Avunmak mı istiyorum yoksa, çıldırtan duyarsızlıkta, ıssız sokaklarda
Hınca hınç dolmuş vapurlarda, aldırmaz gönüllerin sarhoş naralarında
Bir elinde ruj vebir diğerinde ayna, aranıyor berduş, yitiklik sancılarıyla
Çık gel deyor adeta, bul yüreğimi düştüm ocağına, yılgın hıçkırıklarıyla


Ah şu dalgalar, yüreğimi dağlayan ve gözlerimden kan akıtan acı çığlıklar
Nerdesiniz, hangi aşkın sezgisiniz, yıllara sari sessizliğinizdedir korkular
İçli yakarışlar başlıyor, gözler hasretin didarında ne fesleniyor,sükuttalar
Ratası bilinmeyen bir yolda, umut bizarlığı korkuysa, niyetlenip başlama


Gözlerim süzüldükçe, dilim çekiliyor birden bire kendi sessizliğine ne var
Niye mahzunluk yüreğimde ve enginliğin yelpazesinde başlıyor sıra dağlar
Ağlamak vaktidir, düşünmek akıl işidir, hissetmekse gönülden gelir bağlar
Kime sesleniyorum, kaybolmuşluğun sızısındayım, ruhum hıçkırığa başlar


Gitme dur desen ve gönül dilinden sürur bahşetsen, bir nebze olsun gülsen
Heveslerimi derdest edip demlesem, ruhumun derinliğinde aşkı nefeslensem
Artık yeter desem,yılgın gönlümü hakikatin sesine teslim etsem ve göçsem
Kalbi suskunluğumu,ruhumun düştüğü kuyuları aşka havale etsem, gitsem


Arif o ki, dünya kaygısını gönlünde sevdaya havale eder,nefsi aşikar eğler
İlmin gailesiyle hukukun şevkine erer, meclislerde irfandan aşkla söz eder
Ne gıybet eder, ne gönül için ah çeker, derdin rahmet olduğundan bahseder
Ömür denen nimeti aşkla ihsan eder, sevgi dilinin edebini önceler ve öğütler


Nisa için elhak mağfiret diler, nişanesinden övgüyle söz eder,suhulet diler
Şefkatin menbaı, hamiyetin odağı, hizmetin gadası olarak gönülden söyler
Emanetin tevdi edilmesine, nasip gerekçesine, umutlar gayretine havale der
Nisasız nur olur mu, gönül mahzunluğu yar olur mu,yalnızlık şad olur muyu işler



Mustafa CİLASUN