Orjinal boyutu icin tiklayin 900x558px.
Gönül Dilinden Sürur Bahşetsen…






Ah şu dalgalar,
Yüreğimi dağlayan
Ve gözlerimden kan akıtan acı çığlıklar

Neredesiniz,
Hangi aşkın sezgisiniz,
Yıllara sâri sessizliğinizdedir korkular

İçli
Yakarışlar başlıyor, gözler
Hasretin didarında nefesleniyor, sükûttalar

Rotası
Bilinmeyen bir yolda,
Umut bizarlığı korkuysa, niyetlenip başlama

Gözler
Süzüldükçe, dilim
Çekiliyor birden bire kendi sessizliğine ne var

Niye
Mahzunluk yüreğimde
Ve enginliğin yelpazesinde başlıyor sıra dağlar

Ağlamak
Vaktidir, düşünmek
Akıl işidir, hissetmekse gönülden gelir bağlar

Bilmem ki
Kime sesleniyorum,
Kayıplar sızısındayım, ruhum hıçkırığa başlar

Gitme
Dur desen ve gönül
Dilinden sürur bahşetsen, bir nebze olsun gülsen

Bir lahzada
Heveslerimi derdest edip
Demlesem, ruhumun derinliğinde aşkı nefeslensem

Artık
Yeter desem, yılgın
Gönlümü hakikatin sesine teslim etsem ve göçsem

Artık
Kalbi suskunluğumu,
Ruhumun düştüğü kuyuları aşka bırakıp gitsem

Arif o ki,
Dünya kaygısını
Gönlünde sevdaya havale eder, nefsi aşikâr eğler

İlmin
Gailesiyle hukukun
Şevkine erer, meclislerde irfandan aşkla söz eder

Ne gıybet eder,
Ne gönül için ah çeker,
Derdin rahmet olduğundan gönüllere bahseder

Ömür denen
Nimeti aşkla ihsan eder,
Sevgi dilinin edebini önceler ve idrak için öğütler

Mustafa Cilasun