tutulur nefesler
kararınca eşya bir bir
söylenecek sözler dökülüverir
yok istemem hiçbirşeyini
ver yalnızlığımı al gölgeni
ben yüreğimi güneşimle ısıttım
o hira oldu...titredim
o medineye hicretim
tutulur nefesler,
duyulunca nefesi bilalin.
kütük demezmi ne dir halin
inlemez misin yokmu hasretin
dağlar yüklenseydi parçalanırdı
yuvarlanırdı..
senin taştan damı katı kalbin
o taşlarki yarılırda içinden pınarlar çıkar..
gözünden de akmaz yaş senin
....
her adımın sıratttan kayar
tutulur nefesler...
zerreler tartına konar
umulur uzatsa kutlu elin
bakmaya varsa yüzüne mecalin
edebinden haya eylerde
açmaz kimbilir defterin
ferman gelene dek
tutulur nefesler
etinden et koparsalar gam mıydı ey nefsim
O'na ümmet demek; yâr olmakdı
bâr olmanın enkazında ezildin
başın eğki tâ arzın en derinine
hicabı öğrensin
sen senden uzakken
bilinendin
yok olmak dı tek çare divanında kalmaya
daha ateşi görmeden utancından yanmaya
tutulurdu nefesler
karadığında dünya
anıldığında adın
ey nefsim kalk uyan
sen hala rüyadasın...