Ekşi Sözlük’te statükocu hippilerin devri kapanıyor mu?

SÖZLÜKLER dünyasını Türkiye Cumhuriyeti’ne benzetirsek, Ekşi Sözlük’ün ‘merkez’i ve ‘devlet otoritesi’ni, sözlük klonlarının (Uludağsözlük, Lafmacun, Nacizanebilgi vb.) da ‘çevre’yi oluşturduklarını söyleyebiliriz. Ekşi Sözlük, sözlükler dünyasının merkeziyse, Ekşi Sözlük’ün 1999-2003 dönemi girişli Ekşi Sözlük yazarları da Ekşi Sözlük’ün merkezi olarak görülebilirler. Peki, bu tablo nasıl oluştu? Her şeyi en başa dönerek anlatmak gerek. Sözlük kültürünün temelleri, 1999-2001 aralığında oluştu. O yıllarda Türkiye’de internet çok yeni olduğu için, toplumsal katmanlar internette orantılı şekilde temsil edilmiyordu. Herkes interneti ‘derinlemesine’ kullanmak için gerekli teknolojik bilgiye ve internette yoğun olarak zaman geçirme suretiyle şişen telefon faturalarını ödeme olanağına sahip değildi. Sözlük dünyasına dalış yapan kişilerin büyük bölümü, ‘laikçi/ulusalcı/statükocu Türk hippileri’ olarak adlandırılabilecek çizgide kişilerdi. ‘Anarko-jakoben’ bir kitle de diyebiliriz... Türkiye’nin antidemokratik koşullarına mükemmel şekilde adapte olmuş bir hippilikten ve anarşiden söz ediyoruz yani.

‘Türkiye’deki statükonun, bürokratik oligarşinin kutsallarına dokunma, ‘ulusalcı değer’lere asla dil uzatma, onun dışında hangi değer ve tabu varsa, dalga geç, yık parçala!’ şeklinde bir söylemle hareket ediyorlardı. Özellikle de din konusuna karşı alaycı ya da en azından soğuk bir duruş sergilemek çok gözdeydi. Sadece tanrıya inandığını dile getirenlerle değil, ‘tanrıya inanmıyorum ama gene de bir yaratıcı güç olabilir’ diyenlerle bile dalga geçiliyordu. Ama bunlar sistemli şekilde yapılıyor da değildi. Bu, internette kendiliğinden oluşan bir enerji ve stildi.

‘1999-2001 grubu’nun en sevdiği kavram ateizmdi. Bu grup, sözlüğün ilk kuşağı olduğu için, sözlük kültürünün günümüze dek uzanan ana hatlarını ve ana rengini belirledi. Ekşi Sözlük’te elbette ki en başından itibaren dindar yazarlar da oldu ve bunların toplam yazarlara olan oranı zamanla artış gösterdi. Ama dindar yazarlar genelde sessiz bir kitle olarak var oldular sözlükler dünyasında.

1999-2001 girişli yazarların eskiliklerinden ötürü her zaman için ayrıcalıklı bir konumları oldu. Ekşi Sözlük yönetiminin bazı unsurları bu grubu yer yer kollamış olabilir, ama bunu siyasi kaygılardan ziyade eskiliklerine hürmetten, algı biçimlerindeki ortaklıktan ve en çok da bu eski yazarların ‘sözlük formatı’na daha çok hákim olmasından ötürü yaptıklarını tahmin etmekteyim. Siyaset konusunda Ekşi Sözlük yönetiminin tamamı değilse de en azından Ekşi Sözlük’ün sahibi Sedat Kapanoğlu her zaman için tarafsızlığını korumaya özen göstermiştir. Ayrıca Ekşi Sözlük’ün yönetici kadrosu, hayata çok kalın politik gözlüklerle bakan bir kadro değildir.

Anarko-jakobenler

2001-2003 aralığında ise, ‘yarı liberal solcu’ olarak adlandırılabilecek bir grup geldi Ekşi Sözlük’e. Bu kitle, Türkiye’deki rejime ve statükoya yarı-eleştirel bakan bir kitleydi. Bazı noktalarda birinci gruptan ayrılıyor, bazı noktalarda da ona çok yakın hareket ediyordu. İki grubun en büyük ortak paydası ise ateizme olan sempatileri ve din konusuna alaycı yaklaşmaktan hoşlanmalarıydı. 2003 sonrasında ise, sözlüğe farklı iki tür yazar daha gelmeye başladı: ‘Tamamen liberal’ bir yazar türü ve İslami tandanslı bir yazar türü. Ayrıca, gene yaklaşık 2003’ten itibaren, Ekşi Sözlük’e alternatif oluşumların (sözlük klonlarının) da sayısı artmaya başladı. Bütün bunlar sistematik ve homojen bir şekilde olmadı. Sadece sözlüğe belirli zaman aralıklarında kayıt yaptıran yazarlar arasında gözlemlenmiş olan ağırlıklı eğilimlerden söz etmekteyim. 1999-2001 döneminde tek tük liberaller ve dindarlar gelmiştir mesela. 2003 sonrasında da jakoben-ulusalcıların girişi devam etmiştir. Bu konularda istatistiksel bir araştırma yapmış olmadığım için, yanıldığım noktalar olması mümkündür. Ben kırılma noktası olarak 2003’ü aldım.

‘Yeşil yazar’ sözlükte

Ekşi Sözlük yönetiminin ağırlıklı olarak ‘anarko-jakobenlerden’(diğer bir ifadeyle statükocu hippilerden) ve ‘yarıliberal solcu’lardan oluştuğunu söylemek tam olarak doğru bir tespit olmaz, çünkü yukarıda da belirttiğimiz gibi, Ekşi Sözlük yöneticileri baskın politik kimlikleri olan insanlar değiller. Ama, doğrudan politik bir kimlik olarak değilse de, ‘sosyokültürel yapıları’ itibariyle statükocu hippilik ile yarı liberal solculuk arasında bir alanda ‘oynadıklarını’ söylemek mümkün. Bu da, Sözlük’teki yönetimin büyük oranda 1999-2003 girişli yazarların elinde olmasından kaynaklanan bir realite. Ne olursa olsun, Ekşi Sözlük yönetiminin ‘yeşil yazarlar’ üzerinde doğrudan bir baskı kurduğunu söylemek çok doğru olmaz. ‘Yeşil yazarlar’ üzerindeki asıl baskıyı yönetim değil sözlüğün ‘kıdemli yazarlar’ kuruyor.

1999-2003 döneminde Ekşi Sözlük’e giriş yapan kişilerle, 2003 sonrasında Ekşi Sözlük’e gelen kişiler arasındaki tek fark ideoloji farkı değil. 1999-2003 döneminde gelen kişilerin yazım üslupları ve mizah anlayışları ile 2003 sonrasında gelenlerinki arasında önemli farklar var. 1999-2003 döneminde gelen kitle, ‘sözlük fanatiği’ olarak adlandırılabilecek bir kitleydi. Bu kitleyi bir defasında da ‘internet dinozorları’ olarak tanımlamıştım.

Tipik bir 1999-2003 girişli Ekşi Sözlük yazarını psikolojisini şöyle tanımlayabiliriz: ‘Ekşi Sözlük üzerinden Türkiye’nin tabuları ve genelgeçer değerleriyle hesaplaşmak gibi bir ideali vardır. ‘Biz Türkiye’nin alternatif düşünceli ve genele aykırı gençleriyiz. Çok önemli işler başarıyoruz’ şeklinde bir hissiyatla basar klavyesinin tuşlarına. Mizah yapmayı çok ciddiye alır, üslubuna çok özen gösterir. Cool bir duruşu vardır. Eleştirilmekten hoşlanmaz. Her türlü dini inanç sistemine nefret duyar ve işin ilginci onun bu nefretine eleştirel bakan seslerden de hoşlanmaz. Ayrıca Ekşi Sözlük’ün biçimsel kurallarına ve normlarına karşı son derece duyarlıdır ve onları ihlal eden yazarların üyeliklerinin geçici olarak dondurulması ya da tamamen iptal edilmesi gerektiğini düşünür.’

Yeni eskiyle dalga geçiyor

2003 ve sonrasında gelmiş olan kitle ise, Ekşi Sözlük’ü ve Ekşi sözlükçü kimliğini daha az ciddiye alan bir kitle. Hatta tam tersi bir tutum sergileyerek Ekşi Sözlük’ün kalıplarıyla dalga geçmeyi seven, daha absürd, daha provokatif bir mizah anlayışını tercih eden bir kitle. Eskiler gibi uzun makaleler döktürmekten ve entelektüel görünmeye çalışmaktansa tepki çekmeyi, olay yaratmayı seviyor. Cool olma peşinde değil. Eleştiriye nisbeten daha açık.

Nasıl, 1999-2003 girişli sözlük yazarları Türk toplumunun tabularıyla ve genelgeçer değerleriyle (din, geleneksel aile yapısı, cinsel ahlak yapısı, televizyon yıldızları) vb. bol miktarda dalga geçtilerse, 2003 sonrası girişli sözlük yazarlarının bazıları da, 1999-2003 girişli yazarların tabularıyla ve genelgeçer değerleriyle dalga geçiyorlar. Yani sol tabularla, ateist tabularla, feminist tabularla, hippi tabularıyla, rocker tabularıyla, laikçi tabularla, eltist tabularla dalga geçiyorlar. 1999-2003 girişli sözlük yazarlarının Türk toplumuna batırdığı hiciv oklarının intikamını alıyorlar bir bakıma.

Yeni dönemin yazarlarının bazıları bu ‘sol-elitist-hippivari tabularla dalga geçme davranışı’nı bir gösteriye dönüştürmek için sırf bu amaca yönelik olarak özel rumuzlar (nickler) alıyorlar. Bir diğer ifadeyle söylemek gerekirse ‘sağcı sanal tipleme’ler yaratıyorlar. Hatta son yıllardaki en popüler sözlük yazarlığı stilinin ‘sağcı sanal tipleme’ yaratarak yazmak olduğunu söyleyebiliriz. Son dönemin Ekşi Sözlük’ündeki en gözde sağcı tiplemesi, milliyetçi-islamcı airlangga. Hemen hemen her sözlük klonunda birkaç sağcı tipleme var. Kayser sozer, peder zickler, bruker, zenci, cin ruhiye, nart nasken jake gibi yazarlar da sürekli değilse bile zaman zaman sağcı bir söylem kullanarak eğlence yaratabiliyorlar. Esmekte olan ‘şakayla karışık sağ rüzgarlar’a rağmen, Hrant Dink cinayetinin ve Orhan Pamuk’un Nobel almasının yarattığı bir solculaşma eğilimi de söz konusu. Ayrıca, ulusalcı-statükocu sesler ve İslamı alay konusu olarak gören sesler de kesinlikle susmuş değiller. Ama yeni bir ‘Kurbanı Keriz’ skandalının yaşanma ihtimali düşük görünüyor.

Klonlarda küfür yok

2003 ve sonrası dönemde sözlük dünyasına giriş yapmak isteyen insanların sadece küçük bir bölümü Ekşi Sözlük’e üye olmayı başarabildi. Bunu başaramayan büyük çoğunluk da İtüsözlük, Uludağsözlük, Lafmacun, Nacizanebilgi gibi oluşumlara yöneldi. Sözlük klonu tabir edilen bu oluşumların çoğunda Ekşi Sözlük’teki kadar anarko-jakoben, ulusalcı-hippi bir doku yok. Bu oluşumların büyük bölümü liberal tandanslı ve İslama en azından kısmen saygı duymaya eğilim gösteren oluşumlar. Buna paralel olarak, küfürlü ve argo ifadelere de genelde Ekşi Sözlük’teki kadar tolerans göstermiyorlar. Sözlük klonlarındaki toplam yazar sayısı, Ekşi Sözlük’teki yazar sayısını geçmiş durumda. O nedenle de, sözlükler dünyasının geleceği üzerine öngörülerde bulunmak isteyenlerin Ekşi Sözlük’ten çok, sözlük klonlarını analiz etmeleri gerekiyor.

Sözlükler dünyasında, yeni kuşağın eski kuşağın sol-elit tabularına yönelik ürettiği hicivler de, eski kuşağın statüsünü ve nüfuzunu koruma yönündeki çabaları da kolay kolay son bulacak gibi görünmüyor. Sözlükçülüğün geleceğine bu çatışma yön verecek.

REŞAT ÇALIŞLAR