Beceremedim işte!


Ömür son demlerini yaşsa da


Halin dirliğinde, muhabbet zorunlu olsa da





Ne yaptımsa anlamadan,


Derin sulara dalıp düşünce ufkuna


Sağ salim ulaşarak eminliğe hazla bakmadan





Mütemadiyen sürüklendim,


Bir gün kendimi dinlemeyi bilmedim


Ne derlerin vehmiyle ve bir telaş içinde gittim





Ne hakkıyla sevebildim,


Bilmediğim için sevilmeyi beklemedim,


Yalnızlık ayazıyla sevenlere gıptayı nazar ettim





Onların baharı başkaydı,


Şen şakrak uçuşan kuşlar misaliydi


Yüzlerine açan çiçekler rengârenk kokular gibiydi





Huzur ve sürurun hazzı,


Yamaçlarda asudeliğini koruyan bağdı,


Kalplerinde hissettikleri heyecanlar daha başkaydı,





Umut onların ilkbaharıydı,


Sevgi yumağı tohumlar ruhlarında aşikârdı


Hiddet, husumet bazen vardı lakin sevgiyle kalkardı





Bir başkası için can atardı,


Onun kalbini fethetmek için yola çıkardı,


Vefayı bu manada sorgular, hizmet aşkıyla yanardı





Benim silik duvar köşelerinde,


Düşüncelerim nedamet içinde seyreder,


Hiddetin hali kuşatmasına bir türlü engel olamazdım





Çaresizliğe sabır diye bakardım,


Feleğin kulağını çınlatarak sessizce ağlardım,


Neden sürekli mahzunluk yaşadığımı anla yanmadım





Vakti saatinde büyüdüm,


Palazlandım kas gücüne de ulaştım,


Lakin ekmeğin kaygısıyla toz talaştan kurtulamadım





Çok erken yarı uykuyla,


Yüzer gram zeytin ve peynir borçla,


Haftalık alana kadar bakkala rica minnet utana utana





Yesem bir türlü yemesem de,


Kilometrelerce yol yürüyecek olmam aç karnına


Haydi, hayırlısı diyerek, sabrı diğer güne de ekleyerek





Eğitimsizlik ne kadar hazin,


Çocukluk iklimde öğretilmeyince vezin,


Edepsizlik zuhur ediyor şekliyet tavan yapıyor hissedin





Ne kadar çok arzu ederdim,


Benim de hakkıyla bir sevenimim olmasını,


Hasreti yudumlamasını, gönül güzelliğini yansıtmasını





Bizzat yabancı olduğumdan,


Hayatımı sevgisiz arşınladığımdan,


Kime, nasıl ve ne şekilde aksettirileceğini hiç bilmedim





Sadece tebessüm edebildim,


Kalplerinin serinliğinde yeşeremedim,


Ömrün kalanında hazan yapraklarını halime yakın gördüm





Lakin bu sızıyı öyle derinde,


Ruhumun hicran sahifelerinde zikrettim,


Bana öğretilemeyen sevgiyi şimdi kime şikâyet edecektim





Bir gün babam oğlum diyemedi,


Kollarıyla kuşatıp hiç sevdiğini hissettirmedi


Annem tahakküm kimliğinde mütemadiyen hiddeti estirdi





Nisa kimliğinin zarafetini,


Şefkatini hamiyetini, ülfetini hiç göstermedi,


Beş günlük annesiz kalmanın sancısını halimize acıyla işledi





Hanenin en küçüğü olmakta,


Şefkatten azade olarak solgunluğu yaşamakta,


Akide yozluğunda soluksuz kalarak darlıkta boğulmakta,





İçten bile değildi zamanında,


Her şeyi toparlayıp nizama sokmak isteyince,


Analık hakkı dilleniyor kendi kavlince ve bilinçsizlik halinde





Mükellefiyetin sınırları bellidir,


Dileyen dilediği kadar hükümran değildir,


Hukukun gerekçeleriyle nefeslenmek aklın gereği değimlidir?





Bilmeden, öğrenmeden,


Vehmederek, tecessüsü öncelemek hardır,


İnsansa adabı muaşeret içinde yegâne hükümlerle yönelmeli





Hislerini nizam içinde tevdi etmeli,


Kime ne söyleyeceğini düşünerek serinlemeli,


Aklına geldiği gibi esmeyi öteleyerek nefsini de dizginlemeli





Ana analığını bilmeli,


Babada nesline gerekçelerini öğretmeli,


Nisa kimliğinde edep azat olursa, kadın mutlak nizam edilmeli





Aşk edebindir, zarafetindir,


Bedevilikte aşkı terennüm etmek zevkidir,


Ruh dirliğinde ebedi olan, kalbi vuzuhun süruruyla yaşmaktır,





Sahibinde kalarak nur koklamaktır,


Hak için nefeslerin nihayetinde vuslatı anmaktır,


Ölümde dirliği yaşayarak kanaati sabırla mesruriyet duymaktır








Mustafa CİLASUN