Alıp götürmüştü yıllar, nice zamanlar, onca ahh..lar
Neler anlatırdı yaşanan anlar,keyfiyet sunan hazlar, dinmeyen o heyecanlar
Bazen yananlar, habersizce yıkılanlar, umut içindeydi inanan, yılmayan insanlar
Seni senden alıp götürüyordu, hüzne ram olmuş bir muştu sunuyordu ala hicranlar



Bitmiyordu dinlediğim masallar, ötüşüyordu kuşlar
Nefes nefese koşan, suskun sokaklarda adımlayanlar, akmayan çeşmeye bakanlar
Neydi yıllara sari beklentiler, neden fideleşmiyor dilekler sanki yitikti bu nazarlar
Nereye baksam, arkam önüm der gibi oyunu hatırlasam,gülüpgeçmekten kırılanlar



Neden itikadıma hücüm ederler,onca kıdemsizler
Maziden ve atisinden bihaber olarak nefesin zerkeden, haktan bihaber edepsizler
Etrafı kuşatmış, içinde ki sancıyı bir tarafa atmış, ruhuna bigane kalmış kefilsizler
Nerde depdebe, nefsi bahane, konuşmak için hal-i edep nerede, dertsiz midir sefiller



Yıllardır susma hakkımı kullandım, yanılmadım
Üzerime abanan nefeslere hayretle baktım, yaşadığım an için ruhumdan utandım
Ağzını açarak sakız çüğneyen zevatı tanıdım, onca borçluyken asvatasına şaştım
Çoluk çocuğunun vehimlerinden, alenen alay etmelerinden ve heveslerinden kaçtım



Biran ruhunu teslim eden, onca müddeti hatırladım
Neden bu kadar densizlik salkım saçak olduğunu hayıflanarak kalbime bıraktım
Kuytu köşeleri aradım, nefesin sahibinin bahşettiği mühleti andım ve öyle ağladım
Neden bu kadar bedbindir bu nefesler, terbiyeye aç nefisler, ölümden mi habersizler



Mustafa CİLASUN