Mezheplerin dinleştirilmesi

Aşağıdaki röportaj B.Bayraklı'nın çok cesur olmasa da varolan genel anlayışı sarsan bazı açıklamaları içerdiğinden bana ilginç geldi.Gereksiz yerler çıkarılmıştır. Mezhepler 'din' haline getirildi. Kuran-ı Kerim'i egemen kılarsak, mezhepler dökülecek. Kuran'dan ...


  1. Alt 07-21-2008, 17:42 #1
    RisilacNamyelus Mesajlar: 4
    Aşağıdaki röportaj B.Bayraklı'nın çok cesur olmasa da varolan genel anlayışı sarsan bazı açıklamaları içerdiğinden bana ilginç geldi.Gereksiz yerler çıkarılmıştır.

    Mezhepler 'din' haline getirildi. Kuran-ı Kerim'i egemen kılarsak, mezhepler dökülecek. Kuran'dan bilgiyi alırsak, hataları ortaya çıkacak.

    -Müslümanlığın ilk günlerinden bu yana yaklaşık 1500 yıl geçti. O günden bugüne bütün bilgilerin hiçbir çarpılmaya, eksilmeye uğramadan ulaştığına emin miyiz?

    Kuran için kesin eminiz. Peygamberimizin özellikle namazla ilgili tatbikatı konusunda da kesin eminiz. Ancak peygamberimiz bazı şartlar altında bazı farklı uygulamalar yaptı. Mesela seferi olduğu zamanlar namazı iki rekata eksiltti. Mesela aptes alırken üzeri kanadığında, bazen 'Aptesim gitmiştir' dedi, 'bazen gitmemiştir' dedi. Yani peygamberimiz bize alternatif yollar sundu. Ama daha sonra gelen âlimler, kendilerinin bir varlık olduğunu hissettirmek için bazı konuları, ibadetleri zorlaştırdılar. Apteste eli bir defa yıkamak yeterliyken, yok şu kadar yıkayacaksın gibisinden zorunlu olmayan bazı şeyleri zorunlu hale getirdiler. 'Kadın camiye giremez' diyenler de oldu. Hacda ve kurbanda da böyle mübalağalar yapıldı. İyi ki âlimlerin bu yanlış fetvaları Kuran'a girmemiş.

    -Girseydi ne olurdu?

    Girseydi, din ortadan kalkardı. Yahudilik ve Hıristiyanlıkta böyle oldu. İncil'i, Mukaddes Kitap'ı okuyun. Onlara neler neler girmiş. Kaç tane İncil var. Yuhanna'nın İncili, Luka'nın İncili, Markos'un İncili var. İnsanın İncili olur mu? Oluyor işte.

    -İslamiyet'te de mezhepler var. Mezhep, 'görüş' demek. Bu mezhepler, Kuran'da yer almadığı halde kendi yorumlarını insanlara 'din' gibi sunmadılar mı?

    Aynen öyle. Biz bununla mücadele ediyoruz zaten. 'Dini parçalayamazsınız, kendi görüşünüzü bize din olarak satamazsınız. Yorumlarınız yanlış' diyoruz. İyi ki Kuran elimizde de, biz, dini kaynağından alabiliyoruz. Bugün Şiilik Alevilik, Vahabilik, Ehl-i Sünnetçilik... Bunlar din adına kutsanıyor. Bir hoca televizyona çıkıyor, 'Ben burada İmam-ı Azam'a göre konuşuyorum' diyor. 'Kuran'a göre konuşuyorum' demiyor. Halbuki Kuran'ı gönderen Allah. Bir din Allah'a göre konuşulur, mezhebe göre konuşulmaz.

    -Hanefilik, Şafilik, Hambelilik, Malikilik... Bütün bu mezhepler hep büyük imamların görüşü. Bizde de devletin Diyanet İşleri Başkanlığı, Hanefi mezhebine göre konuşmuyor mu? Diyanet, Hanefi mezhebine göre görüş açıklayıp, fetva vermiyor mu?

    Öyle tahmin etmiyorum, ama vermemeli... Evet veriyor. Bakın... Hanefi mezhebine göre dünyevi hukuku, İslam hukukunu konuşabilirsiniz. Din konuşamazsınız. Dini ancak Kuran'a ve peygambere göre konuşursunuz. Maalesef böyle değil. Allah bunun olacağını bildiği için 'Ey inanlar, Allah'ın ve peygamberin önüne geçmeyin' diyor. Dinde kendi fetvanızı, görüşünüzü benim hükmümün önüne geçirmeyin diyor. Mezhepler, imamların görüşünü yansıtırlar. İmamlar bir yorumdur, fetvadır. Bunlar din değildir. Eğer İmam-ı Şafi'nin, İmam-ı Azam'ın,İmam Hambeli'nin, İmam Maliki'nin dediği din olursa, biri diğerinin fikrini kabul etmediği için, bu mezhepler birbirinin kâfiri olurlar. Bugün yaşanan bu. Mezhepler din yapıldı, din haline geldi. İlim adamı olarak bizim çabamız dinde Kuran'ı egemen kılmak, Hz. Muhammet'i gölgede bırakmamak.

    -O zaman mezheplere ne olur?

    O zaman mezhepler dökülecek. Mezhepler İslam'ı yanlış yorumladıklarını, insanları böldüklerini anlayacaklar. Biz bilgiyi Kuran-ı Kerim'den aldığımız müddetçe, mezheplerin hataları ortaya çıkacak.

    -Namaza dönersek... Kadının namaz kılarken başını örtmesini söyleyen bir ayet var mı Kuran'da?

    Kadınlar namaz kılarken başlarını örtecek diye bir ayet yok. Çünkü kadın zaten başını örter. 1994'te televizyonda sizin 'Dinamit' isimli programınızda iki hafta üst üste kadın başını kapatacak mı, kapatmayacak mı konusunu tartışmıştık hatırlarsanız. Kadın başını Nur Suresi'nin 31'inci ayet-i kerimesine göre kapatacak. İbadetini yaparken de öyle yapacak demektir bu. Bu bir yorum değildir, ayete mana vermektir.(?)

    -Evet, kadının başını örtmesi konusunu sizin de dahil olduğunuz konunun ehli olan konuklarla Kanal D'de iki hafta üst üste sekiz saate yakın tartışmıştık. Ama sizler Kuran'a göre kadının başını nasıl örteceği konusunda bir ortak görüşe varamamıştınız. Kimi örtünmeden, göğüs dekoltesini kapatmayı, kimi kulak memesine, saçın tek bir teline varıncaya kadar başın kapatılmasını anlıyordu. Nitekim şimdi de Kuran'ı sizin gibi anlamayan ilahiyatçılar var. Prof. Salih Akdemir, 'Ben başörtüsünün farz olmadığına inanıyorum. Kuran'da bu konu bir öneridir' diyor.

    Hayır, 'Kadın, başörtüsünü başına koysun' diye emir var Kuran'da.(?) Ama başına şal da koyabilir, başını örtüyle de sarabilir. Saçının teli görünmeyecek diye bir şey yok. Saçının önünü, kulaklarını gösterebilir. Kadın başını örtsün de istediği gibi örtsün.


    -Peki Kuran'a göre başı açık namaz kılmak günah mı?

    Günahtır demek doğru olmaz. Günah kavramı ayrı bir şey. Mesela aptes almadan namaz kılarsanız, namazın secdesini yapmazsanız buna günah denmez. Buna, 'Namazınız olmadı' denir. Çünkü sistemi bozuyorsunuz. Örtünme farzdır.(?) Namaz kılarken bunu ihmal ederseniz namazınız bozulur.(?)

    -Başı açık namaz kılınırsa namazın olmayacağını söyleyen kaynak kitap nedir?

    Böyle bir kitap yok. Fakat peygamberimizin uyguladığı namaz kılma sistemi budur. Kadının avret yerlerini kapaması gerekiyor. Kadının başı avret yeri kabul ediliyor. Evinizde başı açık namaz kılabilirsiniz. Sakınca yok. Bu konu sosyal hayatta önemli.

    -Kuran-ı Kerim'de kesin bir söz olmadığına göre, bir Müslüman kadının camide başı açık namaz kılmasını yasaklayabilecek bir otorite var mı İslam'da?

    Otorite diye bir olay yok. Kimse yasaklayamaz. Kadın başı açık camiye gider ve namazını kılar. Başı açık namaz kılanı engelleyemeyiz. Başı açık namaz kılan bir kadına, 'Sen camiden çık' diyemeyiz. Kimsenin böyle bir şeyi deme yetkisi yok.

    -Peki... Allah'ın emri çok açık, 'Namaz kılın' diyor. Allah'ın emrini yerine getiren bir kadına başı açık diye engel olmaya kalkan biri, din adına Allah'ın emrine karşı çıkmış olmaz mı?

    Olur. Kimse kimseye engel olamaz. Biz, insanlara namazın şeklini öğretiriz. Örtünmesini söyleriz. Sonra nasıl kılacaksa kılar. Kimse bir şey diyemez...

    -Bir de kadınların erkeklerle birlikte namaz kılması meselesi var. Kuran, kadınların erkeklerle namaz kılmasını yasaklıyor mu?

    Hayır yasaklamıyor. Kuran'da öyle bir ayet yok. Ama peygamberimizden bugüne bozulmayan gelen bilgi şudur. Kadın camide kendine ayrılmış yerde namazını kılar. Peygamberimiz döneminde, kadınla erkek aynı mahalde namaz kılmıştır ama aynı safta kılmamıştır. Kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmaması tabiat gereğidir. Tabiata aykırı olduğu için, kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmasını din sakıncalı görür. Bir kadın önümde veya yanımda namaz kılarken, benim namaza konsantrasyonum olmaz. Kadın, erkeği etkiler. Bu iş doğa meselesidir. Kuran, doğayı çiğnemez. Din, insanın doğasına göre hareket eder. Zaten din, tabiat kanunu anlamına da gelir. Allah-u Taala insanın doğasını esas almıştır ve prensipleri koymuştur. Meseleye erkek olarak bakamıyorsunuz.....

    -Amerika'da iki ayrı yerde iki kadın imam cemaate namaz kıldırdı. Bunu yasaklayan bir ayet var mı?

    Yok efendim, böyle bir ayet yok.İslam anlayışının, ibadet biçimlerinin sorgulandığı bir çağa giriyoruz galiba. Kadınların sosyal hayatta güçlenmeleri, İslam kültürünün kadına geleneksel bakışını zorluyor. Bu çağda kadınları eve kapatmak, çarşafa sokmak, sesini bile namahreme duyurmasını engellemek mümkün mü?

    Bu anlayış İslam'a aykırı. Kuran'da, Peygamber'in uygulamasında bu yok ama hayatın içinde var. Kadına yanlış bakış açısı biraz da Arap kültüründen kalmış bir olaydır.

  2. Alt 07-21-2008, 22:13 #2
    el_feta Mesajlar: 1.168
    esselamu aleyküm...
    öncelikle hoşgeldiniz...
    İslamı anlamanın yollarından biri de hadislerdir...hadisleri görmezden gelirseniz,namaza salat deyip bunun karşılığını da dua yaparsınız...
    kadının imamlığından,başı açık namaz kılmasından bahsetmişsiniz...
    eski köye yeni adet diye buna diyorlar herhalde...
    mezheplerin katışlaştığı,dinleştirildiği belki,doğrudur,buna genel anlamda katılırım...lakin,tabu yıkacağız diye dinin asli unsurlarını da beraberinde götürmeyi,bilmeden yapılıyorsa çok büyük bir cehalet yok eğer bilerekse çok büyük bir hadsizlik olarak değerlendiriyorum...
    kuran ve islam üzere ilk ve en derin düşünen siz değilsiniz efendim...
    işin fıkhi boyutuna girmeyeceğim bile...kannatimce çok açık mesleler... tavsiyem donuklaşan bu dine daha doğrusu müslümanlara ve kaynaklara karşı daha itidalli ve edepli, yaklaşmanızdır...körü körüne bağlanmak YOBAZLAŞMAK olacağı gibi,bişeylerin değişken olacağını gösterirken hayli kaypak bir zemin oluşturmak da YOZLAŞMAKTIR...
    denge...ne ifrat ne de tefrit...her konuda...

    Konu el_feta tarafından (07-21-2008 Saat 22:16 ) değiştirilmiştir.
  3. Alt 07-21-2008, 22:42 #3
    xyzt Mesajlar: 384
    RisilacNamyelus´isimli üyeden Alıntı
    Aşağıdaki röportaj B.Bayraklı'nın çok cesur olmasa da varolan genel anlayışı sarsan bazı açıklamaları içerdiğinden bana ilginç geldi.Gereksiz yerler çıkarılmıştır.

    Mezhepler 'din' haline getirildi. Kuran-ı Kerim'i egemen kılarsak, mezhepler dökülecek. Kuran'dan bilgiyi alırsak, hataları ortaya çıkacak.

    -Müslümanlığın ilk günlerinden bu yana yaklaşık 1500 yıl geçti. O günden bugüne bütün bilgilerin hiçbir çarpılmaya, eksilmeye uğramadan ulaştığına emin miyiz?

    Kuran için kesin eminiz. Peygamberimizin özellikle namazla ilgili tatbikatı konusunda da kesin eminiz. Ancak peygamberimiz bazı şartlar altında bazı farklı uygulamalar yaptı. Mesela seferi olduğu zamanlar namazı iki rekata eksiltti. Mesela aptes alırken üzeri kanadığında, bazen 'Aptesim gitmiştir' dedi, 'bazen gitmemiştir' dedi. Yani peygamberimiz bize alternatif yollar sundu. Ama daha sonra gelen âlimler, kendilerinin bir varlık olduğunu hissettirmek için bazı konuları, ibadetleri zorlaştırdılar. Apteste eli bir defa yıkamak yeterliyken, yok şu kadar yıkayacaksın gibisinden zorunlu olmayan bazı şeyleri zorunlu hale getirdiler. 'Kadın camiye giremez' diyenler de oldu. Hacda ve kurbanda da böyle mübalağalar yapıldı. İyi ki âlimlerin bu yanlış fetvaları Kuran'a girmemiş.

    -Girseydi ne olurdu?

    Girseydi, din ortadan kalkardı. Yahudilik ve Hıristiyanlıkta böyle oldu. İncil'i, Mukaddes Kitap'ı okuyun. Onlara neler neler girmiş. Kaç tane İncil var. Yuhanna'nın İncili, Luka'nın İncili, Markos'un İncili var. İnsanın İncili olur mu? Oluyor işte.

    -İslamiyet'te de mezhepler var. Mezhep, 'görüş' demek. Bu mezhepler, Kuran'da yer almadığı halde kendi yorumlarını insanlara 'din' gibi sunmadılar mı?

    Aynen öyle. Biz bununla mücadele ediyoruz zaten. 'Dini parçalayamazsınız, kendi görüşünüzü bize din olarak satamazsınız. Yorumlarınız yanlış' diyoruz. İyi ki Kuran elimizde de, biz, dini kaynağından alabiliyoruz. Bugün Şiilik Alevilik, Vahabilik, Ehl-i Sünnetçilik... Bunlar din adına kutsanıyor. Bir hoca televizyona çıkıyor, 'Ben burada İmam-ı Azam'a göre konuşuyorum' diyor. 'Kuran'a göre konuşuyorum' demiyor. Halbuki Kuran'ı gönderen Allah. Bir din Allah'a göre konuşulur, mezhebe göre konuşulmaz.

    -Hanefilik, Şafilik, Hambelilik, Malikilik... Bütün bu mezhepler hep büyük imamların görüşü. Bizde de devletin Diyanet İşleri Başkanlığı, Hanefi mezhebine göre konuşmuyor mu? Diyanet, Hanefi mezhebine göre görüş açıklayıp, fetva vermiyor mu?

    Öyle tahmin etmiyorum, ama vermemeli... Evet veriyor. Bakın... Hanefi mezhebine göre dünyevi hukuku, İslam hukukunu konuşabilirsiniz. Din konuşamazsınız. Dini ancak Kuran'a ve peygambere göre konuşursunuz. Maalesef böyle değil. Allah bunun olacağını bildiği için 'Ey inanlar, Allah'ın ve peygamberin önüne geçmeyin' diyor. Dinde kendi fetvanızı, görüşünüzü benim hükmümün önüne geçirmeyin diyor. Mezhepler, imamların görüşünü yansıtırlar. İmamlar bir yorumdur, fetvadır. Bunlar din değildir. Eğer İmam-ı Şafi'nin, İmam-ı Azam'ın,İmam Hambeli'nin, İmam Maliki'nin dediği din olursa, biri diğerinin fikrini kabul etmediği için, bu mezhepler birbirinin kâfiri olurlar. Bugün yaşanan bu. Mezhepler din yapıldı, din haline geldi. İlim adamı olarak bizim çabamız dinde Kuran'ı egemen kılmak, Hz. Muhammet'i gölgede bırakmamak.

    -O zaman mezheplere ne olur?

    O zaman mezhepler dökülecek. Mezhepler İslam'ı yanlış yorumladıklarını, insanları böldüklerini anlayacaklar. Biz bilgiyi Kuran-ı Kerim'den aldığımız müddetçe, mezheplerin hataları ortaya çıkacak.

    -Namaza dönersek... Kadının namaz kılarken başını örtmesini söyleyen bir ayet var mı Kuran'da?

    Kadınlar namaz kılarken başlarını örtecek diye bir ayet yok. Çünkü kadın zaten başını örter. 1994'te televizyonda sizin 'Dinamit' isimli programınızda iki hafta üst üste kadın başını kapatacak mı, kapatmayacak mı konusunu tartışmıştık hatırlarsanız. Kadın başını Nur Suresi'nin 31'inci ayet-i kerimesine göre kapatacak. İbadetini yaparken de öyle yapacak demektir bu. Bu bir yorum değildir, ayete mana vermektir.(?)

    -Evet, kadının başını örtmesi konusunu sizin de dahil olduğunuz konunun ehli olan konuklarla Kanal D'de iki hafta üst üste sekiz saate yakın tartışmıştık. Ama sizler Kuran'a göre kadının başını nasıl örteceği konusunda bir ortak görüşe varamamıştınız. Kimi örtünmeden, göğüs dekoltesini kapatmayı, kimi kulak memesine, saçın tek bir teline varıncaya kadar başın kapatılmasını anlıyordu. Nitekim şimdi de Kuran'ı sizin gibi anlamayan ilahiyatçılar var. Prof. Salih Akdemir, 'Ben başörtüsünün farz olmadığına inanıyorum. Kuran'da bu konu bir öneridir' diyor.

    Hayır, 'Kadın, başörtüsünü başına koysun' diye emir var Kuran'da.(?) Ama başına şal da koyabilir, başını örtüyle de sarabilir. Saçının teli görünmeyecek diye bir şey yok. Saçının önünü, kulaklarını gösterebilir. Kadın başını örtsün de istediği gibi örtsün.


    -Peki Kuran'a göre başı açık namaz kılmak günah mı?

    Günahtır demek doğru olmaz. Günah kavramı ayrı bir şey. Mesela aptes almadan namaz kılarsanız, namazın secdesini yapmazsanız buna günah denmez. Buna, 'Namazınız olmadı' denir. Çünkü sistemi bozuyorsunuz. Örtünme farzdır.(?) Namaz kılarken bunu ihmal ederseniz namazınız bozulur.(?)

    -Başı açık namaz kılınırsa namazın olmayacağını söyleyen kaynak kitap nedir?

    Böyle bir kitap yok. Fakat peygamberimizin uyguladığı namaz kılma sistemi budur. Kadının avret yerlerini kapaması gerekiyor. Kadının başı avret yeri kabul ediliyor. Evinizde başı açık namaz kılabilirsiniz. Sakınca yok. Bu konu sosyal hayatta önemli.

    -Kuran-ı Kerim'de kesin bir söz olmadığına göre, bir Müslüman kadının camide başı açık namaz kılmasını yasaklayabilecek bir otorite var mı İslam'da?

    Otorite diye bir olay yok. Kimse yasaklayamaz. Kadın başı açık camiye gider ve namazını kılar. Başı açık namaz kılanı engelleyemeyiz. Başı açık namaz kılan bir kadına, 'Sen camiden çık' diyemeyiz. Kimsenin böyle bir şeyi deme yetkisi yok.

    -Peki... Allah'ın emri çok açık, 'Namaz kılın' diyor. Allah'ın emrini yerine getiren bir kadına başı açık diye engel olmaya kalkan biri, din adına Allah'ın emrine karşı çıkmış olmaz mı?

    Olur. Kimse kimseye engel olamaz. Biz, insanlara namazın şeklini öğretiriz. Örtünmesini söyleriz. Sonra nasıl kılacaksa kılar. Kimse bir şey diyemez...

    -Bir de kadınların erkeklerle birlikte namaz kılması meselesi var. Kuran, kadınların erkeklerle namaz kılmasını yasaklıyor mu?

    Hayır yasaklamıyor. Kuran'da öyle bir ayet yok. Ama peygamberimizden bugüne bozulmayan gelen bilgi şudur. Kadın camide kendine ayrılmış yerde namazını kılar. Peygamberimiz döneminde, kadınla erkek aynı mahalde namaz kılmıştır ama aynı safta kılmamıştır. Kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmaması tabiat gereğidir. Tabiata aykırı olduğu için, kadınla erkeğin aynı safta namaz kılmasını din sakıncalı görür. Bir kadın önümde veya yanımda namaz kılarken, benim namaza konsantrasyonum olmaz. Kadın, erkeği etkiler. Bu iş doğa meselesidir. Kuran, doğayı çiğnemez. Din, insanın doğasına göre hareket eder. Zaten din, tabiat kanunu anlamına da gelir. Allah-u Taala insanın doğasını esas almıştır ve prensipleri koymuştur. Meseleye erkek olarak bakamıyorsunuz.....

    -Amerika'da iki ayrı yerde iki kadın imam cemaate namaz kıldırdı. Bunu yasaklayan bir ayet var mı?

    Yok efendim, böyle bir ayet yok.İslam anlayışının, ibadet biçimlerinin sorgulandığı bir çağa giriyoruz galiba. Kadınların sosyal hayatta güçlenmeleri, İslam kültürünün kadına geleneksel bakışını zorluyor. Bu çağda kadınları eve kapatmak, çarşafa sokmak, sesini bile namahreme duyurmasını engellemek mümkün mü?

    Bu anlayış İslam'a aykırı. Kuran'da, Peygamber'in uygulamasında bu yok ama hayatın içinde var. Kadına yanlış bakış açısı biraz da Arap kültüründen kalmış bir olaydır.

    bu nasıl bir yazıdır böyle... kime ait. herşeyi kuranda aramlısınız diye de bir ayet yok ona bakarsanız. kuranda olmayan herşeyi yapabilirsiniz diye bir sonuc çıkıyor ozaman bu yazıdan.
    yada bu yazının saihibi kendi görüşünden yola çıkarak kendi meshebini yaratıyor.
    kuranı kerimde sadece domuz eti yasaklanmış. o halde fare eti yenir diye bi sonuç mu çıkaralım?

  4. Alt 07-22-2008, 00:37 #4
    alptraum Mesajlar: 38.107
    Blog Başlıkları: 28
    Çok insafsızca bir yazı olmuş. İnsafsızlığı şu kısımda yatıyor. Kesin ve belirli olmayan ve içtihat ın gözüne parmak sokup kendi içtihadını yaratmaktır. İlk bakısta her ne kadar masum gibi görünsede muhkem yerlerde yıne kendisi açıklayıcı olup din istismarcılarına yol vermektir halbuki bu yol tamamen şeytanın yolu olacaktır denilmesinde bır sakınca olmaz insaallah.

    Bir zamanlar gazete sütunlarından Müslümanlara meydan okurcasına sorulan ve halen köşe bucak tekrarlanan bir soru vardır: “Hak bir olur; nasıl böyle dört mezhebin ayrı ayrı, bazan birbirine zıt hükümleri hak olabilir?”

    Bu soruya Bediüzzaman Said Nursi hazretleri özetle şu cevabı verir: “Bir su, beş muhtelif mizaçlı hastalara göre beş hüküm alır. Önemli miktarda su kaybeden bir hastaya su içmesi vaciptir, şarttır. Yeni ameliyattan çıkmış bir hastaya zehir gibi zararlıdır. Tıbben ona haramdır. Diğer bir hastaya kısmen zararlıdır; su içmek ona tıbben mekruhtur. Diğer birisine zararsız menfaat verir, tıbben ona sünnettir. Diğer birisine de ne zarardır ne de menfaattır. Tıbben ona mübahtır afiyetle içsin... İşte burada hak taadüt etti, birden fazla oldu. Beşi de haktır. “Su yalnız ilaçtır, yalnız vaciptir, başka hükmü yoktur.” denilebilir mi?

    Mezhep imamları İslami meseleler de değil uygulanış tarzında kendilerine göre haklı sebeplerle ihtilaf etmişlerdir. Mesela abdest alırken başa meshetmekte bütün imamlar ittifak etmişlerdir. Ancak meshin tarzında ve miktarında ihtilaf etmişlerdir.

    Abdesti bizlere farz kılan Rabbimizin, “başınıza meshediniz” emri “bi ruusikum” ibaresiyle gelmiştir. Dillerin en zengini olan Arapça'da çeşitli kelimelerin başına gelen 'b' harfi, bazan “güzelleştirmek”, bazan “bazı” manasını vermek, bazan da “bitiştirmek” manasını vermek için gelir. Abdest ayetinin “ruusiküm” kelimesinin başına gelen 'b' harfini mezhep imamlarının her biri ayrı manada anlamışlar ve bundan farklı bir uygulama ortaya çıkmıştır. Buradaki 'b' harfi her üç manaya da gelir.

    Bunun içindir ki İmam-ı Malik hazretleri: “Başa meshederken, başın tamamı meshedilmelidir. Zira buradaki 'b' harfi kelimeyi güzelleştirmek için gelmiştir. Kendi başına bir manası yoktur” der.

    İmam-ı Ebu Hanife hazretleri ise: “Bu 'b' bazı manasına gelen 'b'dir. Başın bazısına meshedilse kafi gelir” der.

    İmam-ı Şafii hazretleri ise: “Bu 'b' bitişmek manasına gelen 'b' dir. Sadece elin başa bitişmesi, birkaç kıla değmesi kifayet eder, mesh tamam olur” der. Hal böyle olunca mezhep imamlarının her birinin hak yolda oldukları, teferruattaki ayrılık gibi görünen hükümlerin bir ihtilaf konusu olmadığı kendiliğinden ortaya çıkar ve kötü maksatlı olanların iddialarını havada bırakır... (Ahmed Şahin, Hayat ve Biz, 235)

    Mesela: İmam-ı Azam (H. 80-150) bir hadise ile ilgili olarak fetva verdikleri zaman, “Bu Numan bin Sabit'in (İmam-ı Azam) reyidir. çıkarabildiğimiz reylerin en güzeli budur. Kim bundan daha güzelini ileri sürerse, doğruya daha yakın olan odur.” derdi.
    İmam Malik (Maliki mezhebi kurucusu. H.93-179), “Ben bir beşerim. Bazan hata, bazan da isabet ederim. Bu sebeple benim rey ve içtihadımı tetkik ediniz. Kitap veya sünnete uygun bulursanız, kabul ediniz, bulmazsanız reddediniz.” demiştir. (Hayreddin Karaman, Fıkıh Usulü, 33)

    Hanbeli mezhebi kurucusu İmam-ı Hanbeli (H. 164-241) ve İmam-ı Şafii hazretleri (H. 150 - 204) de hiç bir zaman iddialı konuşmamışlar ve meslektaşlarını rencide edici sözler söylememişlerdir. Daha sonra bu büyük insanların rey ve içtihatları talebeleri ve alimler tarafından bir araya getirilerek Müslümanların gönül huzuru içerisinde ibadet yapmaları temin edilmiştir.

  5. Alt 01-19-2011, 16:48 #5
    Ziyaretci
    Misafir Mesajlar: n/a
    Saygıdeğer kardeşim,

    Yazdığınız yazıyı okurken içimden geçenleri tarif etmem imkansız. Bu paylaşımınızı öncelikle insani olarak çok takdir ettim. Yazınızda bahsettiğiniz konuları genele yayma şansı bulabilseydiniz keşke.. Bu hiç kolay değil hatta şu an için imkansız bile denilebilir. O bahsetmiş olduğunuz konular üzerinden o kadar geçinen, mevki sahibi olan, insanları çevresine toplayan, menfaat sağlayan ve hatta maaş alan kişiler varken bunun gerçekten imkansız olduğunu üzülerek görmenizi istiyorum. Eminim sizlerde bunun farkındasınızdır. Allah'ın herkesin gönül gözünü açık tutması ümidiyle yaklaşmaktan başka hiç bir şansımız yok ne yazık ki. En azından bilin ki bu düşüncelerinizde yalnız değilsiniz ve umarım sonsuza dek te yalnız olmayız. İnsanlık için iyilik, sevgi ve saygıyı aşılamaya çalışan bir dünya görüşü ile bezenmesine rağmen çarpıtılıp Kur'an da bahsedilen diğer toplulukların inandıklarından farkı olmayan bir yapıya çekilmeye çalışılan Allah'ın bize bağışladığı bu dinimiz, ne yaptıklarının farkında olmayan insanlar tarafından diğer insanlara farklı gösterilmektedir. Eminim ki onlardan da çoğunluğu doğru olduğuna inandıkları şeyleri yapmaktadırlar o da ayrı bir konu. Umarım bir gün herkes doğru yolu bulur ve bütün kötülükler bu dünyadan silinir.

    Saygılar

  6. Alt 01-19-2011, 20:20 #6
    HiLaLNuRu Mesajlar: 242
    Bütün sorun çi lerde cılarda,mezhepler kötü değil mezhepçilik kötü.Allah Kuranda peygamberimin sünnetine uyun diyor,sadece o zamanda yaşayanlara mı demiş bunu,bütün çağlara hitap ediyorsa biz de muhatap oluyoruz burda.Namazın nasıl kılındığı Kuranda yazmıyor onu nasıl yapacağız.Herkes kafasına göre namaz kılsın o zaman.Bu aralar çok moda oldu peygamberi pasifize eden düşünce akımları,ilginç.

Kullanıcı isminiz: Giriş yapmak için Buraya tıklayın

Bu soru sistemi, zararlı botlara karşı güvenlik için uygulamaya sunulmuştur. Bundan dolayı bu kısımı doldurmak zorunludur.