Kaçarlar

Türkistan, Âzerbaycan, İran ve Anadolu’da yaşayan Türkmen kabîlesi ve İran’da (1796-1925) tarihlerinde iktidar olmuş hanedan. Kaçar adı, Türkçe kaçmak kelimesinden türetilmiştir.

Moğollar (1206-1320) devrinden beri, Hazar Denizi kıyılarında otururlardı. İlhanlılardan Hülâgu Hanın (1256-1264), Alamut Batınîlerine ve Suriye’ye karşı giriştiği seferlere katılan Kaçarlar; Irak, Suriye ve Anadolu’ya kadar yayıldılar. İlhanlı Devleti yıkıldığı zaman, Suriye hududuna yerleştiler. Timur Han, Suriye’yi ele geçirince, onları esas vatanları olan Türkistan’a yolladı. On altıncı yüzyılın başında kurulan Safevî Devleti'nin (1502-1732) kurucusu Şah İsmail’i (1502-1524) destekleyen Kaçarlar; bu devirde vezirlik, başkumandanlık, beylerbeylik dahil, devlet kademelerinde vazife aldılar. Safevîlerin yıkılmasıyla, 18. yüzyılda, Afşarlar (1736-1749) ile mücadele ettiler. Afşarlı Nâdir Şah'a (1736-1747) düşmanca davranan Kaçarlar, Kuzey İran üzerinden Âzerbaycan’a yayıldılar. Kaçarlı Mehmed Ağanın Âzerbaycan valiliği sırasında, İran’daki hakimiyetleri kuvvetlendi. Zendlere (1749-1796) karşı 1779’da, Şiraz’da zafer kazanan Mehmed Ağa, İsfahan bölgesini alarak, şahlığını ilan etti. 1796’da Zendlerin hakimiyetine son veren Mehmed Ağa, İran’ı bütünüyle zaptetti.

Böylece, 1796’da kurulan Kaçar Devleti, Ruslarla mücadele edip, 19. yüzyılda Avrupa devletleriyle diplomatik münasebetler kurdu. Feth Ali Şah (1797-1834) devrinde, Fransa ve İngiltere’nin yanına çekilmek istenen İran’daki Kaçar Devleti, Çarlık Rusyası'nın Hint Okyanusuna inme politikasına karşı, ordusunu kuvvetlendirerek, Avrupa’dan teknik eleman, silâh ve malzeme getirtti. Feth Ali Şah, İran-Rus Harbi (1826-1828) sonunda imzalanan Türkmençay Antlaşması ile, İran ve Kafkaslar havalisindeki haklarını Rusya’ya vererek, Hazar Denizindeki Rus hakimiyetini kabul etti. Muhammed Şah (1834-1848) devrinde, Kuzey İran’da Acem asıllı Elbab Ali Muhammed’in talebesi İslâm düşmanı Bahâullah’ın kurduğu “Bahâîlik” ortaya çıktı. Bahâîler, Kaçarlı iktidarını tehdit edip, isyanlar çıkardı. Nâsireddin Şah (1848-1896), Bahaîleri kılıçtan geçirdi ise de, bir fedai tarafından öldürüldü. Doğu’nun fethedilmesi için Afganistan ve Herat’taki mücadeleler, Hindistan’daki Gürgâniyye (Babür) Devleti'nin (1526-1858) İngilizler tarafından yıkılmasına kadar devam etti.
Rusya, İngiltere ve Fransa’nın, İran bölgesindeki rekabeti, Kaçarlar Devleti üzerinde Avrupa devletlerinin iktisadî hakimiyetini arttırdı. Muzaffereddin Şah (1896-1907) devrinde, liberalizm ve meşrutiyet verilmesini isteyenlerin hareketleri karşısında, 1 Ocak 1907’de Meclis-i Şûrâ-yi Millî açıldı.

Muzaffereddin Şah'tan sonra tahta geçen Muhammed Ali Şah (1907-1909), Meşrutiyet Anayasasını ilan etmesine rağmen, tatbik ettirmemesi üzerine, Âzerbaycan ve diğer eyaletlerde, Kaçarlı Hanedanına karşı, silâhlı mücadeleler ile isyanlar başladı. Muhammed Ali Şahın, Rus ve İngiliz kontrolündeki iktidarına ihtilalciler son verince, yerine oğlu Ahmed Şah (1909-1925) geçti. Birinci Dünya Harbinde tarafsız kalan Kaçarlar Hanedanının ülkesi, Ruslar ve İngilizler tarafından muharebe alanı olarak kullanılıp, buradan Osmanlı Devleti'ne saldırılar tertiplendi. Harp sonrasında, İran’da mahallî isyanlar ve ayrılma taraftarı hareketler gelişti. Bolşevik Rus orduları Kuzey İran’a girdi. İngilizler, Ahmed Şah'ı 1923’te Londra’ya götürünce, yerine, saltanat nâibi ve ordu başkumandanı Ali Rıza Han vekalet etti. 1924’te İran Millî Meclisini elde eden Ali Rıza Han, 1925’te kanlı bir darbe yaparak, Kaçarlar Hanedanına son verip, Pehlevî hükümetini (1925-1979) kurdu. Pehlevî hükümeti devrinde, Kaçarlar Hanedanından ve kabilesinden birçok devlet adamına vazife verildi.

Kaçarlar, bugün, Türkistan, Âzerbaycan ve kalabalık bir şekilde Esterâbat dahil İran’da yaşamaktadır.