… ve ölümü unuttu sanki
kalpler… ölümü anmaktan aciz zihinlerimiz… İçim acıyor Ya Resulullah… her haksızlığın
ardında tükeniyor nefeslerim…

içim kanıyor… her acının ardında çaresizlik yağmamış bir
bulut gözlerimde… bir tek silahım var… ona sarılıyorum gece yarıları… duaya…

Sevmek çekince dalgalarını bir zamanlar hiç durmadan dövdüğü kıyılarımızdan, okyanus
ortasında su arar olduk…


öldük hatta susuzluktan… yağmur sağanak sağanak boşanırken
bedenlerimize…


Adını unuttukça anmayı, dudaklarımızdan, başka isimler söyler oldu
dillerimiz… başka sevdalar salınır oldu bakışlarımızda… içimize yabancı
hevesler ,içimizde… hasretleri bile yabancılaştı dünyamızın… sevgi uzaklaştığımız hatta
kaçtığımız bir hastalık gibi…



ben böyleyken… hala umudu var mıdır sana olan selamlarımın
kabulünün?… bu kadar kendimi bulanmışken sensizliğe…


Aynı zaman diliminde atsaydı kalplerimiz seninle… Yüreğimiz hissetseydi seni bir kere
görmüş olmanın bahtiyarlığını…


oysa şimdi hercai sevgilerde kanıyor ümitlerimiz… Varsa
zihnimin kirli dumanları arasında ,dünyaya bel bağlamış iniltili hayatımın ortasında,hala
sevmeye dair kımıldayan bir tomurcuk sana olan özlemimin sıcaklığındandır…


Ya Resulullah bu özlemimizin sınırsızlığına bakıp dua eder misin yüreklerimize? secdenin izi
alınlarımızdan, amin deyişler gece uyanışlarımızdan ve sana olan sevgi solmayan
yediverenler gibi hiç silinmesin gönüllerimizden…


Ey beni en çok sevenin en sevdiği…
Bir lale vakti… bir bahar gecesi… dudaklarımda sana selamlarla göz kapayışlarım var
geceye… herşeye rağmen sevilme umuduyla bükülüyor boynum… sevginin sonsuzluğuna
açılıyor avuçlarımda ruhum…


Ey Rabbim,
en sevdiğinin sevgisini artır ki kalbimde…
senin yanına sevdiğinin sevgisiyle dolu bir yürekle varabileyim son nefesimde…

alıntı