1883-1921 yılları arası yaşamış siyaset adamı. İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra, 1910’da Paris’e giderek iki yıl ekonomi eğitimi gördü. Yurda döndükten sonra, İstanbul Yüksek Ticaret Okulu’nda hukuk, Yüksek Öğretmen Okulu’nda ekonomi dersleri verdi. İfham Gazetesi ve yayınlarını yönetti. Tanin, Servet-i Fünun ve Hak gazetelerine yazılar yazdı.

İttihat ve Terakki’nin baskıcı yönetimine karşı olan Mustafa Suphi, sadrazam Mahmud Şevket Paşa’nın öldürülmesi olayı gerekçe gösterilerek 1913’te 15 yıl mahkumiyetle Sinop’a sürüldü. Bir grup arkadaşıyla küçük bir tekneye binerek siyasal mülteci olarak Çarlık Rusyası’na gitti (1914). I. Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine Çar hükümetince önce Kaluga savaş tutsakları kampına, ardından Urallar’a gönderildi.

1915’te Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin Bolşevik kanadına girdi. 1917 Ekim Sosyalist Devrimi’nden sonra, Moskova’ya gitti. Tatar-Başkırt devrimcileriyle birlikte Yeni Dünya gazetesini çıkarmaya başladı. 25 Temmuz 1918’de Moskova’da toplanan Türk Sol Sosyalistleri Birinci Kurultayı’nın örgütçülüğünü ve yöneticiliğini yaptı. Kurultaya katılan grupların birleşerek oluşturduğu örgütün başkanı seçildi.

Moskova’da düzenlenen Müslüman Komünistler I. Kongresi’nde Halk Komiserliği’ne bağlı olarak kurulan Doğu Halkları Merkezi Bürosu’nun Türk Seksiyonu Başkanı oldu. Aralık 1918’de Petrograd’da yapılan Uluslararası Devrimciler Toplantısı’na ve Mart 1919’da Moskova’da toplanan III. Enternasyonal’in birinci kongresine Türk delegesi olarak katıldı. I. Dünya Savaşı tutsaklarını Türk Kızılordu Birliği olarak örgütledi.

10 Eylül 1920’de Bakü’de toplanan Birinci ve Umumi Türk Komünistleri Kongresi’nde yapılan seçimlerde TKP’nin başkanı oldu. Mustafa Kemal’le birçok kez yazıştıktan sonra, aralarında TKP Genel Sekteri Ethem Nejat ve Merkez Komitesi üyelerinin bulunduğu bir grup arkadaşıyla beraber Ankara’ya gelmek üzere yola çıktı. Kars’ta gruptan iki kişi tutuklandı. Erzurum’da Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti üyelerinin gösterileriyle karşılaştılar.

Mustafa Suphi, Kazım Karabekir’le görüştü. Buradan Trabzon’a gelen ve benzeri gösterilerle karşılanan Mustafa Suphi, karısı ve ondört arkadaşıyla, kayıkçılar kahyası Yahya’nın verdiği bir motorla denize açıldıktan bir süre sonra arkalarından gönderilen motordaki silahlı kişilerce Sürmene açıklarında öldürüldü