AŞK. EVET!
Ey sevgilim şunu bil seninle yaşıyorum

Adımlarımı çözen sensin ayaklarımdan
Geçiriyorum seni gururun taklarından
Sende doğrulanıyor bendeki her bir yorum

Sözlerimin içinden bazen çözülüyorsun
Ve sana bulaşıyor ellerim neyi tutsa
Ağlamaklı sesimde sanki sen gülüyorsun
O güzel gözlerindir çiçeklenen umutsa
(Sedat Umran)



Aşk. Evet!..

Yüreğinin tozlu yollarında yürürken ayağına takılan kıymıktan ayırdet aşkı.
Ya da bir gülün dikeniyle kanayan parmak ucundan sızan şeyin aşk olduğunu farket...
Şizofren uykularda, gecelerde ve gündüzlerde kulağına takılan sessiz uykuların adıdır aşk.
Ya da kendine rakip gördüğün bir yanılsama...
Çırpınan yüreğinin sonsuz ve sorunsuz bir limana yanaşması...
Şahdamarının atışından tanı aşkı: Tıpkı öncekilere benzemeyen...
İçinde giderek büyüyen boşluğu dolduran şey ne ise, odur aşk.
Bütün kayıpların ardından bir daha gitmemecesine gelip sana sığınan cılız fakat kudretli

teslimiyettir aşk...
Kendim için derken, birden ona doğru yönelmektir; onunla aynı sesi paylaşmaktır...

...

Aşk. Evet!

Gecelere mil çeken bir uykusuzluk nöbetinin ardından neden uyuyamadığını anlamamak ve
anlatamamaktır çoğunda...
Özlemenin nasıl bir özlemek olduğunu veya sevmenin nasıl bir sevmek olduğunu da...
Küçük kayboluşların ardından sanki kıyametler kopacakmış gibi korkarak beklemek ve hiçbir
şey yapamadan sadece düşünmek.
Ayrılık otundan sürekli kaçarak dibe, en dibe, dibin de dibine sığınmaktır aşk.
Yalanlar söylemektir kontrol edemediğin duygularının karşısında:
- Ben mantıklıyım, esir olmam kendi dışımdaki gerçeklere diyerek...
Aşk, duygunun kuvveti karşısında böylesi yalanlara inanmaktır çoğunda ama bitimsiz bir
çoğalmadır içe doğru...
Kibir ve gurur kulelerinden inmektir aşkın bir tanımı da: Geniş ve uçsuz-bucaksız bir ovada
sonsuz bir koşuya çıkmak, tozu dumana katmaktır...
Geceleri uyumamaktır, uyunduğunda bir sevgili ile paylaşmaktır en güzel düşleri.
...

Aşk. Evet!

Sığınmaktır aşk: Hem de sığınmanın bütün teslim oluş şartlarını kabul ederek.
Yüreğe sığınmak, ele sığınmak, söze sığınmak ve bir omuza sığınmak...
Kışkırtılmış hayat karşısında kendini bilmek ve yorumlamaktır aşk.
Ezilmiş, kapılardan kovulmuş, hep yenilmişlerin işidir biraz da...
Dünyayı elde etmeye çalışan isteklerin son bulduğu bir vadidir ve biraz da dünyadan
geçmektir...
Yüreğin sürgülerini bir bir açmaktır, ilk öpücüklerin şefkatiyle zangır zangır titremektir,
kırılan hayat zincirlerini birlikte bağlamaktır...
Ve en çok da birlikte ağlamaktır...
...

Aşk. Evet!

Kalbe hücum eden isyan ordularının seslerini duymadan, onların emrine girmeden ve
kaçarak bu seslerin ürkütücülüğünden kendi içine dönmektir aşk...
Sessizce kapatılan bir kapının ardında dünyayı yeniden keşfetmek, okyanuslara yeniden
şekil vermek, insana rağmen yapılan bütün savaşları yeniden yorumlamak ve en önemlisi
onurlu bir başkaldırmadır...
Belki hiç açmayacağımızı düşündüğümüz kendimize ait sandığın kilidini yüce bir düş için
aralamaktır.
Bir sevgili karşısında dudağın kuruması, kalbin bütün eczalar hazır olsa bile onulmaz bir
acıyla sınanması, kıskançlık toplarının habire yürek tellerine çarpmasıdır aşk...
Aşk, kalbin üstündeki kum saatinin her gün biraz daha dolup boşalması ve her zaman seni
yeni diriliklere götürmesidir.
...

Aşk. Evet!

Yanlış bir dünyada, yanlış insanlarla oynanan oyundan sıkılmaktır ve bu oyunu kendin için
yeniden kurgulamak ve hayatın ötesinde bir platoda yeniden canlandırmaktır.
Alışkanlıklarından vazgeçmektir çoğu zaman, yeni alışkanlıklarla tamamlandığına inandığın
duygularını kontrol etmek, bu duyguları yaşarken yeni bir hayatın içinde olduğunu
hissetmek...
Aşk acıdır her zaman; yarına çıkacak bütün engellerle karşında duran fakat onlarla baş
edecek gücü her zaman sana şırınga eden kutsal bir güç...
Kalbindeki eski sevdaların gölgesini kazıyıp atmaktır aşk; ancak o zaman ıskaladığın hayatı
yeniden anlamlandırmak ve seni yarına çıkaracak sonsuz mutluluk işaretine sarılmak denen
şeyi anlarsın.
Kalbindekini saklamadan söylediğin şarkıların içinde kendini bulmaktır aşk.
Elinden kayıp giden ve artık yitikler arasında olduğunu bildiğin değerlerini yeniden hatırlamaktır.
Sonsuz bir pencere kenarında, sana kocaman okyanustan bir elbise dikmeye çalışan sevgiliyi düşlemektir aşk...
...

Evet. Aşk!

Karanlık boşluklarda bir sevgili hayalinin tebessüm ettirdiği deli zamanlardan çıkma bir
masaldır...
Bütün kabusları, bütün ağlamaları, bütün yalnızlıkları, bütün mutsuzlukları onun büyüsüyle
sonsuzluğun çukuruna atmaktır.
Üstünde dolaştığın yerkürede keşfedilmemiş bir yeni zaman çağlayanı gibi gürül gürül
akmasıdır içinin...
En ince detayı bile düşünülmüş bir aşk romanı okumaktır...
Bütün acı ve yaşanması istenmeyen gerçekler arasında kendine özgü bir yol bulup nehirler gibi akmaktır.
Seni senden alıp, senden de kutsal bir yolculuğa çıkaran ilahi sırdır aşk...
Aşk ki, öncesiz ve sonrasız bir teslimiyettir...

Özcan ÜNLÜ