Orjinal boyutu icin tiklayin 960x539px.
Dağlar ve vadilerde yaşayan






Eşi…
Asabiyeti olan biriydi
Yıllar sabrı ve metaneti öğretmişti
Düşünce ve suallerini en uygun vakit için biriktirmişti
Çaresizdi, geri dönüşü olmayan bir beraberlikti, neticesi kötüydü
Babası katı yürekli bir insandı, yetiştiği şartlara göre vaziyet alan heyecandı
Annesi zaten varlığı dahi fark edilmeyecek kadar sessiz ve hizmete adanmış bir vicdandı
Dünürcülerin hatırı olduğu için ve artık uzaması istenilmediğinden, o an karar verilmişti
Kız kendi halinde, derin hülyalar âleminde, bazen hayvanların ve bazen de tarlanın işlerinde nefeslenirdi
Kendisine hiç söz hakkı verilmeden evlenmesi kesinleşmişti, damat adayı inşaatlarda çalışan biriydi
Yabancı ten ve ümitlerin bir araya gelmeleri, yabancılık içinde evlilik yoluna girmeleri tabii olan adetti
İnsan, ruhuna ve kalbine, hissiyat âlemine, fikir ve düşüncelerine göre var olan, kıymet kazanan değerdi
Dağlar ve vadilerde yaşayan insanların bağrı yufka yürekli olması gerekirken, duyguları gelişmiş olması gerekirken
Her ne hikmetse asabiyet ve cehalet ziyadesiyle ön planda ve sinelerde muhafaza edilen mizaç olarak belirginleşiyordu
Kadın en büyük bir değerken, hayatın bizzat kendisiyken, efendimiz tarafından en değerli görülmüşken, batının kilise anlayışı hâkimdi
Kırsal kesimlerde görev yapan imamlar ve öğretmenlerde şartlara uygunluk gösterdiklerinden tekâmül fazlasıyla gecikiyordu
Bu kadın bahtına razı olarak yaşamak zorunda bırakılmaları zülümdür, hak ve hukuku hiçe sayıldığı için insanlığı ötelenmiştir
Kendi azim ve iradesine göre bir takım tercihler yapmaya kalkışsa, itham ve isnatlarla dışlanan ve yok olması istenen biçaredir…

Mustafa Cilasun